+1
-1
alintidir.
genç kızlar ya da liseli kızlar...
evet onlar bekaretlerini hep gündüz
vakti kaybederler. gece dışarı
çıkamayacak kadar küçüktürler çünkü...
başkasının evinde kalamayacak kadar
babasının canıdırlar.
liseli kızlar bekaretlerini gündüz vakti
kaybederler hep. sonra büyümezler
zaten. hep küçük kalır , o küçücük
yürekleri.
genç kızlar bekaretlerini gündüz vakti
kaybederler ya öyle temiz bir evde,
temiz çarşaflarda da olmaz çoğu
zaman. belki olgun sevgilileri bunları
atacak bir ev bulmuştur ya da
annesiyle yaşayan olgun sevgililerinin
annesi ahretliği görmeye gitmiştir de
adam gibi bir evde yaşarlar ilk cinsel
tecrübelerini ya da ilk acılarını...
onlar bekaretini gündüz vakti
kaybederler, köşedeki çapkın büfecinin
tuvaletinde, ya da bir korsan cd satıcısı
cdleri yaktığı arka odada yakar kızın
canını.
genç kızların ilk çıplaklığının üstüne
güneş değer. sakalları çıkmış
sevgililerinin birazcık yalakalık yaparak
aldığı babasının gösterişli arabasının
arka koltuğunda.
liseli kızlar bekaretlerini gündüz vakti
kaybeder bir dükkanın deposunda.
kıyafetlerini bile çıkarmadan üstelik.
eteğini kaldırması yeter ya da
pantolununu indirmesi...
çoğu 15'tir bu kızların, 16, 17...
olgun sevgilileri olur bu kızların
genelde. aklı başında adamlar. işinde
gücünde adamlar. merhametsiz
adamlar, vicdansız adamlar.
sapık adamlar vardır genç kızlar
gündüz vakti bekaretlerini
kaybederken yanlarında. sapık
adamlar, koca koca adamlar hoyrat
elleriyle, acımasızca dokunurlar bu
kızların körpe vücutlarına. canları
yanar, yürekleri yanar, o an değil belki
ama en geç akşdıbına, yorganlarının
altında ağlarlar!
sonra telefonlarına kaydederler genç
kızların o en acınası hallerini. kimisi
şantaj yapar. kimisi arkadaşına yollar o
şantaj yapar, bir kez de o yaksın diye
canını. kimisi de liseli ferresinda
paylaşır, genç kızın güvenle ona verdiği
pozu... he gardas emeğine sağlık,
+rep, beline kuvvet!
onların olgun sevgilileri onları ne
acılara sürüklemiştir bilemezsiniz.
toplumda ona çok önemli olduğu şeyi
almaları mesele değil aslında. onları
saygısızca, değersizlermiş gibi
becermeleridir mesele. o olgun
sevgililere yetinemezler bir türlü. önce
ağızlarına almaları istenir, sonra
bekaretleri, sonra ters ilişki... işini
bitirince evine gönderir olgun
sevgilileri bunları ya da okula, öğleden
sonraki derslerine girsin de aileleri
isgillenmesinler diye. işini hepten
bitirince de basarlar kıçlarına
tekmeyi... !
genç kızlar bekaretlerini gündüz vakti
kaybettikten sonra ağlarlar kendi
kendilerine. kimselere anlatamazlar
önce, odalarına kapanırlar, babaları
anlam veremez canının suskunluğuna,
arkadaşları merak ederler. kimisi
intihar eder, kimisi kötü yola düşer,
kimisi depresyondan çıkamaz. ama
istisnasız hepsi eğer hayatlarına
gerçekten onu seven ve
güvenebilecekleri bir erkek çıkmazsa,
mutsuz olurlar. mutsuz ölürler.
bekaretini gündüz vakti kaybetmiş
genç kızlar başkalarının da canı yansın
isterler kendileri gibi. başkalarını
kendilerine aşık edip arkalarına
bakmadan giderler, olgun sevgililerinin
yaptığına nazire olsun diye. sevgililerini
aldatırlar, kocalarını aldatırlar. onlar
bekaretini gündüz vakti kaybetti diye
kaç can yanar.
kaç kisi mutsuz olur.
kaç kisi acı çeker!
çok basit geliyor şimdi değil mi? öyle
değil, bir düşünün...
acıdan gözü dönmüş bir genç kız sizi
kendine deli gibi aşık ettikten sonra
arkasına bile bakmadan gidiyor.
acıdan ağlamış deli gibi sevdiğiniz
sevgiliniz başkasının yatağından kalkıp
size geliyor.
acıdan kendini kaybetmiş, acıdan
bambaşka biri olmuş o artık.
ya da olgun sevgililerinin tecavüz
edercesine birlikte olduğu bir kızla
berabersiniz. eliniz eline değince
ürperiyor, tüyleri diken diken oluyor.
gerçekten karamsar olacak belki.
toplumun tüm suçu onunmuş gibi
hissedecek. onu o hale getiren
toplumda saygı görürken, o huur
muamelesi göreceğini düşünecek, ki
muhtemelen de görünecek!
belki öyle biriyle evleneceksiniz. eşiniz
olacak insan belki de daha önce böyle
bir acıyı tatmış olacak. sizinle yatarken
bile gözlerini kapatacak, belki
dokunamayacak size. belki çok sınırlı
bir cinsel hayatınız olacak.
o kızlar hep yanımızda. çoğu
uyuduğunu sandığınız saatlerde
yataklarında ağlıyor olurlar.
anlamayanlar olursa diyorum, mesele
gerçekten o iki damla kan değil.
onların tattıkları o acı, o küçücük
yüreklerinde sakladıkları büyük yük.
eğer tanıyorsanız öyle birini ilk
gördüğünüz yerde saçlarını koklayın,
elinden tutup gözlerine bakın. bir şey
demenize gerek yok, huzuru ve şevkati
görsün gözlerinizde yeter..!
Tümünü Göster