ateist panpalarım beni ateist yapın

@19 bende ateist degilim panpa agnostiğim

sana sabahta söyledim amk. şuanda kesin olarak kanıtlanması mümkün olsaydı zaten kimse allaha inanmazdı. lakin akside kanıtlanamaz şuan.

bilim dediğin nihayetinde insanın doğayı anlamak ve manipule etmek için kullandığı bir yaklaşımdır nihayetinde her şeye bilimsel kesin cevabımız olcak diye bir şey yok amk. ilk canlının oluşma teorisi diye bir şey var araştır oku onu böyle moleküllere elektrik falan veriyolar organik bişeyler oluşuyo falan filan inanmıyosan da kendi gibinin sorunu. kimin yazdığı belirsiz bin bilmem kaç yıllık bi kitaba inanacağıma bilim adamlarına inanırım olum ben.

şakirtler gelin bi size bi çift lafım var

@66 yarram sen de metafizik bi şeyin bizi test için yarattığına inanıyosun biz sana bişey diyo muyuz? sanki çok mantıklı bişeye inanıyoda diğerine laf atıyo amcık.

@13 amk salagı bilim bilim diye gezen dünyayı kurtarcak adama bak,
%99u zararlı %1i etkisiz olan mutasyon zincirleriyle canlıların oluştuğunu savunuyosun zekaya bak
edit: ayrıca yasa nedir onuda bi ögren, sonuçta dünyayı kurtarıcaksın lazım olur

http://www.evrenvebilim.com/evrimin_reddi.html

@61 yok öyle armut piş ağzıma düş oku oku oku bak @62 yazmış onuda oku benim yazdıklarımıda oku hangisi saçma gelirse diğerine inan ben allah rızası için yardımcı olmak istedim okumaya vaktin yoksa şunları izle şimdilik daha sonra yazdıklarımın tamdıbını oku unutma http://www.youtube.com/watch?v=yxng2aeh9cg

Beyler sakin olun ben bir yaratıcı olduğunu inkar etmedim ben sadece ilk canlının nasıl ortaya çıktığını sordum.

şimdi arkana yaslan ve söyleyeceklerimi dikkatlice dinle kardeşim:

ilk canlının oluşma hikayesi aslında bir tesadüfler zinciridir. bigbang'in ardından evrene yayılan gazların bir kısmı dünyaya toplanmış sonra bunlardan bir kısmı bir araya gelerek diğerlrini oluşturmuştur.
ama nasıl?
hidrojen ve karbon gibi bzı elementler çok düşük olasılıklarla da olsa birbirlerini bulmuşlar ve reaksiyona girmişlerdir. daha sonra başka nelerle reaksiyona gireceklerini tahmin ederek o maddelere yönelmişler ve yine doğru aktivasyon enerjisini tutturarak daha büyük moleküller oluşturmuşlardır.
peki canlı formuna nasıl ulaşmışlardır?
şöyle ki;
canlının temeli proteinlerin yapısına ulaşılarak anlaşılabilir. proteinler birbir zorlukla oluşmuş amino asitlerin yine birbirini doğru şekilde tamamlaması ve ard arda dizilmesiyle akabininde de protein sentaz aktivitesi sağlayan bir enzimin devreye girmesiyle oluşmuşlardır.
burada,
hem enzimin oluşması,
hem diğer gerekli maddeler gelene kadar bozulmadan durması,
hem gerekli atp yi yerdeki fayanslardan çekmesi,
hem hepsinin aynı ortamda randevulaşması,
hem amino asitlerin oraya gelip en doğru şekilde sıraya girmesi olasılığı senin annenin karnından motorgibletle çıkma olasılığından bile düşük gözükse de gerçekleşmiş ve devam etmiştir. bilimsel olarak on üzeri eksi 70 lerle ifade edilmektir.
yani,
0.000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000001 gibi birşey.
ama yine de olmuştur ve sonra yine böyle küçük ama önemli olasılıklr biraraya gelerek,
hücreyi,
dokuyu,
organı ve
insanı oluşturmuştur.
olay aslında bu kadar basittir.*
evet,biz böyle olduk.

@26 özete ihtiyacım var panpa.

allahın varlığı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen siz kendini ateist diye adlandıran şuursuz grup yukarıdaki yazdıklarımı iyi okuyun anlamazsanız şu linke tıklayıp videosunu izleyin eğer yine inatcıysanız cenabı hak size doğru yolu göstersin inşaallah selametle video... http://us2.fmanager.net/a...2fz0164&objectid=2997

allah kuran'da herşeyi bir ölçüyle yarattığını bildirmektedir. bu ayetlerden bazıları şöyledir:

yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve onda herşeyden ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik. (hicr suresi, 19)

... allah, herşey için bir ölçü kılmıştır. (talak suresi, 3)

... o'nun katında herşey bir miktar (ölçü) iledir. (ra'd suresi,

... şüphesiz, allah herşeyin hesabını tam olarak yapandır. (nisa suresi, 86)

çevremizdeki bitkilere, ağaçlara baktığımızda, dalların ve yaprakların gelişigüzel, incin bir şekilde dizilmiş olduklarını düşünebiliriz. oysa, her ağaçta, hangi dalın nereden çıkacağı ve yaprakların dal çevresindeki dizilişleri, hatta çiçeklerin simetrik şekilleri dahi belirli sabit kurallar ve mucizevi ölçülerle belirlenmiştir.

bitkiler ilk yaratıldıkları günden beri bu matematik kurallarına harfi harfine uyarlar. yani hiçbir yaprak veya hiçbir çiçek tesadüfen ortaya çıkmaz. bir ağaçta kaç dal olacağı, dalların nereden çıkacağı, bir dal üzerinde kaç yaprak olacağı ve bu yaprakların hangi düzenlemeyle yerleşeceği önceden bellidir. ayrıca her bitkinin kendine özgü dallanma ve yaprak diziliş kuralları vardır.

bilim adamları bitkileri sadece bu dizilişlerine göre tanımlayıp sınıflandırabilmektedirler. olağanüstü olan ise, örneğin çin'deki bir kavak ağacı ile i̇ngiltere'deki bir kavak ağacının aynı ölçü ve kurallardan haberdar olmaları, aynı oranları uygulamalarıdır (!). her bitkiyi kendine özgü matematiksel hesaplarla en estetik şekilde yaratan, tüm bu estetiğin ve kusursuz hesaplamalarla yapılan tasarımın sahibi, sonsuz ilim sahibi olan allah'tır. kuran'da da bildirildiği gibi;

"göklerin ve yerin mülkü o'nundur; çocuk edinmemiştir. o'na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir." (furkan suresi, 2

@1 din öğretmeninin 16 yaşındaki çılgın oğlu

11) sevk-i i̇lâhî delîli

yavru ördek, yumurtadan çıktığı anda yüzmesini becerebiliyor. kozadan çıkan karıncalar, hemen dehliz kazmaya başlıyorlar. arı, çok kısa zamanda sanat hârikası olan peteği; örümcek ise, gergef inceliğindeki ağını örebiliyor. bütün bunlardan anlıyoruz ki, bunlar ve bunlar gibi olanlar başka bir âlemde kendilerine öğretilen mâlumatla ve yaratılıştan gelen bir kâbiliyetle iş görüyorlar. halbuki insan, her şeyi bu dünyada öğrenmek mecburiyetindedir; hem de varlıklar arasında istidatça en mükemmel yaratık olduğu halde. demek oluyor ki, diğerlerine bu husûsiyetleri veren bizzat kendileri değil, her yaptığını hikmetle yapan bir zât'tır ki, onlara böyle ihsanda bulunmuş...

kilometrelerce ötede yumurtalarını bırakıp dönen yılan balıklarının yavruları, yumurtadan çıkar çıkmaz yola koyulur ve annelerini sanki elleriyle koymuş gibi bulurlar. bunu i̇lâhî bir sevkten başka ne ile izah edebiliriz? hayvanlarda gördüğümüz bu hârikulâdelik, ancak ve ancak allah'ın (cc) bir vergisi olarak açıklanırsa, işte o zaman buna aklî ve mantıkî bir açıklama nazarıyla bakılabilir. yoksa, başka her yorum, sadece bir safsatadan ibaret kalır.

beni milli yapın gibi o ne lan

@1 sen bana allahın varlığını ispatla ben müslüman olayım panpa

"Yalan ne kadar büyükse, inananı da o kadar çok olur." adolf hitler

@13 yasa dediğimiz aşama var panpa teori aksi ispatlnamazsa değil, doğruluğu ispatlanırsa yasa değeri kazanır, aklında bulunsun.
@5 panpa oradaki yazıda çürütmüşler deneyi?

@13 verdim şukunu panpa