-
1.
+2 -6rum beyler.Tümünü Göster
"muhafazid'in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba kur'an denir.
kaynak: atatürkün emriyle liselerde okutulan tarih kitabı (1938), 2. cilt
gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur, din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka birşey değildir. m. kemal
kaynak: atatürkün el yazmaları, medeni bilgiler, afet inan
tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla utanmaksızın tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. m. kemal
kaynak: atatürkün el yazmaları, medeni bilgiler, afet inan
natür (tabiat) insanları üretti, onları kendisine taptırdı da... m. kemal
kaynak: atatürkten düşünceler, derleyen: prof. enver ziya
çünkü malumdur ki, insan tabiatın mahlukudur. m. kemal
kaynak: atatürkün el yazmaları, medeni bilgiler, afet inan
kaza ve kader, talih ve tesadüf tabirleri arapça'dır, türkleri alakadar etmez. m. kemal
kaynak: prof. ilkan arsel, teokratik devlet anlayışından laik devlet anlayışına
türkler, arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. arap dinini kabul ettikten sonra türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. bu pek tabii idi. çünkü muhafazid'in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir arap milleti siyasetine müncer oluyordu. m. kemal
kaynak: medeni bilgiler ve atatürkün el yazmaları, afet inan, türk tarih kurumu basımevi, ankara 1969, s 364-365
hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız. bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkilabı yapmazsak, başka hiçbir zaman yapamayız. m. kemal
kaynak: kazım karabekir, paşaların kavgası; emre yayınları, aralık 1991, s 165.
insanlar ilk devirlerinde pek acizdi. kendilerini koruyamıyorlar, hiçbir hadisenin de sebebini bilmiyorlardı. kendilerini koruyacak bir kuvvet aradılar. nihayet insanlık vicdanında bir kuvvet yarattı. o da işte allah'tır. herşeyi ondan beklediler, ondan istediler. hastalıktan, felaketten korunmayı hep allah'larından istediler. fakat modern çağlarda insan herşeyi allah'tan beklemedi. ancak toplumdan bekledi. her şeyin koruyucusu insan cemiyetidir. bizi koruyan, refah içinde yaşatan toplumdur. m. kemal
kaynak: enver behnan şapolyo, atatürk ve milli mücadele tarihi, 1932, s 305.
masum ve cahil insanları, yüzlerce allah'a taptırmak veya allah'ları muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. m. kemal
kaynak: türk tarihinin ana hatları, 1930, devlet matbaası, s 220-221
insanlar, kurtçuklar gibi sulardan çıktılar en önce... ilk ceddimiz balıktır. işler daha daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler. "biz maymunlarız"; düşüncelerimiz insandır. m. kemal
kaynak: ruşen eşraf ünaydın, atatürk tarih ve dil kurumları, s 53.
muhafazid, iptida allah'ın resuluyüm diyerek ortaya çıkmamıştır, bunu düşünmemiştir. bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisinde hasıl olmuştur. m. kemal
kaynak: nokta dergisi, 17 kasım 1985
muhafazid'in peygamberliğinin başlangıcına dair birçok eski rivayetler vardır. bunlar artık efsanelere karışmıştır. hakikatte peygamberin ilk söylediği kuran ayetinin ne olduğu malum ve belki de mazbut değildir. kuran sureleri muhafazid'e açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birinde, birdenbire bir taraftan inmiş değillerdi. muhafazid'in söylediği sureler uzun bir devirde dini düşüncelerinin ürünü olmuştur. muhafazid, bu surelere birçok çalıştıktan ve incelemeler yaptıktan sonra edebi şeklini vermiştir. m. kemal
kaynak: afet inan, atatürkün el yazmaları, 2000'e doğru dergisi, 8. sayı, s 15-16.
türk milleti, bir kelimesinin manasını bilmediği halde, kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. m. kemal
kaynak: medeni bilgiler, afet inan, türk tarih kurumu basımevi, ankara 1969, s 364-365.
benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. m. kemal
kaynak: andrew mango, atatürk, s 447." -
2.
+1 -4dünyada müslümanlar kadar aşağılık insan topluluğu yok. mısırı,suriyeyi falan da örnek göstererek konuşmuyorum. bizzat ülkemizi örnek gösteriyorum. hepiniz mükemmel müslülanmışsınız gibi başkası müslüma mı değil mi onu tnartışıyorsunuz. dıbınıza koyum hepinizin.
-
3.
+1 -2gerçekleri sizde öğrenin beyler koyun olmayın
-
4.
+1 -2zaten zeki adam dinlere inanmaz
-
5.
+1 -1katinin papagani olarak ben bir huur çocuğuyum.
kaynak: bir huur çocuğunun gündüğü s 1 -
6.
-2zamanının ötesinde bir lider olduğunu gösteriyor bu sözler. bir kez daha sevdim.
aynı adam okuyup anlayın diye kuranı da türkçeye çevirtti. -
7.
-1eee adam zekiymiş işte senin gibi küçük kızları giben kafa kesen tayfadan olsaydı sen tapardın belki ama biz sevmezdik
-
8.
+1Haydi bakalımTümünü Göster
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum." (1924)
"Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk´ün Söylev ve Demeçleri, c. 1, s. 225)
"Allah birdir, şanı büyüktür. Allah´ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran´daki anlamı açık olan ayetlerdir. insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk´ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)
"Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ... islam´ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz" (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)
"Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah´ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. islam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir." (Atatürk´ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s.86)
"Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, sun´i, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız." (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları, s.32)
"Atatürk´ün kız kardeşi Makbule Hanım´la uzun yıllar komşuluk yaptık. Her yıl Ramazan ayı yaklaşınca Atatürk kız kardeşine; "Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme"der ve hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi." (Din Toplum ve Kemal Atatürk, Ercüment Demirer, s.10)
"Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır." buyururlardı. Atatürk, şahsi çıkarları için kutsal dinimizi siyasete alet eden cahil din adamlarını sevmezdi." (Atatürk ve Din Eğitimi - Ahmet Gürtaş - Diyanet işleri Bakanları Yayınları s.12) -
9.
+1isterse dünyanın en dindar adamı olsun, kazım karabekirin asılması kararı, elde ordu varken yunanistan-bulgaristan almak yerine antlaşma yapılması, millete zorla şapka taktırması (bakın şapka getirdiğine kızmıyorum zorla taktırmasına kızıyorum. getirsin kendi taksın halka örnek olsun isteysen taksın isteyen takmasın) ve takmak istemeyenleri gerici ilan etmesi, hatta bazılarına göre astırması kestirmesi, tbmm de kendisiyle eş rütbeli 4-5 komutan varken bi tek kendi adının duyulmasını sağlaması atatürkü sevmemek için yeterli nedenler. atatürk olmasaydı baban belli olmazdı adın josef olurdu vs. demeden önce son yazdığım nedeni bidaha okuyun ve isterseniz araştırın. adamın inancı beni ilgilendirmez, icraatleri ilgilendirir.
-
10.
+1@26 evet bu söylediklerin doğrudur. hatta buna benzer birçok şey daha var atatürkle ilgili. ama hepsi 1924'den önce, yani ipleri tam olarak ele geçirmeden, halkın tam desteğine ihtiyaç duyduğu dönemler. 1924'den sonra gerçek yüzünü gösterdi zaten.
-
11.
-1@31 la bi gibtir git. ctrl+v ile adam bana tarih öğretiyor.
-
12.
-1Sanami gunahi yaziliyo aminakodum yobazi
-
13.
+1beyni yıkanmış saf huur evlatları sadece yanlış bilinen bir şeyin doğrusunu açıklamaya çalışıyorum yıllarca atatürk müslüman dendi bunun yanlış oluşunu göstermeye çalışıyoruz yoksa gibimde mi ulan
-
14.
-1bize ne lan amk, isterse yahudi olsun, senin baban kim oldugunu biliyormusun? biliyorsun, onu da Atatürk yüzünden biliyorsun.
-
15.
-1@3 adam haklı dininizi öğrenin de müslümanlıktan vazgecin beyler koyun olmayın
-
16.
-1@8 amın oğlu okumuyo musun adam diliyle kendisi teyit etmiş tastiklemiş zaten
-
17.
0@29 1954 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Devletinin borçlarını ödüyor. Borçlar ödenirken 15 yılda kurulan fabrikalar. Gerçekten inanılmaz biri AtatürkTümünü Göster
1-ankara fişek fabrikası (1924)
2-gölcük tersanesi (1924)
3- şakir zümre fabrikası (1925)
4-eskişehir hava tamirhanesi (1925)
5-alpullu şeker fabrikası (1926)
7-uşak şeker fabrikası(1926)
8-kırıkkale mühimmat fabrikası (1926)
9-bünyan dokuma fabrikası (1927)
10-eskişehir kiremit fabrikası (1927)
11-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1928)
12- ankara çimento fabrikası (1928)
13-ankara havagazı fabrikası (1929)
14-istanbul otomobil montaj fabrikası (1929)
15-kayaş kapsül fabrikası (1930)
16-nuri killigil tabanca, havan ve mühimmat fabrikası (1930)
17-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1931- genişletildi)
18-eskişehir şeker fabrikası (1934)
19-turhal şeker fabrikaları (1934)
20-konya ereğli bez fabrikası(1934)
21-bakırköy bez fabrikası (1934)
22-bursa süt fabrikası (1934)
23-izmit paşabahçe şişe ve cam fabrikası (1934 temel atma)
24-zonguldak antrasit fabrikası (1934 temel atma)
25-zonguldak kömür yıkama fabrikası (1934)
26-keçiborlu kükürt fabrikası (1934)
27-ısparta gülyağı fabrikası (1934)
28-ankara, konya, eskişehir ve sivas buğday siloları (1934)
29-paşabahçe şişe ve cam fabrikası (1935 - tamamlandı)
30-kayseri bez fabrikası (1934 temel atma)
31-nazilli basma fabrikası (1935- temel atma)
32-bursa merinos fabrikası (1935 temel atma)
33-gemlik suni ipek fabrikası (1935 temel atma)
34-keçiborlu kükürt fabrikası (1935)
35- ankara çubuk barajı (1936)
36-zonguldak taş kömür fabrikası (1935)
37-barut, tüfek ve top fabrikası (1936)
38-nuri demirağ uçak fabrikası (1936- ilk türk uçağı nud-36 üretildi)
39-malatya sigara fabrikası (1936)
40-bitlis sigara fabrikası (1936)
41-malatya bez fabrikası (1937 temel atma- bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları atatürk'ün sağlığında açılmıştır.)
42-izmit kağıt ve karton fabrikası (1934- temel atma)
43-karabük demir çelik fabrikası (1937- temel atma)
44-divriği demir ocakları (1938)
45-izmir klor fabrikası (1938- temel atma)
46-sivas çimento fabrikası (1938-temel atma)
not: bu fabrikalar sayesinde 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimi %152 artarken toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. kömürde %100, kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken demir üretimi 0'dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi 200 misli artmıştır. 1926'da başlayan şeker üretimi 1927-1930 arasında 5162 tondan 95.192 tona çıkmıştır. tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının %80'ini karşılar duruma gelmiştir. tekstil ürünleri ithalatı 1927'de 51.000.000 türk lirası iken bu rakam 1939'da 11.900.000 türk lirasına düşmüştür. 1924-1929 arasında pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır. -
18.
0yunanistan ve bulgaristanın alınması nedir amk, gerizekalı mısın nesin, nasıl bir hayal dünyanız var
istanbul işgal altındaydı, adamın gözü hala bulgaristanda, hala kanuni ile ilgili ıslak rüyalar göreüyor olabilirsin ama mustafa kemal gerçekçi bir adamdı - 19.
-
20.
0@32 ufak ayrıntıya takılma. hepsini oku hepsine birşey yaz.
-
vinovat li ya selamm ne habeerr
-
acayip tuhaf ve yamuk
-
kadın milli voleybol takımı oyuncusu
-
sevdiklerinize bir çicek alın
-
acayip ve tuhafin nicki mi degismiz
-
saksocektiren
-
entiriye resim ekleme
-
emel1971
-
aşk sizin icin ne demek
-
cilalı ibonun
-
beyler maaştan maaşa yasıyorum
-
aziz sokie penisi
-
beyler bitkiler reçine dökerek sıçıyormuş
-
en sonunda dayanamayıp bıçaklıyordu
-
sözlüğü timarhaneye döndürdüm
-
yangınlar gerçek değilmiş
-
memati femboy musun
-
vikings caliyo ama yapıyor abi
-
sözlük bitmeş
-
sözlüğe femboy getirin abi
- / 1