atatürkün en sevdiğiniz sözü

ne çok huur çocuğu varmış lan burda, anası gibişmişler akıllı olun sizi gerçek hayatta da görmek isteriz sokakta konuşun böyle, gibelim ebenizi bacınızı ananızı.

@7 http://www.incicaps.com/images/guldur-1284059634.jpg

"hatti müdafa yoktur ,sathi müdafa vardir.o satih , bütün vatandir. vatanin , her karis topragi , vatandasin kaniyla islanmadikça ,terk olunamaz. onun için küçük , büyük her cüzütam , bulundugu mevzi den atilabilir. fakat küçük , büyük her cüzütam ilk durabildigi noktada ,tekrar düsmana karsi cephe teskil edip muharebeye devam eder. yanindaki cüzütamin çekilmeye mecbur oldugunu gören cüzütamlar, ona tabi olmaz. bulundugu yere nihayetekadar sebat ve mukavemete mecburdur.
vatan mutlaka selamet bulacak , millet mutlaka mutlu olacaktir. çünkü kendi selametini , kendi saadetini memleketin ve milletin saadet ve selameti içinfeda edebilen vatan evlatlari çoktur"k.atatürk

ve kuran yetim

Ne olursan ol yine gel

(bkz: yurtta barış dünyada sulh !)

@2 övün değil öğün huurçocuğu

bu ülke batının emperyalizminden, doğununda vicdani sömürüsünden kurtulursa ancak o zaman aydınlık günlere kavuşur.

iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk i̇stiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!!!

bugün yaşasaydı.. ilk gibeceği grup atatürkçü geçinip sonra her taku kendilerine mübah gören topluluk olurdu...

geldikleri gibi giderler

gökten indiği sanılan maddi manevi lay lay lay

"ben tavuğun kızarmışını severim."

@11 ben yazcaktım lan onu :D

ey türk gençliği!

birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk i̇stiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!!!

atam o çakmak çakmak gözleriyle bugünü görmüşte yazmış biz gençlere bu sözleri muallakler.iyi okuyun. özet geçeninde ta dıbına koyim.

her memleketten birini getirin, sivastan tuttuğunuzu getirin

huur çocuğunun teki eksilemiş tüm sözleri. ananı bacını gibeyim senin bin şakirt.

hımm... ok... kib

muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur

bir ingiliz subayıyla mustafa kemal paşa aynı masada yemek yerler subay cok ters tip tip atamıza bakmaktadır ve paşa alt rütbesinden komutanlarından (o an en yakınındaki ) çağırır ve
"-komutanım söylermisiniz bu adam neden bana böle bakmaktadır ?" der ve komutan gidip sorup öğrenis gelir
"Komutan : atam çanakkalede babasını öldürmüşşünüz ondanmış" der. bu cevabın üstüne mustafa kemal şöyle der;
"sor bakıyım babasının orda ne işi varmış "