0
istanbul'da işgal döneminde, ingiliz askerlerinin herhangi bir askeri direniş olmaması nedeniyle sıkıntıdan Fenerle yaptıkları maçlardan bahsedeceğiz. Bu maçları büyük zaferlermiş gibi gösteren, bu maçların sonuçlarının cephelerde savaşan Türk askerlerin maneviyatlarına büyük etkisi olduğunu iddia eden bazı tarih ve zeka özürlülere gerçekleri anlatacağız.
Bildiğiniz gibi tarihi FB lehine saptırmayı görev edinenler, cahil halkımızın zihnine yalanlarla dolu bir takım olaylar yerleştirmeye çalışıyor.
Milli mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın istanbul şubesi olmak, “Kuvai Milliye” ruhunun halk içindeki sembolü olmak ve “Anadolu Harekatı”nın başında olan Mustafa Kemal’in “Fenerbahçeli olması gibi ciddi iddialar hangi tarihi belgelere dayanarak ortaya atılıyor, elbette ki bu hikayeleri yazanlara sormak lazım. Yani tüm çağrılarımıza, hatta kendilerini tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlamamıza rağmen aradan geçen sürede tek bir açıklama yapamayan o meşhur yazarlara sormak lazım. Biz tarihi gerçeklerle olduğu kadar basit mantığa da ters düşen bu iddialarda bulunan Fenerbahçe tarihi yazarlarına çağrımızı tekrarlıyoruz:
Gelin, işgal kuvvetleriyle oynanan 50 maçın sadece 9’u milli mücadele yıllarında oynandığı halde, bu karşılaşmaların amacının nasıl olup da cephede savaşan askerlerimizin maneviyatını yükseltmek olduğunu açıklayın diyoruz. iddia ettiğiniz üzere, Fenerbahçe’nin işgal Kuvvetleri askerlerinden oluşan takımlara karşı galibiyetlerinin hangi cephelerde, nasıl bir sevinçle karşılandığını söyleyin diyoruz.
Anadolu insanı,
Mehmedimiz,
inönü’de, Sakarya’da, Kocatepe’de düşman kurşunu altında şehit olurken, Ayağına giyecek çarık bulamayıp, çorabının üzerine çaput bağlarken, Tek öğünlük tayınla ayakta durmaya çalışıp, açlığını bastırmak için mısır koçanı yerken, Hiç duymadığı, hiç izlemediği, hiç bilmediği, bir oyun olan futbolda alınan galibiyetleri nasıl sevinçle karşılar, diye soruyor,
Böylesine mantık dışı yalanları yüzünüz kızarmadan nasıl yazabildiğinize şaşırıyor, Vatan uğruna can vermiş şehitlerimizin ruhlarından, fanatizm uğruna uydurduğunuz bu saçmalıklar için biz af diliyoruz. işgal kuvvetleriyle futbol maçı yapmayı, tarihinin övünülecek bir sayfası olarak gösteren, dünya üzerinde başka bir kulüp örneği gösterebilir misiniz diye soruyoruz.
Madem bu maçlar cephedeki askerin moralini yükseltmek amacıyla yapılıyordu, Milli Mücadelenin tamamlandığı ve Türk ordularının izmir’e girdiği 9 Eylül 1922 tarihinden tam 9 ay 20 gün sonra ingiliz işgal kuvvetleri komutanı Harrington adına düzenlenen kupaya hangi gerekçeyle iştirak edildiğini sorguluyoruz. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanması, sizlerin işgal kuvvetleriyle futbol oynama gerekçesi olarak iddia ettiğiniz gibi "halkın moralini yükseltip, ulusun kırılan onurunu bir nebze de olsun onarmakta" yeterli olamamış mıydı? ingilizlerle yapılan maçlara ve onların onuruna verilen çay partilerine bu yüzden mi devam edildi?
Milli Mücadele zaferle sonuçlanıp, saltanat kaldırılırken, Ankara’da Büyük Millet Meclisi tarafından çok yakında kurulacak Türk devletinin temelleri oluşturulmaya çalışılırken, Gazi Mustafa Kemal Anadolu’yu karış karış dolaşıp, birbiri ardına gerçekleştireceği devrimlerin temellerini atarken, ismet Paşa Lousanne’da tam bağımsızlık için ter dökerken, Yıllardır o cepheden bu cepheye sürüklenmiş Anadolu insanı yaralarını sarmaya çalışırken, bu zaman zarfında, son halife Abdülmecid’in oğlu şehzade Ömer Faruk’u hala başkanlık makamında tutmakta olan Fenerbahçe futbol takımının ingiliz işgal kuvvetleri askerleriyle tam 19 kez karşılaşmış olması da mı " aslında milli taarruzdaki şahlanışımızın provası yapılıyordu" gerekçesiyle açıklanıyor, merak ediyoruz? Ezeli rakip Galatasaray’la 50. maç rekabetteki 21. yıl sonunda oynanırken, ilk kez Cumhuriyet’in ilanından sonra karşılaşılan bir diğer ezeli rakip Beşiktaş’a karşı ancak 17 sene sonra 50. maça çıkılırken, işgal kuvvetleriyle 3.5 yılda 50 kez karşılaşmış olmak oldukça ilginç bir istatistik diyoruz.
Fenerbahçe takımının işgal kuvvetlerine karşı son maçını 30 Ekim 1923’de oynadığının altını çiziyor, bu maçtan sadece 6 gün sonra Refet paşa komutasındaki Türk birliklerinin sevinç gözyaşları arasında istanbul’a girmesini yüreklerimiz kabararak hatırlıyor, daha fazla bir şey de söylememek için dilimizi tutuyoruz..
Savaş Öncesi FB Antrenmanı!!!
Fenerbahçeyle maç yaparak savaşa hazırlanan bu askerler, daha sonra kendilerine görev verilen cephelerde mehmetçiğimizi acımadan şehit ettiler.
işte Fenerin Oynadığı "Takımlar"
Iron Duck ("Demir Ördek" Geminin Adı)
Lightning ("Şimşek" Geminin Adı)
Nakliyeciler (kaynakta böyle geçiyor)
Filotilla (küçük filo demek)
Kara Karması (kaynakta böyle geçiyor)
Essex Engineers (Essexli mühendisler)
Goldstream ("Altındere" Geminin Adı)
Grenadiers (el-bombalı askerler)
Tayyareciler (kaynakta böyle geçiyor)
Artillaries (Topçu Birliği)
Subaylar (kaynakta böyle geçiyor)
Irish Guards ("irlandalı Askerler")
Kaynak: 1453-1991 Türk Spor Tarihi Angiblopedisi
Cem Atabeyoğlu
Görüldüğü üzere fenerin maç yaptıkları değil futbol takımı olmak, futbolcu bile olmayan mühendisler, tayyareciler, bombacılar, subaylar filan...
Fenerin Galatasaraylı Başkanı!!!
Evet... Tarihi komedide yeni perde... Fenerbahçe'nin Galatasaraylı başkanı... Daha önce Fenerbahçe'yi Galatasaraylıların kurduğunu belirtmiştik. Şimdi de Fenerbahçe kurucusu, futbolcusu, takım kaptanı, teknik direktörü ve kulüp başkanı olan Galatasaraylı Galip Kulaksızoğlu'nun gerçek hikayesini anlatacağız...
Fenerbahçe'nin Galatasaraylı kurucu üyesi
Fenerbahçe'nin resmi internet sitesine girerseniz, kulübün 4 no'lu kurucu üyesinin Galip (Kulaksızoğlu) Bey olduğunu göreceksiniz. Bu Galip Bey'in ilginç bir özelliği vardır. Kendisi hem Galatasaray liselidir hem de Galatasaraylı futbolcudur.
"Ne işi varmış orada?" diye sorabilirsiniz. Anlatayım. Galatasaray’ın eski yöneticilerinden Avukat Haluk Uğur'un rahmetli Ali Sami Yen'in ağzından aktardığına göre, Galatasaray Lisesi'nde öğrenci olan ve futbol takımında da oynayan Galip, bir gün Ali Sami'ye "Galatasaray’a rakip olacak bir Türk takımı daha olsa ne kadar iyi olurdu... " der. Ali Sami de "Buna sen önayak olsana." karşılığını verir ve Galip'in takımdan ayrılmasını onaylar. Galip böylece Fenerbahçe'nin kurulmasına destek verir.
Bu destekle Fenerbahçe Galip Bey öncülüğünde, karşı tarafta Kuşdili'nde "Sütçü Bulgar"ın kulübesi tabir edilen mekanda kurulur. Yeni yetme bir kulüp olan fenerbahçenin büyümesinde, -Galatasaray'a rakip olamasa da- Rum takımlarına rakip olmasında büyük emeği geçer.
1911 yılında Fenerbahçe'de başkanlık yaparken, bir yandan da Galatasaraylı olduğu için, Galatasaray'ın bazı önemli maçlarında oynar... Nasıl mı oluyor? işte:
"Türk futbolu yurt dışına ilk kez 1911 yılı Eylül ayında çıktı. Ve bir Türk takımı, Avrupa sahalarında ilk maçını 11 Eylül 1911 günü, Macaristan'in Kolojvar kentinde, bu kentin adını taşıyan Kolojvar takımıyla yaptı. Bu takım Galatasaraydı, kadrosu da şöyleydi:
Ahmet Robenson, Neşet, ismet, Cevat, Hasan, Bekir Sıtkı Bircan, Dalaklı Hüseyin, idris, Celal (şehit), Galip Kulaksızoğlu(!), Emin Bülent Serdaroğlu"
Yine bu maçta Galatasaray forması giyen Dalaklı Hüseyin'in, 1907'de, futbolun ne olduğunu çözmeye çalışan toy delikanlılardan oluşan fenerbahçe futbol takımının ilk antrenörü olduğunu da belirtelim... Bir başka Galatasaraylı yani.. Tesadüf mü sizce?
Haluk Uğur'un Sözleri
"Eski Galatasaray asbaşkanlarindan Avukat Haluk Uğur sordu: "Bilir misin Fenerbahçe niçin kurucusunun adını hiçbir tesisine vermez, özellikle de o çok gurur duyduğu stadına... " Diğer bir sorusu ise "Nasıl olur da, hemen hemen her Fenerbahçeli Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen'i bilir de, nedense Fenerbahçe'nin kurucusunun kim olduğunu bilen bir Galatasaray'lı bulmak bir yana, bir Fenerbahçe'li bile bulmakta zorluk çekersiniz." Haluk Uğur'a göre Fenerbahçe bile bile kendi tarihini tahrif etmiş bir kulüptür. Bunun sebebi ise, bir Galatasaray Liseli'nin gerçek kurucuları olmasıdır. (Galip Bey)
Fenerbahçe tarihinden utanıyor mu?
Kurucu başkanları olduğunu iddia ettikleri Nurizade Ziya Songülen'i bir kere kabri başında andıklarını duymuş yada görmüş olan var mı? Bir tesiste bu muhterem zat'ın adını gören var mı peki? Bu kadar vefasızlık olur mu? Yoksa gerçek kurucuları başkası mı? Ali Sami Yen'in belirttiği gibi bu kişi Galatasaray forması için ter akıtmış Galip Kulaksızoğlu olabilir mi?
Bunda utanılacak bir şey yok... Sonuçta Galatasaray ilk Türk futbol takımıdır.. Elbette ki aynı şehirde, istanbul'da, kurulan diğer kulüplere yardım edecektir. Fenerbahçe de bunlardan biridir... Ayıp olan fenerbahçeye büyük emeği geçen adamı Galatasaraylı diye tarihten silmeye çalışmaktır. Gerçekleri tarih yazar, fenerbahçe tarihini de Galatasaraylılar... Resmi siteden Galip Beyi silebilirsiniz, ama tarihten asla...
Tümünü Göster