/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5 -2
    Fransa’da çok meşhur bir sözlük vardır: ‘Larousse’. Burada bir kelime vardır: ”Decapiter”.
    Bu kelime 1931 yılındaki sözlükte boynunu vurmak diye ifade ediliyor. Kelimenin bir başka anlamı daha var! Kazığa oturtmak, yani sivri bir kazık hazırlamak ve insanları kazığın bir ucu ağzından çıkacak şekilde üzerine oturtmak!
    Vahşi bir uygulama. Burada kazığa oturtmak deyiminin manasını açıklığa kavuşturmak için örnek veriliyor:
    “Türkler bugün bile esirlerini kazığa oturturlar.”(!)
    Atatürk bunu öğrenince Fransız büyükelçisini yemeğe davet ediyor. Elçi diğer elçilere böbürleniyor, hava atıyor Atatürk tarafından davet edildiği için. Köşke geliyor, yemekler yeniyor.
    Atatürk tabii bir şekilde elçiye bu kelimenin anldıbını soruyor. O da bildiği anlamı söylüyor.
    Atatürk, “Kelimenin başka bir anlamı var mı?” diye sorunca büyükelçi:
    “Bunu söylemek için sözlüğe bakmam gerekir,” diyor.
    Atatürk daha önce hazırlamış olduğu ve çalışanlarına öğütlediği şekilde Larousse’u getirtip büyükelçinin önüne koyduruyor!
    Elçi daha işin nereye kadar gideceğinin farkında olmadan hevesle okumaya başlıyor. Ancak kelimenin karşısında kazığa oturtmak konusunda verilen örnek cümleye gelince ancak yarıya kadar okuyabiliyor ve yarısından sonra yutkunarak Atatürk’ün yüzüne bakıyor!..
    Atatürk diyor ki:
    “Demek ki biz Türkler bugün de esirlerimizi kazığa oturtuyoruz, öyle mi sayın sefir? Sözlüğünüze böyle yazmışsınız, bu doğru mu?”
    Sefir hemen sözlüğü biraz karıştırıyor ve bir kaçamak noktası bularak diyor ki:
    “Efendim bu sözlük Katolik Kilisesi’nin matbaasında basılmış, bildiğiniz gibi biz laik bir ülkeyiz, kilisenin yaptıklarının bizim hükümetimizle bir ilgisi yok. Bizi ilgilendirmez ve biz kiliseye
    karışamayız.”
    Atatürk:
    “Öyle mi efendim, siz laik bir ülke olduğunuz için demek ki kiliselere karışamıyorsunuz. Öyleyse ben de yarından itibaren istanbul’daki kiliselerin kapılarına koca birer kilit astırıyorum,”
    diyor.
    Bunu duyan sefir birden ayağa kalkıyor ve “Ekselans, protesto ederiz,” diyor.
    Bunun üzerine Atatürk:
    “Hani sizi ilgilendirmiyordu, karışmıyordunuz?” diyor ve ilgililere dönerek,
    “Sefire yolu gösterin,” diyerek bir anlamda onu kovuyor!
    Sonra ne mi oluyor?..
    Tabii Fransız hükümeti laiklik söylemlerini bir tarafa bırakıyor, hemen o sözlük toplatılıyor ve yeni baskısından o cümle çıkarılıyor…
    ···
  1. 2.
    0
    Ayar var tutar
    ···
  2. 3.
    0
    Atatürk ayar yalan olsa bile tutar bu amk
    ···
    1. 1.
      0
      yalan değil bir prof. doç.dr. un kitabından aldım
      ···
      1. 1.
        0
        Prof doç dr ne amk direk prof dr veya doc dr olur .

        Ayrıca yalan demedim

        Hatta bu prof doc dr diyince yalan olduğundan şüpheleniyorum senin bilgini gibiyim
        ···
  3. 4.
    0
    atarükün mak huur çocuğu
    ···