-
1.
-7atatürk'ü severim sayarım , laf söyletmem. fakat şu soru kafamı hep kurcalamıştır. yatları, katları,çiftlikleri vb. şeyler nereden geliyor?
Bildiğimiz kadarıyla babasını erken yaşta kaybediyor ki babasını da çok zengin biri değil.
Halk kendi mi veriyor , hakkıdır alcak tabi diyip. yoksa yetkilerini kullanarak falan mı ediniyor bu mülkleri.
efsaneye göre (internette bulduğum bi yazı);
582 donum Çesitli meyve bahçeleri. Cesitli 650 bin fidan.
620 donum Asma Fidanligi. 650 bin kok bag cubugu.
370 donum cesitli sebze yetistirmeye elverisli bahce.
220 donum 6 bin agacli zeytinlik.
727 donum 1600 agacli portakallik.
15 donum kuskonmazlik.
100 donum Park ve Bahce.
2 bin 650 donum Cayir ve yoncalik.
1450 donum yeni tesis edilmis Orman.
148 bin donum ziraata elverisli arazi ve Mera.
45 adet buyuk ve kucuk idare binasi ve ikametgah, (bütün mefrusat ve demirbaşları ile beraber)
7 adet 15 bin bas koyunluk agil.
6 adet Aydos ve Toros yaylalarinda tesis edilen mandiralar.
8 adet At ve Sigirlara mahsus ahir.
7 adet umumi Ambar.
4 adet Hangar ve Sundurma.
4 adet Lokanta, Gazino, ve eglence yerleri, Lunapark.
2 adet fırın
BIRA ve MALT FABRIKASI:
BUZ FABRIKASI; (Gunde dort bin ton buz uretme kapasitesine sahip)
SODA ve GAZOZ FABRIKASI: Gunde 3 bin sise soda ve gazoz uretebilecek kapasitede.
DERI FABRIKASI:
ZIRAAT ALETLERI ve DEMIR FABRIKASI:
2 SUT FABRIKASI (Ankara veYalova’da)
2 YOGURT IMALATHANESI;
1 ŞARAP IMALATHANESI: Yilda 80 bin litre şarap uretme kapasitesine sahip.
1 DEGIRMEN
Istanbul’daki bir celik fabrikasinin yuzde kirk hissesi.
Biri Ankara’da, digeri Yalova’da kurulu iki tavuk ciftligi.
Yalova’da ki Ciftliklerde IKI HUSUSI ISKELE ve LIMAN TESISATI.
5 Mağaza (ANKARA’da 3ve Istanbul’da 2‚)
ORMAN CIFTLIGINDE; Hususi sulama tesisati, kanalizasyon, Telefon tesisati, elektrik tesisati, KUCUK BETON KOPRULER, Hususi yollar, icme su tevziati sebekesi.
YALOVA CIFTLIGINDE; Hususi Su tesisati, telefon tesisati, elektrik tesisati, kucuk beton KOPRULER ve yollar.
SILIFKE TEKIR CIFLIGINDE ; hususi sulama tesisati, beton kopruler.
Orman Ciftliginde kurulu CIFTLIK MUZESI ve ufak mikyasta HAYVANAT BAHCESI tesisati. Bunlarin isletme levazimi ve butun demirbaslari.
13 BIN BAS KOYUN: Kivircik, Merinos, Karagul, Karaman irklariyla bunlarin melezleri.
443 BAS SIGIR, Simental, Hollanda, Kirim, Jersey, Gorensey, Halep yerli irklariyla bunlarin melezleri, yeni uretilen Orman ve Tekir cinsleri.
69 BAS Ingiliz, Arap, Macar, yerli ve bunlarin melezleri KOSUM ve BINEK ATLARI.
2 bin 450 BAS Tavuk, Legorn, Rodayland ve yerli irklar.
16 adet TRAKTOR, 13 adet HARMAN ve BICER DOVER MAKINESI ve bilcumle ziraat islerini gormekte bulunan Ziraat islerini gormekte bulunan ziraat alet ve edavatinin tamami.
35 Tonluk bir adet DENIZ MOTORU. Yalova ciftliginde.
5 adet, Ciftliklerin nakliye islerinde calistirilan KAMYON ve KAMYONET.
2 adet Ciftliklerin umumi servislerinde calistirilan BINEK OTOMOBILI.
19 adet, Ciftliklerin umumi servislerinde calistirilan, binek ve YUK ARABASI.
Prof.Dr. Ali ERCAN
+ malum site 800.bin tl maaş aldığını iddia ediyor.
M.Kemal’in Cumhurbaşkanlığı maaşı 14 bin TL idi. Bu rakam bugünkü değerden hesaplanır ise yaklaşıl 167 cumhuriyet altını yapıyor yani şuanda cumhuriyet altını 530 TL olduğuna göre yaklaşık 800 bin TL.Eski para ile 800 milyarcık.. Yani hayatta iken Türkiye’nin en zengin adamı M.Kemal idi. diyerek...
Atatürk'e saygım sonsuz fakat bu durum biraz halkçılık ilkesiyle çelişiyor beyler.. bu yüzden sizede bi sorim dedim nedir ne değildir diye.. illa bileniniz vardır aslını.
not: hüloğ mod on Aldıysa da helali hoş olsun. hüloğ mod off
edit: ya amck ağızlılar illa konusturcanız beni , burda size bişey danışıyorum , yarım yamalak okuyup zütünüzden anlayıpta yafta vurup durmayın gibicem. bilgiler doğrudur zart zurt demiyorum bi siteden alıntı yaptım diyorum ki sol karşıtı bir gazete sitesinden.
-
2.
+3lan bu malları sadece hayatının son 5 senesi edinmiş ölünce de gene millete bağışlamış. konuşmaya bile değmez. tayyibin bugün 1 milyar doları var bunu konuşun asıl.
edit:amk gerizekalısı ses kayıtlarını ne çabuk unuttun? bilalle konuşmaları? o konuşmaların hiçbirinin montaj olduğu kanıtlanamadı biliyorsun di mi? montaj olsa neden içeriye dinleme yapıldı diye bir sürü adam alsınlar? mit konuşmalarını kabul ettiler. onlar doğru bunlar mı montaj? her şey çıktı ortaya anlayacağın. -
3.
+1ya sana şöyle diyim m.kemal atatürk paraya sıkıştığında bile devletten para almayıp evdeki halılarını satmıştır başakda bişey demmiyorum
-
4.
-1hayatını savaşlarda geçirmiş geri kalanını ülkeyi düzene koymak, yeni bir devlet yaratmak için çalışmış bir insan oldugunu unutmayın su adamın aq
-
5.
-1@4 tamam yobaz kardeşim.
-
6.
0tayyibin 4 milyar lirası var aq ???
-
7.
+1en az 100 milyar $ vurgun yapan her yıl azami 50 milyar $'dan yola çıkarsak
12x50=600 milyar $ türk lirasına çevirdiğimiz zaman 1.2 katrilyon yapıyor
yani sen huur çocuğu hem bu milletin topraklarını parsel parsel satan, atatürk zamanında kurulan fabrikalar dahil bir sürü şeyi
su'ların kullanım haklarını ve daha nicelerini satan ve şu an cb koltuğunda oturan putin karşısında 2 büklüm zırdeli paranoyak şizofren birinin köpeği olaraktan söylüyorum ki
sen bana bunlarla değil bunlarla gel -
8.
0@6 haklı beyler adam onca seyı napsın ayrıca oluncede devlete bagıslamıs olan seylerı o ayrı konu
-
9.
-2bal tutan parmağını yalar. veledi olmadığı için bağışladı ülkeye oraya buraya. yoksa olaydı bir bilal oğlanı ülkenin vay haline
-
10.
+1m.kemalin bu malları normaldir adam cumhuriyet kurmus ama kemalist arkadaslar kalkıp tayyibin 4.5 milyonluk mal varlıgına laf edemezler dexer geldiginde bu ülkenin kasasında 25 milyar dolar vardı simdi 135 milyar dolar var 1 milyar için japonyaya zütümüzü gibtirdik alamadık sagolsun sakıp sabancı gitti aldıda geldiydi o zaman
bu mallar devlete kaldı diyenlerde bi gibtirip gitsinler bu malların hepsi m.kemalin kurdugu iş bankasında toplanmış ve şuanda iş bankası chp nin emrine amadedi ayrıca m.kemalin üvey kızı ülkünün cocukları iş bankasında hakları oldugu gerekcesiyle dedelerinin mal varlıgına el koymak icin dava açmışlardır -
11.
0O zamanlar geleni geçeni bütün memurlar devlet yöneticileri atatürke hediye ve hibe ediyorlar , vefatından sonra ise bu malların hepsini devlete tekrar miras bırakmıştır. bu yazının devdıbını da araştır. hangileri nerelere gitti diye sevgili kardeşim.
-
12.
0@7 cahilliği der susarım milyarla milyonu ayırt edemeyen adamlar var hala dıbına koyim 4.5 milyon o dıbına koydugum
-
13.
+1@2 @8 beyler her lafa , her efsaneyi içinize almayın artık mk. burda bile çeliştiniz amk. biriniz 1 milyar biriniz 4 milyar diyor. hani diyorsunuz ya ne kadar cahil kesim bunlar yobazlar koyunlar. bi farkınız yok amk. icraat olmadan belge olmadan konuşuyorsunuz anca. doğruyu gerçeği bulmak için uğraşmıyosunuz . aynı tabirle koyunsunuz mk. şu tayyibi bende sevmiyorum ama sizin gibi boş laf yaparak koz vermiyorum ellerine. daha bugün açıklandı . resmi gazetede mal varlığı 4-5 milyon civarı parası gözüküyor. tabi buzdağının görünen tarafıda olabilir sadece o ayrı konu .
-
14.
0@10 bizimkinin neden veledi var oda bıraksa ya malvarlığını, ülkenin vay haline olmasın...
-
15.
+1 -1arkadaşlar bunlar manipülasyon inanmayın bunlara amk yalan yanlış bilgileri kendi ifadeleriyle söylüyorlar bu adam böyle bilgin gibi yazdı diye yemeyin bu yalanları beyin oyunlar bunlar hepsi aynı ipnelerin bakın atatürk öldükten sonra tüm mal varlığını devlete bırakmıştır ve bukadarda mal varlığı yoktur lütfen şunların gazına gelmeyin maksat dikkat çekmek ve atatürk düşmanı yapmak sizleri gelmeyin bu huur çocuklarının oyunlarına
-
16.
0oleyn tayiple m.kemali kıyaslamayın çünkü m.kemali cocuğu yoktu soyu kesildi. ama bakıyoz tayip torun torba geliyo herhangi bi bozukluk cıkmassa 100 yıl bunun sülalesi yer türkiyeyi rahat olun en azından bildimiz adamın cocukları panpa
-
17.
0ATATÜRK'ÜN MAL VARLIĞI YALANINA YANIT VERiYORUMTümünü Göster
Yalan Makinesi Gibi
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını hayat biçimi haline getirmiş, Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığı ile ürettiği tarihi yalanlarla geçimini sağlayan cemaatin kadrolu tarihçisi (?) bugüne kadar ürettiği onca tarihi yalana son olarak “Atatürk’ün mal varlığı” yalanını da ekledi. Ona göre "Atatürk mal varlığını gayri meşru yollardan elde etmiş! Aslında bu mal varlığını hazineye bağışlamak istememiş! ismet inönü’nün zorlamasıyla hazineye bağışlamış!" Mış mış da mış mış!... (Bkz.cok-konusulacak-Ataturk-iddiası)
Malum! Bütün bu iddiaları da daha öncekiler gibi KOCAMAN BiR YALAN! En hafifiyle ÇARPITMA!
Ancak bu yalan, biraz aklı başında ve biraz da Atatürk’ü ve yakın tarihi bilen birinin söyleyebileceği türeden bir yalan da değil doğrusu! Çok mantık dışı bir yalan! Ben bu yalan makinesinin daha mantıklı yalanlarını da görmüştüm!
Çanakkale kahramanı, Muş ve Bitlis’in kurtarıcısı, Kurtuluş Savaşı’nın örgütleyicisi ve Başkomutanı, emperyalizmi dize getiren ilk Doğulu ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Atatürk, yaşadığı dönemde Türkiye’de mala, mülke, eve, çiftliğe, paraya hiç ihtiyacı olmadan hayatını krallar gibi sürdürebilecek bir SAYGINLIKTA ve SEViLiRLiKTE bir liderdir. Atatürk’ün cebinde beş parası, yatacak yeri olmasa bile milletinin onu el üstünde tutacağı çok açık bir gerçektir. Nitekim neredeyse gittiği her yerde ona bir ev, köşk hediye edilmiştir. Atatürk’ün mala, mülke ve paraya ihtiyacı olmadığı gibi, üstelik annesi, babası yakın akrabaları (kız kardeşi Makbule Hanım dışında) ölmüş, çocukları da olmadığı için mal mülk, servet edinip buları akrabalarına miras bırakması gibi bir durum da söz konusu değildir.
Atatürk'ün Örnek Çiftlikler Projesi
Atatürk yokluk, yoksulluk ve parasızlık içinde bir Kurtuluş Savaşı verip, ardından yeni bir devlet kurmanın ne demek olduğunu çok iyi bildiği için, hem o zamanki halka, hem gelecek nesillere örnek olması amacıyla ÖRNEK TARIM, HAYVANCILIK VE SANAYi PROJELERi geliştirmiştir. (Bkz. Sinan Meydan, Akl-ı Kemal, “Atatürk’ün Akıllı Projeleri, 2 Cilt, inkılap Yayınları, istanbul, 2011). Bu projelerin en önemlisi ATATÜRK’ÜN ÖRNEK ÇiFTLiKLER PROEJESi’dir. Atatürk, Türkiye’nin kalkınmasının köyden, köylüden başlatılması gerektiğine inandığı için “Köylü milletin efendisidir” demiş ve bu doğrultuda köylüye örnek oluşturmak amacıyla modern tarım ve hayvancılık yöntemlerinin uygulandığı ÖRNEK ÇiFTLiKLER kurmuştur. Yani Atatürk’ün parasını vererek aldığı çiftliklerin amacı bu çiftlikleri işletip para kazanmak değil, bu çiftliklerde modern tarım, hayvancılık ve hatta sanayi uygulamaları yaparak Türk halkına Türk köylüsüne örnek olmaktır. Atatürk, Anadolu’nun her yerinde tarım ve hayvancılık yapılabileceğini göstermek için önce Ankara’nın en bataklık, en kötü yerinde Gazi Orman Çiftliği’ni kurdurarak işe başlamıştır. Bu işle bizzat ilgilenmiş, çiftlik inşası sırasında fırsat bulabildiğinde çiftliğe giderek çalışmaları çok yakından izlemiştir. Daha sonra da Yalova, Mersin gibi birçok yerde birçok ÖRNEK ÇiFTLiKLER edinip işletmiştir. Atatürk, bu örnek çiftliklerin, hem modern tarım, hayvancılık ve sanayi yapılan yerler olmasını, hem de ağaçlandırılarak adeta yeşil bir cennete dönüştürülmesini istemiştir. Bu amaçla örneğin Ankara’daki Gazi Orman Çiftliği’ne her yıl 50.000 ağaç diktirmiştir. Burada tarım ve hayvancılık yaptırmış, fabrikalar kurdurmuş, hatta BiYOYAKIT kullanımı konusunda bile çalışmalar yaptırmıştır.
Atatürk, her konuda olduğu gibi tarım, hayvancılık, sanayi ile iç içe geçmiş yeşil bir çevre konusunda da milletine örnek olmak istemiş, bu konuda da milletine elle tutulur bir şeyler bırakmak istemiştir. Örneğin, milletine doğa ve ağaç sevgisi konusunda örnek olmak için Yalova Çiftliği’ndeki köşkünü, sırf yanındaki bir çınar ağacının dallarını kesilmekten kurtarmak için, altına ray döşetip birkaç metre kaydırmıştır. O günden sonra bu köşkün adı “Yürüyen Köşk” olmuştur.
Atatürk, ölmeden önce de gözü gibi baktığı çiftliklerini, içindeki mal varlıklarıyla birlikte milletine bağışlamıştır. Çiftliklerini “zarar ettikleri için hazineye bağışladığı” iddiası kocaman bir yalandır, eğer böyle bir durum söz konusu olsaydı bağış işlemi Haziran 1937’de değil çok daha önce yapılırdı.
Atatürk’ü düşünsenize! Bütün ömrü milleti için mücadele etmek uğrunda cephelerde geçmiş. Önce emperyalizmle ve yerli işbirlikçilerle, sonra da kendi ifadesiyle“kavrama sınırları biten” bazı arkadaşlarının muhalefetiyle, değişime karşı gelen kitlerle mücadele ederek tam bağımsız ve çağdaş bir devlet kurmuştur. Daha önce de belirttiğim gibi ne yapsın malı mülkü? Gittiği her yerde zaten krallar gibi ağırlanmaktadır. El üstünde tutulmaktadır. Hiçbir yerde kendisine para ödetilmemektedir! En güzel köşklerde, evlerde yatırılmaktadır. En güzel yiyecekler ikram edilmektedir kendisine! Milletinin kalbinde çok özel bir yeri olan Atatürk, üstelik çocukları, yakınları da olmadığına göre bu Çiftlikleri, malı, mülkü ne yapacaktır. Tabi ki milletine, milletini kalkındırmak için kurduğu Halk Partisi’ne, yine milletinin tarihini ve dilini araştırması için kurduğu Tarih ve Dil Kurumlarına bırakacaktır. O da öyle yapmıştır. Yani, yalan makinesi tarihçimizin “Atatürk çiftliklerini ismet inönü'nün zoruyla hazineye bağışladı” iddiası kendiliğinden çürümektedir.
+ -
18.
0"Çiftlikleri Hangi Kuruma Bıraksam" Tartışmasından Bir Yalan ÜretmekTümünü Göster
Atatürk, bu çiftlikleri mezara zütürmeyecekti herhalde! Bu çiftlikleri ne amaçla kurup, ne amaçla işlettiğini de bildiğimize göre Atatürk, tabi ki bilerek, isteyerek ve hatta önceden planlayarak bu çiftliklerini ölmeden önce milletine bağışlamıştır! Bu sırada tabi ki ismet inönü başta olmak üzere yakın dostlarıyla bu konuyu konuşmuştur. "Çiftlikleri hangi kuruma bırakırsak, çiftlikler geliştirilerek işletilir ve millet bu çiftliklerden daha iyi yararlanır? sorusuna yanıt aramıştır. Nitekim önceleri çiftlikleri Halk Partisi’ne bırakmayı düşünmüştür. Halk Partisi’nin halkın yararına olarak çiftlikleri işletmesini planlamıştır, ama daha sonra halkın çiftliklerden daha iyi yararlanması için çiftliklerini doğrudan hazineye bağışlamayı uygun görmüştür. Yalan makinesi tarihçimiz, Atatürk'ün "Çiftlikleri hangi kuruma bırakırsak halkın yararına olarak daha iyi işletilir sorusuna" yanıt ararken ismet inönü'nün görüşü doğrultusunda karar alıp çiftliklerini hazineye bırakmasını, "Atatürk'ü ismet inönü ikna etti! Atatürk çiftliklerini hazineye bırakmak istemiyordu! Atatürk, çiftlikler zarar ettiği için hazineye bağışladı" biçiminde çarpıtmıştır. işin ilginç yanı, Atatürk'e saldırmak için ismet inönü'yü kullanan yalan makinesi tarihçimiz aslında iflah olmaz bir ismet inönü düşmanıdır. Her fırsatta ismet inönü'ye saldırn bu yalan makinesi tarihçimiz, örneğin ismet inönü'nün Kurtuluş Savaşı'na katılması için "bohçalanarak" Anadolu'ya gönderildiğini iddia etmiş ve son olarak ismet inönü'yü "cami düşmanı" olmakla suçlamıştır.
Atatürk'ün Çiftliklerini Milletine Bağışlaması
Atatürk, kurmuş olduğu çiftlikleri 13 yıl bizzat işlettikten sonra 11 Haziran 1937 tarihinde yazmış olduğu vasiyet mektubu ile hazineye devretmiştir. Dönemin Başbakanı ismet inönü tarafından Maliye Bakanlığı’na havale edilen o tarihi mektup şöyledir:
“Başvekalete,
Malum olduğu üzere ziraat ve iktisat sahasında fenni ve ameli tecrübeler yapmak maksadı ile muhtelif zamanlarda memleketin muhtelif mıntıkalarında müteaddit çiftlikler tesisi etmiştim.
On üç sene devam eden çetin çalışmaları esnasında faaliyetlerinin, bulundukları iklimin yetiştirdiği her çeşit mahsulattan başka, her nevi ziraat sanatlarına da teşmil eden bu müessesleri ilk senelerden başlayan bütün kazançlarını inkişaflarına sarf ederek büyük küçük müteaddit fabrika ve imalathaneler tesis etmişler, bütün ziraat, makine ve aletlerini yerinde ve faydalı şekilde kullanarak bunların hepsini tamir ve mühim bir kısmını yeniden imal edecek tesisat vücuda getirmişler, yerli ve yabancı birçok hayvan ırkları üzerinde çift ve mahsul bakımından yaptıkları tetkikler neticesinde bunların muhite en elverişli ve verimli olanlarını tespit etmişler, kooperatif teşkili suretiyle veya aynı zahiyette başka suretlerle civar köylerle beraber, faydalı şekilde çalışmalar, bir taraftan da iç ve dış piyasalarla daimi ve sıkı temasta bulunmak suretiyle faaliyetlerini ve istihsallerini bunların isteklerine uydurmuşlar ve bugün her bakımdan verimli, olgun ve çok kıymetli birer varlık haline gelmişlerdir. Çiftliklerin yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilyesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikarla fiili ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır.
Bünyelerinin metanetini ve muvaffakiyetlerinin temelini teşkil eden geniş çalışma ve ticari esaslar dahilinde idare edildikleri ve memleketin mıntıkalarında da müessilleri tesis edildiği takdirde, tecrübelerini müspet iş sahasından alan bu müesseselerin ziraat usullerini düzeltme, istihsalatı artırma ve köyleri kalkındırma yolunda devletçe alınan ve alınacak olan tedbirlerin hüsnü intihap ve inkişafına çok müsait birer amil ve mesnet olacaklarına kani bulunuyorum ve bu kanaatle tasarrufum altındaki bu çiftlikleri, bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşları ile beraber hazineye hediye ediyorum. Çiftliklerin arazisi ile tesisat ve demirbaşını mücbel gösteren bir liste ilişiktir.
Müktazi kanun muamelesinin yapılmasını dilerim. 11.06.1937- Mustafa Kemal Atatürk”
Orijinal mektupta çok ayrıntılı olan söz konusu listeyi şöyle özetlemek mümkündür:
Ankara’da Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesut, Çakırlar çiftliklerinden meydana gelen Orman Çiftliği, Yalova’da Millet ve Baltacı Çiftlikleri, Silifke’de Tekir ve Şövalye Çiftlikleri, Dörtyol’da portakal bahçesi ile Karabasamak Çiftliği, Tarsus’ta Piloğlu Çiftliği.
Bu yerlerdeki Bira Fabrikası, Malt Fabrikası, Buz Fabrikası, Soda ve Gazoz Fabrikası, Deri Fabrikası, Tarım Aletleri ve Demir Fabrikası, iki modern Süt Fabrikası, iki büyük yoğurt imalathanesi, şarap imalathanesi, değirmen, iki yağ ve peynir imalathanesi, iki tavuk çiftliği, iki özel iskele ve liman, beş satış mağazası, Çelik Fabrikası’nın %40 payı, 16 traktör, 13 komple biçerdöver, 1 deniz motoru, 5 kamyon ve kamyonet, 2 binek otomobil, 19 binek ve yük arabası, 13.100 adet koyun, 443 sığır, 69 at, 58 eşek, 2450 tavuk.
Atatürk’ün çiftliklerini hazineye bağışladığı bu vasiyet mektubu, Atatürk’ün “Örnek Çiftlikler (Yeşil Cennet) Projesi”nin amaçlarını gözler önüne sermesi bakımından çok dikkat çekicidir. Mektup, dikkatle okunduğunda Atatürk’ün aslında tüm Türkiye’yi ağaçlandırmayı, yeşillendirmeyi düşündüğü ve dahası tarımsal ve hayvansal üretimi arttırmayı amaçladığı görülecektir.
Mektupta ifade edildi kadarıyla Atatürk:
• Tarım ve ekonomi alanında bilimsel ve uygulamalı denemeler yapmak için değişik zamanlarda ülkenin değişik yerlerinde çiftlikler kurmuştur.
• Bu çiftliklerdeki çalışmalar 13 sene sürmüştür.
• Bu çiftliklerde, iklime göre her çeşit ürünler yetiştirilmiş, küçük büyük fabrikalar kurulmuş, makineli tarım yapılmış, bu makinelerin bir kısmı bu çiftliklerde kurulan tesislerde imal edilmiş, yerli ve yabancı bir çok hayvan ırkları üzerinde incelemeler yapılmış, civar köylerle işbirliği içinde faydalı çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
• Çiftliklerin kuruldukları bölgelerdeki araziler ıslah edilmiş, düzenlenmiş ve o bölgeler güzelleştirilmiştir.
• Çiftlikler halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek temiz yerler, sağlıklı ve nefis gıda maddeleri sağlamıştır.
• Atatürk, bu çiftliklerin daha da geliştirildiği takdirde ziraat teknikleri, düzeltme, üretimi artırma ve köyleri kalkındırma yolunda çok işe yarayacaklarını belirtmiştir.
Meclis’te Atatürk’ten gelen bu “çiftlik vasiyeti” mektubunun okunmasından sonra Başbakan ismet inönü söz alıp özetle şunları söylemiştir:
“Sevinç ve heyecanla dinlediğimiz armağan olayı, üzerinde büyük bir önemle durulması gereken yüksek bir değerdedir. Hazineye geçen bu çiftlikler, değerleri milyonlara varan bir zenginliğe sahiptirler. Atatürk bu çiftlikleri yıllardan beri kişisel biriktirmeleri ve özellikle kişisel emeği ile meydana getirmiştir. Ve bunları herkesin Anadolu ortasında nasıl bir bayındır oturma yerinin yapılabileceğini düşünüp karamsarlığa düşerken, bilim ve çalışma ile bunun mümkün olabileceğine örnek vermek için yapmıştır. Atatürk, her türlü kişisel çıkarların, kişiliğine yönelik her türlü yararların daima üstünde kalmış ve daima kalacak olan bir ulusal varlıktır. Bu eserleri hazineye armağan etmesinin de temelli, büyük ve politik bir ideali vardır. Çünkü o, Milli Mücadele’nin ilk gününden beri bu memleketin kudretini ve zenginliğini köylülerimizin kalkınmasında, zenginliğe ve rahat geçime sahip olmasında gördü. ilk günden beri bu doğrultuda yürüdü. Biz de aynı doğrultu da yürüyoruz. Bugün de Atatürk, memleketin güçlenip zenginliğinin artması için köylünün durumunun ve ekonomik varlığının yükselmesi gerektiği kanısındadır. Atatürk, bu anlayışın ve siyasetin memleket için çok yararlı olacağı kanısı ile bu konudaki mücadelenin başındadır. Biz de onu izlemekte çok dikkatliyiz.
Atatürk bu çiftlikleri Halk Partisi’nin malı olarak saklıyordu. Fakat köylülerin buralardan bir okul, bir öğretici araç olarak yararlanabilmelerinin devlet elinde bulunmaları ile daha kolay ve mümkün olacağını düşündü…. Böylece Atatürk bir kere daha kendi huzur ve rahatının, vatanının şan ve şerefinde ve güçlülüğüne olduğunu gösteriyor. Biz de diyoruz ki Atatürk bizim en değerli hazinemizdir. Onun şan ve şerefini vatanın şan ve şerefi sayıyoruz.”
inönü’nün Meclis Zabıt Ceridesi’ndeki bu konuşması yalan makinesi tarihçimizin maskesini bir kere daha düşürmektedir.
inönü, “Atatürk bu çiftlikleri Halk Partisi’nin malı olarak saklıyordu. Fakat köylülerin buralardan bir okul, bir öğretici araç olarak yararlanabilmelerinin devlet elinde bulunmaları ile daha kolay ve mümkün olacağını düşündü” bu nedenle hazineye devretti demiştir.
+ -
19.
0Ben Gerektiğinde Milletime Canımı VereceğimTümünü Göster
inönü’nün bu konuşmasından sonra birçok milletvekili, Atatürk’ün çiftliklerini milletine bağışlamasıyla ilgili konuşmalar yapıp Atatürk’e teşekkür etmiştir. Meclis Başkanlık Divanı, “Büyük iyiliği” için Atatürk’e bir teşekkür telgrafı çekmiştir. Bunun üzerine Atatürk de önce Başbakan’a sonra da Meclis’e birer mektup göndermiştir.
Atatürk’ün Başbakan ismet inönü’ye gönderdiği mektup şudur:
“Hatırlarsınız, Türk köylüsünün Türk’ün efendisi olduğunu söylediğim zamanı. Ben o efendinin isteği ve iradesi altında yıllardan beri çalışmış olan bir hizmetçiyim. Şimdi beni çok duygulandıran olay, değersiz olsa da Türk köylüsüne ufak bir görev yapmış olduğumdur. Milletin Yüksek Temsilciler Kurulu bunu iyi görmüş ve kabul etmişler ise, benim için en unutulmaz bir mutluluk anısını bana vermişlerdir. Bundan ötürü çok yüksek bir zevkle millet, memleket ve Cumhuriyet hükümetine yapmak zorunda olduğum görevlerden en basiti karşısında gösterilmiş olan iyi duygulardan ne kadar heyecanlandığımı anlatacak güçte değilim. Söz konusu olan armağan Yüksek Türk Milletine benim asıl vermeyi düşündüğüm armağan karşısında hiçbir değere sahip değildir. Ben gerektiği zaman en büyük armağanım olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim.” (Mahmut Goloğlu,Tek Partili Cumhuriyet, s. 264.)
işte büyük adam…işte vatanseverlik… işte tevazu…
Bütün mal varlığını, 15 yıl uğraşıp didinip adeta yoktan var ettiği örnek çiftliklerini, milletine bağışladığı için kendisine teşekkür eden Meclise, “Ben gerektiği zaman en büyük armağanım olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim” diye karşılık veren bir lider…
Atatürk, Büyük Millet Meclisi’ne de “Yapılan bir görevdir” şeklinde kısa fakat çok anlamlı bir mektup göndermiştir. (TBMM Zabıt Ceridesi, 14 Haziran 1937.)
Atatürk’ün Vasiyeti Çiğneniyor: Atatürk Orman Çiftliği Yok Edilmek Üzere
Atatürk’ün Örnek Çiftlikler (Yeşil Cennet) Projesi’nin ilk uygulaması olan Atatürk (Gazi) Orman Çiftliği, Atatürk'ün kişisel mal varlığı içinde olduğundan 1937 yılında Atatürk tarafından şartlı olarak hazineye bağışlanmıştır. Bağışla ilgili resmi belgeye göre; Atatürk Orman Çiftliği üzerindeki bütün zirai işletmeler, donanımları ile birlikte bir zirai üretim birimi olarak korunması ve işlerliğinin devamı şartı ile hazineye devredilmiştir. Bağış senedinde ayrıca, çiftlikte arazi ıslahı ve düzenlenmesi yapılması, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezecek-eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler sağlanması, halka nefis ve katıksız gıda maddeleri üretilmesi ve temini amacı açıkça belirtilerek bunların gerçekleştirilmesi yükümlülüğü konulmuştur. Atatürk'ün kişisel mülkünü bağışladığı hazine, Atatürk Orman Çiftliği'nin mülkiyetini yukarıdaki yükümlülükleri ile birlikte devralmıştır.
Atatürk’ün milletin hizmetine sunduğu Atatürk Orman Çiftliği, zaman içinde Atatürk’ün vasiyeti çiğnenerek işletilmeye başlanmıştır. ihmaller, suiistimaller ve yanlış politikalar yüzünden Atatürk Orman Çiftliği gittikçe küçülmüştür. 2008 yıl sonu itibarıyla çeşitli sebeplerle çiftlik arazilerinde meydana gelen kayıp, 22.078 dekara ulaşmış bulunmaktadır. Bu miktar Atatürk’ün vasiyetiyle hazineye hediye etmiş olduğu toplam arazinin % 42’sine eşit bulunmaktadır.
2006 yılında çıkarılan 5524 sayılı yasa ile Atatürk Orman Çiftliği'nin imara açılması kanunlaşmış ve bu konuda Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne geniş yetkiler verilmiştir. Var olmayan gerçek dışı gerekçelere dayanılarak çıkarılan bu yasanın amacı, Atatürk Orman Çiftliği’nin mal varlığının belediyenin kontrolüne bırakılmasıdır. Bu yasa ile AKP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kontrolüne bırakılan Atatürk Orman Çiftliği, bilinmeyen bir sona sürüklenerek yok olacaktır. 5524 sayılı kanuna dayanılarak Atatürk Orman Çiftliği için yapılan imar planlarının, Ziraat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası ve Ankara Barosu tarafından anayasaya ve yasalara aykırılığı nedeniyle iptali istemiyle dava açılmıştır.
Atatürk Orman Çiftliği’nin mülkiyeti Atatürk'ün bağışlama iradesi ile sınırlı olarak hazineye geçmiştir. 5524 sayılı yasa ile getirilen düzenlemeler ile Atatürk'ün anayasa ve medeni hukuktan doğan hakları çiğnenmektedir ve bu kanun, anayasanın mülkiyet hakkını koruyan kurallarına aykırıdır.5524 sayılı kanun, anayasanın kamulaştırma için koyduğu kurallara aykırıdır. 5524 sayılı kanun, anayasanın kültür ve tabiat varlıklarının korunması ile ilgili kurallarına aykırıdır. 5524 sayılı kanun, anayasanın toprak varlığımızın korunması ile ilgili kurallarına aykırıdır. 5524 sayılı kanun, Atatürk’ün kişisel haklarına ve Cumhuriyetin ruhuna aykırıdır. (Güven Dinçer, "Atatürk Orman Çiftliği ve Anayasal Koruma", Cumhuriyet gazetesi, 18 Mayıs, 2007). 5524 sayılı kanun Atatürk’ün Yeşil Cennet Projesi’ne vurulmuş bir darbedir.
Yalova Çiftliği Araplara Satılıyor
Atatürk’ün 1929 yılında, yanı başındaki ulu çınar ağacının bir dalı zarar görmesin diye altına ray döşetip birkaç metre kaydırdığı Yalova’daki Yürüyen Köşk’ün öyküsü zaman içinde neredeyse unutulmuştur. Bırakın yürüyen köşkün ibret dolu öyküsünü, bu köşkün Atatürk’ün anısını taşıdığı ve Atatürk’ün vasiyeti gereği hazineye devredilerek milletin hizmetine sunulduğu da unutulmuş, unutturulmuştur.
+ -
20.
0Ve bir gün gelmiş, bu tarihi köşkün de içinde bulunduğu Yalova Çiftliği önce AKP’li Yalova Belediyesi’ne devredilmiş, daha sonra da Yalova Belediyesi tarafından Araplara satılmak istenmiştir.Tümünü Göster
2005 yılında AKP’li Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinin ardından, Atatürk’ün kendi parasıyla kurup, ölmeden önce hazineye bağışladığı Yalova Çiftliği, turistik tesis yapılması için Araplara verilmiştir. Tesisleri, Dubai islam Bankası ile Çalık Holding’in birlikte kurmasına karar verilmiştir.
Yüksek Planlama Kurulu kararıyla gerçekleştirilen operasyon sonucunda arazide kurulacak turistik tesisiler için 2005 yılında Dubai islam Bankası ile ön protokol imzalanmıştır. islam Bankası ile Çalık Holding’in kuracakları tesisler için atılan bu ilk imzada AKP’li Devlet Bakanı Ali Babacan da bulunmuştur. (“Çiftliği Araplarda” Hürriyet Gazetesi, 13 Temmuz 2005, s.22.)
Atatürk’ün, “vatanın tek bir dalı bile çok kıymetlidir” anlayışının sembolik ifadesi olan Yürüyen Köşk’ün de içinde olduğu Yalova Çiftliği, AKP’nin “babalar gibi satarım” anlayışıyla yandaşlara ve yabancılara haraç mezat satılmaktadır.
Atatürk’ün hazineye devredip Türk milletinin hizmetine bıraktığı Yalova Çiftliği’nin, Atatürk’ün vasiyeti hiçe sayılarak Araplara satılmak istenmesi, Cumhuriyet’in geldiği noktayı göstermesi bakımından çok düşündürücüdür!
Bugün içinde “HALiFELiK VAR” sanarak Atatürk’ün Gizli Vasiyeti peşinde koşanların, önce Atatürk’ün elimizdeki “açık vasiyetinin” hukuka aykırı olarak çiğnenmesine ses çıkarmaları gerekir. Atatürk’ün bir “vasiyet mektubuyla” hazineye devrederek Türk milletinin hizmetine sunulmasını istediği çiftlikleri, bugün bu vasiyete aykırı olarak yandaşlara ve yabancılara haraç mezat peşkeş çekilmektedir. Bu durum, hukuka, insan haklarına ve kamu vicdanına aykırıdır. Bu durum, Mustafa Kemal Atatürk’e yapılmış büyük bir saygısızlıktır.
Yalan makinesi tarihçimizin de tarihi gerçekleri çarpıtmayı bırakıp Atatürk’ün vasiyetine aykırı olarak Atatürk’ün Örnek Çiftliklerinin yandaşa haraç mezat satılmasının hesabını sorması” gerekir. Namuslu bir aydının yapması gereken şey budur!
Yalan Makinesi Tarihçimiz Atatürk’ü Bugünkü Siyasilerle Karıştırmış!
Edindikleri servetleri eşe dosta, yandaşa akıtan günümüzün Başbakanları ve bakanlarının Atatürk’ten alacakları çok ama çok büyük dersler vardır.
Yalan makinesi tarihçimiz anlaşılan Atatürk’ü bugünkü cukkacı siyasilerle karıştırmış! Siyasi hayatları süresince mal,mülk,servet peşinde koşan, hem kendi ceplerini hem de eş, dost ve yandaşlarının ceplerini dolduran, isviçre bankalarında gizli hesaplar açtıran, oğula gemicik alan, eşe kuyumcu dükkanı açan bugünkü siyasilerle Atatürk’ü kıyaslamak, Atatürk’ün de onlar gibi “mal, mülk, para düşkünü” olduğunu kanıtlama gayreti işçinde çırpınmak, bana soracak olursanız komik olmuş!
Yalan makinesi tarihçimiz, bugünün çalan-çırpan, eşi dostu kayıran siyasetçisine meşruiyet kazandırabilmek için “Atatürk de çalmıştı, çırpmıştı, malı, mülkü vardı!” diyebilme densizliğini göstererek hem komik duruma düşmüştür, hem de yandaşlığın-yalakalıkla tarihi çarpıtmanın son örneklerinden birini vermiştir.
Yalan makinesi tarihçimize şunu da hatırlatalım ki; eğer Atatürk, para pul peşinde koşsaydı I. Dünya Savaşı sırasında Alman komutan Falkenhayn tarafından kendisine verilmek istenen sandıklar dolusu altın rüşvetini kabul ederdi! Eğer Atatürk mal mülk düşkünü olsaydı kelle koltukta, yokluk ve yoksulluk içinde bir Kurtuluş Savaşı’nın önderi olmaya soyunmaz, işbirlikçiler gibi ingilizlerin kanatları altında gayet rahatça hayatını sürdürürdü. Ya da kendisine yapılan Halifelik tekliflerini kabul eder, para pul içinde yüzerdi.
Ah Atatürk düşmanı yobaz kafa ah!...
Yalan makinesinin daha mantıklı, ayakları daha sağlam yere basan yeni yalanlarını bekliyoruz!!!
NOT: Atatürk’ün Örnek Çiftlikler Projesi’nin ayrıntılarını AKL-I KEMAL, “Atatürk’ün Akıllı Projeleri”, C.I, adlı kitabımdan okuyabilirisiniz.
Sinan Meydan- 17 Haziran 2012
Kaynak gösterilmeden kullanılamaz: Kaynak: http://www.sinanmeydan.com.tr