-
276.
0devam et panpa
-
277.
0-olm sor uygunsa bende gireyim lan dedim şakasına
mırın kırın ettiği ve 15 senelik arkadaşın
bir amı benimle paylaşmadığını anlıycağım için ( şaka lan, bende olsam bende vermem amk)
- tamam olum şaka yaptım zaten dedim
- haa iyi o zaman dedi sırıttı.
- saat kaçta boş olur dedi
- öğlenden sonra uygun mudur dedim
- uygundur dedi
- harbiden turist mi lan dedim
- aynen dedi
- vay amk biz daha amla tanışamadık millet turist amı gibiyor dedim
bastı kahkahayı amk.
öğle vakti biz çıkmadan önce serdarın yanına gittim
- ne olur ne olmaz sen anahtarı girişteki halının altına bırak
ben gelmeden önce seni arar çaldırır haber veririm dedim
- tamam dedi
ev benim amk tamam dicek tabi
su, ev eşyaları için tekirdağda bir market var
-reklam yok-
ordan bütün alışverişimizi yaptık.
selinin çorlu kızı oldugu için yazın belki çorluya gelirler
ve onu görebilirim diye iyice bakınıyordum sağa sola.
ne kadar aldatılsakda, bazıları içimizde derin yaralar bırakıyor.
boş umutlara koşuyoruz.
boşuna kendimizi aldatıyoruz, kendimiz.
boşuna avutuyoruz.
3 damacana su, bir miktar tuvalet kağıdı, bir miktar
mutfak alışverişi, şampuan, palet, evin hanım halkına (teyzemlerle ben kalmıyoruz sadece)
bikini, bana deniz shortu ve birsürü şey aldıkdan sonra
kadınlarında kendine has bazı eşyalarını da unutmamak tabi bir poşet
ona gitti neredeyse
eniştem ile ben yüklendik. hanımlara da hafif bir iki poşet verdik
marketin servislerine binip yazlığın yolunu tuttuk.
evde serdarın oldugu aklıma geldi fakat salonda gibişceklerini sanmadığım için
-ailemi bir şekilde tüm poşetleri bana verin siz gidin diye kandırdım
sesleri duymasınlar diye.
bende halının altındaki anahtarı alıp hem acaba gibişiyorlar mı lan
harbiden turist nasıl bişey amk. diye salona sessizce girdim
poşetleri bıraktıktan sonra mutfağa
- mutfakla salon aynı yerde-
kapıyı dinlemeye başladım. eh işte merak amk.
içerden hafif çaplı çığlıklar geliyordu. ses çığlık oldugundan dolayı
kimin sesi oldugunu bilemiyordum fakat bir turistten böyle bir ses çıkma olanağı yoktu.
içeride türk bir kız vardı. -
278.
0kafam yere eğdiğimde bir miktar sigaranın canını çıkarana kadar içtiğimi fark edip,
komşuların, yerleri temizliyenlerin -asayiş bürodan daha iyi adam buluyolar emin olun-
beni bulup neden bunları buraya attın dememesi için hızla
bulunduğum bölgeyi terk edip kumsala gittim.
serdarı denizde gördüm. genelde beni dışarı cağırır öyle giderdi
yanında sevcan sandığım bir kız ile oyun oynuyordu
kızı suya atıyordu, indiriyordu
2 havlu vardı yere serili onlardan -belki sevcan değildir diye-
rahatsız etmemek açısından biraz daha ileri serdim havlumu
oturdum sigaramı kumsalda içmeye başladım
bu seferde çoluk cocuguyla gelen teyzeler, ablalar, dayılar, abiler
- burda içme kardeş çocuklara geliyor duman dedi
ananın amı nerde içeyim amk.
çay bahçesinin duvarına yasladım zütümü
cool bir duruşla sigaralarımı peş peşe yaktım.
serdar çıktı denizden. fakat benim gözüm kızda kaldı
sevcan mı değil mi diye.
serdar çıkınca gördü beni yanıma geldi havlusuna sarılmadı
ben sarılmazdım kaslı ve ciksi vücudumu am sahipli arkadaşlarımız
ıslakken görsün diye. ama cocuk tir tir titriyodu amk. içimden ne güldüm
- nasılsın birader dedi
- iyiyim seni sormalı dedim
- iyiyim dedi
şimdi yanındaki kızın kim oldugunu sorsam,
sevcan derse alıcağım darbeden,
demez ise beni mi gözlüyodun diyceğinden
veyahut kızı mı kesiyosun diye bir tepki alıcağımdan
sormadım.
muhabbet durulmuştu ki,
- birader bugün sizin ev boş mu dedi
- hayırdır dedim
- bir turistle tanıştım. gibicem onu dedi
- boş dedim
harbiden boştu amk. ve yanındaki kızı da açıkladığı için
boş olmasa bile boşaltırdım evi -
279.
0hafiften kırılmıştı gökyüzü yüzünü göğe kaldırınca,
bir kadının güzelliğini kıskanan afilli bir huurnun dualarını kabul eden gökyüzü.
hafiften kırılmıştı gökyüzü.
yer tümsek, yer kan, yer ölüm.
hafiften kıvrandı bütün cesetler ayaklarımın dipnoktasında.
bir ölümsüz ben kalmıştım bu topraklarda, bir aşk..
elimi kaldırdım sonra. parmağımdaki soğuk,
bileklerimi bağlıyan zincirimsi alyansı gördüm. ürktüm önce
elimi kaldırdım sonra.
2 ye yarılmış gökyüzünün ardından bir el uzandı,
tutmadım. tutamadım.
bir ses yankılandı gökyüzünden.
"keşke tutsaydın eline değen eli, tutabilseydin."
kan ter içinde uyandım.
bu yazlıklarda bir salon vardı. salondan içeri girince bütün odalar gözüküyodu
salonla odaları birleştiren kapıda gıcırdıyo ak
dışarı çıksam millet uyanıcak. ama deli gibi de nikotin cekiyor canım
dışarı çıktım kapı gıcırdıyınca teyzem ayaklandı
- nereye dedi
-hava alıp gelicem dedim
- geç yat zıbar dedi
- teyze hava alıcam işte diyip sigara içicem gibisinden bir el hareketi yaptım
- git ne tak yiyorsan ye dedi.
dışarı çıktım.
dışarı çıkınca sevcanın sesini duyar gibi oldum.
fakat cok gecmeden bir erkek sesi daha duydum
kafamı pencereden dışarı cıkardım. sevcanı gördüm
fakat bir gölge daha vardı. -
280.
0tekrarladı.
dudaklarına değdi, dudaklarımdan sekip kulaklarına varan cümlem.
tüm kelimeler yeni bir anlam kazandı.
nice varlıklar, yaşamlar kaybolmuştu aşk uğruna.
nice ölü vardı, sayısız yaralı, sayısız berduş, serseri, hali harap.
nice dermanın tek şişede bulunduğu içki şarap ellerinde
gökyüzüne bir küfür ediyorsunuz, yankılanıp size çarpıyor
kutsal aşkın ağzından yere dökülen kelimeler.
az da canım yanmamıştı aşktan halbu ki.
kendi kendime kaşınıyordum. istiyerek gözlerine bakıyordum!
acıyacağımı bile bile istiyordum onu.
cok gecmeden geri dönmeye yeltenmiştik.
zaten aileside geç oldugu için sevcan ile oguzhanı cağırmaya gelmiş,
geri döndüğümüzde buldular.
tekrar serdarla bira tokusturma sözü vermiştik
yine bazı yalanlar söyliyip (yalan oldugunu anladım)
kaçtı. asumana gittim.
anlattım böyle böyle bir durum var diye.
galiba seviyorum ben onu falan diye.
-konusurum ben onunla dedi.
dünyalar benim oldu amk
tekrar çıkmadılar evden. bir yarım saat izledim onu evden
gülüşünü seyrettim.
gecede yankılanan kahkahasına şahit oldum.
perdeyi düzeltirken göz göze geldik. elimde sigara
elini ağzına zütürdü benim yaptıgım gibi. at onu dercesine
bir hareket yaptı. daha derin çektim sigaramı
daha derin üfledim,
havada buz denizin hemen kenarında oldugundan.
geceleri soğuk oluyor. o sogukda onu izledim.
eve gittim. uyumaya çalıştım,
uyudum. rüyamda gördüm onu. -
281.
0- ayaktasın dedi
benle taşak geçiyor olabilirdi.
- billur mu geçiyon benle dedim.
- o ne be dedi
- taşak mı geçiyon benle? kullanmıyorum hiçbirşey. dedim
- daha demin kullandığını söyledin dedi
uzun uzun kullanıyosun, kullanmıyosun muhabbetinden sonra
onu da kullanmadığıma ikna ettim.
lise 2 ye gidiyordu. takıldıgı bir arkadaş grubu vardı
beyaz-simge-tilbe
şöyle açıkliyim. beyza cok güzeldi. ama huurnun tekiydi
gönlüm hafif ona kayma riskine girse de,
eve girdiğimde lizayı gördüğümde,
öptüğümde onu. hiç birşey kalmıyordu geriye.
adı derya idi.
göbek adını tahmin edin. deniz.
gittikce iyi arkadaş olduk derya ile.
mesajlarda arada bir tugayım çolakım derdi bana
hoşuma da giderdi.
meryem diye bir kızla tanıştım. aynı sebepden dolayı (uyuşturucu, hap vs.)
uzunca yürüdük.
- aileni seviyor musun dedi
- evet dedim
bana piskologluk yapıyordu aklı sıra.
yok daha ergeniz. ondan böyle davranıyorsundur
ama bişeyler kullanma. sigarayı bırak
vs. vs diye beynimi gibti.
meryem kim? deryanın en sevmediği kız.
okulda popüler biri olmuştum. iyisiyle kötüsüyle tartışılmaz popilerlik
bi entrymde demiştim kızlar bitik durumda erkeklere bitiyor diye.
bu dedikodular kızları da benimle konuşmaya itiyordu sanırım
bir kız gidiyor bir kız geliyordu -
282.
0panpa çok güzel gidiyodun. ama şu son entry'nin en sonundaki olmadı amk.
-
283.
0yazlığı kocaman bir boşluk olarak yaşıyıp, tekrardan evime döndüm.
lise 3 dü artık vakit. günler gel git yaptıkca
lise2 de dönen bir dedikodu vardı beyler.
bu çocuk aldatılmış, depresyonda
hap kullanıyor, esrar içiyor..
bir çok şey söyleniyordu hakkımda
tabi ki asparagasdı. lise 3 de bunlar daha cok arttı.
rehber öğretmenlere gittim. müdüre çıktım konuşmak için çağırdığında beni
yalanladım.
bir şekilde inandırdım hocaları. ama gözlerimin altı
gece lizayla birlikte olmaktan morarıp, solma noktasına geldi
parça parça dökülüyodu derim adeta.
yine de gülüyordum.
bu dedikodular devam edince bir kız geldi.
- sen hap mı kullanıyorsun dedi
- hayır dedim
- esrar? sigara? uyuşturucu?
- sigara evet diğerleri hayır
- göz altların neden mor?
- çünkü anasını gibtiğimin sigarasını, uyuşturucusu, esrarını, hapını kullanıyorum
ayık gezmiyorum. düşünmüyorum hiç bir gibi.
bazen tanımadığım evlerin önünde, banklarda, tanrı tarafından bile terk edilmiş
yalnızlığın dip noktası olan noktalarda uyanıyorum. duyduklarını duyduysan gidebilirsin dedim
- niye yapıyosun bunu kendini hayat güzel dedi
- sana güzel bana değil dedim
- adın tugay dimi dedi
- hayır dedim
- nasıl herkes senden bahsediyor dedi
- o öldü dedim -
284.
0uzun zamanlar devirdik lizayla. annemle kavga ettim lizaya sığındım
okulda kavga oldu lizaya sığındım.
birçok badireyi sırf lizanın gülümsemesi uğruna
beyin denilen klasörden sildim.
( teknolojik düşünün olm.)
lise2 yide bitirdim. hiç bir kız olmadan.
• liza bölümünü özet geçmek istedim çünkü inanın hatırlamıyorum
ama şunu söyliyim lizayı bulduğunuz an asla
yaptığım salaklığı yapmayın.*
yaz geldi. biraz daha kalıplanmış, uzamış,
saçları salmış hafifde yüzüm oturduğu için tipim yerine oturmuş birisi oldum.
yazın annem kapımı çaldı.
içeri girdi
- lizayla mısın dedi
-evet dedim
- nasılmış dedi
yüzünde hafif tebessüm
- kendin sor dedim
- nasılsın dedi
biraz durdukdan sonra,
-iyiymiş diye yanıtladı.
halbu ki liza yoktu yanımda
aslında cogunuzun tahmin ettiği gibi şizofren değildim
şizofren beyninizin oyununu gerçekmiş gibi algılamaktı
ama liza benim beynimin oyunu idi sadece
hayali olduğunu biliyordum
bu şizofrenlik değil, hepimizin lizası var aslında.
- sana bi süprizim var dedi
elindeki biletleri gösterdi
yazlığa gidiyordum. en sonunda evimden, lizamdan ayrıldım.
ve yazlığın yolunu tuttum. -
285.
0gece beraber uyuduk. evden dışarı çıkamadı hiç.
günler günleri kovaladıkca aklımdan hiç çıkmamaya başladı liza.
bankda oturuyordum. selin geldi uzaktan.
uzak, gittikce yakınlaşıyordu
yanıma geldi.
"-arkadaş kalalım mı dedi.
- gibtir git dedim"
yine aynı replikler.
deniz ve selinin küçük çaplı konuşma girişimleri oldu okuldayken.
zaten onlara olan güvensizliğimden
ve lizayı hiç bırakmak istemediğimden
hiç bir kızı düşünmeyip, hiç bir kızla neredeyse konuşmayıp
hiç bir kıza bakmamıştım bile.
eve gittiğimde hep lizanın eli omuzlarımda beni desteklemek için duruyordu
başka kimsenin eline ihtiyacım yoktu.
hiç bir kızın verdiği rahatsızlığı gibime takmayarak lise1 i bitirdim
teşekkür ile.
yazın evden hiç ayrılmadım.
ayrılmadım ki lizadan ayrılmayayım diye.
babam izmire yerleşmiş, orda evlenmiş beni görmek istediğini söyledi
- tamam diye yanıtladım annemin bu söylediğini.
sabahı parktan salıncağın üst tepesinde demir vardır ordan attım kendimi kolumun üstüne düştüm
akşamı doktora gittik. kemik kayması oldugunu söyledi
alçıya aldılar kolumu. 2 aya iyileşir dediler
babama gitme işini yatırmıştım ama.
ve inanın; lizayla kalma mutluluğu kolumun acısını 0 a indirmişti.
yazın ne deniz yüzü görmüştüm, ne selin
ne suya girmiştim, ne dışarı çıkmıştım.
varım yoğum liza;
suyum, aşım, liza. -
286.
0reenkarneye inanır mısınız?
mecazi bir ölümden, o kapkara dipsiz çukurun içinden bir melek eli idi,
yüzüme sürdüğü el.
2 kez bir çok kişiyle aldatılmamın peşinden
liza, can bahçeme su,
can bahçe toprak, can bahçeme can idi..
bir gülümseme geldi bana, bir gül geldi tanrı elinden,
can dibinden...
liza, ölümün, ölümü..
liza..
çekinmedim.
- adın ne diye sordum
- liza dedi.
uzun bir yoldan çok uzun bir yoldan,
uçsuz bucaksız bir koridordan birisi sesleniyor,
bir kan parçası damlıyor bileklerinizden ayakkabınıza
ölüyorsunuz o uzun yolun, en dibinde,
hayat kan peşinde..
hepimizin bir lizası vardı,
hepimizin ilhamı, hepimizin gülümsemesi idi liza.
bana bedene bürünmüştü.
- ne yapıcaz bundan sonra dedim
- ben burdayım dedi
- hep kalıcak mısın yanımda dedim
bu diğerlerinden farklıydı.
bu ölü bir adamın hayatına giren en güzel varlık,
tanrının en güzel hediyesi insanoğluna.
- seninleyim hep ben dedi -
287.
0içme dedi.
sesi, anlatılmaz güzellik.
alfabedeki herhangi bir harf ile sesinin güzelliğini anlatmaya kalksam,
çalışsam, çabalasam..
allahı inkar etmişcesine günah yazılırdı eminim.
uzun soluklu bir türkü gibi.
türkiyenin son anda çek cumhuriyetine gol atıp skoru 3-2 ye getirmesi gibi.
- hep konuş dedim
- sen istedikce dedi.
- hiç gitme dedim.
- sen istedikce dedi
bir yağmur yağdı. camlarıma çarpıyordu her bir zerresi sanki.
önümde çırılçıplak,
saf, berrak güzellik.
dokunsam,
çalışsam, çabalasam
cennet kapısını bir daha göremicekmişim gibi.
dokundum.
- hiç gitme diye tekrarladım.
kalktı, sarıldı.
en sevdiğiniz insanla birlikte olurken bile eminim ki göğüslerine
en kötü bir kere bakmışsınızdır. bakmayan muallakdir amk
yüzündeki güzellikden gözlerimi alamadım.
- yüzüm ayaklarının dibinde secdede dedim.
tanrıya ve yaşattıklarına inat.
- hüzünü silmeye geldim gözünden dedi.
elleriyle gözümdeki yaşları temizledi...
adını bilmiyordum, ona liza diyesim geldi.. -
288.
0hiç şaşırmadım geldiğine.
sanki cok uzun bir yoldan gelmiş bir misafiri bekliyor gibiydim
ve o misafir gelmişti.
artık kaderimi yazarken tanrı, pastel kalemle değil,
fosforlu kalemle yazıyor gibiydi.
artık karanlık değil, heryer adeta parlıyordu.
özellikle gülüsü.
o bana baktı, ben ona. uzun süre bakıştık
hiç konuşmadı
dudakları çöl misali, öpmeye yeltendim.
kaçmadı.
gözlerimi kapatmadım. çünkü gözlerini görmek istedim.
ellerinden bir tanesi yüzüme değdirdi..
yüzümde yüz yıllık bayram sevinci.
bende elini yüzüne zütürdüm.
bu hayalet değildi, filmde gördüklerimizden değildi.
elimi zütürdüğünde ne içinden geçti, ne kaybolup gitti.
• anlatmak istediğim bilinçaltınız film değildir,
o gerçeği yansıtmasada, inanmak istediğiniz herşey; gerçektir sizin için*
uzandım. yanıma uzandı. uzun uzun baktık birbirimize.
ne ben konuştum ne o.
kalkıp bir sigara yaktım.
geriye döndüğümde -
289.
0aramızda genç arkadaşlarımız varsa ailelerin verdiği tavsiyelerin
biraz daha farklısını vericem.
en sevdiğim spor futbol. 15 yaşında daha ciğerlerim olmamıs iken
sigara içmeye başladım. cocukluk hevesi, özentilik, aşık genç triplerinde iken
içebildikce cok içtim. belki bu zamanlarda içtiğimden daha cok iciyodum
ciğerleri tükettik. birde cok fazla kaliteli sigaralar içmiyordum.
kömür içiyodum bildiginiz eskiden amk.
çok hızlı koşarım. futbolda da koşunun önemi tartışılmaz amk.
ama ciğerleri tükkettiğimiz için artık en fazla 3 dakika depar atıp
5 dakika dinleniyorum. oyun bensiz sürüyor, yaşıtlarımdan
azar yiyorum. koşsana amk diyenleri çekiyorum
velhasıl kelam; siz siz olun, bırakın sigarayı.
bir kez daha bir çok kişiyle aldatıldım.
bir kez daha üzülüyorum.
bir kez daha aynı yatakta, aynı yastığa sarılıp ağlıyorum
herşey hüzündü.
duvarlarımın bilekleri de benimle beraber kesildi,
beraber kanadık ilk kez bir başkasıyla
ağlıyordum. çok ağlıyordum.
gözlerimden akan yaşın haddi, hesaba dönüşse.
herhalde 2006 yılından şu ana kadar dayak yerdim hayatın en elit restorantlarından birinde
sonra o geldi.
liza.. gözleri elaya yakın, saçları düz, uzun bir yol gibi adeta.
yüz kıvrımları aşkın elinde binbir asır bekletilmiş,
bekledikce güzelleşmişti.
kokusu yoktu.
ailesi, yoktu.
telefonu, yoktu.
adresi, yoktu.
ama bir sarılması vardı, bir hissettirmesi vardı kendini
işte o da hiç kimse de yoktu.
hiç yadırgamadım kim oldugunu. hiç sormadım
hiç şaşırmadım geldiğine.
sanki cok uzun bir yoldan gelmiş bir misafiri bekliyor gibiydim
ve o misafir gelmişti.
artık kaderimi yazarken tanrı, pastel kalemle değil,
fosforlu kalemle yazıyor gibiydi.
artık karanlık değil, heryer adeta parlıyordu.
özellikle gülüsü. -
290.
0evet, sizde doğru tahmin ettiniz, deniz.
kalktı biz gidince. boynuma atıldı. omuzlarıma değer ellerini,
bir çok kişinin neresine değdiğini hesaplıyarak. kaldırdım
- ne ağlıyorsun dedim
- benden farklı mı bu sanıyorsun dedi
- anlamadım dedim
- ya anlamıcak birşey yok saçmalıyor diye lafa girdi selin.
- sen sus ben en azından tugayı kaybettiğime pişmanım. sen bile bile yapıyorsun dedi
- bana biri açıklasın ne olduğunu dedim hafif yüksek bir ses tonuyla.
- birşey yok diye yatıştırmaya çalıştı ortamı.
- sende huur değil misin tugayla çıkarken bir başkasıyla daha çıkmıyor musun dedi deniz.
- yok öyle birşey diye cevap verdi selin.
köşe çekilmiş izliyordum onları.
istediğim kız, bu değildi artık.
inansa mıydım?
inanmamak için ne yapıcaktım.
deniz beni aldatan, mutsuzluğa süren bir kızdı.
selin beni o mutsuzluktan çıkaran bir kızdı.
daha bugün benimle güldü. anlamadığım buydu,
birine gülüyorsunuz, çok içten gülüyorsunuz
ama ertesi gün bir başkasına gülüyorsunuz.
- senle biz iddaya girmedik mi sen tugayla çıkamazsın diye dedi deniz
selin cevap vermedi
- neden beni sevemezsin ki dedin o kadar dedim
- benden ayrılman, senden ayrılmak için. ama ayrılmak istemedin. dedi
- gibtirin gidin be dedim.
ikiside aptal aptal suratıma baktı
- gibtirin gidin be! diye bağırdım.
girdim eve kapıyı kilitledim. zile bastılar.
kapıyı tıkladılar açmadım.
bir yarım saat sonra aşağı yukarı kapıdaki sesler kesildi.
zile basmalar bitti, kapıyı tıklamalar ile birlikte.
indim aşağı. sigara almaya gittim.
sigaraya başlıcaktım bundan sonra, o gün bugündür sigara içerim. -
291.
0o günü bir şarkının sözleriyle tanımlıyabilirdim;
"duygularıma esir oluyorum seni görünce.
insan bin kere mi yanıyor bir kere sevince?
ruh bedenden ayrılıyor çekimine girdim..
bir kere daha yandım ama canım; gördüğüme sevindim."
şaşkındım. ne diyceğimi bilmeyecek derecede şaşkındım.
çölde kutup ayısı görmüş gibi şaşkındım amk.
selin devreye girdi elimden tuttu apartman kapısından içeri girdik.
o da içeri girmeye çalışırken kapattım kapıyı.
birşeyler söyledi. selinle ilgili.
kulak asmadım. mesaj geldi ardından. selin telefonumu alıp sildi mesajı okumadan
bende eve zütürdüm.
o gün cinsel açıdan; otobüste geçirdiğimiz zaman > evde geçirdiğimiz zaman.
karşı karşıya bağdaş kurup konuştuk. arada bir öpüşmeler oldu elbet
ama devamı gelmedi. zaten herşeyde ciks gelmedi.
diyenler olur elbet; sen bir kaç part önce sevgilinizle gibiştiğinizde,
onu millete anlatmayın. öpüşünce dudaklarında bıraktığı hazzı
kimseye anlatmayın. kızı huur durumuna düşürmeyin diye söyledin,
ama sen kızları nasıl öptüğünü. neler yaptıgınızı anlatıyorsun. diye
yorum yapanlar olur, haklılar da.
ama kızları hiç biriniz tanımıyonuz ve ben kendi yaşam hikayemi anlatıyorum.
hep en büyük aşklar bizimdir.
kimsenin aşkının bizden fazla olduğunu kabullenmeyiz,
çünkü duygular tartılmaz, dokonulmaz, hissedilir.
duygular acıtır.
o gün cok fazla cinsel birşey olmasa da,
dans ettik. konustuk. yemek yaptı bana şarkı söyledik bunlar aslında
öpüp koklaşmaktan. ellemekten dokunmaktan daha cok keyif verdi bana.
eve bırakma vakti geldiğini annesinin bıraktığı 8. cağrısından sonra fark edip
dışarı çıktık. merdivende oturup ağlıyan kim? -
292.
0indik. peşimizden indi.
gittiğimiz yolları takip ediyordu
izliyordu bizi işte amk. aksiyona gerek yok
siteye girdik. güvenlik bizdendir diye durdurmadı
evin önüne geldiğinde.
- tugay dedi
geriye dönsem ölüm tehlikesi. dönmesem içim içimi yiyor napıyor diye
selin aşırı kıskanç bir kız.
selin döndü
- efendim dedi
- tugaya seslendim ben dedi.
ne çok özlemişim sesini..
- buyur bana konus dedi selin. hanımefendi gibiydi. sakindi
istediğim kız tipiydi tam amk
bunlar bir süre konuştular. selin elimden tutup önden yürüyordu
fakat evin yolunu ben biliyorum amk.
evi tam geçmek üzereyken güçlü kollarımla selini çektim kendime
deniz arkamızda. kapıyı açtım,
- ne o benimle yattığın yatağa birde onu mu sokucan dedi.
bardakdaki son damlayı taşırmıştı.
ama kızdı ne yapabilirdim ki amk?
birde eski sevdigimdi.
dövsen dövülmez sövsen sövülmez.
ne yapabilirdim? ne yapıcaktım? -
293.
0deryayla konuşurken küfür etmemesini söyledim.
bir çok kız arkadaşım olmuştu
meryem, simge, derya, feride, şule.. bunların tek vücuda bürünmesi halinde
hala erişemediği biri vardı gönlümde ama; liza.
o aralar şiir yazıyordum. hala karalarım
bir gün okuldan kaçıp lunapark tarzı bi yere gittik. okulca
dönüşünde ben derya ile oturdum. şiirimi okudum.
yol böyle giderken. meryem geldi arkadan ağlıyarak
- başardın tebrik ederim dedi deryaya dönüp
- neyi başardın derya dedim
- anlamadım ki dedi
- siz ikiniz gülüşüyorsunuz. ben seni seviyorum tugay dedi.
sustum.
hepimiz en baştan okulun oldugu durakta inip eve dağılcaktık.
ben-simge-tilbe-beyza-derya-mehmet birader vardı bide onlarla takılmıştım
durağa inince. bekleyin dedim onlara neymiş bunun derdi
gittim yanına. ağlıyordu omuzlarından tuttum
- anlat dedim
göğsüme koydu kafasını
- seni seviyorum dedi
oturduk bi yere.
konuştuk
- ben tak adamın tekiyim dedim
- olsun dedi
- seninle olmaz dedim
- ama beni seviyor gibi davranıyordun dedi
- ama değil dedim
- ben gerçek aşkı arıyorum dedi
- onu yalnış ülkenin yalnış bir coğrafyasın da arıyorsun. benim iklimim bol yağışlı.
ıslanır kurak yanakların. yapma dedim
- sen yapma dedi
bu konuşma uzadı gitti. kızı bir şekilde ikna ettim bensizliğe
kalkarken şunu söyledi bana
- kaybettiğin zaman anlıcaksın, herşeyin değerini..
dönüp baktığımda deryalarda gitmişti.
yine dışarda yapayalnız ben. -
294.
0devam et panpa sıkı takipçinim
-
295.
0kalktık yürüdük. bir iki şebeklikle kızı güldürdüm. serdarda güldü
serdarın sırtına zıpladım. ölüyodu amk
sonra oguzhanla serdar sırtıma zıpladı ikisinde taşıdım
sevcan ben arkada onlar önde yürüyor.
konuşuyoruz sevcanla
hafif sallanarak yürüyemeye başladı.
havada soğuktu. üstümdeki hırkayı çıkardım sevcana verdim.
sevcanda üstündeki oguzhana vermişti. böylede aptal bir cocuktu oguzhan
hafif sallanarak yürüyünce eli elime çarptı.
duraksadım. herşey bir anda durdu sanki,
dalgalar, kıyıya daha nazik davranıyor,
yetim çocuklar annelerine kavuşuyor,
tanrı sokaklara inip bütün çocukların başını okşuyordu.
herşey, daha renkliydi.
herşey, daha lezzetliydi. liza sevcan ile oldugum
tüm zamanlarda aklımdan cıkmış,
duygularım sevcandan köşe bucak kaçmaya başlamıştı.
ama ne yarar? sevcan sonunda duygularımın hakimi olmuştu.
duraksadım.
- ne oldu diye sordu sevcan.
cevap vermeden biraderlerin yanına gidip soru sormaya başladım
"en pişman oldugunuz an nedir?"
aslında soruyu sormamın amacı en sonunda soruyu bana sormaları ve
soruyu cevaplamam idi.
-en pişman oldugun zaman nedir diye sordum oguzhana
gibimsonik birşey söyledi, hatırlamıyorum
serdarada aynısını sordum.
onun dediğinide hatırlamıyorum.
- sevcana sormadım.
- bana sormucak mısın dedi sevcan
- en pişman oldugun zaman ne zamandır dedim
- benim pişman oldugum bir an yok, herşeyi istiyerek yaptım dedi
biraz vakit geçtikten sonra
- peki senin dedi
- ne benim dedim
- en pişman oldugun zaman dedi?
- elime değen eli tutmamak veyahut tutamamak dedim.
az önce uğruna bin askerin şehit olacağı ellerinin elime değdiğini ima ederek.
-
tyler dursun annesinin namuusnu koruyor
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 09 01 2025
-
chatgptye apo hain midir diye soruyorum
-
bi uykumuz vardı onuda
-
benim beddualar tutar 2016 da bahiste
-
nerde o eskiden sex purna hikayesi yazanlar
-
gldm suku icin adlı yzrn mehdi iddiası üzerinee
-
elektrik çok büyük
-
kadıköyde inci yazarı gibtim
-
alfa kuşağı
-
ulam bir meme la
-
gwanypline cami say lan orosbunun cocgu
-
duyduğunuzz en iyi küfürrler
-
fakir adam da alkol sigara içmesin amk
-
geypelin niye hep sozluktesin dostum
-
vucudumda cok fazla ben çıktı
-
nba deki kiss cam
-
ekşide türk değil türkiyeli basligini trende
-
evlat diye kucagina aldigin
-
kadin dovmek
-
mobil uygulamamıza ne oldu
-
lightbringer1881 günaydın nasılsın
-
alalhkn fotosu bende acilmafi
-
jose morarinyo
-
9000 den az başlığı olan üye
-
arap milleti üstündür arap milleti allahtır
- / 1