-
51.
0@4 bak güzel kardeşim, senin ağzını yüzünü giberim
- 52.
-
53.
0bana da kanıtlayın lan ben de ateist olmak istiyorum
-
54.
0allah çarpsınki yok la
-
55.
0senden adam olmaz o.ç
-
56.
0şimdi omzunda bişe hissedeceksin.
ayağı kalkabilirsin sir zeusvari artık bir ateistsin. -
57.
0@2 ben müslümanım dedim mi yarram? sen bana ilk canlının nasıl ortaya çıktığını anlat.
-
58.
0@5 evrim teoridir, henüz ıspatlanmamıştır, ıspatlanamazda
-
59.
0
-
60.
0ne vardır ?
-
61.
0amcık sen allah var diye bir saçma sapan iddia ortaya atıyorsun sen kanıtlıyacaksın varlıgını. kanıtlayamıyorsan yoktur demektir.
-
62.
0@18 ispatlayamadığım için ben de müslüman değilim zaten panpa ama sorulacak bu sorular varken nasıl olursa tamamen inançsız olabilirim?
-
63.
0ateistler, ilk canlının nasıl oluştuğunu açıklayamıyorsanız bir güce inanıyorsunuz demektir. o güce müslümanlar allah diyor. ortalıkta hiç bir yaşam yokken durduk yere bir mikrobakteri nasıl oluşuyor? buna bir cevap veremiyorsanız allah'a inanıyorsunuz demektir.
-
64.
010) sîmâlar delîli
esasen bütün mâhlûkata teşmili mümkün iken, meseleyi müşahhaslaştırmak açısından, sadece insanı ve her insan ferdini diğerlerinden farklı kılan onun en bariz ayırıcı vasfı durumundaki sîmâsını ele alarak mevzûya yaklaşmış olalım: herhangi bir insanın sîması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine kat'iyen benzememektedir. bu kâide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten cenâb-ı hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilândır. evet, sîmâda yer alan uzuvları başka sîmâlardaki uzuvlardan ayrı yaratmak ve her gözü, mutlak surette diğer gözlerden tefrik ettirici bir özellikle teçhiz etmek, gözünde fer olmasa bile, sînesinde kalb bulunan her vicdân sahibine, bütün bunları yaratıp sonsuz hikmetlerle donatan zât'ı (cc) gösterir ve tanıttırır.. -
65.
09) temizlik delîli
i̇nsandan arza, arzdan semânın derinliklerine kadar bütün kâinattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delîl olarak, bize kuddûs ismiyle müsemma bir zât'ı (cc) anlatmaktadır.
evet, toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar.. rüzgâr, yağmur ve kar.. denizlerde aysbergler ve balıklar; fezamızda atmosfer, semada kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran mânevî esintiler, hep kuddûs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki zât-ı mukaddes'i göstermektedir -
66.
08) yardımlaşma delîli
biri birine en yakın olandan en uzak olana kadar, bütün mahlûkat birbirlerinin yardımına koşuyor. aralarında hiç münasebet bulunmayan iki ayrı varlık cins ve nev'i, böyle bir yardımlaşmada âdetâ aynı bütünün parçaları haline gelip birbirini tekmil edip tamamlıyor. düşünmeli ki, bakteriler, solucanlar ve toprak elbirliği içinde ve aynı gâye etrafında toplanıp bitkilerin imdâdına koşuyor ve bu imdâda koşuş tekerrür edip duruyor. akıl ve şuurdan mahrum bu varlıkların, aklı hayret ve şuuru hayranlık içinde bırakan bu faaliyetleri, perde arkasında vâcib-ül vücud bir zât'ın hikmet dolu faaliyetini gözler önüne sermektedir. yani bütün kâinat, bu yardımlaşma diliyle "allah" demektedir... -
67.
07) şefkat-merhamet ve rızık delîli
bütün yaratıkların ve bilhassa insanın ihtiyacı sonsuz, ihtiyarı ise bir hiç hükmündedir. öyleyken, bütün ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları hiç ümit edilmeyen yerden ve hiç ümit edilmeyen bir tarzda, kimin neye ne kadar ihtiyacı varsa, o keyfiyet ve miktarda karşılanmaktadır. yardım gönderilmesi, gönderilen bu yardımın ihtiyaca tam cevap vermesi açıkça ispat ediyor ki, bütün bu ihtiyaçlara, her şeye kendisinden daha yakın bir şefkat eli cevap vermektedir. kâinat çapında işleyen ve sonsuza kadar da işleyecek olan bu sistemli şefkat, merhamet ve rızıklandırma, bütün bu işleri yapabilme sıfatlarıyla muttasıf ve noksan sıfatlardan da münezzeh bir zât-ı akdes'i anlatmakta ve ispat etmektedir. -
68.
06) hikmet ve gaye delîli
her varlıkta kendine mahsus bir gâye, bir maksat, bir fayda ve bir netice takip edildiği göze çarpmakta ve bir zerrede dahi abes, gâyesizlik, manâsızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşâhede edilmemektedir. halbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanât dünyasında, ne de eşya ve hâdiselerde şuur ve idrâk mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin.. öyle ise, kâinattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gâyeleri ancak allah'a (cc) isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz. -
69.
0(5 in devamı )
çok büyük sanat değerine sahiptir;
çok kıymetlidir;
çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır;
çok sayıda olmaktadır;
karışık ve çeşit çeşittir;
devamlıdır.
halbuki, zâhire göre kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde sanat ve kıymet olmaması gerekir. ancak yapan allah (cc) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelir!. -
70.
05) san'at delîli
atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kâinatta ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. evet, bir baştan bir başa kâinattaki her eser:
-
bakircanda kişiliksizlik hastalığı var
-
cccrammsteinccc ve jordi el nino adlı yazarlar
-
40 yasında abınız olarak sozlugu bırakıyorum
-
keske turkiye gelseydin
-
iffeti olan kadın
-
dindar degilim yanlis anlasilmasib
-
güzel yazmış herif
-
ultra zengin olsam münzevi olurdum
-
başladıysa geç yazmalar
-
darwinizm materyalizm
-
23 yasinda genc bi ukreynali kiz
-
1 ekimden itibaren yazarların zamlı maaşı
-
vajinam olduğuna inanmayanlar var
-
aceyip iti hangi ilde okuyacan
-
keşke manifest grubundan bir kızla sevgili
-
aşkın bende
-
charlie kirk denilen adi herif
-
incici cuck aile ziyareti
-
beyler bir kızın sevdiğini nasıl anlarım
- / 1