çılgıncasına geçiyor günlerim... hergün bir koşuşturmaca her gün bir telaş... maceralarımı merak eden rezerv alsın ama giblenmese de anlatıcam

Neyse başlıyorum... 1986'da mısır'da doğdum. Annem yunanlı bir gemicinin kızı, babamsa zengin arap bir tüccardı. Türkiye'de tanışmış ve evlenmişlerdi. Sonradan babamın memleket hasreti nedeniyle taşınmışız. Ama babam tam bir mal olduğu için arabistan yerine mısır'dan almış evi yanlışlıkla. Sonra da satamamış embesil. Neyse işte 1986'da da ben doğmuşum.

Doğduğumda sarışın, mavi gözlü ve beyaz tenliymişim. Ama sonra kıllarım siyaha, gözlerim kahverengye, güneşin altında yana yana da tenim kavruk bir renge dönmüş.

@3 giblense de giblenmese de anlatıcam

Okumayı 9 yaşında söktüm. Zira arap alfabesi zor. ilkokulu bitirdikten sonra daha iyi bir eğitim için türkiye'nin konya şehrine taşındık. Bir imam hatip lisesine yazıldım.

Lise birde (2004) full erkek muhabbeti yaptık. Ailem türkçe bildiği için yarım yamalak bir türkçem vardı, ortama ayak uydurmakta zorlanmamıştım.
Erkek muhabbetleri yarak boyu karşılaştırmalar ve el şakalarıyla geçti.
yarak karşılaştırmalarda ise 33cm dediğimde kimsenin inanmamasına anlam veremiyordum...

Lise 2'de erkek muhabbetinden kurtulmam gerektiğini düşündüm ve kızların ilgisini çekebilmek için gitar kursuna yazıldım. Ben ne kadar sahil gitaristliği yapmak istesem de gibtiğim kurs hocası bana eric clapton şarkıları falan öğretiyodu amk.

Clapton şarkılarını bilsem de çalmadım. Ama sahil gitaristi skillerim sayesinde okulda da dershanede de az kız gibmedim. gibtiğim kızlar sayesinde de neden kimsenin 33cm yannanım olduğuna inanmadığını anladım. En fazla17cm görülüyomuş meğer bu topraklarda.

Liseden mezun olduktan sonra ankara'da bir üniversite'nin ilahiyat bölümüne girdim. Işte bu noktada çılgınlıklar başladı.

Bilmediğim bir şehirde tek başımaydım ve telefonuma bilmediğim bir numaradan sabah akşam seni gibmek istiyorum tarzı mesajlar geliyordu. ilk başlarda yanlış numara olduğunu düşündüm ama ben kavruk arap zütü çok severim seni gibiceeeaaağm! Diye bi mesaj gelince beni kastettiğini anladım. Korkuyordum. Adresimi bildiğini, bu akşam beni gibeceğini söyledi bir gün. Telaşlandım ama yurtta kaldığım için fazla panik yapmadım.

Meğer ne büyük hata etmişim panik yapmamakla... O akşam yatağımda uyumaya çalışırken karanlıkta 2 kişi üstüme çullandı ve kollarımı bağladılar. Epey de dövdüler. lan nooluyoruz, siz kimsiniz demeye kalmadan odanın ışığı açıldı. üstüme çullanıp beni bağlayan oda arkadaşlarımdı. Saniyeler sonra kapı açıldı ve içeriye 35 cm lik protez penis takmış bir kız girdi.

Kızıl saçlı, mavi gözlü ve beyaz tenli çıtı pıtı bir kızdı, çok ciksiydi. çırılçıplaktı. Hafiften ereksiyon oldum.
hmm hoşuna mı gitti? Dedi gülümsüyerek ve bana doğru yaklaştı. Eşofmanımın üstünden gibimi okşadı. Semsert oldum. Eşofmanımı sıyırdı ve baksırımı çıkardı. yannanımı gördüğünde gözleri faltaşı gibi açıldı. Nefesi titremeye başladı. Küçük, beyaz ellerin başı kırmızı esmer yannanıuma zütürdü ve okşamaya başladı. ateş gibi diye fısıldadığını duydum...
yannanımı kokladı. öptü. Uzun uzuun emdi. Ağzına boşaldım. Boşaldığımı yuttu.
Sonra ağzını peçeteyle sildi.
Ben boşaldıktan sonra kızın yüzündeki tahrik olmuş ifadeden eser kalmamıştı.
Elini yumruk yapıp taşşaklarıma var gücüyle geçirdi ve gözümden yaş geldi.
gibimi okşayıp tekrar ereksiyon olmasını sağladı ve ereksiyon haldeyken gibime jiletle derin çizikler attı. Kanları yalayarak temizledi.
Sonra arkadaşlarıma beni domaltmalarını söyledi. Korktuğum başıma gelmişti. 35 santimlik takma yannanla beni bütün gece gibti.

Sabahın ilk ışıklarında beni gibmeyi bıraktı ve üzerine odadan bir çarşaf alarak dışarı çıktılar. Arkadaşlarım da gittiler... Takip edecek, hesap soracak halim yoktu. gibilmiştim.

gibilmiş olmanın verdiği özgüven ezilmesi sebebiyle 2 gün yataktan çıkmadım. Kız beni gibip atmıştı yatağıma. Hala oradaydım. çok gözyaşı döktüm... çok ağladım. Arkadaşlarımdan ve o huurdan intikam almanın hayallerini kurdum hep.
3. Gün yataktan çıktım ama yorganı almak için. üşümüştüm amk.

4. Gün çok acıktığım için kantine gitmek zorunda kaldım. Tost yiyip su içtim, sonra hemen odama döndüm amk. insanlar yüzüme bakarken sanki gibildiğimi biliyorlarmış gibi hissediyordum...

Yurda dönünce telefondan babama param bitiyo diye mesaj attım. Aradığında da meşgule düşürüp dersteyim diye mesaj attım. Yalanımı gibeyim.
Odamdan hiç çıkmıyordum. Polisi aramayı düşünüyordum arkadaşlarım beni darp etti diye ama bi de onlar giber diye çekiniyordum.
Sonraki iki hafta boyunca yurt ve kantin arasında yaşadım. Zaten 35 santim yarakla gibilmiş zütüm bi de sürekli tost yemenin verdiği kabızlıkla sürekli sızlıyordu.

Dedim, hacı bu böyle olmaz
çıktım dışarı. 2 kilo armut aldım. Bi de arkadaşlardan derde strese iyi geldiğini öğrendiğim için bira aldım 3 tane.
Geldim yurda. Masanın kenarına vura vura açtım biralardan bitanesini. Köpürdü etrafa saçıldı birazı amk. Armutları yıkadım.
Armut yiyorum yanında bira içiyorum, radyoda da bu çalıyo: http://tinyurl.com/ku2cpyc

Eric clapton lise zamanlarımı hatırlattı. Kızlar tarafından gibilmediğim, kızları gibtiğim zamanları hatırladım. Gözlerim yaşardı... Ağladım.

Bir birayla beş tane armutu gömmüştüm. Kakamın geldiğini hissedip tuvalete gittim. Inanır mısınız çatır çutur sıçtım. Ama bira miğdemi kötü yapmıştı. Kustum. Uzun zaman sonra tekrar sıçmanın verdiği mutlulukla ağlamaya başladım... Aynı anda hem ağlıyor, hem sıçıyor, hem kusuyor, hem de işiyordum. Bu böyle 5 dakika kadar sürdü.
Vücudumdaki bütün kötülükleri atmıştım.

bir nebze Rahatlamıştım. Banyoyu temizledim ve sıcak bir duş aldım.
Geriye kalan 3 armutu ve iki birayı kuytu bir köşeye koydum.
Yatağıma kıvrıldım.
Radyo hala açıktı.