-
112.
0hafiften kırılmıştı gökyüzü yüzünü göğe kaldırınca,
bir kadının güzelliğini kıskanan afilli bir huurnun dualarını kabul eden gökyüzü.
hafiften kırılmıştı gökyüzü.
yer tümsek, yer kan, yer ölüm.
hafiften kıvrandı bütün cesetler ayaklarımın dipnoktasında.
bir ölümsüz ben kalmıştım bu topraklarda, bir aşk..
elimi kaldırdım sonra. parmağımdaki soğuk,
bileklerimi bağlıyan zincirimsi alyansı gördüm. ürktüm önce
elimi kaldırdım sonra.
2 ye yarılmış gökyüzünün ardından bir el uzandı,
tutmadım. tutamadım.
bir ses yankılandı gökyüzünden.
"keşke tutsaydın eline değen eli, tutabilseydin."
kan ter içinde uyandım.
bu yazlıklarda bir salon vardı. salondan içeri girince bütün odalar gözüküyodu
salonla odaları birleştiren kapıda gıcırdıyo ak
dışarı çıksam millet uyanıcak. ama deli gibi de nikotin cekiyor canım
dışarı çıktım kapı gıcırdıyınca teyzem ayaklandı
- nereye dedi
-hava alıp gelicem dedim
- geç yat zıbar dedi
- teyze hava alıcam işte diyip sigara içicem gibisinden bir el hareketi yaptım
- git ne tak yiyorsan ye dedi.
dışarı çıktım.
dışarı çıkınca sevcanın sesini duyar gibi oldum.
fakat cok gecmeden bir erkek sesi daha duydum
kafamı pencereden dışarı cıkardım. sevcanı gördüm
fakat bir gölge daha vardı. -
111.
0tekrarladı.
dudaklarına değdi, dudaklarımdan sekip kulaklarına varan cümlem.
tüm kelimeler yeni bir anlam kazandı.
nice varlıklar, yaşamlar kaybolmuştu aşk uğruna.
nice ölü vardı, sayısız yaralı, sayısız berduş, serseri, hali harap.
nice dermanın tek şişede bulunduğu içki şarap ellerinde
gökyüzüne bir küfür ediyorsunuz, yankılanıp size çarpıyor
kutsal aşkın ağzından yere dökülen kelimeler.
az da canım yanmamıştı aşktan halbu ki.
kendi kendime kaşınıyordum. istiyerek gözlerine bakıyordum!
acıyacağımı bile bile istiyordum onu.
cok gecmeden geri dönmeye yeltenmiştik.
zaten aileside geç oldugu için sevcan ile oguzhanı cağırmaya gelmiş,
geri döndüğümüzde buldular.
tekrar serdarla bira tokusturma sözü vermiştik
yine bazı yalanlar söyliyip (yalan oldugunu anladım)
kaçtı. asumana gittim.
anlattım böyle böyle bir durum var diye.
galiba seviyorum ben onu falan diye.
-konusurum ben onunla dedi.
dünyalar benim oldu amk
tekrar çıkmadılar evden. bir yarım saat izledim onu evden
gülüşünü seyrettim.
gecede yankılanan kahkahasına şahit oldum.
perdeyi düzeltirken göz göze geldik. elimde sigara
elini ağzına zütürdü benim yaptıgım gibi. at onu dercesine
bir hareket yaptı. daha derin çektim sigaramı
daha derin üfledim,
havada buz denizin hemen kenarında oldugundan.
geceleri soğuk oluyor. o sogukda onu izledim.
eve gittim. uyumaya çalıştım,
uyudum. rüyamda gördüm onu. -
110.
0kalktık yürüdük. bir iki şebeklikle kızı güldürdüm. serdarda güldü
serdarın sırtına zıpladım. ölüyodu amk
sonra oguzhanla serdar sırtıma zıpladı ikisinde taşıdım
sevcan ben arkada onlar önde yürüyor.
konuşuyoruz sevcanla
hafif sallanarak yürüyemeye başladı.
havada soğuktu. üstümdeki hırkayı çıkardım sevcana verdim.
sevcanda üstündeki oguzhana vermişti. böylede aptal bir cocuktu oguzhan
hafif sallanarak yürüyünce eli elime çarptı.
duraksadım. herşey bir anda durdu sanki,
dalgalar, kıyıya daha nazik davranıyor,
yetim çocuklar annelerine kavuşuyor,
tanrı sokaklara inip bütün çocukların başını okşuyordu.
herşey, daha renkliydi.
herşey, daha lezzetliydi. liza sevcan ile oldugum
tüm zamanlarda aklımdan cıkmış,
duygularım sevcandan köşe bucak kaçmaya başlamıştı.
ama ne yarar? sevcan sonunda duygularımın hakimi olmuştu.
duraksadım.
- ne oldu diye sordu sevcan.
cevap vermeden biraderlerin yanına gidip soru sormaya başladım
"en pişman oldugunuz an nedir?"
aslında soruyu sormamın amacı en sonunda soruyu bana sormaları ve
soruyu cevaplamam idi.
-en pişman oldugun zaman nedir diye sordum oguzhana
gibimsonik birşey söyledi, hatırlamıyorum
serdarada aynısını sordum.
onun dediğinide hatırlamıyorum.
- sevcana sormadım.
- bana sormucak mısın dedi sevcan
- en pişman oldugun zaman ne zamandır dedim
- benim pişman oldugum bir an yok, herşeyi istiyerek yaptım dedi
biraz vakit geçtikten sonra
- peki senin dedi
- ne benim dedim
- en pişman oldugun zaman dedi?
- elime değen eli tutmamak veyahut tutamamak dedim.
az önce uğruna bin askerin şehit olacağı ellerinin elime değdiğini ima ederek. -
109.
0ben bir iki taş çalmayı amatörce yaptım bilerek fark etsinler diye
ıstakada 17 taş ile bittim
aa sen taş çalıyosun triplerine girdiler
tamam çalmıcam diye ikna ettim onları.
- bilemiyorum "kumarcının lafına güven olmaz" dedi sevcan
çalmadım ama harbiden
yenildik. dondurma aldık onlara. serdar ile sevcan yediler.
ulan ben yine kıskandım amk.
cornet almıstım onun kapagını aldı cebine koydu
- bunu asla unutmucam dedi
kücük gülümsemeler oldu. yine okey başına oturduk
yapıcak başka birşey yoktu
sıkılınca bizim orda yeni yapılan bir ev vardı. orada inşaatcıların birinde köpek vardı
yavru kurt. onu gezdirelim dedim
- olur dediler
gittik köpeği ben istedim. vermedi ak
kız gidip isteyince verdi ama cok fazla güneşte durdurmayın dedi
ak salağı yazlıktayız nasıl güneşde durdurmayalım
tamam diyip köpeği bana emanet edip sevcana verdi
neden inşaatcı oldugunu kanıtlamış oldu
gezdiriyorduk. sevcan gezdirirken köpeği yanındaydım.
bir 10-20 dakika sonra gezdirirken benim serdarın çişi geldiği için
tuvalete gitti. bizde evin önünde beklerken ben tasmasından tuttum köpeğin.
ellerimizin arasında var 3-4 santim.
allahım, diyorum, allahım eli kaysın ellerime düşsün elleri..
-hayır ben tutucam dedi
- hayır ben diye tartışmaya başladık.
tartışırken ulan deniz gibi asılmasın dudağıma dedim boşa dayak yemiyelim
eli elime değsin kâfi.
ne o elini getirdi, ne ben zütürdüm. köpekle gezmeye başladılar.
eli elime değmediği için onun verdiği moral bozukluğu ile
geçtim ben çay bahçesinde oturup sigara yaktım
bir de çay söyledim. onlar köpeği gezdirdiler
akşam oldu. geldiler köpeği zütürdüler
bıraktılar. nerdeydin diye sordular.
- canım sıkkındı dedim
yemek yedikden sonra sahile indik.
konuştuktan sonra hadi gezelim diye bi fikir attım ortaya ben
serdarın da morali bozuktu.
neden bozuk oldugunu sordugumda arkadaşım dayak yemiş onun için demişti. -
108.
0akşam oldugu için saat de 12-1 arası oldugu için ev halkı
uyumuştu onların, sevcan ve oguzhan aynı evde yaşıyolardı
kuzenler amk.
anneleri halime abla hadi yarın oynarsınız çok ses
çıkıyor diyerek hafifden gibtirin gidin dedi
çıktık evden. serdarlada bira tokuşturucaktık lakin
babası gelip onu eve çağırdı
bende eve gidip yatağa uzandım. gözlerimi kapattığımda
yatağıma yattığımda ve kafamı yastığa koydugumda
genelde liza hep sarılırdı bana.
onun ekgibliğini yaşadım. uyuyamadım bir süre
gözlerimi kapattıkca kıskandığımı, sevcanın güldüğünü
düşünüp kalbimi kendi kendime gıdıkladım.
gıdıklandıkca icim saçmalama olum dedim kendi kendime.
lizan var senin, yapma böyle şeyler.
düşünme. uyu evde o bekliyor seni dedim
o gece gözlerimi kapattığımda liza değil sevcanın yüzü geldi gözlerimin önüne
sevcan girdi hayallerime, onunla el ele tutuşuyodum,
onu öpüyordum. ona sarılıyordum.
dediğim gibi çok fazla uyumayı sevmeyen biriydim. dolayısıyla
sevcanı düşünmekten de o gece baya geç uyudum
sabah 10 gibi kalktım. kahvaltımı yapıp, dişlerimi fırçaladım
sahile indim. sigara içiyorum
o sırada geldiler sevcanla oguzhan
- okeye devam edelim mi dediler
- müsaitseniz olur dedim
- serdarıda çağıralım dediler
- olur dedim
gittik serdarı çağırdık. arka bahçeye masa çıkarttım
tek başıma. hiç bir huur cocuguda gelip yardım etmedi
okey masasını kurdular. oturduk oynamaya başladık.
oguzhan ben serdar sevcan -
107.
0hepsinden beni yalnız bıraktılar diye inanılmaz derecede tiksindim.
kafamın yarılması stresiyle sigara üstüne sigara yaktım çatı katında
teyzem geldi. burda çamaşırlar var napıyosun sen diye bir fırça kaydı bana
aşağı indim kapı önünde sigara içerken sevcan geldi
merhaba demeden konuşmaya başlayınca telefon kulağında oldugunu anladım
konuşmayı aynen yazıyorum;
- hayır babamın oraya yerleşmicem
- ya anne istemiyorum.
- tamam anne görüşürüz
- tekirdağdayım anne
- bilmem ne sitesinin ordayım ( reklam yok )
- tamam anne sende kendine iyi bak
- görüşürüz
selam verdi başıyla bende selam verdim gitti
gittikten hemen sonra geri geldi
- akşama bişeyler yapalım mı dedi
okey oynamak yazlıklarda çok modadır hatta
bizim yazlıkta okey, tavla turnuvası falan yapılıyordu
- okey oynuyalım dedim
bende küçüklükden beri okey oynadığım için ıstakanızdaki bütün taşları çalarım
el bittikten sonra aa taşlar nereye gitmiş lan dersiniz
- okeylendi. ben oguzhana söyliyim sen serdara söyle dedi
serdara söyle diyince içimde hafif bi burukluk oldu
kıskandım amk
neden özelikle serdar diye düşündüm.
gittim serdarı çağırdım. böyle böyle dedim
akşama doğru okey oynamaya hazırlandık.
dondurmasına dedik. ben oguzhan eş
serdar sevcan eş di.
yine içim hafif bi kıskançlıktan gıdıklandı -
106.
0balıklama daldım amk. hem kıza hava atıcam hem serinlicem diye
yüz üstü daldıgımdan kafamın arka tarafını çarptım. kanadı
birde derinmiş. eskiden yıkılmış köprü
tekrar yapmışlar. kayalar alt tarafta kalmış ve anlamsız bir derinlik oluşmuş.
kafamı tutuyorum. çıkamıyorum falan. gözlerimi kapadım
lizanın yüzü geldi gözlerime. bir cesaret ile tek elimle kafamı tutarken
tek elimle boğulmaktan kurtulmak için yukarı doğru çırpınıyorum.
1 dakika falan boğuştuktan sonra denizle yukarı çıktım
deniz bana hiç mi hayırlı gelmez amk
iskelenin yan tarafında çıkmak merdiven var ordan iskeleye çıktım
sitenin özel iskelesi oldugu için kokoş karılar yatmış güneşleniyordu
su damlattım bir kaçının üstüne istemsizce
- napıyorsun be sen burdan mısın diye ötmeye başladılar
lan kafam kanıyo annesi gibik ne diyon
hiç birini cevaplamadan. yürümeye başladım ama harbiden kanıyo kafam amk
cıktıktan sonra onlara baktım.
yoktular gitmişlerdi. bende eve doğru yürümeye başladım
kafamı elimle tutuyorum ama durmuyor kan. açılmış yani kafam
eve gittim. teyzemlerle kalıyorum evde pansuman falan yaptılar
beyinde ne kadar çok kan oldugunu anladım amk
kanı bir şekilde durdurdular bende içeri geçip yatağa uzandım
bir kaç saat uyumuşum. iyi beyin kanaması geçirmemişim
yoksa ölürdüm amk uyuyakaldığımda
sonra teyzem uyandırdı beni. kalk oglum arkadaşların geldi falan
- nerdeydin dediler
- kafam yarıldı uyudum bende dedim
- bişey oldu mu falan dedi sevcan
kafam yarıldı amk salağı daha ne olucak
- yok olmadı iyiyim dedim
- biz sen gelirsin diye yürümeye devam ettik kusura bakma dediler
- sorun değil dedim. yolladım amk cocuklarını -
105.
0- gel istersen dedi
- isterseniz gelirim dedim.
- ben gelmeni istiyorum dedi
sırtını döndü giderken elini bel tarafına zütürüp gel gel işareti yaptı
zütündeki kısa şhortu dikkatimi çekti
bir yanda amerika bir yanda ingiltere bayrağı vardı
peşinden gidince oguzhan sevcana bunu neden çağırdın diye fısıldadı
duydum amk. nasıl zoruma gitti.
- telefonu çıkarıp mesaj okurmuş gibi yaptım
- neyse ben döniyim dedim
- kal falan dedi sevcan
- yok ya işim var dedim
- kal olum dedi oguzhan da
- peki dedim gönülsüzce
- ee napıyoruz konusu tartışıldı
herkes denize girelim, çay bahçesinde oturalım, bilmem ne yapalım derken
ben yürüyüşe çıkalım dedim
tekirdağda aşıklar tepesi var beyler belki bilirsiniz.
o aşıklar tepesi hiç aşıklar tepesine benzemiyo amk
çim toprak bide cam kırıkları, belli ki dayılar akşam demleniyo orda
bira şişelerini kırıyolar gidiyolar
yani terliksiz gitmek pek mantık işi dğeil ama yürüyerek
gittiğimizden dolayı mecburi bir şekilde terliksiz gittik.
arada bir muhabbet dönüyo 3 ünün arasında
sevcanda sustukları zaman sen neden konuşmuyorsun diyo
- siz konusun diyorum
önüne dönüyo. tekrar muhabbet sende bize katıl falan diyo
ama konusurken ben millete bakıyorum. hani oguzhanın dediğine
zaten sinirim beynime vurmuş. yukarda güneş
sağa sola bakıyorum millet bişe dese atarlanıcam.
18 yaşımdan da gün almışım 25 haziranda.
büyümüşüm yani.
bir iskele vardı kaptan bilmem ne diye. kapısını açık gördüm. havanın sıcaklığından
cıktım kosa kosa atladım.. ama nerden bilebilirdim alt tarafının taş oldugunu -
104.
0yaklaşık lizayla 2.5 senelik birlikteliğimiz vardı.
cinsel birşey yaşamadık. zaten hayali bir arkadaşını gibmeye çalışmak
bursadaki herifin ördeği gibmesi gibi bişey.
yahut soda şişesine oturup ölümü beklemek.
ertesi gün kız kumda balerin hareketleri yapıyordu,
oguzhan yanında olmadığı için gitmek ne kadar doğruydu bilmediğimden
sahile inip çay bahçesine oturdum.
o da beni görünce merhaba tarzında elini kaldırdı
bende kafamı öne eğip selamımı verdim
oguzhan serdarla bir geldi ve sevcanla konuşmaya başladılar.
ben çay bahçesinde gibik gibi sap sap bekliyorum.
yanlarıan gitmeye cesaret edemedim
serdar geri dönerken bende pesinden kosup atıldım boynuna
- naber napıyosun falan dedim
ama gibimde deil yani serdar. geri dönerken bende kızın yanına gitmek istiyom.
gitti, dışarı çıkmadı amk.
bende eve döndüm.
meğerse başka bir kapıdan çıkıp sahile dönmüş. ya da ben
eve dönünce sahile dönmüş çünkü su içip evden sigaramı alıp,
sahile dönünce serdarıda sahilde gördüm
ama benim evdeki işlerimi yapana kadar onun sahile dönme olayı, imkansız gibi bişey.
ya zütüne motor takıp uçucak, ya da arka bahçeden gidicek
bende sahile indim. sigara yaktım denize karşı, çay bahçesinin duvarlarında oturdum.
bunlar konuşurken sevcan geldi
- sen neden gelmiyorsun dedi
- herhangi bir davet gelmedi bana dedim -
103.
0ben çok küçüklükten beri giderdim o yazlığa.
çevrem genişti yani anlıcağınız, biraderler, ahpaplar.
oguzhan benim birader gittim yanına
- bu kız kim dedim
- kuzenim dedi
- adı ne dedim
- sanane olum dedi
haklı adam amk. kuzenine sarkıyoruz. yüzü hafif lizayı andırıyo
düz saçları, uzun bacakları, 1.75 e yakın boyuyla beni benden aldı.
- tamam eyvallah dedim
biz denize gircez falan dedi. gibtirip gittikten sonra
serdarın yanına gittim. yaklasık 15 senelik arkadaşım.
deryayla küsüm, meryemle beni sevdigi konusunda anlaşamadık konuşmuyoruz
diğer kızlarla az buçuk işim düşünce mesaj atıyorum.
hayat bana güzel anlıcağınız.
- oo kankam, oo biraderim triplerini geçtikten sonra
onu, kıza yakınlaşmak için denize girmeyi ikna ettim
girdik. girince oguzhanın yanına gittik.
kız selam dedi
öküz serdar a.s diye atlarken
- merhaba diyerek cool biriyim havalarına girdim
o gün beraber oynadık denizde. 3 abaza 1 kız
adını sordum
- sevcan dedi.
- seni tanıyor muyum dedim
- sanmıyorum dedi
- birisine çok benzettim dedim
- kime dedi
- boşver dedim. (lizaya tıpatıp aynısı.)
öylece kapandı konu. denizden çıkarken serdarla of bu kızı ne giberim
neler yaparım abo diye düşünüp, lizanın km lerce uzakta
beni beklediğini unutmuştum. -
102.
0hadi artık devam et amk
-
101.
0hikayende rus, iskandinav falan var mı yoksa okumam
-
100.
0aynen panpa devam fena gidiyorsun
-
99.
0devam panpa
-
98.
+1beyler okuyan varsa entry girsin de okuyan var mı göreyim bende. yoksa tek başıma anlatmaya devam edecem
-
97.
0devam et panpa sıkı takipçinim
-
96.
+1biraz yukarı çıktıktan sonra gördüm deryaları.
- ne yapıyordun diye sorgulamaya başladı derya.
- kızla konuştum falan dedim
- sende mi seviyorsun onu dedi
-hayır dedim
- hmm iyi dedi
trip atıyordu beyler. bildigin trip atıyordu amk
daha ortada fol yok yumurta yok
yine evimde liza. lise 3 ün sonlarına doğru deryayı halil denen bir çocukdan uzaklaştırmak
için konuşma onunla dedim.
içime bir his doğdu.. konuştu
ve küstüm.
4 gün boyunca yaklaşık telefonuma 100 mesaj geliyordu
hiç birine cevap vermedim.
sonra okula geldiğim bir gün ağladı yalvardı kabul ettim.
halille konuşmucağını da söyledi.
lise 3ün sonunda. deryayla tekrardan tartışırken küfür etti ve tekrardan küstüm.
yeniden liza ile geçirmeye başladım günlerimi.
lizaya ağladım, lizayla güldüm
yaz geldi ve tekrardan lizayla ayrılık geldi.
yazlığa vardım. zaten yazlıktaki cogu kişi akrabaydı.
kumsala indim. her zamankinden farklı, hafif sakal
saçlar yine incin ve uzun ( karı gibi değil )
kumsalda onu gördüm. -
95.
0deryayla konuşurken küfür etmemesini söyledim.
bir çok kız arkadaşım olmuştu
meryem, simge, derya, feride, şule.. bunların tek vücuda bürünmesi halinde
hala erişemediği biri vardı gönlümde ama; liza.
o aralar şiir yazıyordum. hala karalarım
bir gün okuldan kaçıp lunapark tarzı bi yere gittik. okulca
dönüşünde ben derya ile oturdum. şiirimi okudum.
yol böyle giderken. meryem geldi arkadan ağlıyarak
- başardın tebrik ederim dedi deryaya dönüp
- neyi başardın derya dedim
- anlamadım ki dedi
- siz ikiniz gülüşüyorsunuz. ben seni seviyorum tugay dedi.
sustum.
hepimiz en baştan okulun oldugu durakta inip eve dağılcaktık.
ben-simge-tilbe-beyza-derya-mehmet birader vardı bide onlarla takılmıştım
durağa inince. bekleyin dedim onlara neymiş bunun derdi
gittim yanına. ağlıyordu omuzlarından tuttum
- anlat dedim
göğsüme koydu kafasını
- seni seviyorum dedi
oturduk bi yere.
konuştuk
- ben tak adamın tekiyim dedim
- olsun dedi
- seninle olmaz dedim
- ama beni seviyor gibi davranıyordun dedi
- ama değil dedim
- ben gerçek aşkı arıyorum dedi
- onu yalnış ülkenin yalnış bir coğrafyasın da arıyorsun. benim iklimim bol yağışlı.
ıslanır kurak yanakların. yapma dedim
- sen yapma dedi
bu konuşma uzadı gitti. kızı bir şekilde ikna ettim bensizliğe
kalkarken şunu söyledi bana
- kaybettiğin zaman anlıcaksın, herşeyin değerini..
dönüp baktığımda deryalarda gitmişti.
yine dışarda yapayalnız ben. -
94.
0- ayaktasın dedi
benle taşak geçiyor olabilirdi.
- billur mu geçiyon benle dedim.
- o ne be dedi
- taşak mı geçiyon benle? kullanmıyorum hiçbirşey. dedim
- daha demin kullandığını söyledin dedi
uzun uzun kullanıyosun, kullanmıyosun muhabbetinden sonra
onu da kullanmadığıma ikna ettim.
lise 2 ye gidiyordu. takıldıgı bir arkadaş grubu vardı
beyaz-simge-tilbe
şöyle açıkliyim. beyza cok güzeldi. ama huurnun tekiydi
gönlüm hafif ona kayma riskine girse de,
eve girdiğimde lizayı gördüğümde,
öptüğümde onu. hiç birşey kalmıyordu geriye.
adı derya idi.
göbek adını tahmin edin. deniz.
gittikce iyi arkadaş olduk derya ile.
mesajlarda arada bir tugayım çolakım derdi bana
hoşuma da giderdi.
meryem diye bir kızla tanıştım. aynı sebepden dolayı (uyuşturucu, hap vs.)
uzunca yürüdük.
- aileni seviyor musun dedi
- evet dedim
bana piskologluk yapıyordu aklı sıra.
yok daha ergeniz. ondan böyle davranıyorsundur
ama bişeyler kullanma. sigarayı bırak
vs. vs diye beynimi gibti.
meryem kim? deryanın en sevmediği kız.
okulda popüler biri olmuştum. iyisiyle kötüsüyle tartışılmaz popilerlik
bi entrymde demiştim kızlar bitik durumda erkeklere bitiyor diye.
bu dedikodular kızları da benimle konuşmaya itiyordu sanırım
bir kız gidiyor bir kız geliyordu -
93.
0panpa çok güzel gidiyodun. ama şu son entry'nin en sonundaki olmadı amk.
-
ayna kırmak uğursuzluk getirir demişler
-
gran torino seni ve balili karının
-
şu tarz başlıklar
-
memati safı kendini incide sandı
-
türk erkeği kaçınılmaz son
-
brolarım benim incel manifestosu ne zaman gelir
-
günaydıncı terör örgütü
-
çiğne beni be
-
ccc beyaz çorap ccc
-
nikli başlıkları okudukça bendeki minimum keyif
-
baktıgınız benim gördügünüz sizsiniz
-
kelek qot başlık açma dost
-
bi salataya 450 lira para verdim
-
seyret film daha yeni baslıyor
-
foto deneme 23
-
zz top z nasıl bir
-
zalinazurt üçüncü kez tekrarlayan
-
bura hala burda mı la
-
askere gıtmeden önce
-
dubai çikolatası hakkındaki yorumum
-
cabbaradam bile sözlüğü daha iyi
-
alexinyansanayisi naber nasılsın xd
-
cinselleşme yaşadım
-
beyler pasaport çıkartmak için nereye başvuruyoruz
-
analını gibtirtmek isteyen inciciler
-
bir inciciye ağza alınmayacak hakaretler etmek
-
zalinazort acaip hafifledim
-
günaydıncı tayfayı bitiremezsiniz
-
beyler bali ye en ucuz uçak bileti kaç tl
-
inci sözlük olmasaydı ben
- / 2