bu gecenin mevzusu cinler
bu başlık ileri ki zamanlarda konulara göre tasnif edilecektir...
bu başlıkta tartışılacak konular
•
tayy-i mekan, tayy-i zaman, astral seyahat
•
alemler arası yolculuklar ve yolcular
•
cinler, uzatlılar ve öte alem varlıkları
•
ebced, havas,cifir, rimel ve hüddam ilimleri
astral seyahat, tabiatın insan verdiği bir gerçekliktir. 19.asrın büyük medyumu helene blavatsky,bu büyük sırrı eski arap dinlerine inanan paganlardan öğrenerek bizlere kazandırmıştır.
bu başlıkta astral seyahat yapmayı, astral seyahat deneyimlerimde yaşadıklarımı ve gördüklerimi, hüddam gibi, cinler gibi diğer metafizik meseleleri açıklayacağım.
bu seyahat nasıl yapacağız;
astral seyahat nedir?
astral seyahat, ruhun çeşitli yollarla vücuttan ayrılarak kozmosu dolaşması olayıdır.
astral seyahat nasıl yapılır?
bunun için farklı yollar vardır, en uygun yol ise
ayın karanlık yüzü metodudur. dolunay olan bir gecede ayı net şekilde görebileceğiniz pozisyon alın ve 35-40 dakika boyunca göz kırpmamaya çalışarak aya odaklanın. sadece ay'ı düşünün. başka hiç bir şey ile ilgilenmeyin.
astral seyahat sırasında insan ne hisseder?
ayakları uyuşur ve ayakları üşümeye başlar. ayaklar karıncalanır. bu karıncalanma ve soğuma yukarıya doğru çıkmaya başlar. vücut iyice kasılır ve üşür. mide ağrısı olabilir. bu aşamada hiç bir korku ve heyecan işletmemeli, deneye devam etmelisiniz.
astral seyahat ile ruh, bedenden ayrılınca ne olur?
ruh bedenden ayrılırsa, hızla bedenden uzaklaşmaya başlar. önce bedenin bulunduğu evden, binadan yani mevkiden çıkar, sonra o mahalleden, ilçeden, gökyüzüne doğru uzaklaşmaya başlar. nihayet atmosferi aşar ve aya yaklaşır. ayın karanlık yüzüne geldiği anda,bu kişi için bir nirvana,bir aydınlanma olur ve bu aşamadan sonra insan artık, eski insan değil, değişik bir üst insandır. buradan sonra seyahat evrenin uzak köşelerine, uzak uygarlıklara doğru devam eder.
edit :
astral seyahat, tayy-i mekan, tayy-i zaman, tayy-i ulema nedir? bunların ayrımı nedir?
astral seyahat evreni gezmektir ve dolunaya bakarak, onun karanlık yüzüyle telepatik bir ilişki kurarak yapılır. ulema arapça
alemler demektir ve islam alimleri bu seyahate
tayy-i ulema yani
alemlerden başka alemlere çıkmak ismini vermektedir.
tayy-i mekan ise, çeşitli nesnelere bakılarak bu alemdeki nesnelerle telepatik ilişki kurularak yapılan seyahattir. bu'da arapça
mekandan ayrılış, mekandan çıkmak demektir.
tayy-i zaman ise, benimde bilmediğim,ibn tufeyl gibi az sayıda islam aliminin,ve bazı eski dinlerin mensuplarının bilebildiği,
zamandan ayrılış yani zamanda yolculuktur. zamanda yolculuk, daniel defoe ve jonathan swift'in meşhur romanları robinson crusoe ve ve gulliver'in seyahatlerinin asıl ve ana temasıdır. iki büyük ingiliz yazarın romanlarına bile girmiş bir gerçektir. islam alimleri asırlarca bu gerçeği bildiler.
astral seyahat sırasında dikkat edilecek hususlar
1 - asla korkmayın! bu tehlikeli ve riskli bir olay değildir. canlılara verilmiş normal bir kabiliyettir. korkulması gereken şey tayy-i zaman yani zamanlar arası yolculuktur.
2 - vücudunuz ürperdiğinde, kasıldığında, karıncalandığında heyecanlanıp odaklanmayı kesmeyin. başarısız olursunuz. ruhun ayrılma belirtileri bunlardır. bunlar gerçekleştiğinde daha'da odaklanın, kendinizi daha çok verin.
3 - mümkün olduğunca az göz kırpmaya çalışın.
4 - rahat olmaya, rahat giysiler giymeye, rahat bir yerde oturmaya veya yatmaya çalışın.
5 - dolunay'ı net olarak görmeniz gerekiyor. bulutlu gecelerde denemeyin.
cin meselesi
cin nedir?
cinler, insanların duyularıyla idrak edilemeyen, onlardan farklı bir boyutta yaşayan bedensiz mahluklardır.
cinler kaç sınıfa ayrılırlar?
cinler, insanlardan çok daha fazla millete, kabileye bölünmüş durumdadırlar. bir çok millet cinleri sınıflara ayırmıştır. en mühimleri babillilerin sınıflandırmasıdır. şu sınıflara ayrılır cinler;
gallu cinleri : bunların cinsiyeti yoktur, zararsız cinlerdir
rabisu cinleri : bunlar sadece erkek olan ve harabelerde yaşayarak insanlara tuzak kuran cinlerdir
labartu cinleri : insanların her an karşılaşabileceği, insana tasallut eden cinlerdir. cinlerin %90'ı bu sınıftandır
islama göre cinler nasıldır?
islama göre cinler, yüz binlerce kabileye bölünmüş haldedir. ana olarak şu sınıflara ayrılırlar;
amir cinleri = insanlarla beraber yaşayan cinler
ruhlar = insanlara tasallut eden (saldıran) cinler
şeytan = insanlara zulmeden günahkar ve kuvvetli cinler
marid cinleri = şeytan cinlerinden, büyük günahlar işleyen ve insanlara aşırı zulümler yapan çok güçlü cinler
cinlerin en büyüğü,en kötüsü ve liderleri ise ifrittir. ifrit kelime manası olarak
kurnaz, yaratılışı güçlü demektir. ifrit'in üç büyük yardımcısı vardır.
zekvan, küzen ve sahr. bunlar yüksek rütbeli marid cinleridir.
uyari
Burada maksadım bu bilgiyi vermektir. kişi dediklerimi ve diyeceklerimi uygularsa, kendi sorumluluğundadır. hiç kimseyi bu işe teşvik etmiyorum. kimseyi de engellemiyorum. ama yapılmaması faydalıdır.
hiç bir sorumluluk kabul etmiyorum.
uyari
cin nasıl çağırılır?
cin çağırma'ya islamda
davet,gelen cinleri kontrol alına alıp kullanmaya ise
hüddam denilir. hadim, arapçada
hizmetçi demektir ve
hüddam,hizmetçi çalıştırmak, kullanmak manasındadır.
cin çağırmanın islamda çok metodu olmasıyla beraber,en bilinenlerinden biri de ''mir'at-i esved
metodudur. yanikara ayna
.
gerekli malzemeler;
1 adet ayna
ışık almayan, karanlık bir oda
mum veya el feneri gibi,az ışık veren bir kaynak.
siyah boya
not: cin daveti mutlaka dolunay olan gecelerde yapılmalıdır.
karanlık odaya girin ve kapıyı kapatın. oda ışık almasın. az ışık veren kaynağı, fener,mum yakın. aynanın kenarlarına siyah boya sürün. bunu sürerkenteale
kelimesini bağırmadan fısıldar gibi tekrarlayın. boyayı sürmeyi bitirince bu kelimeyi tekrarlamayı bırakın.
25-30 dakika kadar aynaya bakın. gözlerinizi aynadan sakın kaçırmayın. bu sırada şunu tekrarlayın;
teale huna
30 dakika sonunda, eğer bunları harfiyen uygularsanız. mutlaka gelir.
uyari
Burada maksadım bu bilgiyi vermektir. kişi dediklerimi ve diyeceklerimi uygularsa, kendi sorumluluğundadır. hiç kimseyi bu işe teşvik etmiyorum. kimseyi de engellemiyorum. ama yapılmaması faydalıdır.
hiç bir sorumluluk kabul etmiyorum.
uyari
astral seyahat gibi metafizik bilgilerin tarihi
gökteki cennetten indikten sonraki,ilk kralımız, eridulu alulimdi,ve 35.-30. asır arasında (bugünün takvimiyle isadan önce 3500-3000 arası) 28880 sene hükmetmişti...
bu söz, sümer krallarının tarihini anlatan tabletlerinden alınmıştır.
sümerliler, gökteki cennetten, anavatanlarından gelmişti. bugün bütün orta doğu kökenli dinlerde, islamda, hristiyanlık ve yahudilikte, daha öncede sümer, akad, babil, asur ve fenike dinlerinde, insan anavatanı olan cennetten gelmiş bir sürgündür. ve sümerlilerde ilk krallarının cennetten yani kendi tanımlamaları ilegökteki cennetten
gelmiş sürgünlerin kralı olduğu gerçeğini söylüyor...
peki neresiydi bu cennet? latincealpha tauri
diye bilinen anavatan... yahut bizim bildiğimiz arapça ismiyle,takipçi
yani,aldebaran'' yıldızı. aldebaran, güneş'ten 44 kat büyük bir yıldızdır. astronomi'nin temelini atmış olan sümerler, yani aldebaran sürgünleri, astronomi bilimini gökyüzüne, aldebarana, anavatanlarına olan özlemleri sebebiyle kurdular.
oradan gelen sümerliler dünyaya bir şeyi daha getirdiler, medeniyeti ve gerçek ile yanlışı ayırt edebilme yeteneğini. yani astral seyahat gibi özel yetenekleri. aldebarda on binlerce halk vardı ve summi isimli bir ışık hüzmesinin etrafında yaşıyorlardı. bu halklardan biri, kendilerine
summi-er yani
ışık halkı ismini vermişlerdi. güneşten 44 kat büyük bu yıldızda yaşayan halklar arasında günün birinde küçük sebeplerden ötürü büyük bir savaş çıktı. savaş korkunç bir nükleer felaketle sonuçlandı ve savaşı kaybeden summi-er halkı, gemileriyle yeni bir vatan arayışına çıktılar.
kendi tabletlerinde cennetten indiklerini söyleyen sümerler, elbette summi-er halkıydı. aldebaranın sürgün halkı. sürgün summi-erler, dünya isimli bir gezegene indiler ve burada, homo neanderthal ismi verilen aşağı varlıklarla karşılaştılar. bunlar zeka olarak aşağı, beyinsiz yaratıklardı. summi-er halkı, dünyaya gerçeği, bilimi getirdiler. bu aşağı gezegene, medeniyet adı verilen, aldebaran üstünlüğünü tanıttılar. astronomi, yazı, edebiyat, matematik, sanat, mimari, aldebaran sürgünlerinin getirdiği medeniyetti...
işte bu büyük gerçek, insanın dünyaya gelişi, sümerlilerin, akadların, babillerin, asurların, fenikelilerin mitolojilerini ve fenikelilerin aracılığı ile yahudiliği, onun aracılığı ile hristiyanlığı ve son ikisi aracılığı ile islamı yarattı.
5000 küsur senedir dinlerin anlattıkları, summi-erlerin dünyaya geliş hikayesinden başka bir şey değildir...