1. 132.
    0
    oysa açıklama yerine bir özür dileseydi belki yeniden
    herşeyi kaldırabilirdim omuzlarımın üstünde.
    sadece gitti.
    ve ben yine, yeniden yalnızım.
    anladım ki birinin elini tutmuycak kadar seversen, o ele illa ki başka birşey tuttururlar.
    hiç birinin gidişini seyrettiniz mi?
    o usulca, itinayla yüreğinin üstünde adım atan ayaklarının
    çıkardığı sesi düşünüp kendinizi bir vadinin tam tepesinde
    ağacın dallarında astınız mı?
    şarkılar yazıp, belki de şiirler yazıp
    andınız mı beraber adım attığınız her toprak parçasını...
    oysa gülümsemesi baldan tatlı yaren gözlerini size dikmiş iken ne hoştu.
    oysa bir yaprak adımızı fısıldasa gözlerimden bir damla yaş düşerdi, belki.
    hiç ağlamadım. hiç ağlıyamadım.
    gözümün önünden gitmedi çıplak bedeninin bir başka herifin altında terlemesi
    kulaklarımdan ekgib olmuyordu o inlemeleri.. bunada şükür.
    o an içimdeki derin yaralar almış aşık çocuk 150 db(desibel) bağırıp
    kulak zarımı yırtmak istedi. ve belki gözlerimi de oyabilirdim
    onu birdaha görme ihtimalini ortadan kaldırmış olsaydım.
    herşeye rağmen sırf o beni beğenmez diye kendime hiç birşey yapmadım.
    rezillik değil mi? öyle.
    aşk bilinen üzere sanat değil zanaat idi.
    mecbur idi,
    burnumda, uzak diyarların, gurbetin hüznünü taşıyan bir koku.
    hiç ağlamadım. hiç ağlıyamadım.
    oysa tam yerindeydi. hava bir miktar kararmış,
    tanrının elindeki ölüm niteliği taşıyan jilet boynuma ilişmiş,
    yüzüm gözüm kir pas içinde kalmış.
    hüznüm, güzümle bütün yelkenli gemilerimi batırmış..
    kayıp olmuşum koskoca bir okyanusun tam ortasında.
    kaybetmişim.. ben. uzun zaman önce kaybetmişim
    dünyaya gelerek kayıp etmişim.
    nefes alarak kayıp etmişim
    hastalanınca iyileşerek kaybetmişim
    en çok da severek kaybetmişim.
    ···
  2. 131.
    0
    sesi sevcanın sesine benzemiyordu. kapıyı açıp açmama konusunda kararsız kaldım
    içerdeki manzara belki iç dünyamdaki bütün elektrik sigortalarını arttırıcak,
    belki de beynimdeki bütün "insanlara karşı güvensizlik" zerrelerinin
    katili olucaktı. elim kapıya gittikce, içerdeki ses şiddetlendi
    filmlerde olur ya, herif elini kapıya koyar, çeker
    koyar, çeker.. öyle bir şey oldu. fakat sonunda merakıma
    yenik düşüp koyup çevirdim kapının finkasını. (izmirliler bilir)
    yavaşca kapıyı açtım. ve serdarı gördüm.. altında sevcanı..
    ne kadar zor olsa da, hafif bir gülümsemenin ele
    geçirmesine izin verdim kir ve pasla kaplanmış
    dört bi yandan aldatılmış,
    tanrı tarafından terk edilmiş kederli yüzümü.
    hüzünlü hüzünlü baktım sonra onlara.
    - açıklıyabilirim diye yanaştı serdar.
    herhalde açıklamasına izin verseydim açıklaması söyle olurdu;
    - senin sevgilini gibtim ama sen sevgilin oldugunu söylemedin. özür dilerim.
    özet olarak farklı birşey olmazdı
    peki sevcanın acıklaması
    - ben huur değilim. sen beni gibmedin. o beni gibti.
    ve kazanan yeniden, başkaları..
    - giyinin çıkın dedim.
    kulaklarım da oldugum durumun yaptıgı baskı ve
    kalbin ve duyguların katili olan 2 zanlının
    uğultularıyla kaplıydı.
    kulak zarım patlamak üzereydi.
    görüyorum fakat anlamıyorum
    duyuyorum fakat tepki veremiyorum
    hissediyorum fakat
    sanırım ben ölüyorum dedim içten içe.
    tanrı benim yalnızlığımı yaratırken beyinciğine bir falçata vurmuş olmalı
    bir yıkılmış ki üstüme o kan ile kaplı kazan,
    o acı ile yıkanmış taze aşk,
    o hüznü dolaplara saklayan,
    mecnunu leylaya, ferhatı şirine, keremi aslıya
    julieti, romeo ya bağlıyan o yüce aşk
    o tanrı, beni hiç sevmemişti.
    herkes tarafından terk edildim, aldatıldım..
    2010 14 temmuz.
    acı tenime koca iğneli şırıngalarla bağlanmıştı.
    acı, vücudumdaki bütün iyilik zerrelerinin katili olmuştu
    acı, güveni benden söküp atmıştı.
    - sen dedim, sen güzel gözlerini al ve git. diye seslendim sevcana
    henüz giyinirken.
    oysa açıklama yerine bir özür dileseydi belki yeniden
    herşeyi kaldırabilirdim omuzlarımın üstünde.
    sadece gitti.
    ve ben yine, yeniden yalnızım.
    anladım ki birinin elini tutmuycak kadar seversen, o ele illa ki başka birşey tuttururlar.
    ···
  3. 130.
    0
    devam devam
    ···
  4. 129.
    0
    devam et panpa
    ···
  5. 128.
    0
    -olm sor uygunsa bende gireyim lan dedim şakasına
    mırın kırın ettiği ve 15 senelik arkadaşın
    bir amı benimle paylaşmadığını anlıycağım için ( şaka lan, bende olsam bende vermem amk)
    - tamam olum şaka yaptım zaten dedim
    - haa iyi o zaman dedi sırıttı.
    - saat kaçta boş olur dedi
    - öğlenden sonra uygun mudur dedim
    - uygundur dedi
    - harbiden turist mi lan dedim
    - aynen dedi
    - vay amk biz daha amla tanışamadık millet turist amı gibiyor dedim
    bastı kahkahayı amk.
    öğle vakti biz çıkmadan önce serdarın yanına gittim
    - ne olur ne olmaz sen anahtarı girişteki halının altına bırak
    ben gelmeden önce seni arar çaldırır haber veririm dedim
    - tamam dedi
    ev benim amk tamam dicek tabi
    su, ev eşyaları için tekirdağda bir market var
    -reklam yok-
    ordan bütün alışverişimizi yaptık.
    selinin çorlu kızı oldugu için yazın belki çorluya gelirler
    ve onu görebilirim diye iyice bakınıyordum sağa sola.
    ne kadar aldatılsakda, bazıları içimizde derin yaralar bırakıyor.
    boş umutlara koşuyoruz.
    boşuna kendimizi aldatıyoruz, kendimiz.
    boşuna avutuyoruz.
    3 damacana su, bir miktar tuvalet kağıdı, bir miktar
    mutfak alışverişi, şampuan, palet, evin hanım halkına (teyzemlerle ben kalmıyoruz sadece)
    bikini, bana deniz shortu ve birsürü şey aldıkdan sonra
    kadınlarında kendine has bazı eşyalarını da unutmamak tabi bir poşet
    ona gitti neredeyse
    eniştem ile ben yüklendik. hanımlara da hafif bir iki poşet verdik
    marketin servislerine binip yazlığın yolunu tuttuk.
    evde serdarın oldugu aklıma geldi fakat salonda gibişceklerini sanmadığım için
    -ailemi bir şekilde tüm poşetleri bana verin siz gidin diye kandırdım
    sesleri duymasınlar diye.
    bende halının altındaki anahtarı alıp hem acaba gibişiyorlar mı lan
    harbiden turist nasıl bişey amk. diye salona sessizce girdim
    poşetleri bıraktıktan sonra mutfağa
    - mutfakla salon aynı yerde-
    kapıyı dinlemeye başladım. eh işte merak amk.
    içerden hafif çaplı çığlıklar geliyordu. ses çığlık oldugundan dolayı
    kimin sesi oldugunu bilemiyordum fakat bir turistten böyle bir ses çıkma olanağı yoktu.
    içeride türk bir kız vardı.
    ···
  6. 127.
    0
    kafam yere eğdiğimde bir miktar sigaranın canını çıkarana kadar içtiğimi fark edip,
    komşuların, yerleri temizliyenlerin -asayiş bürodan daha iyi adam buluyolar emin olun-
    beni bulup neden bunları buraya attın dememesi için hızla
    bulunduğum bölgeyi terk edip kumsala gittim.
    serdarı denizde gördüm. genelde beni dışarı cağırır öyle giderdi
    yanında sevcan sandığım bir kız ile oyun oynuyordu
    kızı suya atıyordu, indiriyordu
    2 havlu vardı yere serili onlardan -belki sevcan değildir diye-
    rahatsız etmemek açısından biraz daha ileri serdim havlumu
    oturdum sigaramı kumsalda içmeye başladım
    bu seferde çoluk cocuguyla gelen teyzeler, ablalar, dayılar, abiler
    - burda içme kardeş çocuklara geliyor duman dedi
    ananın amı nerde içeyim amk.
    çay bahçesinin duvarına yasladım zütümü
    cool bir duruşla sigaralarımı peş peşe yaktım.
    serdar çıktı denizden. fakat benim gözüm kızda kaldı
    sevcan mı değil mi diye.
    serdar çıkınca gördü beni yanıma geldi havlusuna sarılmadı
    ben sarılmazdım kaslı ve ciksi vücudumu am sahipli arkadaşlarımız
    ıslakken görsün diye. ama cocuk tir tir titriyodu amk. içimden ne güldüm
    - nasılsın birader dedi
    - iyiyim seni sormalı dedim
    - iyiyim dedi
    şimdi yanındaki kızın kim oldugunu sorsam,
    sevcan derse alıcağım darbeden,
    demez ise beni mi gözlüyodun diyceğinden
    veyahut kızı mı kesiyosun diye bir tepki alıcağımdan
    sormadım.
    muhabbet durulmuştu ki,
    - birader bugün sizin ev boş mu dedi
    - hayırdır dedim
    - bir turistle tanıştım. gibicem onu dedi
    - boş dedim
    harbiden boştu amk. ve yanındaki kızı da açıkladığı için
    boş olmasa bile boşaltırdım evi
    ···
  7. 126.
    0
    şehirdeki bütün elektrik direkleri zütüme girmişti sanki.
    içimde öyle bir acı var ki,
    içimde öyle bir karanlık.
    yine de bozuntuya vermedim.
    - ne diyo dedim
    - kurabiye yiyomuş isteyip istemediğimi sordu dedi
    onu sevdiğimi, onunda beni sevdiğini serdara söylemedim.
    söyliyim mi söylemiyim mi diye düşünürken
    söylemiyim bakalım ne yapıcaklar hem kızıda test etmiş oluruz dedim
    zihnimde böyle gibimsonik bir fikir geldi.
    konuştuklarında samimiyet vardı. lakin aşkım sevgilim yoktu
    bu biraz daha içime su serpti.
    bir süre daha muhabbet ettikten ve samimiyetten kıllanmaya başladığım an
    babası geldi içeri.
    nezaketen rahatsızlık vermemek için ayağa kalktım
    - ben o zaman gidiyim kardeşim dedim
    - tamam dedi
    - kalsaydın tugay dedi kurtiş amca (babası)
    - yok abi gidyim geç oldu sizde yatarsınız dedim
    yatarsınız ne amk. adamların işine ne karışıon belki ciks partisi yapıcaklar
    akıl işte. neyse devam ediyorum
    - tamam dedi
    eve gidip kafamı yastığa koydugum anda
    aklımda yeni "?" işaretleri belirdi.
    1-) neden bana vermedi numarasını ona verdi?
    2-) ona vericekse bana vermicekse neden benden hoşlandığını söyledi
    3-) bu arkadaşca bi hoşlantı mıydı yoksa sevgi belirtisi miydi?
    4-) bu vakitten sonra ne yapmam gerekiyordu, ne yapıcaktım?
    o vakte kadar tanıdıgım bir çok kişi zeki oldugumu söyledi
    ulan ben mi zekiyim amk. zihnimde kendi canlandırdığım 4 soruyu çözemiyorum amk
    zar zor da olsa uykuya daldım.
    sabah 10 da kalk, yemek ye, diş fırçala ve tekrardan sevcanın cıkmasını
    bekledim.
    bekledim.
    bekledim.
    cıkmadı...
    ···
  8. 125.
    0
    oguzhanın gitmesi sevcanla benim yakınlaşmam için ne kadar iyi oldugunu
    düşünsem de öyle değilmiş. sevcanın başında yannan sahibi bir
    aile ferdi oldumadığı için oguzhan gittikten sonra
    sevcanı eve kapattılar. -yahut sevcan cıkmak istemedi-
    oguzhanı veda etmek için yol kenarından otobüse binceği yere gittiğimizde
    telefon numarasını istedim sevcanın.
    "- şimdi görürler sonra veririm dedi." (unutmayın)
    serdarla baş başa kaldık. 15 senelik ahbabım oldugu için
    hadi gibtir git ben eve gidicem yahut gibtir git başımdan
    sevcanda yok zaten seninle işim kalmadı diyemezdim.
    bir müddet takıldık. tekrardan bira sözü aldım
    eve girdim sevcanın yoklugunu düşünerek
    ve acaba ne zaman çıkar diye düşünerek uyudum.
    akşam üstü ilaydanın ( benim kuzen )
    sırtımda tepinmesiyle uyandım.
    (10 yaşından beri bir kız çocugu istemişimdir.)
    onunla biraz oynadıkdan sonra teyzem onu aldı. bende dışarı çıktım
    gece saat 9 dan fazlaydı sanırım.
    kumsala indim. sigara yakmaya
    çaybahçesine indim. çay içerken
    ateş yaktığımız mekanda 2 kişinin oturdugunu gördüm.
    gidip kontrol etsem başka birinin olabilceği ve rezil
    olabilceğim ihtimalim ile gitmedim fakat yakınlaştım
    sevcan ve serdarın sesine benziyodu sesleri.
    - tamam yarın dedi kız sesi
    - tamam dedi kalın sesli yiğidimiz.
    erkek olan uzaklaştı
    kız olan bir müddet daha oturdukdan sonra uzaklaştı
    tahminim kız erkekle peş peşe gidip etraftakilerden dikkat
    çekmemek için gitmedi biraz oyalandı.
    ben eve dönerken serdarın kendi evlerinin kapısını açtıgını gördüm
    - naber bilader diye yanına gittim
    - iyiyim sen dedi
    iyiyim dedimm
    içeri davet etti girdim
    - napıyosun dedi
    -sevcanla mesajlaşıyorum dedi
    - ne zaman aldın no. sunu dedim
    - oguzhaanı bindirdiğimizde istedim verdi dedi
    ···
  9. 124.
    0
    olay bittikten sonra oguzhan ve serdar yanıma damladılar.
    - ne oldu hesabı.
    - birşey oldugu yok herşeyi gördünüz amk dedim
    - ya gelicektik falan ama konuşuyonuz sandık geyiklerine girdiler
    - sorun değil dedim
    sevcan iyi misin diye sordu
    - iyiyim dedim
    asumanı bileğinden tutup burda güneşlen yanımızda dedim
    birden anldıbını bilmediğim bir kabadayı filizlendi içimde amk
    - tamam dedi asuman
    halime abla geldi. oguzhanı çağırdı
    bir iki dakika konuştuktan sonra oguzhan geri döndü
    - ne oldu diye sordu sevcan
    - ben bir iki saate gidiyorum diye yanıtladı
    oh be gibtir git amk
    - nereye gidiyon dedim
    - istanbula dönüyorum dedi
    - dönücek misin dedi serdar
    - belki dedi
    bir iki saat içinde denize girdik asuman yalnız kalmasın diye sonra
    asumanı eve bırakıp, köpeği aldık tekrardan gezdirdik.
    shell istasyonu var (bunun reklamı olmaz herhalde?)
    onun o tarafa doğru kumsaldan yürümeye başladık. bir kaç site geçtikten sonra
    yolunu kaybedip çöle düşmüş kutup ayısına benzer
    başörtüsünden arınamamamış kumsala düşmüş bir yaşlı hanım teyzem,
    yanındakine dönüp
    - aa ne kadar güzel kız dedi
    bunu duyunca yüzüm güldü
    döndüm teyzenin yanına gittim
    - cok güzel dimi teyzem dedim
    - evet dedi
    - bana bağışlar mı allah onu dedim
    - inşallah yavrum dedi
    teyzemle vedalaşıp tekrardan sürüme katıldım
    yürüyüşümüzü tamamlayıp geri döndük.
    köpeği teslim ettik. oguzhanla vedalaştık.
    gibtirdi gitti amk cocugu
    ···
  10. 123.
    0
    asumanın yanına vardım.
    kumsala serdiği havlulardan birisi boştu. gel manasında
    elini havluya vurdu. iyi güzel elini havluya vuruyon da,
    sen vurdun her taraf kum oldu uzanmam ki ben oraya amk.
    oturdum
    - uzansana dedi
    - iyiyim ben böyle dedim
    - ne oldu neden çağırdın dedim
    - şu arkamdaki herifler bana bakıyo dedi
    - kim dedim
    - ya arkamdakiler işte dedi
    - tamam dedim kalktım
    -birader dedim
    herifler üstlerine alınmadılar
    asumanda dikelip kolumdan tuttu çekti
    - napıyosun dedi
    - kavga edicem yüksek müsadenle dedim
    ( beyler uzakdanda olsa akrabam amk. uzaktanı şöyle açıklıyayım
    annaannemin abisinin, karısının kardeşinin kızının kızı)
    - hayır saçmalama dedi
    bir kaç saniye sonra onlar döndü bana
    - bize mi seslendin birader dedi
    2 tane deniz kaplanı karaya vurmuş güneşleniyodu bildigin amk
    - hayır size seslenmedi dedi asuman
    - evet size seslendim dedim
    - hayırdır dediler
    - siz kardeşiniz bacınız yaşındaki kıza mı sarkıyonuz dedim
    o sırada oguzhan sevcan serdarda bizi izliyolar
    ben adamlarla tartışıyorum huur cocuklarından biri kalkıp gelmediler
    - ya tamam boşverin dedi asuman
    - hem şikayet edion hemde kavgayı engelliyon hoşuna mı gitti yavru dedi adamlardan biri.
    ne kadar öküzce olsa da haklı herifler amk.
    benim bir gözüm o huurı cocuklarının üstünde bir gözümde hani gelirler mi diye
    oguzhan ve serdarın üstünde. kalkmadılar bile.
    anladım ki o gibi taşımak adamlık değilmiş.
    - ne diyon birader sen adam akıllı konuşsana dedim
    - sen onun tokmakcısı mısın dedi
    ben adamlarla tartışırken sevcan bana doğru gelmeye başlamıştı dur dedim. elimle
    o arkadaş bildigim pekekentlerin yapamadığını sevcan yaptı gelmeye çalıştı, helal olsun dedim amk
    o sırada asumanın babası, amcası ve abisi geldi. onları bi güzel paketledik. yolladık
    ···
  11. 122.
    0
    mideniniz kaldırabilceği miktardan fazla bira tükettikten sonra,
    kusmak üzere oldugunuzu fark edip,
    arkadaş ortamından koşarak uzaklaşıp en yakın tuvalete
    kusmak gibidir aşk.
    eğer tam vaktikde yetişirisen, söylersen, belki de herşeyi halledebilirsin.
    belki rezil olursun lakin halledebilirsin.
    fakat yetişemezseniz ortalıga kusarsanız, hem rezil olursunuz. hemde
    ortalıgı batırırsınız.
    ben ortalıgı batırmadan içimdeki kısa sürede arşı aşmış
    sevgimi kızın yüzüne kustuguma inanıyorum.
    inanıyorum ki, söylediğimde
    - bende sana bir sır vericem ama kimseye söylemiceksin dedi
    - tamam dedim
    - bende senden hoşlanıyorum dedi.
    o sırada market kapısında oguzhan ve serdar ellerinde bir miktar birayla
    bize doğru yürüyolardı
    kollarımı açtım iki yana anlamsızca,
    boynuma atıldı birden.
    bende ona sarıldım. onların ( oguzhan, serdar)
    bizi görebilceği bir mesafeye varınca ayrıldık
    o gece ikimizin arasında hafif gülüşmeler yaşandı
    gecesi yine o yoluna ben yoluma.
    nedense telefon numarası almasını hep unutuyordum
    geceleri mesajlaşmak için.
    öyle yada böyle o geceyide hiç bir sorun olmadan atlattım.
    ertesi gün tekrar 10 da kalk,
    yemek ye, dişlerini fırçala
    oguzhan ve sevcanı dışarda gözle.
    sevcan yanına gelene kadar onu izle
    serdarı çağır. kumsala in bölümünü bitirdim
    denize girdik.
    kumsala indiğimizde asuman beni çağırdı.
    gidiyim mi gibisinden bir hareket yaptım sevcana
    git dedi o da, ama yüz kasları "gitme ne işi var seninle" der gibiydi.
    ···
  12. 121.
    0
    burda yalnızlıktan ölceğimi bilsem bile atacam bunları inboxuma küfür yağdıran binler. Ama yalnız olmadıgımı gösterirsenizde hoşuma gider oglum.
    ···
  13. 120.
    0
    ben kızı binbir zahmetle kucağıma almışım kız gelmiş
    bana vuruyor amk
    - öyleyse
    dedim denizin altına girdim bacaklarından cekip suya soktum
    suyun içinde demiri sallamakta zor oldugundan
    erkek gücümle elindeki demiri aldım ve kıyıya fırlattım
    ( taa anasının amındayız gittiği kadar)
    o günü öyle bitirdik akşam yemeklerinde sonra
    kumsalda buluşmaya sözleştik.
    kumsalda buluşunca ateş yaktık,
    bundan önceki sevgililerimizi,
    cektiğimiz acılarımızı,
    en özel sırlarımızı,
    dertlerimizi,
    düşüncelerimizi,
    özlemlerimizi,
    eskiyi yâd ettik.
    bir süre sonra muhabbet iyice arabeskleşince
    ve minik çaplı müslüm gürses mırıldanmaları dolaşınca
    ağızlarda oguzhan ve serdar bira almak üzere
    markete gittiler. o sırada biz sevcanla konuşurken
    - bütün sırlarını söylemedin dimi dedi
    - sende söylemedin dimi dedim
    - bilmem belki söylememişimdir dedi
    - bende söylememiş olabilirim dedim
    - söylesene bir tanesini dedi
    - ilk sen dedi
    - sen söyleyince söylerim dedim
    bu uzadı gitti.
    sonra neyle ilgili söylüceksin dedim
    - ilk sen söylersne senle ilgili bişey söylücem dedi
    - ben seni seviyorum galiba dedim.
    ···
  14. 119.
    0
    hoşgeldin panpa reserved
    ···
  15. 118.
    0
    denizden bir şekilde kurtulmak isteyip.
    kızın da pek hoşnut kalacağı bir teklif yaptım
    "hadi voleybol oynuyalım"
    sevcanın baskıları üzerine serdar ve oguzhana pek söz kalmadı
    ve dışarı çıkıp, sevcanın voleybol topunu getirmesini bekledik
    cok gecmeden getirdi ve oynamaya başladık
    sevcanı kucağına alıp denize atma mevzusu çıktı
    burayı yazsam mı diye cok düşündüm bazıları
    kendini övüyor kesin eziktir diyeceği için fakat
    aralarında en yapılı ben oldugum için sevcanı kaldırma işi bana
    kaldı. makaraydı fakat kaldıracaksın. diye üzerime geldiler
    strese girdim amk.
    voleyboldan sıkılıp tekrar denize girme kararı aldık.
    ama deniz kucağa alınıp denize zütürülme işini sevmediği için
    koşarak gitti eve bikinisini giydi
    benim zaten deniz shortum üstümde amk
    ama bi sigara almaya eve gittim. sahile bırakıp denizden cıktıktan sonra
    içicektim.
    eve gidip döndüğümde oguzhan yolumu kesti
    - kucağına alıcak mısın onu dedi
    beyler aklım gitti amk. öldürürdü herif alıcam deseydim
    - yok ya boşver kızda istemiyor zaten diyip
    yan çizdim
    - kucağına al yoksa döverim seni dedi gülerek
    omzumada hafif geçirdi. hissetmedim o kadar hafifdi amk
    - tamam birader dedim
    oguzhanı yolladım. sevcanı ve serdarı kumda gördüm.
    serdar sevcana su atıyordu. huur cocugu işte
    koşarak sevcanın yanına gittim o da koştugumu görünce denize kaçtı
    ama benden kaçar mı? aldım kucağıma zütürüyorum denize
    kucağıma aldım onu.
    yüzüme baktı, bende onun yüzüne baktım
    bir güldü...
    kansersiniz, ölüm döşeğindesiniz ve bir doktor geliyor
    bütün hastalığınızı alıyor..
    zütürürken tokası düştü. ciyakladı tokam düştü diye
    biraz daha ileri zütürdüm
    - burnunu tıka dedim
    - sokma suyu dedi
    - tıka dedim
    tıkadı beraber suya girdik cıktık
    sonra tokayı aramaya başladık.
    tokayı ararken denizde bir demir buldu
    koluma vurdu demirle. demir amk canım yandı bide cıplak kol
    - neden vurdun simdi dedim acısını hissettiğimi çaktırmadan
    bir tane daha vurdu
    - ilki tokamı düşürdüğün, ikincisi beni kucağına aldığın içindi dedi
    ···
  16. 117.
    0
    aşk; nostalji idi.
    siyah beyaz filmlerde akan gözyaşı gibi..
    aşk; uzun bir yolun dipsiz bir çukurun dibi idi.
    yolunu kaybetmiş bir tanrının çığlıkları gibi.
    hiç birimiz aynı değildik. bir kadın gayet rahat ağlarken
    bir erkek ağlıyamazdı. oysa kadınlar hep daha güçlüdür, inanın.
    duygularını daha iyi saklarlar. giderler,
    çok uzun bir yola giderlerde, dönmezler.
    geldikden sonra
    - denize girelim mi dediler
    - olur dedim
    - serdarı çağırıcak mıyız dediler
    - siz bilirsiniz dedim.
    - 3 evetle çağıralım oyu birinci geldiğinden çağırdık.
    çağırmak istiyor muydum, hayır
    ama onlar çağıralım dediği için ve sözde en iyi en uzun ömürlü arkadaşım oldugu için
    bende evet demek zorunda kalmıştım
    denize girdik.
    top vardı küçük. onunla oynamaya başladık
    top oguzhanın tarafa gitti. sevcanla oguzhan topu almak için
    koşturdular. en sonunda oguzhan aldı fakat
    oguzhan birden sevcana sarıldı.
    sevcanda ona sarıldı, kafasını bana çevirdi.
    ben onları izliyedurdum,
    izliyekaldım,
    izledim işte amk. hiç birşey yapamadım izledim onları öyle
    belki de sevdigim, kesinlikle hoşlandıgım kız bir başkasının
    -kuzeni de olsa-
    kollarındaydı.
    zor bir durum beyler. 2 sevdiğim kız beni bir çok kişiyle aldattı fakat
    sadece duymuştum. görmesi acaip oluyormuş, çok daha farklı
    onlar ayrılana kadar gözlerimi kapattım
    - evet hadi devam sesiyle açtım gözlerimi.
    ayrılmışlardı. pekde uzun ömürlü bir sarılma değildi fakat
    bin asır gibi gelmişti o göz yumuş bana..
    ···
  17. 116.
    0
    tekrardan uff be slk .s.s triplerinden sonra iyi geceler dedi
    hani rüyalarda bilirsiniz ya o el kimin
    sima olarak tanımadığınız suretlerin bile kim oldugunu bilirsiniz aslında
    öyle bişeydi. o el sevcanın eliydi. elinde sımsıcak bir alyans.
    - ellerine bakabilir miyim dedim
    - ne için dedi
    bakamadan oguzhan geldi
    - hadi gidelim dedi
    ya sen nasıl bir oropsu cocugusun birader. bir kerede burnunu sokma amk
    - tamam dedi sevcan
    iyi geceler kısmını atlattıktan sonra bir kaç sigara daha yaktım
    sonra bir tane daha, sonra bir tane daha..
    paketin dibini gördükden sonra denize karşı
    ve tabii ki gökyüzünü güneşden daha anlamlı, hüzünlü bir o kadarda güzel aydınlatan
    mehtaba karşı.
    uzun uzun düşündüm. lizayı düşündüm
    ne yaptıgını düşündükden sonra. uyumuştur herhalde diye
    gibtir et dedim kendi kendime ve sevcanı düşünmeye başladım.
    sigara bittikten sonra kumsala uzandım.
    uyuya kalmışım. sabah köpek havlamalarıyla uyandım
    - iyi köpekler ağzıma yüzüme sıçmamış dedim kendi kendime
    fakat saçım yüzüm her tarafım kumdu
    kıyafetleri çıkarıp don ile denize girip temizlendikden sorna
    eve geri döndüm. duş aldım
    tekrar uyumaya koyuldum fakat uyuyamadım sevcanı düşünmekten
    köpeği tasmasından tutarken ellerimizin o kadar yakınken,
    kilometrelerce uzak kalmasını.
    ellerinin ellerime ilk değişini
    geceyi aydınlatan kahkahasını,
    o züt tarafında amerika ve ingiltere bayrağı taşıyan shortunu bile
    düşündüm amk.
    düşünürken uyuyakalmışım tekrardan.
    teyzemin dürtmesiyle uyanıp kahvaltı yaptım. dişlerimi fırçaladım
    rutin sabah işlerimi tamamladıkdan sonra onların evini tam karşıdan
    gören bir yere sandalye koyup uyanmalarını bekledim
    uyandıkdan sonra dışarı çıkmalarını izledim, önde sevcan
    terliklerini giymesini izledim
    saçlarını düzeltmesini izledim
    bana doğru yürümesini izledim
    gelirken gülmesini izledim..
    ···
  18. 115.
    0
    kafamı çıkarınca sevcanın yanındakinin oguzhan oldugunu gördüm
    konuşmaları duydum az cok.
    s: sen istanbula gidince o msn fotoğrafını kaldır babam görürse öldürür dedi sevcan
    o: sen gelmicek misin dedi oguzhan
    s: gelmicem. biraz daha burda kalıcam dedi
    o: ben nasıl gircem senin pc ye dedi
    s: ben sana usb vericem ondaki fotoları almak için dersin, babamdan izin alırsın dedi
    o: tamam hadi gidelim dedi
    şimdi aklımda uzun zamandır olmayan "?" işaretleri ile kaplanmıştı
    msn de ne fotoğrafı vardı?
    babasının görmemesi gerekiyorsa cinsel bi fotoğraf mıydı?
    cinsel olsa oguzhana söyler miydi?
    gecenin bu vakti evde konuşmadıklarına göre cinsel olabiletesi vardı
    hiç bişey duymamış kapıyı açıp sigara içmek için dışarı çıktım
    onları görünce elimi kaldırdım.
    sevcan bir endişeyle geldi yanıma
    - uyanık mısın diye saçmaladı
    - hayır uyuyorum dedim
    uf be slk .s.s triplerine girdikden sonra
    - ben sana at demedim mi elindekini dedi
    - onu attım zaten dedim
    - ne zaman dedi
    - bitirdikden sonra dedim
    ···
  19. 114.
    0
    panpa amk çok iyi yerlerde bitiriyorsun tam bi televizyoncu tipi sezdım sende
    ···
  20. 113.
    0
    iyi geceler beyler
    ···