/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 3.
    +226 -10
    Atatürk var daha ne olsun
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      bu entrye çugu veren huur evlatlarının derdi ne beyler? Bunların analarının canı ingiliz askerlerine gibilmek istiyomuş da ATATÜRK izin vermedi diye mi bu kuyruk acısı nedir beyler?
      ···
  2. 2.
    +383 -10
    Atatürk var ayar var
    ···
    1. 1.
      +6
      Amk ahahahahah bilgisiyle gibmiş
      ···
    2. 2.
      +1 -2
      Yarraam da bilgisiyle gibmiş. zütünden sallamış
      ···
      1. 1.
        +4 -1
        Kardeşim sen harbi aptalsın telefon hattı ne anasını gibtiğimin salağı android ne aq cep telefonu bile yok o zamanlar ama her devlet addıbının valinin belediye başkanının bir tane telefonu var o kuruma ait bir tane telefon var beynini gibtiğimin özürlüsü 1.dünya savaşında bile osmanlı komutanlarının çadırlarında bir tane telefon bulunurdu bak savaş ortamında diyorum ama tabi tarihle ilgili tek bir kitap dahi okumadığın için bilmezsin beyinsiz sünepe seni
        ···
    3. 3.
      +3
      Atamin ayarı bile bi başka be
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 1.
    +1104 -54
    Atatürk Amasya ziyaretinde. Vali konaginda yörenin ileri gelenleri ile sohbette. Bir ara tam karsisinda oturan birine takilir gözleri. Yasi ellinin üzerinde bu adam beline kadar inen sakaliyla Atatürk'ün dikkatini çeker. Ata, yanindaki valinin kulagina egilip sorar;
    - Kimdir bu?
    Vali yanit verir;
    - Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatirlisi vardir.
    Atatürk Şıh'ı yanına çagırir ve;
    - Bak baba, imanin ölçüsü sakalin boyunda degildir. Sunu rica etsem de en azindan Peygamber efendimizinki gibi kisaltsan
    der ve eliyle de boyunalti hizasini gösterir.
    Şıh;
    - Emrin olur Pasam
    diyerek yerine çekilir.
    Aradan zaman geçer, bir aksam Atatürk Amasya'daki Şıh'ı hatirlar ve Vali'yi telefonla arayip durumu sorar. Vali nasil söyleyecegini bilememekle birlikte, Şıh'ın sakal boyunda en küçük bir kisalma bile olmadigini aksine kimselere el sürdürmedigini anlatir. Atatürk telefonu kapatir, kagidi kalemi eline alir ve az sonra nazirini çagirip, yazdigi yaziyi Amasya Valiligi'ne teblig etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki Şıh Efendi Ata'yi görmek üzere Ankara'ya yola çikmis...
    Şıh gelir, Ata'nin karsisina çikar. Sakal tamamen kesilmis, sinekkaydi bir tiras olunmus, saçlar kisaltilmis, kilik kiyafet bastan sona degistirilmis, bambaska bir görünüme bürünülmüstür. Atatürk'ün mesai arkadaslari bu degisimi anlayamaz ve Ata'ya sorarlar;
    - Aman Pasam, o Şıh ki sakalina el dahi sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sagladiniz?
    Ata gülümser, sonra da yanindakilere dönüp;
    - Dün aksam Amasya Valiligi'ne bir yazi gönderdim ve Şıh'ı Afyon'a vali atadigimi bildirdim
    der.
    Ardindan da yeni bir yazi hazirlayip nazirina bu yaziyi da Şıh'a vermesini söyler. Yazida söyle yazmaktadir;
    - Inancin ölçüsünün sakalda olmadigini anladigina sevindim. Valilik
    meselene gelince, bugün koltuk ugruna kirk yillik sakalindan vazgeçebilen yarin baska seyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum birakmayalim. Valilikten alındın.Kal saglicakla...
    Edit:imla.
    ···