müslümanlar gelmesin beyler.
ben ateist de değilim, teist de değilim, deist de değilim, agnostik de değilim. bilim, sanat, felsefe ve ilim gibi bir çok alanla ilgilenip bir çok çalışma yapan bir apateistim. tanrı var mı yok mu gibimde bile değil. şimdi asıl önemli olan, "insan" olgusudur. ateist arkadaşlar, bu evrenin ve insanların evrim ile oluştuğu doğrudur. ki zaten bilimsel olarak bulguları da vardır, kanıtları da. kur'an, incil, tevrat ve zebur gibi kitaplardaki dengesizlikler, saçmalıklar, ve özellikle de sümerlerden çalınma ayetler, ve bunlar gibi iddialar doğrudurlar. yani kutsal diye nitelendirilen kitaplar saçmalık barındırırlar. dinler zaten saçmadır, dinlerin tanrı görüşü de saçmadır. genel ve yüzeysel olarak ateist olmanızın sebebi bunlar, yani bilinen dinlerin ve düşünülen tanrı kavrdıbının yanlış olmasıdır. evet bunlar yanlış, örneğin yaradılış destanı denen şeyler oldukça saçma olmakla birlikte topraktan değil, maymunlar ile ortak olan atalarımızdan geldik.
tamam hacı öyle, iyi, güzel de, teistler ne kadar gavatsa, e sizde bir o kadar gavat ve kör değil misiniz?
bilim adamları bir iki bulgu buldu diye, ya da teistler gavat diye, olmadı kutsal kitaplar çok fantastik diye, ya da dünyanın durumu böylesine bozuk ve karanlık diye, gözünüze perde çekip her şeyin bu taktan dünyadan ibaret olduğunu mu düşüneceksiniz?
evet müslümanların bahsettiği allah olgusu gerçek olmayabilir ancak deistlerin kastettiği gibi bir tanrı olgusunun varolması oldukça mantıklı. stephen hawking bile evrim ve benzeri şeylerin varolduğunu ancak bunları yaratan birisinin olmadığını söyleyemeyeceğimizi belirtmiştir. aynen öyle.
tüm bunların arkasında bir güç olabilir, bu 1.
şimdi ikinci olaya geçelim. siz üç büyük semavi dini çürütmüş olabilirsiniz, ancak dinler, felsefi olgular, inançlar, mistisizm, ezoterizm, okültizm, büyü, maji gibi olgular sizce sadece bu üç büyük semavi dini çürütmekle bitiyor mu? hayır tabiki.
dini karıştırmayacağım, çünkü din olgusundan hoşlanmam, gibindirik bir düşüncedir din olguları ancak bir inanç sistemi ya da bir felsefi sistem üzerine konuşabiliriz. öncelikle şunu söyleyelim, dünyada üç din yoktur. bakın, binlerce din, binlerce inanç sistemi, onbinlerce felsefe var. muhafazid, isa, davut, musa, bu adamlar hiç varolmamış olabilirler ya da insanları kontrol etmek için böylesine büyük sistemler yaratmış olabilirler. ya da sonradan gelen birileri, örneğin devlet gibi büyük teşkilatlar, kitle kontrolünü sağlamak için böyle saçma gibindirik şeyler sürmüş olabilirler ortaya. aynı hindistandaki dini sistem gibi, orda reenkarnasyon inancı ve kast sistemi gibi olgular aşılanmıştır, bilirsiniz. tüm bunlar kitle kontrol olguları olabilir. peki sümerlere kadar inelim, sizce sümerlerin amacıda mı aynıydı? peki ya orhun yazıtlarına kadar inersek, tengristlerin inançları da mı aynı takun lacivertiydi? peki hepsini geçtim, mevlana ve şems gibi mistiklerin hikayelerini bilir misiniz? bunların hepsi efsane miydi, yalan ve gibindirik şeyler miydi? örneğin hiç mevlana ve şemsi araştırdınız mı, aşkın gözyaşları isimli kitapları okudunuz mu? bu adamların yaşadıkları oldukça ilginç şeyler ve tamamen ayrı bir dünya değil mi? evet. mistiklere de yine bilim insanları bir kılıf uydurmuşlardır, bu da pgiboloji bilimine dayalıdır. şizofren yakıştırması yapılmıştır. ulan hadi onlar da şizofren olsun amk. peki bu heriflerle bitiyor mu? bakın google a okültizm yazıp araştırın, sonra ezoterizm yazın, ardından spiritüalizm yazın, vikipediye girin ve bu kavramların alt bölümlerine, okültizm adı altındaki diğer kategorilere bir bakın. bülent kısa diye bir adam var mesela, bülent kısanın kitaplarını indirip okuyun. okumakla bir şey kaybetmezsiniz, sadece araştırın. bakın bu adam nasıl teoriler ortaya sürmüş. biraz fantastik ya da saçma gelebilir ama yine de okuyun. önce gerçekler kitabı yorumu'nu okuyun. güzel teoriler barındıran ve sizler gibi peygamberlere şizofren ya da medyum yakıştırması yapan teorileri içeren bir kitaptır. sonra altın şafak hermetik cemiyeti var mesela, bu tür konuları inceleyen, araştıran. majiyi, okültizmi, ezoterizmi, mistisizmi, eski yazıtları, filozofları, bilgeleri inceleyen bir örgüt. böyle başka örgütler de var, çok var. gül-haç örgütü var mesela, tamplier şövalyeleri var, masonlar var. hepsi de belirli bir bilgelik alanıyla ilgileniyorlar. masonlar kabala ile ilgilenir örneğin, kabala ibranilerin mistik yolu olarak geçer, netten araştırabilirsiniz. gnostisizm vardır sonra, onu da araştırın. bakın daha böyle birbiriyle bağlantılı yüzlerce, binlerce kavram var. ilginç bilim insanları var. pisagorcular var mesela, pisagor matematiğin babalarındandır, pisagor öğretisi falan var, mısır bilgelikleri var, antik mısır kültleri var, şamanların yaşantıları var, türk şamanları var, türklerin gök tengri kültü var, ulan hepsi mi sahte, hepsi mi efsane, hepsi mi şizofren ulan. peki ya insan? insan vücudundaki nöronların sonsuza değin çoğalabildiğini, insan beyninin gücünün çok üstün olduğunu, insan vücudunun bir mikro kozmosa, yani konsantre evrene benzediğini biliyor muydunuz? sonuçta yıldızlardan geldiğimiz için böyle olduğunu nitelendiriyor bilim adamları. ama mevlana, şems, hz.ali, hermes trismegistus ve bunlarla aynı niteliği taşıyan bir çok insanın söylemiş olduğu, bilinen, yaygın bir söz vardır. "sen kendini küçük bir cisim sanırsın, ancak koca bir alem içine dürülmüştür."
bir de zümrüt tabletler de geçen şu yazıtlara bakın,
"aşağıdaki yukarıdaki gibidir, yukarıdaki aşağıdaki gibidir." bu söz, yukarıdaki, yani makrokozmosu, aşağıdaki, yani mikrokozmosu belirtiyor, çaktınız mı?
peki ya taoizm öğretisini ve lao tzu'yu, tao te ching'i bilir misiniz? taoistlerin, evrenin ve tao'nun varoluş öyküsü ile big bang teorisinin tamamiyle örtüştüğünü, neredeyse aynı olduğunu biliyor musunuz? peki tüm bunlar tesadüf mü? peki ya, evrende tesadüf, yahut şans diye bir şey var mı? hiç astral seyahat olgusunu deneyimlediniz mi? mevlana ve benzeri bir çok mistiğin astral seyahat hakkındaki düşünce ve yazılarını okudunuz mu? simyacıları araştırdınız mı? büyücüleri merak ettiniz mi? yazılmış onlarca kitabı okudunuz mu? daha söyleyecek çok şeyim var, hepsi benim içimde saklı. ha bu arada bizzat bir astral seyahat deneyimi yaşadım, ki önceden bu olguyu çok araştırmıştım. şu anda çok daha fazla bilgi sahibiyim bu konuda. üşenmedim, okudum. üşenmedim, araştırdım. üşenmedim, çalıştım. üşenmedim meditasyon yaptım, ritüel yaptım, farklı olguların içine girdim, inceledim, gözlemledim, deneyimledim. neden biliyor musunuz? çünkü kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. eğer bir ateistseniz ve bir süre sonra hayatınızın tamamen sona ereceğini ve yok olacağınızı düşünüyorsanız, ya da 5 dakika sonra ölü ya da diri olup olmayacağınız hakkında bir fikriniz yoksa, sizce bu hayatın değeri nedir? evet güzel başarılar elde edebilirsiniz, ailenize güzel bir gelecek bırakabilirsiniz, insanlara yardım edebilir, gibişebilir, zevk alabilirsiniz, yapacak çok şey var. ancak sonuçta ölümün ve yok oluşun varolduğu bu yerde tüm bunların hiç birisi hiç bir ciddiyet taşımıyor, bunu da bilmelisiniz. bu yüzden kaybedecek hiç bir şeyiniz yok, nasılsa öleceksiniz. nasıl öldüğünüz ya da ne zaman öldüğünüz çok fark etmiyor. ben kaybedecek hiçbir şeyim yok diyerekten insanların saçma buldukları bir ton şeyin içerisine girdim. ve gerçek bilgiler edindim. araştırdım. şamanların yaşantıları var örneğin sonra afrikada ki vodoo büyücüleri var, vodooo belgeselini izleyebilirsiniz mesela. daha bir ton şey, bir çok ilginç şeyi araştırdım, bakındım, gözlemledim, manyak gibi araştırdım, okudum. ilginç bilgiler elde ettim. bakın 10 dakikanızı ayırıp şu japonca animasyonu dikkatlice izlemenizi istiyorum sizden,
http://www.turkanime.tv/anime-bolum/Kigeki
benim, buradaki o kılıç ustasından hiçbir farkım yok. aynı onun gibi sürekli kitap okudum ve sürekli araştırma yaptım, kadim kitapları, ilginç yazıtları inceledim. evet evet, bir ateist, hatta bir apateisttim. tanrı değildi umrumda olan, çılgın simyacılar gibi ölümsüzlüğü arıyordum belki de, ya da olağanüstü şeyleri, belki uzaylıları, belki tanrıları, belki evliyaları, belki cinleri perileri, arıyordum, ilginç şeyleri gözlemliyordum. ve evet! buldum. bir şeyler elde ettim. incil'de, luka'da geçen bir ayet vardır. "arayın, bulacaksınız. kapıyı çalın, size açılacaktır."
aradım, buldum, geldim, gördüm, aldım.
okumanızı tavsiye ettiğim bir başlıktır bu da,
(bkz:
insanlık için kökten değişimin manevi yönü)