Bu atlar öyle değerli hayvanlardır ki zamanında fatih sultan mehmetten tutta atatürke kadar bir çok değerli büyük adamı sırtında taşımıştır. ama gel gör ki sürekli hayatı at sırtında geçti diye osmanlı padişahlarıyla övünen osmanlıcılık yapan bir tayyeap erdovan osmanlı padişahları gibi at sürmeyi bırak atın üstünde 1-2 saniye bile duramamıştır ?

bu tayyeap erdovanı tepikleyen atın özelliklerine bakalım. bu at huysuz bir at değildi. huysuz olsa başbakanın bineceği at en uysal atlardan seçileceği için bu at uygun görülmezdi. ama bu kadar uysal bir at neden tayyeap beyi görünce huysuzlaştı ve sırtında taşımak istemedi ki at kalabalıktan da ürkmez ürkse savaş meydanlarında 1 milyon orduyu sırtında taşımazdı bu hayvan o kalabalıkta bile kaçar giderdi.

sanırım bu sorunun en iyi cevabını fil suresi verecektir :

105 - FiL
1 - Haberin yok mu/görmedin mi Rabbin Fil Ordusu'na ne yaptı?

2 - Onların tuzaklarını/hileli hesaplarını boşa çıkarmadı mı?

3 - Onların üzerine sürülerle kuşlar saldı.

4 - O kuşlar onlara ateşte pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.

5 - Sonunda onları kurt yeniği ekin yaprağı gibi paramparça/delik deşik yaptı.

Sureden de anlaşıldığı gibi tüm doğa olayları ve hayvanlar Allah tealanın emri altındadır. Bu sure zamanında kabeyi yıkmak için fil ordusuyla gelmiş kalabalık bir ordunun nasıl Allah tarafından helak edildiğini anlatır. orduyu toparlayan hükümdara çok dil dökülmüştür oraya gitme helak olursun diye fakat o inatçılık etmiştir. orduda mamud adında da dev bir fil vardır ordunun en büyük filidir bu. bu fille kabeyi yerle bir etmeyi düşünüyorlardı fakat file ne yaptılarsa şarap da içirdilerse sopa da vurdularsa fil olduğu yerden kıpırdamadı çünkü onlar ne yaparlarsa yapsınlar o fil Allah ne emrettiyse onun dışına çıkamaz.

ee bu tayyeap erdovanı sırtında taşımak istemeyen at da her türlü canlı gibi Allah tealanın emrinde bir at sonuçta.

yıllardır tayyeap erdovanı sırtında taşıyan milletimiz şu hayvan diye dalga geçtiği at kadar asil olamıyor sürekli sırtında birilerini taşıyor malesef.