astral seyahate çıkmak isteyenler

Toplanın beyler. bu işi defalarca yapan biri olarak nasıl yapıldığını ve ne dozda yapılması gerektiğini sizlerle paylaşacağım.

öncelikle astral seyahatin ne olduğunu açıklayım beyler. astral seyahat, insanın genellikle geceleri uykuya dalmadan önce, bilinçaltını herşeyden soyutlayarak, ruhunu bedenden ayırmaya denir. daha doğrusu rüyadasınız, fakat rüya olduğunu biliyor ve ona göre hareket ediyorsunuz. gözünüzü açana kadar serbestsiniz istediğiniz yere zaman mekan kavramı olmadan uçarak kaçarak gidebiliyorsunuz.

edit: tanım bana ait. yani benim yaptığım bu bilimsel açıklamasının amk.

bu konuyla ilgili internette birçok bilgi var fakat oradakilerin karışımıyla ben kendim pratik yöntemler türettim. onları uyguluyorum. gözümü kapattığım an 5 dakika içinde seyahate çıkıyorum. yani siz sadece dediklerimi yapın. madde madde anlatıcam daha açıklayıcı olur;

-Öncelikle yatağa girmeden önce bilincinize bu işi yapacağınızı aşılayın. sadece bu düşünceyle yatağa geçin.
-en ince detay. üzerinizde kesinlikle yorgan, battaniye gibi birşey olmasın ve mümkünse yastıkta olmasın. çünkü onların vermiş olduğu basınç sizi beynen yorabilir. hatta ve hatta sadece boxerla yatağa girerseniz daha kolay olacaktır.
-boxerla yatağa girip vücudu sırtüstü konuma alıyoruz beyler.

-yatağa tamamiyle uzandıktan sonra. gözlerimizi kapatıyoruz. bu andan itibaren kesinlikle ve kesinlikle gözler açılmayacak.
-ve zihnimizi seyahat çıkmak için hazırlıyoruz. düşünüyoruz düşünüyoruz düşünüyoruz.
-yavaş yavaş vücudumuzun ağırlaştığını hissediyoruz. burası çok önemli ayak parmaklarımızdan saçımıza kadar bir ağırlık çöktüğünü hayal edin.
-gerekli konsantrasyonu yakaladıktan sonra ruhumuzun bedenden ayrılıp yukarı çıktığını hayalimizde canlandırıyoruz. yani yattığınız şekilde vücudun olduğu gibi havaya çıktığını düşünüyoruz. çok yoğun düşünmeniz gerekiyor

edit: bazı muallakler yaptığım tanıma laf söylemiş. burada yazdığım herşey tamamen benim görüşüm.

-beyler ağırlaştığımızı düşündüğümüzde ve ruhun bedenden ayrıldığımızı düşündüğümüzde kalp atışlarımız hızlanacaktır. panik yapmayın sakın gözünüzü açmayın.
-ilk çıkışta 10-15 dakika arasında ruh bedenden ayrılıyor. bende öyle olmuştu. zaten bunları düşünürken yarı uykulu halde kalıyorsunuz.
-unutmayın sadece konsantrasyon ve beyin gücü.
-ruhun yavaş yavaş dışarıya sirayet ettiği anda kulağa müthiş bir çınlama girecektir. kesinlikle korkmayın. kalp atışınız tavan yapacaktır. bunlar normaldir. çınlamadan korkup sakın gözünüzü açmayın.

-artan kalp atışları ve çınlamalar ile birlikte ruhun bedenden ayrıldığını farkedeceksiniz. ilk 5 saniye mala bağlayacaksınız. hatta gözünüzü açacaksınız. açarsanız o gece bir daha çıkaramazsınız beyler.
-herşey tamam ruhunuzu kontrol altına almaya başladınız. öncelikle durumun farkında olmaya çalışın ve rahatlayın. sadece rüyadasınız ama sizin kontrolünüzde bir rüya.
-1 dakika falan ruhunuzu izleyin. düşünün konsantrasyonu zirveye çıkarın.
-ardından canınız nereye gitmek istiyorsa orayı hayal edin. nasıl gideceğinizi düşünmeyin beyin error verir. ruh ve sizden başka kimse yok. sadece hayal edin.

- eğer rüyada olduğunuzu unutup mantık aramaya başlarsanız. ruh geri dönecektir ve istem dışı gözünü açacaksınız. mantık yok ruh ve siz varsınız. canınız ne isterse o olacak.
-unutmayın hayatın dünyevi boyutu kadar ruhani boyutuda var ve siz orayı ele geçiriyorsunuz bunu yaparak.
-ilk çıkışlarda göz açılması çabuk olur istem dışı olarak. kafaya takmayın ve uyuyun ertesi gece tekrar deneyin.
-3-4 gün bu şekilde denemeler yaparak beyni buna alıştırın.
-alıştıktan sonra normal uykuya dalar gibi yatacak ve lan bu gece bir paris yapayım diye gözünüzü kapatıp gideceksiniz.
-burada en önemli husus şu. siz gitmek istediğiniz yeri nasıl hayal ediyorsanız o şekilde görüyorsunuz

-örneğin paris dedim. paris deyince çoğu insanın aklına eyfel kulesi gelir. eğer o insanlardansanız soluğu eyfelin altında alabilirsiniz. unutmayın zaman ve mekan kavramı yok. kesinlikle korkmayın. biliyorum biraz ürkütücü.
-daha önce yaşadığınız ve özlediğiniz bir şehre anında ışınlanabilir gezebilirsiniz.
-hiç görmediğiniz kafanızda canlandıramadığınız yerlere gidemezsiniz.

gelelim bu işin zararlarına öncelikle bilimsel açıklamalar dışında bana verdiği zararları anlatayım.

belli bir süre sonra eğer bunun takunu çıkartırsanız. gerçek hayat ile o yaşadığınız hayatı karıştırıyorsunuz. kavram karmaşası yaşamaya başlıyorsunuz. hayatınızı sürdürürken ulan yoksa buda seyahat diye düşündüğünüz zamanlar oluyor. inanılmaz derece unutkanlık baş gösteriyor. çarpım tablosunu bile unutanların olduğu söylenir.

gelelim faydalarına. eğer düzgün bir şekilde ayda bir kere falan yaparsanız. ruhunuzu ele geçirmenin keyfini yaşarsınız. hem beyninizi daha fazla çalıştırmış olur hemde yaratıcılık yeteneğinizi geliştirirsiniz. güzel muhabbettir ama adamı sıkıntıya soktuğu zamanlar olur.

varsa soruları alayım?

@60 ben yaklaşık 1.5 yıldır bu işe kafa yoruyorum. etrafımda merak eden çoğu insan bu şekilde çıkmayı başardı. tamamen konsantrasyon meselesi. ilk başta çıkarmayı başarırsan zaten sonrası geliyor. önemli olan ilk baştaki korkular. kalp o kadar hızlı atmaya başlıyor ki. eğer kalp rahatsızlığı olan varsa denemesin zaten kesinlikle. kalp atmasına alışıyorsun ama kulağa giren çınlama insanı hoplatacak derecede sert giriyor. haa şu ayrıntıyı yazmayı unuttum. kesinlikle vücudu hareket ettirmiyoruz beyler. parmaklar ufak tefek oynarsa problem olmaz. vücud sabit. çünkü bilinçaltımızı ilk yaptığımız ağırlaştırma ile vücudu yatağa sabitledik.

eğer dinleyen olursa yaşadığım enteresan mevzularıda paylaşırım.

@58 diğer mahlukatları görme gibi bir durum yok. çünkü bu sadece bir zihin oyunu. önce bilinçaltımıza bunu yerleştiriyoruz. ardından bilincimiz yarı açık şekilde gerekenleri yapıyoruz. en sonda beyin gücüyle hoop yukardayız. gerisi ruh ve sizin aranızda. bu noktadan sonra beyin iptal. beyine geçersen geri dönersin.

3. veya 4. çıkışımdı. aklıma ilk adana ili geldi çıkar çıkmaz. inanın saniyenin binde biri hızıyla adanada bir yerde buldum kendimi. adana gelmesinin sebebi akşam tvde adanayı gösteren bir program vardı. programın çekildiği yere birebir gittim. ardından saçma sapan bir yere gittim. adana garının karşısında bir sokak arasında buldum kendimi. tabelada bici dünyası yazıyordu. okuldan adanalı bir çocuk aradım buldum ve sordum. gerçekten gördüğüm mekan varmış. ve emin olun hiç görüp duymamıştım orayı. adanaya yolum düşerse gideceğim.

çok farklı beyler çoookk

@68 senin olmayan bilgine sokayım. bu olay gözünü açtığın an bitiyor. öyle bağlar mağlar değil bu iş sadece zihin oyunu. ekstra bir özellikte değil. isteyen çabalayan herkesin yapabileceği bir şey. tek riski çıkar kalp atışlarının insanı sıkıntıya sokması. çıkınca zaten normale dönüyor.

@70 yaşadığım mevzu şöyle. bu işi prof. yapan adamlar var. bunlar işi ilerletmiş. çıktıkları zaman yanlarında kimi hayal ederlerse belirdiğini söylüyorlar. atıyorum gittin ankaraya yanında burcu esmersoyu görmek istiyorsun hayal ediyorsun hop yanında. tabi hayali şekilde. bunu henüz başaradım yıllar gereken bir çalışma sonunda oluyor. yani böyle insan görme falan olmadı. ve hatta rüyalarda buluşalım sözünü resmen gerçekleştiren insanlar var. 2 kişi aynı anda aynı yere odaklanıyor pat yan yanalar. ve sabah karşılıklı anlatıyorlar bunlar gerçek.

ne yaşadım mesela. en değişik gelen şu idi. ben daha çok türkiye genelinde turlamayı seviyorum. çünkü kafamda daha net şeyler olduğundan rahat oluyorsun. pcde açtım bursa belgeselini. hiç gitmemiştim görmek istiyordum. izledim ve onu düşünerek yattım. bursayı öyle bir gezdimki adım atmadık yer bırakmadım dakikalar içinde.ve bir süre sonra bursaya yolum düştü. yanımdada arkadaş. inandıramadım daha önce gelmediğime öyle gezdirdim elemanı. bildiğin hiç gitmediğim yerde rehberlik yaptım. böylede bir gizem var işin içinde ha soranlar olmuş. gitmek istediğin yerde bir anda bitiveriyorsun nasıl gittiğini çözemiyorsun öyle uçma falan sadece gezerken oluyor. bir yere giderken anında gidiyorsun.

@83 daha iyisini, daha kolay yaptıysan anlat yannan kafalı. yalan yok bizde.