1. 13.
    -1
    @12 yabancı okulları kapatması, kapitülasyon devrini sona erdirmesi ve dediğin patrik haneleri kapatması yada eline almasının tek sebebi "emperyalizmin din, eğitim yada ekonomik yoldan ülkede varlık saglamaması içindi"
    atatürkü atatürk yapan sadece savaşları dğeil, devrimleriydi.
    atatürk aynen kurbağa deneyinde olduğu gibi halka bir anda "saltanatı kaldırcam, halifeliği bitircem, laiklik getircem" deseydi "içerde çıkan isyanlar 10 kat artardı".
    bu yüzden denge politikası kurdu, zaman zaman sosyalistlerle rakı içti, muhafazakarla cami açılışına katıldı, türkçülerle yani jön türk kalıntılarıyla "otak toplantıları" yaptı.
    fakat senin gibi lise tarih dersinden başka bir şey okumamış insanların bu şekilde sanması normaldir.
    bunlarda bütün devrimler bittikten sonra, yani cumhuriyet zihinlere yerleştikten sonra söylediği sözlerdir

    "... din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir (etkili) olduğunu söyleyenler vardır. fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.

    türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. arap dinini kabul ettikten sonra, bu din ne arapların ne de aynı dinde bulunan acemlerin ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine tesir etmedi. bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. bu pek tabii idi. çünkü muhafazid’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil (üstünde) bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu (gidiyordu). bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu.

    muhafazid’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe (adamaya) mecburdular. bununla beraber, allah’a kendi milli lisanında değil, allah’ın arap kavmine gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta (yalvarmada) bulunacaktı. arapça öğrenmedikçe, allah’a ne dediğini bilemeyecekti.

    bu vaziyet karşısında türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde kur’an’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. başlarına geçebilmiş haris serdarlar, türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan, dini hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler (olarak kullandılar). bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan avrupa’da allah kelimesinin ilâsı (yüceltilmesi) parûlası altında, hıristiyan milletlerini idareleri altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. mısır’da belirsiz bir adamı halifedir deye yok ettiler, hırkasıdır deye bir palaspareyi (eski püskü), hilafet alameti ve imtiyazı olarak altun sandıklara koydular, halife oldular. gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra türk milletini, topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.

    milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden dini hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanları olan arap çöllerine gitti. türk vicdanı umumisi, derhal yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle (açıklıkla, ferahlıkla) büyük heyecanlarla çarpıyordu. ne oldu ? türkün milli hissi artık ocağında ateşlenmişti. artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının, son türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu.

    işte, dinin, din hissinin türk milliyetinde bıraktığı hatıra... "

    kaynak

    prof. dr. afet inan - medeni bilgiler ve mustafa kemal atatürk’ün el yazıları, ttk, ank. 1988
    Tümünü Göster
    ···
  2. 12.
    0
    @1 atatürk'ü kimseye kanıtlamana gerek yok panpa.

    atatürk'ü bu yaşına kadar anlamamış dangalaklar şuan anlasa bile onlardan bize fayda gelmez.

    Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
    Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
    Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
    Değişilir topuda bir sokak kaltağına.

    yolların sonu.
    ···
  3. 11.
    +1 -1
    okumadan eksiledim huur çocuğu
    ···
  4. 10.
    0
    ateist ya da agnostik bir adam pariste, tokyoda camii yaptırır mıydı? annesi, kardeşi, evlendiği eşi kapalı olur muydu? yahut kiliselerin patrikhanelerin mason cemiyetlerinin kapısına kilit astırır mıydı?
    ···
  5. 9.
    -1
    ataturkun ateist, yada agnostik oldugunu düşünmekteyim.
    fakat atatürk ister ateist, ister müsluman olsun hiç farketmez.
    "yolundayız"
    ···
  6. 8.
    -1
    up up up
    ···
  7. 7.
    0
    @6 aynen amk millet kulaktan dolma hareket ediyor ne bir araştırma ne bi sorgulama ne bi eleştirel bakma hiç bi gibim yok bizde amk
    ···
  8. 6.
    0
    bravo
    ···
  9. 5.
    -1
    Çok güzel bir politika yürütmüşler, bravo.. Ülkenin bir yanı Kemalistler Bir yanı dinciler. dindar ya da en basitinden inanan insan olmak kesinlikle atatürk'ü sevmediğin anldıbına geliyor. atatürk'ü sevenlerde tamamen ateist oluyor. helal olsun ülkem size biçilen rolleri çok güzel yerine getirdiniz..
    ···
  10. 4.
    +2 -2
    @4 Söylesem tesiri yok; sussam, gönül razı değil panpa
    ···
  11. 3.
    0
    oğlum bunları 55 bin defa paylaştık biz onlar salak angut onlar anlmaz kafaları basmaz
    ···
  12. 2.
    +2 -2
    hadi ateyisler bunu da açıklasın!!1
    ···
  13. 1.
    +12 -7
    Atatürk'ün ölümünden sonra kurduğu devlet düzenini yıkmaya çalışan Amerika, Avrupa ve onların güdümündeki dinden nasiplerini almamış yobaz takımları 74 yıldır bu yüce insanı kötülemektedir. Cumhuriyet çocuklarının tertemiz zihinlerini bu iğrenç yalanlarla doldurmaktadır.

    Bu adamı milletin gözünden ve ruhundan silmek Batı'nın birincil isteğidir. Dershanelerinde okullarında bizim aklımızı ve ruhumuzu kaybetmemizi sağlayan, önünde el bağlayıp durduğumuz bu insanlar Batı'nın iğrenç hizmetkarlarıdır.

    ATATÜRK diyor ki:

    "Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor."

    ''Kuran'ın tercüme ettirilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçe'ye tercüme ediliyor. Hz. muhafazid'in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim.

    Bizim dinimiz en makul ve en doğal dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. islam'ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürmeye hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz.

    Biz ne bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne de diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız.''
    ···