-
1.
+91919 da işgal birlikleri tam da Fatihin girdiği kapıdan girerek istanbulu işgal etmişti.O zamanlar istanbul demek Türkiye demekti.Ülkemiz adımadım işgal edilirken bu halk Mustafa Kemal birleşerek en büyük devrimini gerçekleşti Türkiye Cumhuriyetini kurdu.O dönemde Osmanlıdan kalma borçlar sebebiyle ülke borç batağındaydı.Bu borçların hepsi sahiplenildi ve bir ülke sil baştan yeniden yaratıldı. Ulaşım,enerji, iletişim gibi bir çok hayati sektörde ülkemiz gibi işgal altındaydı.Bu şirketler teker teker yabancılardan satın alındı ülke ekonomise kazandırıldı.Tümünü Göster
Endüstri devrimiyle dünya çapında endüstriyel hamleler yapıldı. Türkiyeye can vericek endüstriler, fabrikalar kuruldu.Hem yabancılardan satın alınan hem de yeni kurulanlarla birlikte ülkenin enerji kaynakları işler hale getirildi. Türkiye ekonomisi nefes almaya başladı. Ekonominin çarklarının sağlıklı dönebilmesi için 13 yılda 13 büyük banka ve ilk milli sigorta kuruldu.Her banka tarıma, sanayiye,yeni yatırımlara ve tabi ki halka ayrı ayrı can verdi.
O dönemde demir yollarımızın tamamı yabancılara aitti, hepsi satın alınarak ülkeye geri kazandırıldı. Türkiyenin dört bir yanı demir ağlarla örüldü. Savaştan çıkmış ülkemizde yoksullaşan köylüler için toprak reformu başlatıldı.Ülkenin varlıkları halkla paylaşıldı.Çiftçiye toprak dağıtıldı bu sayede tarım ekonomiye can kattı köylü milletin efendi ünvanı aldı.
Yine yabancıların elindeki limanlar tersaneler satın alındı yetmedi yenileri yapıldı. Büyük bir diriliş yaşandı ve ekonominin her çarkı halk yararına dönmeye başladı.Taa 1926 da bugünün Türkiyesinde bile yapılamayan yapıldı Türkiye kendi uçaklarını yapmaya başladı. Yolcu,savaş ve ambulans uçakları üretildi. Türkiye Avrupaya ve Orta Doğuya uçaklar sattı.
Uçakların testi için Avrupa ve Orta Doğunun en büyük rüazgar tüneli inşa edildi çünkü istikbal göklerde idi. Ekonomide ki bu devrimlerin yanında büyük bir eğitim seferberliği başlatıldı. Harf devrimi öncesi %8 olan okuma-yazma oranı çok kısa bir sürede %12 ye yükseldi. Milli mekteplerde 3 milyon vatandaşımız temel eğitimini tamamladı. Latin alfabesini geçilmesiyle ülkemizde bilim dönemi başladı.
Ziraat, sanat,tarih enstitüleri, üniversiteler,konservatuarlar, sanat okulları, köy enstitüleri, milli halk kütüphaneleri arka arkaya kuruldu. Haklar ve özgürlüklerde ihmal edilmedi. Daha 1930 da belediyelerde 1934 ise genel seçimlerde Avrupadan da önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Dünya ile entegrasyonumuz ve halkın yaşam standartlarını arttırmak için onlarca kurum ve kuruluş hayata geçirildi.
Özellikle eğitim ve kültür bugünkü Türkiyenin çok daha ilersinde köylere kadar indi. Yurtta sulh cihanda sulh ilkesiyle tüm komşularımlaz ve dünyayla dış ilişkiler altın çağını yaşadı. Devrimler dünyada büyük saygı uyandırdı.1939-45 yıllarında ki 2.Dünya Savaşı sırasında tüm dünya kana bulanırken ve komşu ülkelerimizde dahi milyonlarca insan ölürken halkımızın burnu bile kanamadı.
Yapılan bir çok uluslararası anlaşmayla halkın refahı, huzuru ve güvenliği garanti altına alındı. Türkiye BM'ye kurucu ülke olarak katıldı. Devrimlerin ardı arkası kesilmedi 1946 da çok partili döneme geçildi ve demokrasinin temelleri atıldı.1923-50 yılları arasında tüm bu devrimler yapılırken tek kuruş borç alınmadığı gibi Osmanlıdan kalan düyun-u umumiye borçları da ödendi.Üstelik tüm bunlar 1929-32 yılları arasında dünya tarihinde bugüne kadar yaşanan en büyük kriz olan dünya ekonomik bunalımı döneminde yapıldı.
ve tüm bunlardan sonra Atatürk bunları söyledi
"Türk Milleti!
Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!
Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.
Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.
Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk milleti!
On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayrdıbını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!"
edit:onuncu yıl nutku hariç copy-paste değildir.
başlık yok! burası bom boş!