Tarih 30 ağustos 1922 yılını gösterir...
30 ağustos sabahı Mazisi Şanla ve şerefle dolu Türk ordusu adeta Yunanın üstüne şimşek gibi çakmış ve geriye Yunanlılardan afyon ovasında bıraktıkları mağlubiyetin ağır izleri kalmıştır...
memleketin dört bir yanından ve kumandanlıklardan M.kemalin akşehirdeki karargahına tebrik telgrafları gelir...
o sırada Atatürkün yaveri salih bozok gelir ve yunan ordusu başkomutanın esir alındığı ve karargahta olduğunu huzura çıkmak için bekletildiğini söyler...
-içeri alınmasını emreder Atatürk...
az sonra tedirgin ve korkulu bakışlarla yunan ordusu başkomutanı trikopis gelir
esir bir askerdir, hayatı Mustafa kemalin iki dudağının arasındadır artık...
aklından Türklere yaptıkları katliamlar ve barbarlıklarları geçirerek kendi sonununda böyle olacağını düşünür...
o korkuyla içeri girer birde bakarki mustafa kemal Atatürk hafif tebessüm ederek yanına gelir elini sıkar ve trikopisin silahını nazik bir şekilde isteyerek alır (ordu geleneğinde esir alınanın rütbesi neyse onun rütbesine denk biri silahını alabilir )
trokopis gördüğü manzara karşısında şaşkınlıkla tam subay kılıcınıda verecekken Mustafa kemal Atatürk reddeder ve ona bir subay kılıcının o subayın şerefini ve onurunu temsil ettiğini ve kılıcını alamayacağını söylerek eliyle masasın yanında bulunan tabureye oturmasını nazik bir şekilde teklif ederek halini hatırını sorduktan sonra teselli ederek kendisine kahve söyler ardından Mustafa kemalin ağzından tebessüm ederek yunanlı komutana karşı şu cümleler dökülür...
-SiZ BiZiM ESiRiMiZ DEĞiL MiSAFiRiMiZSiNiZ RAHAT OLUNUZ...
O gün bir kez daha Mustafa kemal Atatürk savaş Meydanında ve kahramanlıklarıylada olduğu gib düşmanına bile güleryüzle yaklaşarak bir kere daha centilmenliğiylede ve zafer kazanmıştır...