-
44.
0oğlum isterse akçaabatlı olsun amk tuttuğu takıma göre mi adamı seveceğiz mını s2m
-
43.
0atam gibi adam
adam gibi beşiktaşlıyız -
42.
0ATAM iZiNDEYiZ
-
41.
0ataturk'un besıktasa sempatı duymasının bır nedenı daha besıktasın selanık kaybedıldıkten sonra renklerını kırmızı beyazdan sıyah beyaza cevırmesıdır
-
40.
0atatürk beşiktaşlı veya fenerbahceli olunca o takım her sene şampiyon olmuyor panpalar
-
39.
0beyler liderimiz atatürk gaziantepsporlu dağılın.
- 38.
- 37.
-
36.
-1fenerliler sadece anekdotlara guvenıyor bızde ıse resmı konusmalar var ve yeter edgar sıktın kım okusun hepsını
-
35.
-1inanmayan gıtsın necatı karakyanın kıtabını okusun
-
34.
0yeni bir yazı yazacam pek yakında
"atatürk'ün hiç bilinmeyen takımı; 'acaba atatürk kendi takımını mı kurmuştu?!'" -
33.
0okuyanı gibsinler
-
32.
0atatürk tüm kulüplere aynı davranmıştı ya da beşiktaşlı idi savını ortayaTümünü Göster
atanlara son olarak şunu yazmama izin veriniz: o karşıyaka kulubünün
defterine duygularını yazmıştı, altay kulübünde de aynı şeyi yapmış, bir de
maçını izlemiştir. beşiktaşlı'ları evinin camından seyretmiş, onlarla bir
kez konuşmuş, galatasaray'ın maç davetine teşekkür mektubu yazmış, bir kez
maçını izlemiş güneş kulübünün iki kez çayına gitmiştir. tüm bunlar onun
türk gençliğini türk sporcularını ve spor kulüplerimizi ayrı ayrı çok
sevdiğini gösteriyor. zaten türkiye cumhuriyetini gençlere emanet edişinden
de bu özel sevgi ve güven anlaşılabilir. ancak aynı atatürk'ün
fenerbahçe'ye olan sevgi ve muhabbeti bir üstünlük apayrı bir özellik
taşımıştır. çünkü fenerbahçe kulübü'nü ziyaret etmiş, hatıra defterine
duygularını yazmış, maçına gitmiş yaz balosuna katılmış, yangından sonra
kulübüne maddi yardımda bulunmuş, yalova termal'deki gösteri maçına
fenerbahçe su topu takımını davet ettirmiş, stadına büstünün konmasına izin
vermiş, fenerbahçe kulübü mensuplarının deniz sporları ile iglilenmesi
isteğini dile getirmiş bu konuda direktif vermiştir. herşeyden önemlisi tüm
bunları hiç hesaba katmamıza gerek bırakmayacak şekilde iki kez
fenerbahçeli'liğini deklare etmiştir. atatürk'ün hala beşiktaşlı olduğunu
savlayanlara ya da onun kulüpler üstü sayılması gerektiğini yazıp çizenlere
bugün ne dememiz gerektiğini siz değerli okuyuculara bırakıyorum. eskiden
bu kişilere kulüpçü denirdi. bunların yaptıkları gerçekten de tam bir
kulüpçülük...
galatasaraylı haluk san ile fenerbahçeli rüştü dağlaroğlu spor tarihçileri
olarak " türk futbol tarihi" adlı kitabın hazırlanması sırasında
dağlaroğlu'nun taksim'deki evinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. bu
çalışmalardan birinde haluk san, dağlaroğlu'na , " atatürk'ün fenerbahçeli
olduğunu biliyor muydun? " diye sorduktan sonra ruşen eşref ünaydın'dan
duyduğu atatürk'ün ben de fenerbahçeliyim dediği anektodu anlatmaya
kalkınca, dağlaroğlu "bunu bize 1951'da atina'da kendisi anlatmıştı. benden
başka salonda diğer atletler de vardı" demiştir. bu olayı rahmetli rüştü
dağlaroğlu'nun oğlu müjdat anlattı. kendisine bu yazıda verdiği bilgiler
için şükranlarımızy sunarız.
copyright © 1907-2003 fenerbahçe spor kulübü -
31.
0@24
Zübeyde Hanım: “Paşa Hazretleri beni Kulübü’ne emanet etti... ”
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışından günler sonraydı...
Zübeyde Hanımefendi’nin Beşiktaş Akaretler Caddesindeki evinin kapısını iki genç hanımefendi çaldı. Kapıyı Zübeyde Hanım açtı. Onları görünce sevinçle içeri buyur etti.
Bu iki genç hanıma kendi eliyle pişirdiği kahveleri ikram ederken ilk sözü, misafirlerinden daha yaşlı olanı aldı:
“Ziyaretimize hem sizin ellerinizi öpmek, hem de bir ihtiyacınız olup olmadığını sormak için geldik” dedi.
Zübeyde Hanım teşekkürle şu cevabı verdi:
“Paşa Hazretleri Anadolu’ya gittikten sonra sağolsunlar komşumuz Beşiktaşlılar hergün kapımı çalarak – Valide Hanım bir arzunuz, bizlere bir emriniz var mı?- diye sordular. Bana Paşa Hazretleri’ni hatırlatıyorlar. Onları çok seviyorum. iyi ki Selanik’ten doğruca buraya gelmişim. Paşa Hazretleri her zaman olduğu gibi bu defada cepheye giderken beni kulübüne emanet etti.”
Zübeyde Hanımefendi’nin iki misafirinden büyük olanı Muallime Şekibe Hanım’dı. Eşi Kurmay Albay Galatalı Şevket Bey tutukluydu. Zübeyde Hanım’ın ikinci misafiri Şekibe Hanım’ın kızkardeşi Muallime Adile Hanım’dı. Şekibe Hanım, Kandilli Kız Lisesi’nde Biyoloji muallimesi, kardeşi Adile Hanım ise Kumkapı ilkokulu’nun müdiresiydi. Adile Hanım’ın eşi de, Zübeyde Hanım’ın çok sevdiği Yüzbaşı Necati Bey idi. Bu sırada Necati Bey, Milli Mücadele için Anadolu’ya kaçmıştı. Zübeyde Hanım’ın gözlerinin önüne Selanik’ten kaçışı geldi. Necati Yüzbaşı, Zübeyde Hanım’ı lokomotifin kömürleri arasına saklayarak kışta kıyamette getirmişti. -
30.
0bu yazdıklarımızın hepsi tanıklarıyla ya da belgeleriyle kanıtlanmışTümünü Göster
gerçeklerdir. bir kısmı zamanının gazete, dergi v.b. arşivleri tarandığında
görülecektir. bir kısmı da, o olayı bizzat yaşamış olanların daha sonra
olayı üçüncü şahıslara nakletmeleri sonucu öğrenilmiştir. fenerbahçeli
olmayanlara sesleniyorum. yokluktan yepyeni çağdaş bir ülke yaratan atatürk
hepimizindir. o eşsiz insanın fenerbahçe'ye gösterdiği özel ilgi ve sevgiyi
yani kulübümüzün taraftarı olmasını yadırgamayın, kıskanmayın. sonuçta
onunda herkes gibi duyguları, tutkuları, sevgileri olmasından doğal ne
olabilir. o büyük insan kendini halkından soyutlamamış ve dört duvar
arasına hapsetmemiş, hayatı boyunca halktan biri gibi davranmış ve yaşamış
bir önderdi. o eşsiz insanla ilgili bir anekdotu bu konuyla doğrudan ilgili
olduğu - örtüştüğü - için yazıyorum. cumhuriyetin 12. yıldönümü ile ilgili
törenler, düzenlemeler nedeniyle hazırlanan ve ankara'nın çeşitli yerlerine
asılacak dövizlerin listesi atatürk'e gösterilmiş. bunlar arasında "atatürk
en büyük türk'tür." "asırlar boyunca gelen en büyük türk" ve bunlara benzer
dövizler, afişler v.b. vardır. atatürk listedeki bu tür ibarelerin bunlara
gerek yok dercesine elindeki kalemle üstünü çizer (iptal eder) ve sadece
şunu yazar: "atatürk bi̇zden bi̇ri̇di̇r."
20. yüzyılın eşsiz ve en büyük insanı atatürk yaşamı boyunca bütün
tercihlerini, doğru bildiklerini, inandığı gerçekleri, tutkularını, kamufle
etmeden doğrudan halkıyla paylaşmıştır. soruyorum : kendi anlatımı ile
bizden biri olan böyle bir insanın bir spor kulübünün taraftarı olmasında
ne gibi bir olağanüstülük ya da tuhaflık olabilir. yüce atatürk'ün gönül
verdiği, taraftarı olduğu kulübü deklare etmemesi, belli etmemesi
düşünülebilir mi? bu konuya nokta koyarken büyük fenerbahçeli rüştü
dağlaroğlu'nun "fenerbahçe tarihi" adlı büyük eserinde yaptığı şu
değerlendirmeye tamamen katıldığımızı da ifade ederek buraya aynen
alıyoruz.
"büyük kurtarıcının fenerbahçe kulübü'ne gösterdiği bu özel ilgi, sevgi ve
muhabbeti kesinlikle yadırgamamak ve çok da görmemek gerekir. fenerbahçe
gibi kurtuluş savaşı'nın kazanılmasına her aşama ve sahada hizmet veren,
her türlü tehlikeyi göze alıp silah ve adam kaçıran, futbol takımından
hepsi subay beş elemanını sakarya savaşlarına gönderen, o karanlık yıllarda
en güçlü düşman takımlarını ard arda yenerek, ulusuna ümit ve iman aşılayan
ve böylece genç cumhuriyetin temel mayasında pay sahi̇bi̇ olan bir kulübü ulu
önder elbette ki özel bir sevgi ile sevecek ve hatta 10 ağustos 1928 akşamı
yaptığı gibi. "ben de fenerbahçeli̇yi̇m.." derken bunu övünerek
söyleye -
29.
0"fenerbahçe su topu takimi gelsi̇n."Tümünü Göster
atatürk'ün fenerbahçeli oluşunun bir başka kanıtı da ilginçtir. 1987'de bir
ziyaretimde rahmetli rüştü dağlaroğlu anlatmıştı. onun ağzından sıcağı
sıcağına tuttuğum notları biraz kısaltarak aktarıyorum. "şahsi
gayretlerimle fenerbahçe su topu takımını kurdum. o zaman babam bana 5 lira
haftalık veriyordu ki bu çok büyük bir meblağ sayılırdı. ben kurduğum takım
kulüpte üvey evlat muamelesi gördüğü için istisnasız bu paranın hepsini
takıma harcıyordum. zaten o zaman da kulübün gideri gelirinden fazla idi.
kulüpten bir lira yardım almadığım gibi örneğin mahmutpaşa'dan aldığım
bornozlar ve başlıklar ya çalınıyor ya kayboluyordu. i̇ki hafta sonra
yenisini almaya gittiğimde ise aynı renktekini bulamıyordum. bu sıralarda
atatürk dinlenmek üzere yalova'ya gelmişti. onun onuruna yalova'da çeşitli
spor gösterileri düzenlemişler. bir de yalovalı gençler ile su topu
karşılaşması öngörülmüştü, benim başlangıçta hiçbir şeyden haberim yoktu.
bir gün telefonum çaldı. arayan su sporları federasyonundan rıza sueri
bey'di. (o dönemlerde yüzme, sutopu, yelken sporları tek çatı altında
örgütlenmişti.) rıza sueri bana pazar günü termal havuzunda atanın
huzurunda müsabaka yapmaya fenerbahçe su topu takımının gideceğini ve
hazırlanmamızı söyledi. ben şaşırmıştım. ancak o an bir şey soramadım. i̇ki
üç gün sonra federasyona gittim, bütün isteğim takımı yalova'ya
zütürmemekti. çünkü o dönemdeki diğer su topu takımlarının hemen tümünün
kıyafetleri bizden çok daha derli topluydu. sueri'ye ısrarla ata'nın
huzuruna böyle çıkmanın saygısızlık olacağını ve başka bir takımı yalova'ya
göndermelerini söylediğimde; "bu imkansız, gitmek zorundasınız" diyerek
bana şiddetle karşı çıktı. nedenini sorduğumda ise cevabı çok kısa oldu.
"elimizde değil, gazi paşa hazretleri öyle arzu ettiler".
"büstümü koyabi̇li̇rsi̇ni̇z."
atatürk büstlerinin her tarafa konulması ve heykelerinin dikilmesi
konusunda hassastı. gösterişli törenlerle yurdun dört bir yanını büstler
heykellerle donatmak belli ki o eşsiz kahramana ters geliyordu. yaşamı
boyunca bu tip davranışları özendirmemiş uygun bulmamıştı. i̇nsanlar onun
fikirlerini özümsemeli devrimlerinin bekçisi olmalıydı. ancak bu konuda
istisnalardan bir tanesini fenerbahçeliler yaşadı. fenerbahçe kulübü'nün 1
haziran 1934 yıldönümü bayramında stadına ant içerek bir atatürk büstü
koymak için istediği izini bizzat yine atatürk kabul etmiş ve olur
vermişti. böylelikle fenerbahçe stadı türkiye'de atatürk'ün büstünün
konmasına izin verdiği tek stat olma özelliği ve onurunu hala taşımaktadır.
"fenerbahçe kulübü ve gençli̇k burada deni̇z sporlari i̇le uğraşsin"
galatasaraylı spor tarihçisi haluk san 1981 yılında kaleme aldığı
"belgeleri ile türk spor tarihinde atatürk" adlı çalışmasının 129.
sayfasında şöyle yazar: "atatürk 1937'de fenerbahçe koyunda " yıl 1937 -
atatürk bir yıl önce üç kez gittiği moda koyunun fenerbahçe yönündeki
durumunu yerinde incelemeyi uygun buluyor ve 1937 yılı yaz aylarında
yanındakilerle birlikte kalamış ve fenerbahçe'yi gezerek, ilgililere önemli
direktifler veriyordu. bu konu, "türk amatör sporunun hizmetinde 20 yıl
i̇stanbul - i̇stanbul yelken kulübü 1952 - 72 adlı broşürün ilk sayfalarında
şöyle bildirilmektedir: "büyük kurtarıcımız atatürk 1937 yılı yazında
fenerbahçe'yi gezerek, yanında bulunan devlet adamlarına ve diğer
ilgililere mendireğin ve diğer yarımadanın büyük bir ihmal içindeki
durumunu göstererek: mendireğin onarılmasını ve fenerbahçe'nin, gençliğin
deniz sporları ile uğraşabilmesi için merkez yapılmasını arzu ettiğini
söylemişlerdir. i̇şte k. atatürk'ün bu emirlerini gerçekleştiren kuruluş
olarak haklı ve sonsuz bir övünç duymaktayız."
atamız burada dikkat ederseniz türk gençlerinin ya da fenerbahçeli
gençlerin demiyor. (yani burada fenerbahçe semtinde oturan gençler
kastedilmiyor. o yıllarda fenerbahçe burnunda ya da bugünkü fenerbahçe
semtinde zaten fazla oturan yoktu. adres net ve açıktır, "fenerbahçe'nin,
gençliğin deniz sporları ile uğraşması" ya da bunu şöyle de
tanımlayabiliriz: gençlik fenerbahçe kulübü'nde deniz sporları ile
uğraşsın. burada fenerbahçeli gençler deniz sporları yapsın..! bu söylemde
doğrudan fenerbahçe kulübü'nün ve onun gençlerinin amaçlandığı çok açık bir
şekilde görülüyor. atamızın 1937 yılında ki "fenerbahçe kulübü burada
(fenerbahçe burnunda) gençliğin deniz sporları ile uğraşmasını sağlasın."
direktifi onun ölümünden yıllar sonra gerçekleşti. cem atabeyoğlu'nun
hisarbank kültür yayınları'ndan çıkan "atatürk ve spor " 1981 adlı
yapıtında da aynı konu işlenmektedir.
cumhuriyetimizin kurucusu, büyük kurtarıcı ve devrimci'nin fenerbahçe
kulübü'ne gösterdiği bu özel ilgi ve sevgiyi kanıtlamak için dokuz ayrı
konuda dokuz ayrı olayı, anekdotu naklettik. bu anlatılanlar, yazılanlar
ayrı zaman ve mekanlarda geçmelerine karşın odak noktaları - ana fikir -
tektir. " fenerbahçe sevgisi -
28.
0bjk'liyim ama zannımca hangi kulüp ekonomik olarak taşaklıysa, bir şekilde ispatlar öne sürülüp atatürk o takımın taraftarı yapılıyor. ama @1dekine ikna olmadım değil. özetle şuku panpa.
-
27.
0allah galatasaraylıydı capssli
-
26.
0zaten birinci dünya savaşı sıralarında her i̇stanbul'a gelişinde sabriTümünü Göster
bey'in moda'daki evinde kalırdı. sabri bey o sıralar kulübün o zamanki
tanımıyla umumi reisi (genel başkanı) idi. atatürk bu kez de yıldırım
orduları grubu komutanı olarak filistin cephesi'ne giderken birkaç
günlüğüne i̇stanbul'a uğramıştı. vakit öğleden sonra idi. kuşdili çayırı'nın
yanında ki kulübümüzün kuşdili lokali'ne geldiler. çanakkale'de düşmana
geçit vermeyerek ünlenmiş artık herkes tarafından tanınan yıldırım orduları
komutanı mustafa kemal ile kulübü ziyarete geleceklerini sabri bey önceden
bildirdiği için fenerbahçeliler onu bekliyorlardı. önce yorgunluk kahvesi
içildi. ardından da dr. hamit hüsnü ve elkatipzade mustafa beyler ile
birlikte lokalin ikinci katında kupaların olduğu bölüm gezildi. daha sonra
elkatipzade mustafa bey kendisine kulüp hatıra defterini uzattı.
fenerbahçeli'lerin bu aziz konuğu fenerbahçe hatıra defterine hepinizin
bildiği o ünlü sevgi ve takdir duygularını yazmıştır.
genç kuşaklarında daha iyi anlayabilmeleri için tarafımızdan biraz
sadeleştirip, günümüzün türkçe'sine çevrilmiştir.
"fenerbahçe kulübünün her tarafta beğenilip değer verilen, ortaya çıkmış
eser ve çalışmalarını duymuş ve bu kulübü ziyaret edip bu işte emeği,
yardımı olanları tebrik etmeği görev edinmiştim. bu görev ancak bugün
yerine getirilebilmiştir. takdir ettiğimi ve kutladığımı buraya kaydetmekle
övünüyorum. 3.5.1918 / ordu komutanı mustafa kemal "
son olarak kulüpten ayrılmadan önce limonata içen ulu önder atamız
kulübümüzde aşağı yukarı iki saat kadar kalmıştır. dönüş zamanı geldiğinde
bu kez fenerbahçe kürek şubesi'nin beyaz renkli iki çifte yarış teknesine
(fıta) kurbağalıdere kenarındaki kulübün iskelesinden binildi. kürekte
elkatipzade mustafa bey vardı. mustafa kemal paşa fenerbahçeli'lere son söz
olarak: "fenerbahçe'ye sonsuz muvaffakiyetler (başarılar) dilerim,
allahaısmarladık" demişti.
atatürk kulübüne yardim edi̇yor
5 haziran'ı 6 haziran 1932'ye bağlayan gece fenerbahçe'mizin kuşdili'nde ki
ahşap lokalinde yangın çıkmıştı. kulüp binamız içindeki, tarihsel
fotoğraflar, tüm branşlara ait malzemeler, kulübün tüm evrakları, kütüphane
ve mobilyalar bina ile birlikte tamamen yandılar. kısaca çok az eşya
kurtarılabilmişti. kulübümüz yuvasız kalmıştı. gazeteler yardım
kampanyaları açtılar. örneğin cumhuriyet gazetesi her gün bağış yapanları
adları ile yayınlıyordu. 20 haziran 1932 pazartesi günü yapılan bağışlarla
o güne kadarki bağış topldıbının 791 lira'yı bulduğunu cumhuriyet
gazetesi'nden öğreniyoruz 21 haziran 1932 salı gününe ait 2917 no'lu
cumhuriyet gazetesi'ni elinize aldığınızda ise 1. sayfanın sağ üst
köşesinde bir haber dikkati çekiyordu. "gazi hazretleri fenerbahçe'ye 500
lira teberru ettiler." atamızın gönderdiği bu 500 liralık bağış miktarını
lütfen küçümsemeyin ve şunu da göz önüne alın. atatürk bu tür harcamalarını
kesinlikle hep kendi maaşından, cebinden yapardı. yani bu bir tür devlet
kesesinden hovardalık değildi. gazeteyi incelediğimizde 10-12 günde yapılan
toplam bağış miktarının 791 lira olduğu görülüyor. atamız tek başına 500
lira göndermiş ve miktar bir anda 1300 lira'ya fırlamıştır. acaba atatürk
kendini neden bağış yapma zorunluluğunda hissetti. bu bağış atatürk'ün
fenerbahçe kulübü ile bir gönül bağı, bir gönül ilişkisi olduğunun en somut
bir kanıtı bence... yukarıda sizlere atamızın gönül verdiği kulübüne
yaptığı maddi yardımın miktarını açıkladık. bu yardımın manevi değerinin
hesaplanamaz ölçüde olduğunu söylememize gerek yok herhalde!. -
25.
-1@21 @2 ye bak senın gıbıler cın ozentını de cıkardım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 27 12 2024
-
siteye ddos atan or
-
aynen bi an düşündüm kayra atatürk e sövmez
-
bu adam karşıma çıksa korkarım amk
-
vikings bir arkadaşlarla kendi aramizda konuştuk
-
kamilin turkiyedeki hayattan haberi yok
-
ınsanın hayatında az kişi olunca
-
yannan kafalı kayra
-
parasi hic eksilmiyor korkudan harciyamiyor
-
konstant dayı bize kötü örnek oluyor
-
şikayetvarda inci sözlük
-
iyi çocuk ama kürt
-
pampalar dm den şikayet alabilriim
-
bir karı ayy gtumu elledi diye bağırsa
-
akp şuanda güç zehirlenmesi yaşıyorrr
-
babacim 16 sene sonunda elde ettigin bilgi
-
3 derce hvada şort gyen kıza kahbe denmez ne denir
-
keske ben de futbolcu olsaydim
-
ne gariplik var ben cozemedim
-
gwynplaine adlı yazarınn kadın olmasıı
-
ukraynayi nedne yahudi yonetiyoe
-
benim unide afgan arkadasim vardi
-
odlwk topal eksiye musallat olmus
-
kayranın hayali dostlar mekanı
-
düşünsenize bu adam sizin babanız
-
turkiye de okumak seni oyalamaktan ibaret
-
aleviye kibrit çaksak alev alır mı
-
bizimkilerdeki dunkof komik mi
-
605k parası olan davar
-
kimin niki orusbunun fırlattığı diye değiştirlmşti
- / 2