-
1.
+3 -1beyler. hayat hikayem. bir öncekini yarım bıraktım. en baştan başlıyorum. okuyan varsa aranızda bilirler zaten nasıl birşey oldugunu. işten güçten yazamıyordum. yaza geldik. artık yazarım. bitirdim hikayeyi. hızlıca atıcam artık. anlat diyen olursa daha hevesli anlatırım. kimse bişey demezse de anlatacam. kaçış yok. garip bir hayat ama
edit: 5 dakika sonra başlıyor. lütfen telefonlarınızı sessiz moduna alınız -
2.
+2inan ki liseli anıların zerre kadar gibimde değil.
-
3.
+1beyler okuyan varsa entry girsin de okuyan var mı göreyim bende. yoksa tek başıma anlatmaya devam edecem
-
4.
+1hiç bir action olmadan bitirdim o günü ve saat 6 da tekrardan
yollara düştüm.
aynı şeyleri tekrardan yaşadım,
her duran arabaya bu sefer o olm
bak gör geldi sana sarılamadan gitmek istemedi
desem de
gelmemişti.
saati tekrardan 7.30 yapıp aynı yoldan geri döndüm
asumanla karşılaştım.
- nasılsın dedi
- kötüyüm sen dedim
- iyiyim dedi
bir müddet daha konuştuk
- seni iyi edebilirim dedi.
- nasıl yani anlamadım dedim
ellerimden tuttu ve evlerine zütürdü beni.
evde kimse yoktu.
korkuyordum lan. beni gibecek diye
odalara geldik.
üst bikinisini soydu. göğüslerini ağzıma yapıştırdı o sırada üstümdeki
atletimi çıkardı. su spor tarzı olanlardan
-adlarını inanın hatırlamıyorum-
o an göğüsleri ağzıma gelince bende istemsizce yalamaya başladım
dur diyemedim.
diyemezsiniz zaten amk.
yolda belki çevirilebilirdim lakin
oha akrabamı gibiyorum lan.
göğüslerimi vücuduma dayayıp öpüşmeye başladık
fakat yırtma şansım vardı, kondom yoktu
alt taraftaki bikinisi çıkartıp benimde deniz shortumu indirdi
ve nasıl diyceğim bilmiyorum lan.
yalamaya başladı gibimi.
dişlerini gibimde hissediyorum zevkden cok
acı cekiyorum amk
- bekle dur dedim
- ne oldu dedi
- kondom dedim
- ha evet dedi
kalktı hemen cüzdanından prezarvatif çıkardı.
inanamadım lan. bizim köylü asuman amk
bir an önce yalamadan kurtulup gibişeyim de,
canım yanmasın dedim
ama allaha sukur genital bölgesinde kıl yoktu
öyle bir gün geçirdik. bir sigara içtim içimdeki
canı attıktan sonra.
lan. bir pişman oldum sonra. akrabamı gibtim olum. -
5.
+1- tugay arkadaşca el ele tutusuyoduk bişey yok dedi.
- arkadaşca elini bacağına atmalar, elini tutmalar. çok cekicem arkadaşlarından sanırım dedim
- ya cocugun sevgilisi var zaten dedi
- nasıl üzüldüm senin adına anlatamam. neyse geri dön sen dedim
- sen nereye dedi
- eve dedim
- geliyim mi dedi
ya amk. o yaşlarda beynimde kalbimde gibimde olmasa çoktan terk edip gibtirip gitmiştim ama..
- bırakabilcen mi enesi dedi
- ya tugay ne enesi dedi
beyler tugay demesi hic hosuma gitmemisti. cünkü hic
tugay demedi. ya aşkım sevgilim gibi iltifat cümleleri kurdu
ya da onları da kullanmadan boş bi cümle kurdu.
- bilemiyorum dedim
- tamam yollarım onu dedi
- tamam dedim.
yolladı vedalastı.
bende görüşürüz birader dedim.
görüşücez biraderim dedi. ama kafamızı tokustururken dedi onu kulağıma.
denizin yanında olay cıkmasın diye pek birşey söylemedim.
gitti cocuk yoluna. bizde eve vardık -
6.
+1biraz yukarı çıktıktan sonra gördüm deryaları.
- ne yapıyordun diye sorgulamaya başladı derya.
- kızla konuştum falan dedim
- sende mi seviyorsun onu dedi
-hayır dedim
- hmm iyi dedi
trip atıyordu beyler. bildigin trip atıyordu amk
daha ortada fol yok yumurta yok
yine evimde liza. lise 3 ün sonlarına doğru deryayı halil denen bir çocukdan uzaklaştırmak
için konuşma onunla dedim.
içime bir his doğdu.. konuştu
ve küstüm.
4 gün boyunca yaklaşık telefonuma 100 mesaj geliyordu
hiç birine cevap vermedim.
sonra okula geldiğim bir gün ağladı yalvardı kabul ettim.
halille konuşmucağını da söyledi.
lise 3ün sonunda. deryayla tekrardan tartışırken küfür etti ve tekrardan küstüm.
yeniden liza ile geçirmeye başladım günlerimi.
lizaya ağladım, lizayla güldüm
yaz geldi ve tekrardan lizayla ayrılık geldi.
yazlığa vardım. zaten yazlıktaki cogu kişi akrabaydı.
kumsala indim. her zamankinden farklı, hafif sakal
saçlar yine incin ve uzun ( karı gibi değil )
kumsalda onu gördüm. -
7.
+1ellerim göğsünde iken ne acıyor dedim.Tümünü Göster
- konuya baya hakimsin dedi.
şimdi bu espiri yapılır mı amk? utandım
cektim ellerimi.
- ne acıyor dedim
- askısı acıyor sen yukarı cekince dedi
bu koltuk altından giyilen südyenlerdendi.
- müthis bi fikrim var dedim
- neymis dedi
-cıkarabilirsin dedim. sırıttım amk,
- yapma ya dedi.
yorganın altında terliyorum bi de amk.
- bir fikrim daha var dedim.
yapıstım dudaklarına o sırada tekrardan göğüslerine yöneldi ellerim
koltugunun altındaydı askısı ellerimi oraya sokup katladım südyenini.
- bak acıyor mu dedim
- hyır dedi
ama bir yandan o askıyı tutarken,
göğüsleriyle uğraşamıyordum amk
- benim daha iyi bi fikrim var dedi
- nedir demeye kalmadan cıkardı südyenini.
aşağı yukarı nasıl bir gün gecirdiğimi anlamışınızdır.
yaşımdan daha olgundum. ben bunu pek söylemem fakat,
cevremdekiler söylerdi. daha zeki oldugumu
genelde hep itiraz ederdim aptalım diye.
o günü hayatımda yasadıgım ilk göğüs deneyimiyle bitirdim.
yine alttakine ulaşamadım
tekrardan otobüse bıraktım kızı. gitti.
ama baya ciks sakası yaparken buldum kendimi kıza.
yapım bu değildi. sevdigim kızdı o benim.
güzel mavi gözlerine yapamazdım bunu en azından.
ciks konusunu kapatıp daha doğru dürüst konulardan konuşmaya başladık
sonunda iyisiyle kötüsüyle. 2. ayımızı doldurmuştuk.
okula renkli balonlar getirmiştim. sisirmemistim. öğle arasında
okulun bahçesine çağırdım mesajla onu. her balonun üstünde 2. ayımız kutlu olsun yazıyordu
ve bi kaç özel günümüzün tarihi yazıyordu.
- ciks değil -
kapıdan cıkarken gülümsediğini gördüm.
hemen yanıma kostu balonları görünce. öptü beni.
bahçedeki herkes bize bakıyor. o gün balonları okulun parmaklıklarına bağladık.
her bahçeye çıktıgımızda hatırlamak için.
bir kaç hafta daha geçmişti. gittikce daha iyiye gidiyordu ilişkimiz.
yaptıgım süprizden sonra özellikle.
sonra yine enes olayı geldi gündeme.
ben enesleyim dedi. mekanı söylemedi.
tamam dedim.
selin diye bir arkadaşı var bunun.
ona mesaj attım. nerde oldugunu öğrensene diye. süpriz yapıcagımı söyledim
öğrendi bana mesaj attı. şurda şurda diye.
( beyler cafenin isimlerini hatırlıyorum fakat bazı huur cocukları reklam yapıyor diyceğinden vermiyorum isimleri)
gittim. enesle neler yaptıgını izledim. el ele tutuşup gülüyolardı.
sonra öptü dudaklarından enes bunu.
bu da enesi öptü tekrardan.
hiç bişey yapmadım. oturdum kaldırıma ne yaptımı
neden böyle oldugunu düşündüm.
gittim kafeye.
mutluluklar dedim.
deniz pesimden gelmedi.
enes huur cocuguda birşey demedi.
ne mesaj geldi. ne birşey.
halbuki geri dönebilcek için tek birşey bekliyodum. sadece tek birşey.
pardon kuzenim öpmüs dese kosa kosa geri dönücektim.
msn de "e" gitti enes (l) oldu
bir kaç gün sonra beni engellemis olucak ki hiç msn i açmadı
telefondan da kendine iyi bak dedi mesajla. o günün gecesinde
garipti. hüzünlü ve bi okadar da karanlık. -
8.
+1@8 oradan başladığın lise anıların gibimde değil. herkes kendini çok ilginç sanıyo amk salak veletleri ya.
-
9.
+1bir mesaj bekliyorsunuz. bir mektup fakat ya da bir zil sesi.Tümünü Göster
her zamankinden farklı bir zil sesi bekliyorsunuz.
kapıyı açtığında sadece, tüm güzel duygularıyla
tüm saf duygularıyla "seni seviyorum" diyebilcek birini bekliyorsunuz.
hepimiz yapıyoruz bunu.
kimseye bekaretini vermemiş bir kız ararken,
bu düşünceyi başka bir kadının yatağında,
yastığında kafa izini bırakmışken yapıyorsunuz..
yahut bir barda başka bir kıza bira ısmarlarken..
çok geçmeden annem taktan halimi fark etti
- birisi mi var tugay üzülüyor musun diye sordu
- birisi yok. kimsem yok, birisi olsa böyle olur muyum? dedim
uzun uzun konuştuk.
nasiyatlar verdi beynime kazınan.
kimse senden değerli değil dedi.
ama bazıları değerliydi işte. elimden birşey gelmiyordu ki anne
bazıları gülüyordu herşeye inat, ben gülemiyordum.
şarkılar dinliyip, bir sigara yakıp üzülüyorsunuz.
fakat ne için? kimin için?
bundan önceki sevgiliniz için mi?
yoksa ondan önceki mi?
yokas ondan da önceki için mi?
gelmeyen insanları sorguluyoruz. ama bizde gitmiyoruz.
konusmanın sonu annemin yüreğime işlenen bir sözüyle bitti.
- bazı insanların ruhu yarımdır. yarım kalmıştır bir şekilde. allah onu istemiştir. sen ne yaparsan,
ruhunun diğer yarısı da yapar onu... bir kız için üzülürsün. o da başka bir erkek için üzülür.
seninle aynı düşünceleri paylaşmaz. kavga edersiniz. ayrılırsınız. belki budur en hayırlısı.
ayrı kalmaktır bir süre. ama bilmelisin ki, o kavgalar görebilceğin en tatlı kavgalar.. dedi
ve kalktı gitti yanımdan cevabımı beklemeden.
bir bakıyosunuz, yatağınızda yalnız başınıza cürüyorsunuz yalnızlıktan
bir bakıyosunuz, yatağınızda başka bir kadının üstünde ter atıyorsunuz..
gitsem. ara istemiyorum. seni sevebilirim desem!
gitsem, bir daha geri dönmesem..
gitsem.. gittiğim yerdende ederdi beni aşk.
annemin arada bir gelip beynime bir saatli bomba yerleştiren sözlerini hiç sevmiyordum
kadınlar; duygularınızı gibip, koskoca bir aşk doğarken sizi yalnız bırakıyor.
ki bu aşk ne evlat sevgisi ile itinayla besleniyor canınızın en derisinde.
ne güzel gözleri, ne küçük parmakları var teninde..
acı ile besleniyordu aşk.
kan ile.
gitmez isem ve selin gelip, ayrılalım der ise tanrıya lanet edemezdim.
ne zamanımı geri istiyebilirdim,
ne kadere sövebilirdim. şişemin ucunda dudaklarımı ıslatan keder ile başbaşa kalırdım.
ya deseydim onu bana neden göndermedin tanrım! diye?
peki ya tanrı dile gelseydi,
neden gitmedin deseydi.. demedim mi sana fazla gurur züte vurur?
gitmedim.
okulda bu sefer kaçtığım 2 göz vardı.
ve bana bakmasını dilediğim 2 göz.
egom mu yüksekti gitmedim? değildi.
gururumu yenemedim. gurur bekaret gibi bişeydi.
bir kez kaybettim mi, bir daha kavusamazdın geri.
gittikce etraf kararıyo, aldığım nefes haram sayılıyordu -
10.
0uzak fakat çok uzak diyarlardan bir şarkı ile
inledi kulaklarım. ağlama diyordu,
ağlıyordum.
liza. beni neden terk ettin, ihtiyacım var sana..
sen istediğin sürece terk etmem seni demişti.
şimdi istiyorum seni. gel
günler geçtikçe hergün kapımın çalınmasını istedim
lizanın gelmesini,
sarılmasını,
saçlarıyla sarmasını istedim beni.
yapmadı.
gelmedi. gelemedi.
onun içinde ağladım.
sevcana mesaj atmak istiyordum, atamıyordum.
onun içinde ağladım.
denizi göremiyor, mavi gözlerini izliyemiyordum
onun içinde ağladım
artık kışlar anlamsız geçiyor, bir kıza-seline- sarılınca huzur bulamıyorudm
onun içinde ağladım.
derya bizim okuldan ayrılıp başka bir okula kaydını aldırmıştı
artık kimsem yoktu.
okul anlamsız geliyordu ve ben artık gitmemeye başladım.
deryasız, denizsiz, selinsiz bir okul...
kimseyi aramadan, mozaşist duygularımı ayaklandırmadan
bir okul okumayı hiç mi hiç istemiyordum.
günler günleri kovaladı.
ve annem bir gün telefonla konuşarak içeri girdi.
ben odama yönelirken omzumdan geri döndürdü beni
- sana bi haberim var dedi -
11.
0biraz daha hüzünlendi gün. o sırada telefonum çaldı
kumların titreyip dağılmasından belli oldu
arayan teyzemdi.
- sen ne zaman döncen dedi
- yarına dönücem dedim
- bekle biz gelicez kaanla hafta sonuna döneriz
- yok teyze ben dönücem yaşanmaz burda dedim
- ne oldu dedi
- ya boşver. ben dönücem siz gelin
- orda kim olcak bizden baska bekle işte döneriz dedi
- yok dedim
- iyi ne tak yersen ye dedi
o günden sonra tekrardan yolun kenarında hiç uyumadan bir gece bekledim onu
ve sabahında ilk otobüsle istanbul yolcusuydum.
- sabah gitmiş kıyafetlerimi hazırlamıştım-
istanbulda indim.
ilk olarak istanbula, ordan da mersine geçmişti sevcan
ve istanbulda bastığım her yer
sanki daha önce onun adımlarıyla süslenmişti
sanki hep bir adım gerisinde kalmıştım.
hep bir adım ardındaydım.
kokladığım bütün güzel kokular onundu.
bir an önce eve gidip
lizaya sarılıp olan biteni anlatmak istemiştim.
çünkü her zaman derdime deva olmuştu.
o benim hayalimdi,
o benim aşkımdı.
o bendim,
ben ise o.
servislere atlayıp en yakında inip evin yolunu tuttum.
eve vardım.
kapıyı çaldım liza açar diye, açmadı
tekrar çaldım kapıyı. ve tıkladım
içerden ses gelmedi. gelmiyordu
anahtarı kapının deliğine sokup hafifce cevirdim kolu
belki uyuyodur diye.
- liza, ben geldim..
ses gelmedi.
tekrardan seslendim. odamızdan dışarı çıkmıyordur diye
odama hızlıca girdim.
ve geldiğimde, liza gitmişti. -
12.
0artık eve bile gitmiyordum. annemin her sabah 56. aramasında uyanıyordum
bir bankta,
kaldırımda,
binanın önünde,
bi yerlerde...
kayıptım.
nerde oldugumu bilmiyordum
gittikce lanet bir herif olmuştum.
artık sevdigi kızla yiyişen bir cocuk değilde,
sevdiği kızın kimle yiyiştiğini duymamak için köşe bucak kaçan
muhabbetlere dalmayan bir cocuk olmuştum.
sakallarım yüzümü karartmış,
saçlarım rüzgarın şiddetine karşı koymaya çalışıyordu.
nefes alarak ölüyordum ben.
en acısı buydu...
bir gün bankda yüzüme atılan bir tokatla uyandım.
bir kız cocugu...
hep hayal ettiğim gibi
- annen nerde dedi
- yok ki annem dedi
kıvırcık saçlı, 3-4 yaşlarında,
pembe elbeseli.. hayalimdeki kız cocugunun tıpa tıp aynısı.
- babam nerde dedim
- sensin dedi
ağlamaya başladım.
bununda hayali oldugunu anlayıp. yıkıldım.
gittikce bulanıklaşıp birden yok oldu
kaybettiğim herkes gibi
ağlıyordum. ve piskolog vakti yenidne geldi. -
13.
0ben; hitlerin savaşın ortasında kafasına sıktığı silahım.
belki ben üretilmeseydim hiç savaş olmazdı.
ardından bir titreme daha.
-seni unutmak istedim
ve cevabım;
- keske biraz beynini yorsaydın vücudunu değil.
- hakaret etmek için mi mesaj attın?
- başlı başına bir hakaretsin sen zaten.
gittikce kızıyodum canımın yanma pahasına
bacaklarımdaki eti sıkıyordum.
- çirkinleşme. seni seviyorum ve yaptıgım hatayı kabul ediyorum ama bunu demeye hakkın yok
- hakkım yok mu? senin ben ta amk. hiç birşeye değmezmişsin.
- değmem ben sen gibtir git
- ona attıgın cığlıkların hala kulağımda. diyip
telefonu atıp kuma gömmem bir oldu.
hepimiz aklımızda mesaj atarken başka şeyler olur
gelsin. konusalım. özlemimi gidereyim
belki kendini affettirir.
ama her zaman bi takluk cıkar ve
birden cellalenip ters konuşursunuz.
aynı o hesap, aklımda yok iken kızmak
birden bire..
artık kaldıramıyordum.
gözlerimden akan yaşı,
yanaklarımın her zaman bir başka kadın tarafından ıslatılmasını
ellerimin üşümesini.
artık kaldıramıyordum.
gülmemeyi.
liza geldi aklıma birden.
sahi liza n'apıyordu?
üşüyor muydu o da bensiz.
ben başkasına aşık oldum, özür dilerim liza... -
14.
0mesajda şu yazıyordu;
"ben seni seviyorum"
beni seviyo.. ama düşündüm sonra
madem beni seviyor, neden benim evimde,
evimin oldugunu bile bile
serdarla
uyudugum yatakta yattılar.
nedendi bunca çile, bunca hüzün
dökülen göz yaşı
içilen bira
tüketilen sigara
sonra sormaz mı insan; aga sen ne yaptın?
neden daha teen katagorisine giren bütün duygularımı
hardcore katagorisine sokucak kadar
sert bir gibiş yaptın kalbimde?
huzur deildi aradığım müzik,
mutlu olmakda değildi,
acı idi.
canım yansın istedim ve yaktım da.
- neden onunla yattın?
sordum.
neden onunla yattın? gözlerimi kapadım sonra
uzun süre cocukların koşuştururken cıkardığı aptal sesleri
dinledim. denizin kıyıya vuruşu,
insanların sigara çekişi,
gülmeye çabalamalarını, kısık sesleri
fısıltıları, martıları,
uçarken cırpttıkları kanatları...
bir martı olsaydım giderdim, dedim sonra.
bir martı olsaydım, çok uzaklara giderdim. -
15.
0bakire miydi? değildi. şaşırdım
içimdeki canı atmış mıydım? evet.
peki o atmış ve beni çığlıklarıyla korkutmuş muydu? evet
ikimizde mutlu muyduk? hayır.
o gülümsüyordu fakat ben mutsuzdum
- bir daha görüşmeyelim mümkünse dedim
- cocuk musun ya dedi
- abi akrabamsın saçmalama dedim
- onu yatmadan önce düşüncektin dedi
hemen üstümü giydim bir sigara daha yaktım.
koşa koşa gittim kayığın oraya.
sevcanla beraber gezdirdiğimiz köpeği gördüm,
tasmasında hala onun parmak izinin oldugu köpeği..
yanına gittim sahibinden istemeye
- hayır dedi.
onsuz bana köpeğini vermemişti herif.
sabahın köründe her taraf kararmıştı adeta.
herşey daha pastel, daha çirkin, daha lezzetsiz.
bir mesaj yazmaya hareketlendi parmaklarım.
dur dedim kendi kendime, yapma.
koşarak beraber oturduğumuz,
güldüğümüz, şakalaştığımız, hatta sevdiğimi söylediğim
kumsala indim.
ve şimdi dedim, şimdi yap.
bir mesaj yazdım sevcana şöyle;
"hâlâ edemediğim vedalarım var sana, gözümde tutamadığım göz yaşlarım, önüne sunamadığım aşlarım. seninde bir gönül borcun var bana, bakamadığım gözlerin, tutamadığım ellerin, dokunamadığım bir tenin var senin. keşke, olmasaydı böyle. ben yanına yetişeyim diye nefes nefese kalmaya razıydım. karşında oturup ağlamaya razıydım da, keşke kalmasaydın bir başkasının altında nefes nefese... keşke sarılabilme umuduyla kalsaydım seneye ben, keşke.. beni seviyor olsaydın gerçekten."
yazıp yolladım.
parmaklarım telefonun üstünde dans etti adeta.
içimde bir bekleme telaşı doldu
acaba ne yazar,
ne der,
döner mi, dönmez mi
unutmuş mudur beni diye kafayı yiyordum.
gözlerimdeki parıltı ta içimden belli oluyor,
yüzümdeki aptal gülümsemeyi kendi isteğimle somurtamıyor
üstüne üstelik seviyordum. hemde öküz gibi
keşke hiç birşey böyle olmasaydı diye düşünürken
gözlerimden bir damla yaş düştü beraber oturdugumuz kumsala,
o gün cayır cayır yanan bütün ateşleri söndürücek kudrette. (kumsalda oturup onu sevdiğimi söylediğim gün)
ve bir mesaj geldi. titredi tüm vücudum. -
16.
0-gidince okey oynayalım falan dedi.
kız sakat hani zaten kıramazsınız kızı cok tatlı amk
- tamam dedim
sevcanı bana hatırlatması oynadığımız oyunun
"kumarbazın sözüne güven olmaz" demesi
okey oynarken karşıma geçip saçlarını savurması
saçlarından ayrılan her koku tanesinin solunum yolum ile
ciğerlerime dolmasını hatırlattı.
beni aldattığı ikinci gün, özledim.
teni bana ait olmayan bir sevgilim vardı.
derimin altındaki hücreler, hatta atomlarıma kadar nefret etmem gerekiyor iken..
sanırım hâlâ delicesine seviyordum...
tanrıya öfkem bu yüzdendi belki sevdiklerimi bir şekilde
alıp zütürüyordu benden. belki de kime aşık olucağım
konusunda benim tek bir fikrimi almadan, kalbimi bir ona,
bir buna çevirmesi. kalbimi çevirdiği herkesin beni aldatması.
gerçi sanırım kime aşık olmak istersin deseydi,
"sevcan" derdim.
sevcan...
hayatımın büyük bölümü yalnızlıkla geçti.
kalan bölümü aldatılmalar, terk edilmeler ile,
kalan o küçücük bölüm ise sarhoştum, hatırlamıyorum...
- özge diye bir kız var onu çağrıyım mı dedi
sevcandan sonra -çok geçmese de- bir kızla okey masasına
oturmak garip geldi biraz.
- olur dedim
yüz kaslarım istemsizce titriyor,
aşık olanlara ibret-i alem oluyordum.
oldukca, ölüyordum.
- ben mi kalkıp çağırayım dedi
haklı amk. nasıl utandım ya.
- nerde oturdugunu söylemeni bekliyodum dedim
- güzel kıvırdın dansöz olsana sen dedi
- para takcan mı göğsüme dedim
- takarım sen yeter ki kıvır dedi
kücük komik espiriler yaptıktan sonra adresi verdi
adres dedigim yan ev amk
gittim. kıza
- tugçe seni çagırıyo dedim
gittiğimizde tuğçe "ommmm" yapıyodu gözleri kapalı -
17.
0yaz oldugu için ve temmuz oldugu için hava daha da sıcaktı
yani sabah bikinisiyle duruyordu karşımda.
bende yaz oldugu itibariyle kimseyle cinsel münakaşada bulunmamış
(gerçi kışdada bulunmadım ki amk)
masturbasyon yapmamış,
içimdeki canın gözlerimde yaptıgı etkiyle
asumanı dahi adriana lima kırığı gören bir genctim ve
ne yalan söyliyim bikinisiyle görünce onu
hafif bir kıpırdanma oldu bende.
yutkunuyorum. gözümü amından göğsünden alamıyorum
1.74 boylarında balık etli dolgun dudaklı
acaip gibişiceğini tahmin ettiğim
bir akrabam idi. ama elimden geldiği kadar
kanımın son damlasına kadar savaşmaya hazırdım
cünkü çirkindi laan.
- cok komikti de benim biraz moral bozuktu o yüzden dedim
- o yüzden mi gülmedin tahmin etmiştim dedi
tebessüm ettim.
- ee gelcen mi kahvaltıya bize dedi
- yok sağol dedim
eve vardıgımda teyzem odamda birikmiş biraları
salona çıkarmıştı
- bunlar ne dedi
- bira dedim
- sen kaç yaşındasın dedi
- 18 ime girdim, genç kendi isteklerini kendi yapabilcek yaşa gelmiş bir bireyim dedim
eniştem lafa girdi
- senin bireyligin adamlıgın bira mı dedi
hemen peşimden teyzem
- bu biraları kaldır zütür dedi
yazında bira şişelerini satmak paralıydı amk.
ama 18 yaşında herifin gidip bira sisesi satması ne kadar akıl karıydı?
muamma.
sokaktan bir kaç çocuk çevirdim
anlaştık
%70 i benim kalanı onlarındı.
zaten tanesi 25 kurusdu
sigara paramın 10 da birini bile karşılamadı. hepsini cocuklara bıraktım bende -
18.
0reserve
-
19.
0ya beyler aslında kötü yorumları hiç sevmiyorum. okumayan beğenmeyen varsa gibtirsin gitsin. bilgisayarını ele geçirip açtırmadım başlıgı. neyin derdindesiniz lan
edit: bu günlük bu kadar. kendinize iyi davranın -
20.
0oysa dudaklarımda yanık türküler yerine dudakları,
elimde kıçı kırık bira yerine elleri
gözlerime de yerleşen yaş yerine, gözbebekleri yerleşmeliydi.
oysa öyle bir sevmiştim ki
o benim en şa-şalı dönemim,
yağmurdan sonraki toprak kokum,
gökkuşağım,
ibadetim,
huzrum..
hüznüm..
herşeyim.
saat 6 da kalkıp tekrar beklemeye koyuldum
tekrardan günü birlik gelenlerin
"ne yapıyo bu salak burda?" bakışlarıyla karşılaştım.
her duran arabadan o iniyormuşcasına sevindim
her defasında inmediğini gördükce kırıldım.
saati öyle yada böyle 7.30 edip geri döndüm.
tekrar aynı yerden gittim. çünkü bi yer daha var ama
orda köpek dolu. zütüm yemiyor
gittiğim yerde de bir köpek var ki, illallah.
tekrardan saatin 7.30 unda hırladı köpek
- nasılsın dedi
- kötüyüm asuman hergün sorucan mı dedim
- iyi olmanı bekliyorum dedi
- iyi olmam ben bu saatten sonra. dedim
- olursun dedi
- olmam dedim
- gel sana bişi anlatim belki gülümsersin falan dedi
kayıgın etrafına kurulduk. popomu yasladım. o da oturdu kayığın üstüne
- ben şimdi istanbulda arkadaşlarla bir kafeye gittim. sırtıylan oynadım tahrik oldu döndü bana "ya asuman yapma sen öyle bir kız değilsin ama simdi surdaki kıza saldırıcam" dedi, dedi.
sonradan saçma salak bir kahkaha patlattı.
o an anlamak istemesem de anladım ki kezbanın amı sular seller içinde kalmış.
ama ben gibmicem. gibemem, ya da giber miyim?
akrabam lan o benim.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 08 01 2025
-
senin derdin ders çalışmak değil
-
yksde 1 milyonuncu olmuş birinin
-
chatgptye apo hain midir diye soruyorum
-
nerde o eskiden sex purna hikayesi yazanlar
-
telegramda her kitabin pdfsi var
-
bi uykumuz vardı onuda
-
benim beddualar tutar 2016 da bahiste
-
şaftı kaymış merzifon eşeğii
-
madem tivanx sin
-
ulam bir meme la
-
gwanypline cami say lan orosbunun cocgu
-
alfa kuşağı
-
geypelin niye hep sozluktesin dostum
-
fakir adam da alkol sigara içmesin amk
-
evlat diye kucagina aldigin
-
goriller insan olursa ne olur
-
kadin dovmek
-
neden tüm muhalefet birleşip erken seçim mitingi
-
nba deki kiss cam
-
alalhkn fotosu bende acilmafi
-
mecidiyeköyde gibtiğim inci yazarı
-
jose morarinyo
-
arap milleti üstündür arap milleti allahtır
- / 1