/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 4.
    0
    Atam mükemmel eyvallah da kör oldum
    ···
  2. 3.
    0
    Okumak isterdim ama kör olmaktan korkuyorum
    ···
  3. 2.
    0
    anana çocuk deseler hoşuna gider mi
    ···
  4. 1.
    +3
    Atatürk, yaşamı boyunca tüm sevdiklerine hangi yaşta olursa olsun “çocuk” diye seslenirdi. Onun sözlüğünde çocuk sevgi demekti. O’nun çocuğu yoktu ama içinde bitip tükenmeyen bir çocuk sevgisi vardı. Bundan dolayı yüreği arada burkulmuş mudur bilmiyorum ama galiba bu ihtimal çok düşük; bütün Türk çocukları onun öz yavruları gibiydi. Atatürk, çocukların riyakârlık bilmeden bütün istek ve arzularını içlerinden geldiği gibi açıklamalarından çok hoşlanırdı. Son yıllarını da çok sevdiği bir çocukla geçirdi. Ülkü, Atatürk’ün çocuk sevgisinin bir simgesi oldu.
    O’nun açık mavi gözleri her yerde çocukları arardı. Çağdaş ve mutlu Türkiye’yi çocuklarda görür ve çocuklarda bulurdu. Tüm yurt gezilerinde çocuklara sevgi ile yaklaşır, onlarla uzun uzun konuşurdu. Vedat Demirci’nin anılarından öğrenildiğine göre; Atatürk bir gün çocuk balosuna gider. Ortalıkta bir şaşkınlık havası doğar. Küçük bir oğlan salonun orta yerinde kalır. Bu yavru hayranlıkla bir süre Atatürk’e baktıktan sonra: “Atatürk’üm, seni öpmek istiyorum” der. Ortalığa bir sessizlik dalgası yayılır. Bu derin sessizliği Atatürk’ün sesi bozar “Öyleyse, gel öp” der. Çocuk koşarak Atatürk’ün boynuna sarılır. O sırada diğer çocuklar da: “Biz de.. Biz de..” diye bağırırlar. Böylece tüm çocuklar Ata’yı doya doya öperler. Bu görüntü çoğu kişiyi ağlatır. Büyük Atatürk de ağlar. Evet, Türk çocuklarının bu engin sevgisi için ağlar. Hem de sevinç gözyaşlarını dökerek. O gün çevresindekilere övünçle: işte benim kuşaklarım” der.
    Atatürk çocuk davasının önemini her ortamda vurgulayarak çocuklara yönelik hizmetlerde rehberlik yapmayı sürdürmüştür. 17 Ekim 1922 yılında Bursa’da kendini karşılayan çocuklara aşağıdaki şekilde seslenerek nasıl bir gençlik istediğini belirtmiştir:
    ‘Küçük hanımlar, küçük beyler Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız. Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz.’(Atatürk Albümü–1992)
    Evet, Atatürk’ün çocuk sevgisi çok büyüktü, peki ya ondan sonra gelenlerin, her fırsatta ‘Atam izindeyiz!’ diyenlerin çocuk sevgisi nasıldı? ‘Atatürk’ten sonra gelen hiç bir başkan, başbakan veya bir asker bir çocuğu elinden tutup da resim sergisi gezmeye zütürmedi. Hiç bir başkan veya başbakan çocuğu protokol sırasının en önüne oturtmadı. Hiçbir başbakan bir çocuğu salıncakta sallamadı. Bir çocuğu taşıttan kendi elleriyle indirmedi. Bir yabancı konukla birlikteyken yanına çocuk almadı. Bir yetişkini dinlerken gösterdiği ciddiyetle dinlemedi. Onlarla birlikte denize girmedi, objektiflere poz vermedi. Onlarla gezintilere çıkmadı. Onlara el öptürtmezlik yapmadı. Tüm bunlar bir yana, 1938’den itibaren bu ülkede yetişkin insan-çocuk insan dostluğu, arkadaşlığı diye bir şey kalmadı. Türkiye’nin markası, Atatürk’teki çocuk sevgisi ve onun çocuğa verdiği değer olmalıdır. Eşsiz bir örnektir. Ama o büyük insanın çocuklara yaklaşımını bu ülkenin anne babaları ve öğretmenleri bile örnek almıyor ki başkalarına örnek gösterilebilsin…

    Çocuk Bayramı’ndaGelmiş katılmış aramıza, Atatürk çocuk olmuş bakın:Sallanıyor salıncakta!
    Gülüyor gözlerinin içi, Gülüyor,Gökler, denizler kadar mavi. Diyor ki: “Çocuklar, ben verdim sizeBayramların en güzelini”.
    “Dilerim, yurdumun çocukları, Tüm çocukları dünyanınGülüp oynasınlar bugünkü gibi;Acıda, sevinçte kardeş olsunlar…Çınlasın yeryüzünde barış türküleri”.

    Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.”
    Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
    Bütün ümidim gençliktedir.
    Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.
    Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eser (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.
    Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.
    Küçük hanımlar, küçük beylerSizin hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memlekete asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.
    Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.
    Tümünü Göster
    ···