0
ATATÜRK'ÜN BABASI ALi RIZA EFENDi'NiN SOYU
(KIZIL OĞUZ veya KOCACIK YÖRÜKLERi)
Atatürk'ün soyu ile ilgili elimizdeki en sağlam bilgiler öncelikle kendisinin, annesinin, kardeşi Makbule Hanım'ın anlattıklarıdır. ikinci olarak kendisini ve ailesini tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi, kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir. Mustafa Kemal dahil aile fertlerinde kuvvetli bir "Yörük, Türkmen olma" bilinci vardır: Makbule Hanım, E.B. Şapolyo'nun sorduğu "babanız nerelidir?" sorusuna şu cevabı vermiştir: "Babam Ali Rıza Efendi yerli olarak Selaniklidir. Kendileri Yörük sülalesindendir. Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Birgün Atatürk'e "Yörük nedir?" diye sordum. Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi." Yine Şapolyo'nun Ruşen Eşref Ünaydın'dan naklettiğine göre, "Atatürk çok kere benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenlerindendir" derlerdi.
Atatürk'ün baba soyu ile ilgili önemli bilgileri verenlerden birisi de M. Kemal'in Selanik'te mahalle ve okul arkadaşı, eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer Bey'dir. Somer'e göre; "Atatürk'ün ataları hakkında benim bildiğim şunlar: Atatürk'ün ataları Anadolu'dan gelerek Manastır Vilayeti'nin Debre - i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık nahiyesine yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik'in ihtiyarlarından duymuştum. Kocacıklıların hepsi öz Türkçe konuşurlar. iri yapılı adamlardır. Bunların hepsi yörüktür. Hayvancılıkla geçinirler, sürüleri vardır. Bir kısmı da kerestecilik ederler. Bunların kıyafetleri Anadolu Türklerine benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır."
Atatürk'ün babasını ve dedesi "Kızıl Hafız Ahmet" i tanıyan eski Aydın Milletvekili Tahsin San Bey ve Eski Umumi Müfettiş ve Milletvekili Tahsih Uzer'den Kılıç Ali'nin ve Tahsin San Bey'den E.B. Şapolyo'nun naklettiği bilgiler de, Atatürk'ün baba soyunun "Anadolu'dan Rumeli'ye geçmiş olan Yörüklerden" olduğunu göstermektedir.
Yukarıda da denildiği gibi, Atatürk'ün baba soyu, Konya / Karaman'dan gelerek Manastır Vilayeti'nin Debre - i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşti. Aile sonradan Selanik'e göç etti. Dedesi Ahmet ve dedesinin kardeşi Hafız Mehmet'in taşıdığı "kızıl" lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı olan "Kocacık"ın da gösterdiği üzere; Mustafa Kemal'in baba tarafından soyu Anadolu'nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan "Kızıl - Oğuz" yahut "Kocacık Yörükleri, Türkmenleri"nden gelmektedir.
Bugün nüfusu yaklaşık 2.100.000 olan Makedonya Cumhuriyeti içerisinde bir kısmı hâlâ konar - göçer hayatı devam ettiren Yörük olmak üzere, yaklaşık 200.000 civarında Türk yaşamaktadır. Makedonya'nın hertarafında incin olarak yaşayan Türklerin en yoğun olarak bulundukları yerler, Gostivar ve Üsküp gibi şehirleriyle Batı Makedonya Bölgesi'dir. Bu şehirlerden başka, Kalkandelen, Ohri, Struga ve Debre, Jupa; Doğu Makedonya'da ise, Manastır, Pirlepe, iştip, Ustrumca ve Kanatlar önemli Türk yerleşim birimleridir.
Sofya Üniversitesi Profesörlerinden J. ivanof 1920'de Paris'te yayınlanan eserinde, Makedonya'ya Türklerin yerleşimleri ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir: "Türkler, XIV. Asırdan itibaren ve Çirmen zaferini müteakip Makedonya'ya yerleşmeye başladırlar. Şehirler Üsküp, Pirlepe, Köstendil, Drama bir ara tamamıyla Türklerin yaşadığı şehirler olur. Türk ordusunun fethettiği stratejik noktalar etrafında süratlı Türk kasabaları meydana getirilir. Bunlar Anadolu'dan göç eden Türklerdir. Göç eden Türklerden kurulu yepyeni şehirler meydana gelir: Yenice, Vardar. Zamanla şehirlerde Türk nüfusu karışık bir manzara arz eder. Fethi müteakip, Hristiyan yerliler islam dinini kabul ederler. Hemen fetihten sonra göç etmiş temiz Türk topluluğu etrafında toplanırlar. Şehirlerin dışında köyler etrafında da Türk toplulukları da vücuda gelir. Bunlar Anadolu'dan göç etmiş büyük gruplardır. Onlara Yörük ve Konyar adını vermelerinin sebebi bu göçmenlerin Anadolu'dan Konya'dan gelmiş olmalarıdır. Umumiyetle Yörükler ve Konyarlar Türkler gibi giyinen, konuşan yerlilere ( islamiyet'i kabul eden Hristiyanlara ) karışmazlar. Bu Türk göçmen toplulukları üç büyük grup halindedir :
1. Ege Denizi Kıyı Bölgesi: Rodoplardan denize kadar iner. Selanik bölgesi dahil buraları tamamıyla Türk'tür.
2. Sarıgöl Bölgesi: Burada Sarıgöl (Kayalar) Cuma gibi zengin Türk kasabaları vardır. Bu bölgelerdeki köylerin sayısı 130'dur.
3. Vardar Bölgesi: 240 Türk kasaba ve köyü vardır. Vardar nehrinin umumiyetle doğu kıyılarındadır.
Bu üç büyük göç grubundan başka, daha ufak göç gurpları da incin yerleşmişlerdir. - Vardar nehri aşağı kısımlarında, Maya Dağı civarındakiler, - Manastır Ovası'nda Kenalı (Kınalı? Kanatlı?)da oturanlar, - Debre güneyinde, Kara Drin nehri geçitlerini tutanlar."
işte Atatürk'ün dedelerinin Anadolu'dan gelerek yerleştikleri Osmanlı Devleti Döneminde Manastır Vilayeti'ne bağlı dört sancaktan biri olan "Debre - i Bala"nın merkezi, bugün Batı Makedonya'daki Debre şehridir. Babası Ali Rıza Efendi'nin doğduğu "Kocacık" nahiyesi de şimdi Jupa Bölgesi'nde yine aynı isimle anılan bir köydür. Köyde şu anda Jupa Bölgesi Türk çocuklarının Türkçe eğitim gördükleri Necati Zekeriya Merkez ilkokulu isminde bir okul da bulunmaktadır. 1933 yılında gazeteci Altan Araslı, Kocacık Köyü'ne giderek, burada Atatürk'ün dedesinin evini bulmuştur. "Atatürk'ün Büyükbabasının Evini Bulduk, Atamız Yörük Türkmeni" başlığı ile verilen haberde, Kocacıklılarla yapılan konuşmalar da göstermektedir ki, Atatürk'ün baba soyu hakkında nakledilen doğrudur ve bunlar köydeki yaşlı insanlar tarafından hâlâ canlı bir şekilde hatırlanıp, anlatılmaktadır. Ayrıca, bugün yaşayan Kocacık Köylülerinde de "Yörük, Türkmen ve Oğuz olma bilinci" vardır.
Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü Kocacıklı Numan Kartal anlatıyor: "Ali Rıza Efendi, Manastır Vilayeti'nin, Debre - i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık'ta dünyaya geldi. Kocacık'ın nüfusu tamamen Türk. Hepsi de Yörük Türkmenleri. Anadolu'dan geldiler. Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen boyundayız. Atatürk'ün büyükbabası, işkodyalılar ailesinden, babaannesi ise Golalar ailesinden gelmektedir. işkodyalılar, işkodya'dan, Kocacık'a gelip yerleşen akıncı Türklerinin adıdır. Golalar ise "hudut gazileri" anldıbını taşımaktadır. Dedesi, Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nden, babaannesi ise Yukarı Mahallesi'ndendir. Ayşe Hanım, Taşlı Mahallesi'ne gelin gelmiştir. Kırmızı Hafız Mehmet Efendi, Çınarlı Mahallesi'nde ilkokul öğretmenliği yapmış, Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nin üst tarafında bir yokuş vardır. Önünde küçük bir derecik akar. Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir. işte Ata'nın büyükbabasının evi oradaydı. Kocacık'tan temelli göç ettikleri zaman, evlerini Etem Malik'lere satmışlar. Malik'in oğlu Hayrettin izmit'te oturmaktaydı."
Yine Üsküp'te yaşayan Kocacıklılardan Murat Ağa, Altan Araslı'ya şu bilgileri vermiştir: "Atatürk'ün dedesinin adı Kırmızı Hafız Ahmet Efendi'dir. Lakapları böyle. Ama, asıl hafız olan kardeşi Mehmet Efendi'dir. Babaannesinin adı da Ayşe Hanım'dır. Daha sonraları Ahmet Efendi'ye 'firari' denmeye başlamış. Firari, Rumeli'de 'gurbetçi', 'gurbete çıkan' anldıbına gelmektedir. Yalnız, Selanik'te vukû bulan bir olayla da bağlantılıdır. Kocacık'ın toprağı münbit değildir. Olanakları da kısıtlıdır. Bu nedenle, Ahmet Efendi, Yukarı Mahalle'den Feyzullah Pehlivan ve Taşlı Mahallesi'nden Fazlı Ağa ile birlikte Selanik'e çalışmaya gitmişler. 1876 yılının Mayıs ayında bir gün yolda bir olaya tanık olmuşlar... "
Tümünü Göster