1. 276.
    0
    içme dedi.
    sesi, anlatılmaz güzellik.
    alfabedeki herhangi bir harf ile sesinin güzelliğini anlatmaya kalksam,
    çalışsam, çabalasam..
    allahı inkar etmişcesine günah yazılırdı eminim.
    uzun soluklu bir türkü gibi.
    türkiyenin son anda çek cumhuriyetine gol atıp skoru 3-2 ye getirmesi gibi.
    - hep konuş dedim
    - sen istedikce dedi.
    - hiç gitme dedim.
    - sen istedikce dedi
    bir yağmur yağdı. camlarıma çarpıyordu her bir zerresi sanki.
    önümde çırılçıplak,
    saf, berrak güzellik.
    dokunsam,
    çalışsam, çabalasam
    cennet kapısını bir daha göremicekmişim gibi.
    dokundum.
    - hiç gitme diye tekrarladım.
    kalktı, sarıldı.
    en sevdiğiniz insanla birlikte olurken bile eminim ki göğüslerine
    en kötü bir kere bakmışsınızdır. bakmayan muallakdir amk
    yüzündeki güzellikden gözlerimi alamadım.
    - yüzüm ayaklarının dibinde secdede dedim.
    tanrıya ve yaşattıklarına inat.
    - hüzünü silmeye geldim gözünden dedi.
    elleriyle gözümdeki yaşları temizledi...
    adını bilmiyordum, ona liza diyesim geldi..
    ···
  2. 277.
    0
    reenkarneye inanır mısınız?
    mecazi bir ölümden, o kapkara dipsiz çukurun içinden bir melek eli idi,
    yüzüme sürdüğü el.
    2 kez bir çok kişiyle aldatılmamın peşinden
    liza, can bahçeme su,
    can bahçe toprak, can bahçeme can idi..
    bir gülümseme geldi bana, bir gül geldi tanrı elinden,
    can dibinden...
    liza, ölümün, ölümü..
    liza..
    çekinmedim.
    - adın ne diye sordum
    - liza dedi.
    uzun bir yoldan çok uzun bir yoldan,
    uçsuz bucaksız bir koridordan birisi sesleniyor,
    bir kan parçası damlıyor bileklerinizden ayakkabınıza
    ölüyorsunuz o uzun yolun, en dibinde,
    hayat kan peşinde..
    hepimizin bir lizası vardı,
    hepimizin ilhamı, hepimizin gülümsemesi idi liza.
    bana bedene bürünmüştü.
    - ne yapıcaz bundan sonra dedim
    - ben burdayım dedi
    - hep kalıcak mısın yanımda dedim
    bu diğerlerinden farklıydı.
    bu ölü bir adamın hayatına giren en güzel varlık,
    tanrının en güzel hediyesi insanoğluna.
    - seninleyim hep ben dedi
    ···
  3. 278.
    0
    gece beraber uyuduk. evden dışarı çıkamadı hiç.
    günler günleri kovaladıkca aklımdan hiç çıkmamaya başladı liza.
    bankda oturuyordum. selin geldi uzaktan.
    uzak, gittikce yakınlaşıyordu
    yanıma geldi.
    "-arkadaş kalalım mı dedi.
    - gibtir git dedim"
    yine aynı replikler.
    deniz ve selinin küçük çaplı konuşma girişimleri oldu okuldayken.
    zaten onlara olan güvensizliğimden
    ve lizayı hiç bırakmak istemediğimden
    hiç bir kızı düşünmeyip, hiç bir kızla neredeyse konuşmayıp
    hiç bir kıza bakmamıştım bile.
    eve gittiğimde hep lizanın eli omuzlarımda beni desteklemek için duruyordu
    başka kimsenin eline ihtiyacım yoktu.
    hiç bir kızın verdiği rahatsızlığı gibime takmayarak lise1 i bitirdim
    teşekkür ile.
    yazın evden hiç ayrılmadım.
    ayrılmadım ki lizadan ayrılmayayım diye.
    babam izmire yerleşmiş, orda evlenmiş beni görmek istediğini söyledi
    - tamam diye yanıtladım annemin bu söylediğini.
    sabahı parktan salıncağın üst tepesinde demir vardır ordan attım kendimi kolumun üstüne düştüm
    akşamı doktora gittik. kemik kayması oldugunu söyledi
    alçıya aldılar kolumu. 2 aya iyileşir dediler
    babama gitme işini yatırmıştım ama.
    ve inanın; lizayla kalma mutluluğu kolumun acısını 0 a indirmişti.
    yazın ne deniz yüzü görmüştüm, ne selin
    ne suya girmiştim, ne dışarı çıkmıştım.
    varım yoğum liza;
    suyum, aşım, liza.
    ···
  4. 279.
    0
    hadi artık devam et amk
    ···
  5. 280.
    0
    hikayende rus, iskandinav falan var mı yoksa okumam
    ···
  6. 281.
    0
    aynen panpa devam fena gidiyorsun
    ···
  7. 282.
    0
    devam panpa
    ···
  8. 283.
    0
    devam et panpa sıkı takipçinim
    ···
  9. 284.
    0
    deryayla konuşurken küfür etmemesini söyledim.
    bir çok kız arkadaşım olmuştu
    meryem, simge, derya, feride, şule.. bunların tek vücuda bürünmesi halinde
    hala erişemediği biri vardı gönlümde ama; liza.
    o aralar şiir yazıyordum. hala karalarım
    bir gün okuldan kaçıp lunapark tarzı bi yere gittik. okulca
    dönüşünde ben derya ile oturdum. şiirimi okudum.
    yol böyle giderken. meryem geldi arkadan ağlıyarak
    - başardın tebrik ederim dedi deryaya dönüp
    - neyi başardın derya dedim
    - anlamadım ki dedi
    - siz ikiniz gülüşüyorsunuz. ben seni seviyorum tugay dedi.
    sustum.
    hepimiz en baştan okulun oldugu durakta inip eve dağılcaktık.
    ben-simge-tilbe-beyza-derya-mehmet birader vardı bide onlarla takılmıştım
    durağa inince. bekleyin dedim onlara neymiş bunun derdi
    gittim yanına. ağlıyordu omuzlarından tuttum
    - anlat dedim
    göğsüme koydu kafasını
    - seni seviyorum dedi
    oturduk bi yere.
    konuştuk
    - ben tak adamın tekiyim dedim
    - olsun dedi
    - seninle olmaz dedim
    - ama beni seviyor gibi davranıyordun dedi
    - ama değil dedim
    - ben gerçek aşkı arıyorum dedi
    - onu yalnış ülkenin yalnış bir coğrafyasın da arıyorsun. benim iklimim bol yağışlı.
    ıslanır kurak yanakların. yapma dedim
    - sen yapma dedi
    bu konuşma uzadı gitti. kızı bir şekilde ikna ettim bensizliğe
    kalkarken şunu söyledi bana
    - kaybettiğin zaman anlıcaksın, herşeyin değerini..
    dönüp baktığımda deryalarda gitmişti.
    yine dışarda yapayalnız ben.
    ···
  10. 285.
    0
    - ayaktasın dedi
    benle taşak geçiyor olabilirdi.
    - billur mu geçiyon benle dedim.
    - o ne be dedi
    - taşak mı geçiyon benle? kullanmıyorum hiçbirşey. dedim
    - daha demin kullandığını söyledin dedi
    uzun uzun kullanıyosun, kullanmıyosun muhabbetinden sonra
    onu da kullanmadığıma ikna ettim.
    lise 2 ye gidiyordu. takıldıgı bir arkadaş grubu vardı
    beyaz-simge-tilbe
    şöyle açıkliyim. beyza cok güzeldi. ama huurnun tekiydi
    gönlüm hafif ona kayma riskine girse de,
    eve girdiğimde lizayı gördüğümde,
    öptüğümde onu. hiç birşey kalmıyordu geriye.
    adı derya idi.
    göbek adını tahmin edin. deniz.
    gittikce iyi arkadaş olduk derya ile.
    mesajlarda arada bir tugayım çolakım derdi bana
    hoşuma da giderdi.
    meryem diye bir kızla tanıştım. aynı sebepden dolayı (uyuşturucu, hap vs.)
    uzunca yürüdük.
    - aileni seviyor musun dedi
    - evet dedim
    bana piskologluk yapıyordu aklı sıra.
    yok daha ergeniz. ondan böyle davranıyorsundur
    ama bişeyler kullanma. sigarayı bırak
    vs. vs diye beynimi gibti.
    meryem kim? deryanın en sevmediği kız.
    okulda popüler biri olmuştum. iyisiyle kötüsüyle tartışılmaz popilerlik
    bi entrymde demiştim kızlar bitik durumda erkeklere bitiyor diye.
    bu dedikodular kızları da benimle konuşmaya itiyordu sanırım
    bir kız gidiyor bir kız geliyordu
    ···
  11. 286.
    0
    uzun zamanlar devirdik lizayla. annemle kavga ettim lizaya sığındım
    okulda kavga oldu lizaya sığındım.
    birçok badireyi sırf lizanın gülümsemesi uğruna
    beyin denilen klasörden sildim.
    ( teknolojik düşünün olm.)
    lise2 yide bitirdim. hiç bir kız olmadan.
    • liza bölümünü özet geçmek istedim çünkü inanın hatırlamıyorum
    ama şunu söyliyim lizayı bulduğunuz an asla
    yaptığım salaklığı yapmayın.*
    yaz geldi. biraz daha kalıplanmış, uzamış,
    saçları salmış hafifde yüzüm oturduğu için tipim yerine oturmuş birisi oldum.
    yazın annem kapımı çaldı.
    içeri girdi
    - lizayla mısın dedi
    -evet dedim
    - nasılmış dedi
    yüzünde hafif tebessüm
    - kendin sor dedim
    - nasılsın dedi
    biraz durdukdan sonra,
    -iyiymiş diye yanıtladı.
    halbu ki liza yoktu yanımda
    aslında cogunuzun tahmin ettiği gibi şizofren değildim
    şizofren beyninizin oyununu gerçekmiş gibi algılamaktı
    ama liza benim beynimin oyunu idi sadece
    hayali olduğunu biliyordum
    bu şizofrenlik değil, hepimizin lizası var aslında.
    - sana bi süprizim var dedi
    elindeki biletleri gösterdi
    yazlığa gidiyordum. en sonunda evimden, lizamdan ayrıldım.
    ve yazlığın yolunu tuttum.
    ···
  12. 287.
    0
    panpa çok güzel gidiyodun. ama şu son entry'nin en sonundaki olmadı amk.
    ···
  13. 288.
    0
    yazlığı kocaman bir boşluk olarak yaşıyıp, tekrardan evime döndüm.
    lise 3 dü artık vakit. günler gel git yaptıkca
    lise2 de dönen bir dedikodu vardı beyler.
    bu çocuk aldatılmış, depresyonda
    hap kullanıyor, esrar içiyor..
    bir çok şey söyleniyordu hakkımda
    tabi ki asparagasdı. lise 3 de bunlar daha cok arttı.
    rehber öğretmenlere gittim. müdüre çıktım konuşmak için çağırdığında beni
    yalanladım.
    bir şekilde inandırdım hocaları. ama gözlerimin altı
    gece lizayla birlikte olmaktan morarıp, solma noktasına geldi
    parça parça dökülüyodu derim adeta.
    yine de gülüyordum.
    bu dedikodular devam edince bir kız geldi.
    - sen hap mı kullanıyorsun dedi
    - hayır dedim
    - esrar? sigara? uyuşturucu?
    - sigara evet diğerleri hayır
    - göz altların neden mor?
    - çünkü anasını gibtiğimin sigarasını, uyuşturucusu, esrarını, hapını kullanıyorum
    ayık gezmiyorum. düşünmüyorum hiç bir gibi.
    bazen tanımadığım evlerin önünde, banklarda, tanrı tarafından bile terk edilmiş
    yalnızlığın dip noktası olan noktalarda uyanıyorum. duyduklarını duyduysan gidebilirsin dedim
    - niye yapıyosun bunu kendini hayat güzel dedi
    - sana güzel bana değil dedim
    - adın tugay dimi dedi
    - hayır dedim
    - nasıl herkes senden bahsediyor dedi
    - o öldü dedim
    ···
  14. 289.
    -1
    bilmiyorum. Dedim
    ilgiye açtım, sevgiye. çünkü annem ne kadar denese de beni o kadar da iyi doyuramamıştı bunlara.
    çünkü yalnız büyüdüm. biraz pessimist bi çocuktum. hiç arkadaşım olmadı nerdeyse.
    kaçtım hep birilerinden. yalnızlık hep iyi geldi, ama hep şikayetci oldum.
    - anladımm dedi. m yi hafif de uzattı.
    tatlı bi yüzü vardı. gülümsemesi de öyleydi.
    - telefonun varmı senin dedi?
    aslında biraz endişelendim. ne yapıcaksın benim telefonumu amk?
    yalnız yaşayan biriydim ben. ne kadar liseye başka umutlarla başlasam da,
    olmuyodu yani. o hevesti.
    - fakiriz biz. telefonum yok dedim.
    ama cebimde telefon amk yan yana oturuyoruz
    o anda da telefonuma mesaj geldi.
    hay dedim sansıma sokayım.
    o da titremeyi hissetti tabi
    cebindeki ney dedi
    çıkardım telefonu.
    - bunu buraya kim koymuş dedim şakasına.
    güldü, ne tatlı güldü..
    - istemediğini söyleseydin anlardım dedi.
    - istemeseydim söylerdim dedim
    - neyse ben burdaki durakda iniyorum dedi.
    - peki görüşürüz dedim.
    - görüşürüz dedi.
    ulan içimde kaldı kızın telefon numarası.
    arkadaşlarıyla inmişti. eve gidip o gün sırf onu düşündüm.
    yarın görür müyüm?
    yarın gelir mi yanıma?
    ben gidebilir miyim? cesaret edebilir miyim?
    baya düşündükden sonra ertesi gün gidip telefon numarasını isticeğimi
    kendimi inandırdım
    ···
  15. 290.
    -1
    @9 salak mısın olum sen? gibtir git okuma o zaman. bi takluk olmasa yazmam zaten amk
    ···
  16. 291.
    -1
    aslına bakarsanız kız da öyle aşırı güzel değildi.
    ama mavi gözleri vardı, okyanus gibi..
    saf bir güzelliği vardı.
    - bir sorunun mu var dedi?
    - ne gibi dedim
    - yüzün asık. utandın mı yoksa diyip hafiften sırıttı.
    - yok gayet iyiyim dedim.
    - peki öyle olsun dedi.
    5 sene olmustu annemle babam ayrılalı. aslında hepiniz babanızdan nefret etsenizde
    ya da cogunuz
    en azından bir kısmınız.
    babasız büyümek ne demek, bilemezsiniz.
    sadece annenin size hem analık hem babalık yapmasını da bekleyemezsiniz.
    bu yüzden erkek tarafım, kaba tarafım hep biraz sönük kaldı açık konuşmak gerekirse.
    her olaya sakinlikle yaklaşmıştım. kavga hep 2. plandaydı
    bir kaç dakika daha geçti. aslında kızla konuşmak istiyordum ama utancımdan yapamıyordum.
    sonra dayanamadım.
    - benimle neden konuşmaya çalıştın dedim?
    ağır ağır döndürdü kafasını.
    şaşkın bi surat ifadesi vardı, hala hatırlarım.
    - bilmiyorum ayaktaydın otur istedim. bizim okuldaydın adını öğrendim. özel bi anlamı yok dedi.
    - anladım dedi
    bir tebessümle devam etti
    - neden merak ettin seninle neden konuşmaya çalıştıgımı dedi?
    bu ne gibik bi soru amk
    ···
  17. 292.
    -1
    @6 herşey o zaman başladıgı için ordan başlıyorum
    ···
  18. 293.
    -1
    bir iki ay sonra deniz diye bir tane kızla tanıstım. mavi gözlü, kumral.
    genelde kendimden büyükleri severdim hep. daha olgun olurlardı.
    zaten babamın hatırladıgım tek nasiyatı; "küçükken büyükler, büyükken küçüklerle ol"
    anlıycağınız babam pisliğin tekiydi.
    deniz 17 yaşındaydı. aynı otobüsteydik. o arkadaşıyla arka tarafta oturuyordu.
    ben salak salak ayakta duruodum.
    arkadaşlarından birisi kalkıp indi durakta.
    1-2 durak sonra bana seslendi
    gel otursana ayakta kaldın dedi.
    - yok iyi böyle sağol dedim.
    öyle çok yakışıklı değildim. utanıyodum kızlardan da aslında. ayrıca kızda benden büyüktü.
    özgüvenim yoktu.
    - sen bilirsin diyip makaraya devam etti.
    okulum evden uzak oldugu için ayakta durmaya dayanamayıp biraz gectikten sonra oturdum.
    yoruldum amk
    bir iki dakika sonra kız tekrar bana dönüp
    - bizim okuldansın dedi
    - evet dedim
    - adın ne dedi?
    - tugay dedim.
    kafasını salladı. anladım manasında
    durdukdan sonra seninki dedim?
    - deniz dedi
    ···
  19. 294.
    -1
    kimse anlat demicek mi lan
    ···
  20. 295.
    -1
    adım tugay. annemle babam ben 10 yaşındayken falan ayrılmış. dogumum baya trajikomik bi olay.
    daha önce annem babamdan 2 kez daha hamile kalmıs fakat kürtaj olmus ve artık beni doğurması gerekiyormuş.
    istemeden doğurmus beni. 13 haziran da doğmam gerekirken 2 hafta annemin karnında bekliyip 25 hazirandadoğmusum.
    ben bile o yaşta doğmak istememişim amk.
    15 yaşıma geldigimde lise bu. diyodum herşey farklı olur. büyüdük olm falan. diyodum kendi kendime.
    ne amlarla tanışcam ne kızlar görecem.. adım tugay. annemle babam ben 10 yaşındayken falan ayrılmış. dogumum baya trajikomik bi olay.
    daha önce annem babamdan 2 kez daha hamile kalmıs fakat kürtaj olmus ve artık beni doğurması gerekiyormuş.
    istemeden doğurmus beni. 13 haziran da doğmam gerekirken 2 hafta annemin karnında bekliyip 25 haziranda doğmusum.
    ben bile o yaşta doğmak istememişim amk.
    15 yaşıma geldigimde lise bu. diyodum herşey farklı olur. büyüdük olm falan. diyodum kendi kendime.
    ne amlarla tanışcam ne kızlar görecem..
    ···