1. 126.
    0
    hikayende rus, iskandinav falan var mı yoksa okumam
    ···
  2. 127.
    0
    hadi artık devam et amk
    ···
  3. 128.
    0
    ben çok küçüklükten beri giderdim o yazlığa.
    çevrem genişti yani anlıcağınız, biraderler, ahpaplar.
    oguzhan benim birader gittim yanına
    - bu kız kim dedim
    - kuzenim dedi
    - adı ne dedim
    - sanane olum dedi
    haklı adam amk. kuzenine sarkıyoruz. yüzü hafif lizayı andırıyo
    düz saçları, uzun bacakları, 1.75 e yakın boyuyla beni benden aldı.
    - tamam eyvallah dedim
    biz denize gircez falan dedi. gibtirip gittikten sonra
    serdarın yanına gittim. yaklasık 15 senelik arkadaşım.
    deryayla küsüm, meryemle beni sevdigi konusunda anlaşamadık konuşmuyoruz
    diğer kızlarla az buçuk işim düşünce mesaj atıyorum.
    hayat bana güzel anlıcağınız.
    - oo kankam, oo biraderim triplerini geçtikten sonra
    onu, kıza yakınlaşmak için denize girmeyi ikna ettim
    girdik. girince oguzhanın yanına gittik.
    kız selam dedi
    öküz serdar a.s diye atlarken
    - merhaba diyerek cool biriyim havalarına girdim
    o gün beraber oynadık denizde. 3 abaza 1 kız
    adını sordum
    - sevcan dedi.
    - seni tanıyor muyum dedim
    - sanmıyorum dedi
    - birisine çok benzettim dedim
    - kime dedi
    - boşver dedim. (lizaya tıpatıp aynısı.)
    öylece kapandı konu. denizden çıkarken serdarla of bu kızı ne giberim
    neler yaparım abo diye düşünüp, lizanın km lerce uzakta
    beni beklediğini unutmuştum.
    ···
  4. 129.
    0
    yaklaşık lizayla 2.5 senelik birlikteliğimiz vardı.
    cinsel birşey yaşamadık. zaten hayali bir arkadaşını gibmeye çalışmak
    bursadaki herifin ördeği gibmesi gibi bişey.
    yahut soda şişesine oturup ölümü beklemek.
    ertesi gün kız kumda balerin hareketleri yapıyordu,
    oguzhan yanında olmadığı için gitmek ne kadar doğruydu bilmediğimden
    sahile inip çay bahçesine oturdum.
    o da beni görünce merhaba tarzında elini kaldırdı
    bende kafamı öne eğip selamımı verdim
    oguzhan serdarla bir geldi ve sevcanla konuşmaya başladılar.
    ben çay bahçesinde gibik gibi sap sap bekliyorum.
    yanlarıan gitmeye cesaret edemedim
    serdar geri dönerken bende pesinden kosup atıldım boynuna
    - naber napıyosun falan dedim
    ama gibimde deil yani serdar. geri dönerken bende kızın yanına gitmek istiyom.
    gitti, dışarı çıkmadı amk.
    bende eve döndüm.
    meğerse başka bir kapıdan çıkıp sahile dönmüş. ya da ben
    eve dönünce sahile dönmüş çünkü su içip evden sigaramı alıp,
    sahile dönünce serdarıda sahilde gördüm
    ama benim evdeki işlerimi yapana kadar onun sahile dönme olayı, imkansız gibi bişey.
    ya zütüne motor takıp uçucak, ya da arka bahçeden gidicek
    bende sahile indim. sigara yaktım denize karşı, çay bahçesinin duvarlarında oturdum.
    bunlar konuşurken sevcan geldi
    - sen neden gelmiyorsun dedi
    - herhangi bir davet gelmedi bana dedim
    ···
  5. 130.
    0
    - gel istersen dedi
    - isterseniz gelirim dedim.
    - ben gelmeni istiyorum dedi
    sırtını döndü giderken elini bel tarafına zütürüp gel gel işareti yaptı
    zütündeki kısa şhortu dikkatimi çekti
    bir yanda amerika bir yanda ingiltere bayrağı vardı
    peşinden gidince oguzhan sevcana bunu neden çağırdın diye fısıldadı
    duydum amk. nasıl zoruma gitti.
    - telefonu çıkarıp mesaj okurmuş gibi yaptım
    - neyse ben döniyim dedim
    - kal falan dedi sevcan
    - yok ya işim var dedim
    - kal olum dedi oguzhan da
    - peki dedim gönülsüzce
    - ee napıyoruz konusu tartışıldı
    herkes denize girelim, çay bahçesinde oturalım, bilmem ne yapalım derken
    ben yürüyüşe çıkalım dedim
    tekirdağda aşıklar tepesi var beyler belki bilirsiniz.
    o aşıklar tepesi hiç aşıklar tepesine benzemiyo amk
    çim toprak bide cam kırıkları, belli ki dayılar akşam demleniyo orda
    bira şişelerini kırıyolar gidiyolar
    yani terliksiz gitmek pek mantık işi dğeil ama yürüyerek
    gittiğimizden dolayı mecburi bir şekilde terliksiz gittik.
    arada bir muhabbet dönüyo 3 ünün arasında
    sevcanda sustukları zaman sen neden konuşmuyorsun diyo
    - siz konusun diyorum
    önüne dönüyo. tekrar muhabbet sende bize katıl falan diyo
    ama konusurken ben millete bakıyorum. hani oguzhanın dediğine
    zaten sinirim beynime vurmuş. yukarda güneş
    sağa sola bakıyorum millet bişe dese atarlanıcam.
    18 yaşımdan da gün almışım 25 haziranda.
    büyümüşüm yani.
    bir iskele vardı kaptan bilmem ne diye. kapısını açık gördüm. havanın sıcaklığından
    cıktım kosa kosa atladım.. ama nerden bilebilirdim alt tarafının taş oldugunu
    ···
  6. 131.
    0
    balıklama daldım amk. hem kıza hava atıcam hem serinlicem diye
    yüz üstü daldıgımdan kafamın arka tarafını çarptım. kanadı
    birde derinmiş. eskiden yıkılmış köprü
    tekrar yapmışlar. kayalar alt tarafta kalmış ve anlamsız bir derinlik oluşmuş.
    kafamı tutuyorum. çıkamıyorum falan. gözlerimi kapadım
    lizanın yüzü geldi gözlerime. bir cesaret ile tek elimle kafamı tutarken
    tek elimle boğulmaktan kurtulmak için yukarı doğru çırpınıyorum.
    1 dakika falan boğuştuktan sonra denizle yukarı çıktım
    deniz bana hiç mi hayırlı gelmez amk
    iskelenin yan tarafında çıkmak merdiven var ordan iskeleye çıktım
    sitenin özel iskelesi oldugu için kokoş karılar yatmış güneşleniyordu
    su damlattım bir kaçının üstüne istemsizce
    - napıyorsun be sen burdan mısın diye ötmeye başladılar
    lan kafam kanıyo annesi gibik ne diyon
    hiç birini cevaplamadan. yürümeye başladım ama harbiden kanıyo kafam amk
    cıktıktan sonra onlara baktım.
    yoktular gitmişlerdi. bende eve doğru yürümeye başladım
    kafamı elimle tutuyorum ama durmuyor kan. açılmış yani kafam
    eve gittim. teyzemlerle kalıyorum evde pansuman falan yaptılar
    beyinde ne kadar çok kan oldugunu anladım amk
    kanı bir şekilde durdurdular bende içeri geçip yatağa uzandım
    bir kaç saat uyumuşum. iyi beyin kanaması geçirmemişim
    yoksa ölürdüm amk uyuyakaldığımda
    sonra teyzem uyandırdı beni. kalk oglum arkadaşların geldi falan
    - nerdeydin dediler
    - kafam yarıldı uyudum bende dedim
    - bişey oldu mu falan dedi sevcan
    kafam yarıldı amk salağı daha ne olucak
    - yok olmadı iyiyim dedim
    - biz sen gelirsin diye yürümeye devam ettik kusura bakma dediler
    - sorun değil dedim. yolladım amk cocuklarını
    ···
  7. 132.
    0
    hepsinden beni yalnız bıraktılar diye inanılmaz derecede tiksindim.
    kafamın yarılması stresiyle sigara üstüne sigara yaktım çatı katında
    teyzem geldi. burda çamaşırlar var napıyosun sen diye bir fırça kaydı bana
    aşağı indim kapı önünde sigara içerken sevcan geldi
    merhaba demeden konuşmaya başlayınca telefon kulağında oldugunu anladım
    konuşmayı aynen yazıyorum;
    - hayır babamın oraya yerleşmicem
    - ya anne istemiyorum.
    - tamam anne görüşürüz
    - tekirdağdayım anne
    - bilmem ne sitesinin ordayım ( reklam yok )
    - tamam anne sende kendine iyi bak
    - görüşürüz
    selam verdi başıyla bende selam verdim gitti
    gittikten hemen sonra geri geldi
    - akşama bişeyler yapalım mı dedi
    okey oynamak yazlıklarda çok modadır hatta
    bizim yazlıkta okey, tavla turnuvası falan yapılıyordu
    - okey oynuyalım dedim
    bende küçüklükden beri okey oynadığım için ıstakanızdaki bütün taşları çalarım
    el bittikten sonra aa taşlar nereye gitmiş lan dersiniz
    - okeylendi. ben oguzhana söyliyim sen serdara söyle dedi
    serdara söyle diyince içimde hafif bi burukluk oldu
    kıskandım amk
    neden özelikle serdar diye düşündüm.
    gittim serdarı çağırdım. böyle böyle dedim
    akşama doğru okey oynamaya hazırlandık.
    dondurmasına dedik. ben oguzhan eş
    serdar sevcan eş di.
    yine içim hafif bi kıskançlıktan gıdıklandı
    ···
  8. 133.
    0
    akşam oldugu için saat de 12-1 arası oldugu için ev halkı
    uyumuştu onların, sevcan ve oguzhan aynı evde yaşıyolardı
    kuzenler amk.
    anneleri halime abla hadi yarın oynarsınız çok ses
    çıkıyor diyerek hafifden gibtirin gidin dedi
    çıktık evden. serdarlada bira tokuşturucaktık lakin
    babası gelip onu eve çağırdı
    bende eve gidip yatağa uzandım. gözlerimi kapattığımda
    yatağıma yattığımda ve kafamı yastığa koydugumda
    genelde liza hep sarılırdı bana.
    onun ekgibliğini yaşadım. uyuyamadım bir süre
    gözlerimi kapattıkca kıskandığımı, sevcanın güldüğünü
    düşünüp kalbimi kendi kendime gıdıkladım.
    gıdıklandıkca icim saçmalama olum dedim kendi kendime.
    lizan var senin, yapma böyle şeyler.
    düşünme. uyu evde o bekliyor seni dedim
    o gece gözlerimi kapattığımda liza değil sevcanın yüzü geldi gözlerimin önüne
    sevcan girdi hayallerime, onunla el ele tutuşuyodum,
    onu öpüyordum. ona sarılıyordum.
    dediğim gibi çok fazla uyumayı sevmeyen biriydim. dolayısıyla
    sevcanı düşünmekten de o gece baya geç uyudum
    sabah 10 gibi kalktım. kahvaltımı yapıp, dişlerimi fırçaladım
    sahile indim. sigara içiyorum
    o sırada geldiler sevcanla oguzhan
    - okeye devam edelim mi dediler
    - müsaitseniz olur dedim
    - serdarıda çağıralım dediler
    - olur dedim
    gittik serdarı çağırdık. arka bahçeye masa çıkarttım
    tek başıma. hiç bir huur cocuguda gelip yardım etmedi
    okey masasını kurdular. oturduk oynamaya başladık.
    oguzhan ben serdar sevcan
    ···
  9. 134.
    0
    ben bir iki taş çalmayı amatörce yaptım bilerek fark etsinler diye
    ıstakada 17 taş ile bittim
    aa sen taş çalıyosun triplerine girdiler
    tamam çalmıcam diye ikna ettim onları.
    - bilemiyorum "kumarcının lafına güven olmaz" dedi sevcan
    çalmadım ama harbiden
    yenildik. dondurma aldık onlara. serdar ile sevcan yediler.
    ulan ben yine kıskandım amk.
    cornet almıstım onun kapagını aldı cebine koydu
    - bunu asla unutmucam dedi
    kücük gülümsemeler oldu. yine okey başına oturduk
    yapıcak başka birşey yoktu
    sıkılınca bizim orda yeni yapılan bir ev vardı. orada inşaatcıların birinde köpek vardı
    yavru kurt. onu gezdirelim dedim
    - olur dediler
    gittik köpeği ben istedim. vermedi ak
    kız gidip isteyince verdi ama cok fazla güneşte durdurmayın dedi
    ak salağı yazlıktayız nasıl güneşde durdurmayalım
    tamam diyip köpeği bana emanet edip sevcana verdi
    neden inşaatcı oldugunu kanıtlamış oldu
    gezdiriyorduk. sevcan gezdirirken köpeği yanındaydım.
    bir 10-20 dakika sonra gezdirirken benim serdarın çişi geldiği için
    tuvalete gitti. bizde evin önünde beklerken ben tasmasından tuttum köpeğin.
    ellerimizin arasında var 3-4 santim.
    allahım, diyorum, allahım eli kaysın ellerime düşsün elleri..
    -hayır ben tutucam dedi
    - hayır ben diye tartışmaya başladık.
    tartışırken ulan deniz gibi asılmasın dudağıma dedim boşa dayak yemiyelim
    eli elime değsin kâfi.
    ne o elini getirdi, ne ben zütürdüm. köpekle gezmeye başladılar.
    eli elime değmediği için onun verdiği moral bozukluğu ile
    geçtim ben çay bahçesinde oturup sigara yaktım
    bir de çay söyledim. onlar köpeği gezdirdiler
    akşam oldu. geldiler köpeği zütürdüler
    bıraktılar. nerdeydin diye sordular.
    - canım sıkkındı dedim
    yemek yedikden sonra sahile indik.
    konuştuktan sonra hadi gezelim diye bi fikir attım ortaya ben
    serdarın da morali bozuktu.
    neden bozuk oldugunu sordugumda arkadaşım dayak yemiş onun için demişti.
    ···
  10. 135.
    0
    kalktık yürüdük. bir iki şebeklikle kızı güldürdüm. serdarda güldü
    serdarın sırtına zıpladım. ölüyodu amk
    sonra oguzhanla serdar sırtıma zıpladı ikisinde taşıdım
    sevcan ben arkada onlar önde yürüyor.
    konuşuyoruz sevcanla
    hafif sallanarak yürüyemeye başladı.
    havada soğuktu. üstümdeki hırkayı çıkardım sevcana verdim.
    sevcanda üstündeki oguzhana vermişti. böylede aptal bir cocuktu oguzhan
    hafif sallanarak yürüyünce eli elime çarptı.
    duraksadım. herşey bir anda durdu sanki,
    dalgalar, kıyıya daha nazik davranıyor,
    yetim çocuklar annelerine kavuşuyor,
    tanrı sokaklara inip bütün çocukların başını okşuyordu.
    herşey, daha renkliydi.
    herşey, daha lezzetliydi. liza sevcan ile oldugum
    tüm zamanlarda aklımdan cıkmış,
    duygularım sevcandan köşe bucak kaçmaya başlamıştı.
    ama ne yarar? sevcan sonunda duygularımın hakimi olmuştu.
    duraksadım.
    - ne oldu diye sordu sevcan.
    cevap vermeden biraderlerin yanına gidip soru sormaya başladım
    "en pişman oldugunuz an nedir?"
    aslında soruyu sormamın amacı en sonunda soruyu bana sormaları ve
    soruyu cevaplamam idi.
    -en pişman oldugun zaman nedir diye sordum oguzhana
    gibimsonik birşey söyledi, hatırlamıyorum
    serdarada aynısını sordum.
    onun dediğinide hatırlamıyorum.
    - sevcana sormadım.
    - bana sormucak mısın dedi sevcan
    - en pişman oldugun zaman ne zamandır dedim
    - benim pişman oldugum bir an yok, herşeyi istiyerek yaptım dedi
    biraz vakit geçtikten sonra
    - peki senin dedi
    - ne benim dedim
    - en pişman oldugun zaman dedi?
    - elime değen eli tutmamak veyahut tutamamak dedim.
    az önce uğruna bin askerin şehit olacağı ellerinin elime değdiğini ima ederek.
    ···
  11. 136.
    0
    tekrarladı.
    dudaklarına değdi, dudaklarımdan sekip kulaklarına varan cümlem.
    tüm kelimeler yeni bir anlam kazandı.
    nice varlıklar, yaşamlar kaybolmuştu aşk uğruna.
    nice ölü vardı, sayısız yaralı, sayısız berduş, serseri, hali harap.
    nice dermanın tek şişede bulunduğu içki şarap ellerinde
    gökyüzüne bir küfür ediyorsunuz, yankılanıp size çarpıyor
    kutsal aşkın ağzından yere dökülen kelimeler.
    az da canım yanmamıştı aşktan halbu ki.
    kendi kendime kaşınıyordum. istiyerek gözlerine bakıyordum!
    acıyacağımı bile bile istiyordum onu.
    cok gecmeden geri dönmeye yeltenmiştik.
    zaten aileside geç oldugu için sevcan ile oguzhanı cağırmaya gelmiş,
    geri döndüğümüzde buldular.
    tekrar serdarla bira tokusturma sözü vermiştik
    yine bazı yalanlar söyliyip (yalan oldugunu anladım)
    kaçtı. asumana gittim.
    anlattım böyle böyle bir durum var diye.
    galiba seviyorum ben onu falan diye.
    -konusurum ben onunla dedi.
    dünyalar benim oldu amk
    tekrar çıkmadılar evden. bir yarım saat izledim onu evden
    gülüşünü seyrettim.
    gecede yankılanan kahkahasına şahit oldum.
    perdeyi düzeltirken göz göze geldik. elimde sigara
    elini ağzına zütürdü benim yaptıgım gibi. at onu dercesine
    bir hareket yaptı. daha derin çektim sigaramı
    daha derin üfledim,
    havada buz denizin hemen kenarında oldugundan.
    geceleri soğuk oluyor. o sogukda onu izledim.
    eve gittim. uyumaya çalıştım,
    uyudum. rüyamda gördüm onu.
    ···
  12. 137.
    0
    hafiften kırılmıştı gökyüzü yüzünü göğe kaldırınca,
    bir kadının güzelliğini kıskanan afilli bir huurnun dualarını kabul eden gökyüzü.
    hafiften kırılmıştı gökyüzü.
    yer tümsek, yer kan, yer ölüm.
    hafiften kıvrandı bütün cesetler ayaklarımın dipnoktasında.
    bir ölümsüz ben kalmıştım bu topraklarda, bir aşk..
    elimi kaldırdım sonra. parmağımdaki soğuk,
    bileklerimi bağlıyan zincirimsi alyansı gördüm. ürktüm önce
    elimi kaldırdım sonra.
    2 ye yarılmış gökyüzünün ardından bir el uzandı,
    tutmadım. tutamadım.
    bir ses yankılandı gökyüzünden.
    "keşke tutsaydın eline değen eli, tutabilseydin."
    kan ter içinde uyandım.
    bu yazlıklarda bir salon vardı. salondan içeri girince bütün odalar gözüküyodu
    salonla odaları birleştiren kapıda gıcırdıyo ak
    dışarı çıksam millet uyanıcak. ama deli gibi de nikotin cekiyor canım
    dışarı çıktım kapı gıcırdıyınca teyzem ayaklandı
    - nereye dedi
    -hava alıp gelicem dedim
    - geç yat zıbar dedi
    - teyze hava alıcam işte diyip sigara içicem gibisinden bir el hareketi yaptım
    - git ne tak yiyorsan ye dedi.
    dışarı çıktım.
    dışarı çıkınca sevcanın sesini duyar gibi oldum.
    fakat cok gecmeden bir erkek sesi daha duydum
    kafamı pencereden dışarı cıkardım. sevcanı gördüm
    fakat bir gölge daha vardı.
    ···
  13. 138.
    0
    iyi geceler beyler
    ···
  14. 139.
    0
    panpa amk çok iyi yerlerde bitiriyorsun tam bi televizyoncu tipi sezdım sende
    ···
  15. 140.
    0
    kafamı çıkarınca sevcanın yanındakinin oguzhan oldugunu gördüm
    konuşmaları duydum az cok.
    s: sen istanbula gidince o msn fotoğrafını kaldır babam görürse öldürür dedi sevcan
    o: sen gelmicek misin dedi oguzhan
    s: gelmicem. biraz daha burda kalıcam dedi
    o: ben nasıl gircem senin pc ye dedi
    s: ben sana usb vericem ondaki fotoları almak için dersin, babamdan izin alırsın dedi
    o: tamam hadi gidelim dedi
    şimdi aklımda uzun zamandır olmayan "?" işaretleri ile kaplanmıştı
    msn de ne fotoğrafı vardı?
    babasının görmemesi gerekiyorsa cinsel bi fotoğraf mıydı?
    cinsel olsa oguzhana söyler miydi?
    gecenin bu vakti evde konuşmadıklarına göre cinsel olabiletesi vardı
    hiç bişey duymamış kapıyı açıp sigara içmek için dışarı çıktım
    onları görünce elimi kaldırdım.
    sevcan bir endişeyle geldi yanıma
    - uyanık mısın diye saçmaladı
    - hayır uyuyorum dedim
    uf be slk .s.s triplerine girdikden sonra
    - ben sana at demedim mi elindekini dedi
    - onu attım zaten dedim
    - ne zaman dedi
    - bitirdikden sonra dedim
    ···
  16. 141.
    0
    tekrardan uff be slk .s.s triplerinden sonra iyi geceler dedi
    hani rüyalarda bilirsiniz ya o el kimin
    sima olarak tanımadığınız suretlerin bile kim oldugunu bilirsiniz aslında
    öyle bişeydi. o el sevcanın eliydi. elinde sımsıcak bir alyans.
    - ellerine bakabilir miyim dedim
    - ne için dedi
    bakamadan oguzhan geldi
    - hadi gidelim dedi
    ya sen nasıl bir oropsu cocugusun birader. bir kerede burnunu sokma amk
    - tamam dedi sevcan
    iyi geceler kısmını atlattıktan sonra bir kaç sigara daha yaktım
    sonra bir tane daha, sonra bir tane daha..
    paketin dibini gördükden sonra denize karşı
    ve tabii ki gökyüzünü güneşden daha anlamlı, hüzünlü bir o kadarda güzel aydınlatan
    mehtaba karşı.
    uzun uzun düşündüm. lizayı düşündüm
    ne yaptıgını düşündükden sonra. uyumuştur herhalde diye
    gibtir et dedim kendi kendime ve sevcanı düşünmeye başladım.
    sigara bittikten sonra kumsala uzandım.
    uyuya kalmışım. sabah köpek havlamalarıyla uyandım
    - iyi köpekler ağzıma yüzüme sıçmamış dedim kendi kendime
    fakat saçım yüzüm her tarafım kumdu
    kıyafetleri çıkarıp don ile denize girip temizlendikden sorna
    eve geri döndüm. duş aldım
    tekrar uyumaya koyuldum fakat uyuyamadım sevcanı düşünmekten
    köpeği tasmasından tutarken ellerimizin o kadar yakınken,
    kilometrelerce uzak kalmasını.
    ellerinin ellerime ilk değişini
    geceyi aydınlatan kahkahasını,
    o züt tarafında amerika ve ingiltere bayrağı taşıyan shortunu bile
    düşündüm amk.
    düşünürken uyuyakalmışım tekrardan.
    teyzemin dürtmesiyle uyanıp kahvaltı yaptım. dişlerimi fırçaladım
    rutin sabah işlerimi tamamladıkdan sonra onların evini tam karşıdan
    gören bir yere sandalye koyup uyanmalarını bekledim
    uyandıkdan sonra dışarı çıkmalarını izledim, önde sevcan
    terliklerini giymesini izledim
    saçlarını düzeltmesini izledim
    bana doğru yürümesini izledim
    gelirken gülmesini izledim..
    ···
  17. 142.
    0
    aşk; nostalji idi.
    siyah beyaz filmlerde akan gözyaşı gibi..
    aşk; uzun bir yolun dipsiz bir çukurun dibi idi.
    yolunu kaybetmiş bir tanrının çığlıkları gibi.
    hiç birimiz aynı değildik. bir kadın gayet rahat ağlarken
    bir erkek ağlıyamazdı. oysa kadınlar hep daha güçlüdür, inanın.
    duygularını daha iyi saklarlar. giderler,
    çok uzun bir yola giderlerde, dönmezler.
    geldikden sonra
    - denize girelim mi dediler
    - olur dedim
    - serdarı çağırıcak mıyız dediler
    - siz bilirsiniz dedim.
    - 3 evetle çağıralım oyu birinci geldiğinden çağırdık.
    çağırmak istiyor muydum, hayır
    ama onlar çağıralım dediği için ve sözde en iyi en uzun ömürlü arkadaşım oldugu için
    bende evet demek zorunda kalmıştım
    denize girdik.
    top vardı küçük. onunla oynamaya başladık
    top oguzhanın tarafa gitti. sevcanla oguzhan topu almak için
    koşturdular. en sonunda oguzhan aldı fakat
    oguzhan birden sevcana sarıldı.
    sevcanda ona sarıldı, kafasını bana çevirdi.
    ben onları izliyedurdum,
    izliyekaldım,
    izledim işte amk. hiç birşey yapamadım izledim onları öyle
    belki de sevdigim, kesinlikle hoşlandıgım kız bir başkasının
    -kuzeni de olsa-
    kollarındaydı.
    zor bir durum beyler. 2 sevdiğim kız beni bir çok kişiyle aldattı fakat
    sadece duymuştum. görmesi acaip oluyormuş, çok daha farklı
    onlar ayrılana kadar gözlerimi kapattım
    - evet hadi devam sesiyle açtım gözlerimi.
    ayrılmışlardı. pekde uzun ömürlü bir sarılma değildi fakat
    bin asır gibi gelmişti o göz yumuş bana..
    ···
  18. 143.
    0
    denizden bir şekilde kurtulmak isteyip.
    kızın da pek hoşnut kalacağı bir teklif yaptım
    "hadi voleybol oynuyalım"
    sevcanın baskıları üzerine serdar ve oguzhana pek söz kalmadı
    ve dışarı çıkıp, sevcanın voleybol topunu getirmesini bekledik
    cok gecmeden getirdi ve oynamaya başladık
    sevcanı kucağına alıp denize atma mevzusu çıktı
    burayı yazsam mı diye cok düşündüm bazıları
    kendini övüyor kesin eziktir diyeceği için fakat
    aralarında en yapılı ben oldugum için sevcanı kaldırma işi bana
    kaldı. makaraydı fakat kaldıracaksın. diye üzerime geldiler
    strese girdim amk.
    voleyboldan sıkılıp tekrar denize girme kararı aldık.
    ama deniz kucağa alınıp denize zütürülme işini sevmediği için
    koşarak gitti eve bikinisini giydi
    benim zaten deniz shortum üstümde amk
    ama bi sigara almaya eve gittim. sahile bırakıp denizden cıktıktan sonra
    içicektim.
    eve gidip döndüğümde oguzhan yolumu kesti
    - kucağına alıcak mısın onu dedi
    beyler aklım gitti amk. öldürürdü herif alıcam deseydim
    - yok ya boşver kızda istemiyor zaten diyip
    yan çizdim
    - kucağına al yoksa döverim seni dedi gülerek
    omzumada hafif geçirdi. hissetmedim o kadar hafifdi amk
    - tamam birader dedim
    oguzhanı yolladım. sevcanı ve serdarı kumda gördüm.
    serdar sevcana su atıyordu. huur cocugu işte
    koşarak sevcanın yanına gittim o da koştugumu görünce denize kaçtı
    ama benden kaçar mı? aldım kucağıma zütürüyorum denize
    kucağıma aldım onu.
    yüzüme baktı, bende onun yüzüne baktım
    bir güldü...
    kansersiniz, ölüm döşeğindesiniz ve bir doktor geliyor
    bütün hastalığınızı alıyor..
    zütürürken tokası düştü. ciyakladı tokam düştü diye
    biraz daha ileri zütürdüm
    - burnunu tıka dedim
    - sokma suyu dedi
    - tıka dedim
    tıkadı beraber suya girdik cıktık
    sonra tokayı aramaya başladık.
    tokayı ararken denizde bir demir buldu
    koluma vurdu demirle. demir amk canım yandı bide cıplak kol
    - neden vurdun simdi dedim acısını hissettiğimi çaktırmadan
    bir tane daha vurdu
    - ilki tokamı düşürdüğün, ikincisi beni kucağına aldığın içindi dedi
    ···
  19. 144.
    0
    hoşgeldin panpa reserved
    ···
  20. 145.
    0
    ben kızı binbir zahmetle kucağıma almışım kız gelmiş
    bana vuruyor amk
    - öyleyse
    dedim denizin altına girdim bacaklarından cekip suya soktum
    suyun içinde demiri sallamakta zor oldugundan
    erkek gücümle elindeki demiri aldım ve kıyıya fırlattım
    ( taa anasının amındayız gittiği kadar)
    o günü öyle bitirdik akşam yemeklerinde sonra
    kumsalda buluşmaya sözleştik.
    kumsalda buluşunca ateş yaktık,
    bundan önceki sevgililerimizi,
    cektiğimiz acılarımızı,
    en özel sırlarımızı,
    dertlerimizi,
    düşüncelerimizi,
    özlemlerimizi,
    eskiyi yâd ettik.
    bir süre sonra muhabbet iyice arabeskleşince
    ve minik çaplı müslüm gürses mırıldanmaları dolaşınca
    ağızlarda oguzhan ve serdar bira almak üzere
    markete gittiler. o sırada biz sevcanla konuşurken
    - bütün sırlarını söylemedin dimi dedi
    - sende söylemedin dimi dedim
    - bilmem belki söylememişimdir dedi
    - bende söylememiş olabilirim dedim
    - söylesene bir tanesini dedi
    - ilk sen dedi
    - sen söyleyince söylerim dedim
    bu uzadı gitti.
    sonra neyle ilgili söylüceksin dedim
    - ilk sen söylersne senle ilgili bişey söylücem dedi
    - ben seni seviyorum galiba dedim.
    ···