ne olduysa o lanet olası okula gitmemle oldu.

benim ailemin maddi durumu belli, bütçesi belli, yapabileceklerim belli. ama neden oks'de iyi bir puan yapıp evinden uzak bir anadolu lisesine gidersin ki ? ne güzel evinden sadece 10 dakikalık uzaklıkta olan, bütün ortaokul arkadaşlarımın iyi bir puan yapamaması sebebiyle gittiği okula gitmezsin ki ?
hele o müdür yok mu o müdür... beni kapıdan çevirdi.

ilk başta ben istedim tabi arkadaşlarımın kayıt olduğu okula gitmeyi. gittim de kayıt olmak için amaaaaa şu cevabı aldık (babamlayız) okulun müdüründen: "bakın beyfendi, oğlunuzun diploma notu 89, oks puanı 412. bu yavrucağı bu okula yazdırsanız hayatınızın en büyük hatasını yapmış olursunuz".
babam; "nasıl yani müdür bey?"
"oğlunuz iyi bir puan yapmış, burası böyle öğrencilerin geldiği bir okul değil. diploma notu 60 olan adamların geldiği okul burası."
-sessizlik.
çıktık kapıdan gidiyoruz. ben sessiz sakin bir adamdım hep.
babam giderken anlattı;
-oğlum gördün mü neler dedi senin hakkında.
+duydum baba ama bütün arkadaşlarım bu okula geliyor.
-yapacağın bir şey yok, keşke oks'de de kopya verebilseydin onlara...

eve geldik.

babam; oğlum yarın da işe gitmiyorum. yarın bu okul kaydını yaptıralım, bir daha uğraşamam bu işlerle.

-tamam baba.

o günün akşamında buluştuk bizim binlerle takıldık durduk. o zamanlar internet kafelerde hep counter we8 falan vardı şu an olan oyunların hiçbiri yoktu tabi ki.

biz 5 kişiydik aynı mahalleden mehmet, furkan, tuncay, sefa ve ben. ilkokul 2.sınıfta tanışmıştım onlarla.

ilkokulda pek takılmazdım onlarla ama onlar hep birlikteydiler. hep yaramazlık yaparlardı okulda her tenefüs dışarıda koşarlardı ben ise otururdum sınıfta öyle bakardım. ilkokul 3, 4 derken baya bi kaynaştım oğlanlarla.

beni hep en zeki çalışkan olarak görürlerdi ki hala da öyle görürler pek görüşmem şimdilerde. sadece furkanla yakın zamanlı görüşürüm. onun sebebi ise bir gün benim furkana yanlışlıkla tokat atmamdı. çocuğuz tabi ağladı bu. bende kusura bakma falan geçirtirdim, barıştık. o gün hep aynı sırada makara kukara yaptık ve birbirimize söz verdik. "ilerde bir gün evleneceğimiz zaman düğünümüze birbirimizi çağıracaktık". günler böyle geçti ilkokul 4'de bitti. 5.sınıfa geldiğimizde bizim mahalleye yeni bir okul yapılmıştı ve hepimiz aynı mahalleden olduğumuz için aynı okula gidecektik. burda 4 senem geçecekti ve bu 4 yılı hala unutamıyorum. nasıl unuturum canını yediğimin çocuklarını, nasıl sevmem la onları?

aramızda en yakışıklı furkandı. ben ise esmer, hafif kilolu ama elektronik aletlere ve oyunlara az da olsa kafası basan bi adamdım... bu yüzden çoğu işlerini yapardım. günler böyle akıp geçti girdik sınava iyi bir puan yaptık. en sevdiğim adam olan furkan ise 300'ü geçememişti. öyle hatırlıyorum daha düşükte olabilir yani.

internet kafeden çıkıp gittim eve doğru.

erken kalkacağız oğlum dedi babam, yat yerine artık.

-tamam baba...

@6 tamam kardeşim sakin ol.

Kalktım sabah 10 gibi annemin uyandırmasıyla. Babam hemen; Gel dedi kahvaltı edelim gidelim işlerim var.
Ne işin var baba benden daha önemli?
+...

Oturdum sofraya patates kızartmış annem, yumurta falan doyurdum karnımı giydim üstümü gidiyoruz. Daha önce zaten bahsetmiştim bu okul bizim eve otobüsle 25 dakika falan. Otobüsle tek aktarmayla gidiyosun ama biraz yürümen gerekiyor. Bu yolu da hiç unutmadım ilerde bolca bahsedeceğim. Tabi bu yol kimin umrunda? Liseli olmuşsun artık soner diyorum. Yürürdün ulan ne olcak ki diyorum. Ama ne salakmışım. Bindim otobüse bastı akbili babam. Tabi ozamanlar otobusler körüklü vozur vozur ses çıkarıyor. Simdiki otobüsler kral kral. indik, yürüdük yaklaşık 10 dakika durakla okul arası, birde yokuş cabası. Geldik okula kapıda bir bekçi kağıtta kayıt tarihleti vs var. Kapinin girisinde bilmem ne kayit evraklari falan var. Bilgi islemdeki görevliye sorduk bunlari kesin almamiz lazim mi diye almaniz lazim dedi. Gittik yakindaki kirtasiyelerden fotokopi vs. Falan aldik. Gittik tekrardan okula kayit nerede yapiliyor diye sorfuk müdür üst katta dedi adam...

Çıktık ust kata, tahmin edeceginiz gibi kel 45 yaşlarında bir adam branşı biyoloji imiş 17 yıldır bu işi yapıyormuş. Gittik bilmem ne kimlik vs vs. Tam hatirlamiyorum kayiti olduk babamla el sıkıştıllar tabu parada istiyolar babamda fazla para vermedi 100 ytl vermişti o zamanin parasiyla. Çiktik müdürün odasından.

4 sene rehine olacağım okulu ilk kez yakından tanıyordum...

Dolaştım üst katları tek tek... sessiz bi koridor ,kilitleri kırılmış tuvaletler, tozdan dışarısı görünmeyen camlar, soyulmuş kaloriferler... Dedim heralde yaz tatili olduğu için böyle. Haklıymışım.

Gezerken babamın bana dokunmasıyla kendime geldim. Hadinoğlum gidelim dedi. Tamam baba dedim çıktık okuldan 2 3 lira bişey verdi bindirdi otobüse yolladı beni bindirmeseydi eminim bu çevreyi dolaşacaktim. Geldim eve yattım... Sadece düşündüm. Ben nasıl yapacağım dedim içimden furkansız beni kollayan param olmadığında düşünmeden veren bir adam yok artık.

Bunları düşünürken uyuyakalmışım. uyandığımda okulun açılacağı pazartesi gününün bi önceki günü pazar gününe gelmişim bi anda. Uyandım ve annemin güzel kahvaltısını yaotım. Anneme dedim anne bu okul üniformalarını napıcağız diye. "Sen bi git gel bir hafta bi öğren ortamı okuldan satın alırız" gibi bir şey söyledi aslında kayit olmaya gittiğimizde müdür okulun aşağısındaki kirtasiyede kiyafetlerin oldugunu söylemişti lakin babamın üstünde para yokmuş o zaman başka zamana erteleye erteleye bugüne gelmişiz...

--spoiler--

--spoiler--

Yattım erkenden, 20 ytlye aldığım o markasız ayakkabıyı koydum ayakkabılığa. Ütüledim yarın giyeceğim olan kıyafetleri.
Yattım erkenden sabah kalktım. Giydim üstümü babam işe gitmiş annemde mutfakda kahvaltı hazırlıyor.

"Anne uğraşma" dedim.
Oğlum nasıl uğraşmayayım, baban parasını alamamış sadece ekmek parası bıraktı 2 lira dedi.
Olsun anne nolcak alırım ben arkadaşlardan falan dedim. Aslında kalbini kırmak istemedim. Babamı sorgulamak istiyordum sabahın köründe ama annemi düşünüyordum. +Oğlum al 1 lirapoğça falan alırsın.

-Aldım parayı.

Giydim üstümü aldığım 1lirayıda masanın üstünde bıraktım. Nasil alayim la o parayı kim olsa alır o parayı, ha?

Durağa doğru gidiyorum. Sadece akbil var o parmak basmalı olanlardan öğrenci akbilini daha çıkaramamıştım o zamanlar. (Şuan hala yanımda hala indirimli kullanıyorum vay amk) bu arada 23 yaşıma gireceğim gençler.

Bekliyorum otobüsü geldi bindim. O yokuşlu yolu çıkıyorum saat sabahın 7'si.
Üzerimde hiç saat ile ilgili bir şey yok ne telefon, ne saat, ne de başka bir şey.
Dersde 7.30da başlıyor. okula yakin bir berberin camından saate baktım 7.15 civarıydı. okula yavaştan bir sürü insan geliyordu. Bende yavaştan attım içeri adımımı.

Tabiki bismillah çekerek ve bekçiye selamın aleyküm diyerek...

--spoiler--

--spoiler--

--spoiler--

--spoiler--

Girdim içeri. Baktım insanlarin yüzüne ama anlamıyordum sanki hepsi birbirini tanıyor gibiydi. Hep bir gruplar, bir çete gibi arkadaslar.

Yürüdüm bahçeye doğru daha sıraya geçmemişlerdi. 5 10 dakika köşede bekledim sessizce. Sonunda müdür mikrofona vurdu öhöm öhöm diyerek. Yine o basit konuşmalardan sonra 9/d'deki isimleri sayıyordu. Soner ar... Dedi. ( soner benim bu arada)Geçtim sıraya ardından turgay sezgin dedi müdür. Geldi bu tugay sirada yanima bekliyorum siniflara gecmeyi heyecanla. Daha tanışmadım o çocukla. Sınıflar bitti sınıf sınıg herkes içeti giriyor. Bizim sınıfa geldi öndekiler yürüyor bizim bu tugay arkasını dönmüş milleti seyrediyor. Kolundan tuttum "hadi" dedim döndü sinifa dogru gitmrye başladık.

-Ben soner senin isminde tugay olmali heraldr
+ evet nerden biliyon
- mudur okurken duydum

Sinifa geçtim beraber oturduk kapı tarafında 4. Siraydi.
Sinifta bi kalabalik bi kalabalik en az 40 kişi var.
Anlamadim ilj basta niye bu kadar kalabalik diye düsündüm. Tugayla hangi takimlisin gibi konuşurken tarihçi girdi derse ismi fatoş ama ben ona zamanla "abe kaynana "ditecegim. Çunku roman gibi bi kadindi konusmalari, hareketler tavırları... orta halli bir kadındı verse giberim diyeceğim bir tip...

Başladı tarihçi anlatmaya işte burası lise, ilkokula benzemez ortaokula hiç benzemez gibisinden muhabbetlere. Bende öğretmen ne olursa olsun her zaman dinlemeyi tercih eden biri olduğumdan sonuna kadar dinledim. Kegib kegib hatirliyorum fazla bişey kalmamış hafızamda. sonuçta ömür boyu unutamayacağım bir dönemin başlangiciydi bu, ama bu sadece bugun için geçerli degildi. Tugayla mihabbetimiz iyice ilerliyordu. Arkamizda gözlüklü sakallari olan şişko, tipinden düzensiz oldugu anlasılan bir adam oturuyordu. ismi mertcandi. Arkamizda tek basina oturuyordu o da benim gibi uzaklardan geliyor heralde diye düsündüm. Ve merhaba dedim elimi uzattim.

-Merhaba ben soner
+ elini uzatti) bende mertcan
- hangi okuldan geliyosun diye sordum sanki iş görüşmesindesin amk.
+Mehmet akif ersoydan geliyorum
- uzak mi buraya benim. okulum gibi?
+ yok biraz aşağıda
-burda oturuyon tanidigin biri yokmu burda gibisinden bisey sordum diye hatirliyorum
+ var ama başka sınıflarda
-puanin iyi miydi?
+ sayilir 370 civari biseler soyledi

Sonrasinda zil caldi tugayda muhabbete katildi oyle havadan sudan konusuyoruz
Zaten diğerleri hepsi birbirini tanıyor gibi oturuyorlar muhabbet diz boyu.
Zil çaldı ve matematikçi can geldi. Bu adam acayip garip bir adam hala nasil ogretmen olmuş anlamiyorum...

Girdi derse direk;

Bu okul elit öğrencilerin geldiği bir okuldur. Sakına sakın burayı ilkokul sanmayın. Ayağınızı denk alın, derslerinize çalışın.

Bende de dinlemeden duramıyorum küçüklükten beri alışkanlık olmuş bende. Tugaysa yanımda dersi dinlemiyor, mertcanla muhabbet ediyor. daha tanımıyorum bu adamı tanımaya çalışıyorum.

Açık açık söyliyim o zamanlar daha 31 çekmeyi bile bilmiyordum. 31 çekmeyi ansızın bir sex hikayesi okurken spermin çıkmasıyla farkettim.

Sınıf kalabalık daha ilk gün, zamanla azalır heralde, ne bu anasınıfımı bu amk?

Ders zili çaldı o gün de bitti. Yokuş aşağı durağa yürümeye başladım. Mertcanın evi okula yakınmış farklı bir yoldan tek başına gitti, tugay ise servisle gelip gidiyordu bu yüzden tek başımaydım...

O hafta pek bir atraksyon olmadı. Aynı şekil gidip geldim, kitaplar vs dağıtıldı ders işlenmedi gibisi den.

Ben biraz kendimden bahsedeyim;
9.sınıfta boyum en fazla 160dı. Şuan üniversite 3.sınıftayım. Boyum 188.
Nasil oldu diyeceksiniz, anlatayım: Lise sonda boyum iyice uzamıştı neredeyse 180 olmuştu bende gaza gelip basket topu almistim. Geceleri parkta oynuyordum tek basima. Boyum bu sekilde uzadi. Tipim 9.sinifta sübyancının tekiydi esmer, kahverengi gözlerim ve kulaklarimhafif kepçeydi. Kiz olsam kendi tipime bakarmiydim diyorum bakmazdim cevabini aliyorum. Simdi ise fazla bi değişiklik yok sakallarım dışında.

Her gün ayni dongu ev okul ev okul. O zamanlar daha ergenlik triplerinde bile değildim. Nefret ediyodum okuldan. şunuda belirtryim ne zaman okulu sevmeye başlarsaniz o zaman ergenlik hormonlarınız çalışmaya başlamış demektir.

Karamsar anlatıyorum biraz beyler ama olaylar tamamen gerçektir.

günler gelip gitti. dersleri pek takmıyordum. tugaysa zaten sanki okumaya gelmemişte, zaman öldürmek amacıyla gelmiş gibiydi. pek giblemedim açıkçası çünkü benim bu hayattan tek çıkış yolum okumaktı...

ilk sınavlar geldi çattı. ilk sınavı hiç unutmuyorum matematik sınavıydı. düzenlli olarak çalışmadığımdan son güne bırakmıştım çalıştım ama ne fayda kümeler bağıntılar falan iyi karışıktı. girdim sınava 30mu ne almıştım. derslerimin çoğu böyleydi. ara karneyi almaya velimi çağırınca müdür yardımcısı bu notlar ney böyle falan filan anneme iyice kötülemiş beni. eve geldi surat bir karış oğlum napıyorsun sen anlattı durdu...

artık sınıftakileri tanımaya çalışıyodum sınıfta yakışıklı çocuklarda vardı çift dikiş dediğimiz çocuklarda. anlamıyorum iyi bir okula geldin nasıl sınıfta kalıyon?

sınıfta beni tugayı ezik olarak görüyorlardı kimseyle takılmıyoduk. arada geliyorlardı vuruyolardı. hiç unutmam, cihat diye bir çocuk durmadan omzuma yumruk atıyordu dursana lan dedim. ne diyon sen falan dedi, korktum bişey diyemedim. tugayı zaten durmadan kantine gönderiyolardı mertcana bişey diyemiyolardı sakallı herif biraz da terörist tipi olunca ürküyor insan.
o binlerin neredeyse hepsi sigara içiyordu. bizim sınıf birde arkada arka bahçeye bakınca camda içebiliyodun. yavşaklar durmadan bize kapıyı tutturuyorlardı. lan sen gel iyi bir puanla bu okula yaptığın işe bak. ama suç bende ilk başta fırsat vermeyecektim...