1. 76.
    0
    evet beyler geldim. başlıyorum
    ···
  2. 77.
    0
    yalnızdım. yine en başa dönmüştüm. herkese yabancılaşmış,
    herkesden kaçan, konuşmayan, susmuş, su yerine alkol tüketen
    ve sonra içtiği alkolün asitini midesi kaldırmayınca
    tuvalete gidip varı yoğu herşeyini kusan o ergenlerden olmuştum.
    aşk masturbasyona benziyordu hayli.
    ilk başta hiç birşey yoktu ama gittikce daha cok sarılıyordun,
    daha cok istiyordun tek farkı sonunda akan şey sperm değil, kan idi.
    ve vücudunun her tarafını itinayla kaplıyan o duygu zevk değil, acı idi.
    kan..
    illa bileklerinden akması gerekmiyordu. ve yaşının büyük olması
    kücük olması bunlar sadece istatikdi.
    gerçek olan; aşk her yaşta aynıdır. acı ve yalnızlığın oldugu gibi.
    2 ay sonra mavi gözlerinden ilk defa kaçıcaktım gördüğümde..
    sesini ben hariç herkes duyucaktı artık.
    ona benden sonra bir başkası dokunucak,
    bir başkası uyanıcak belki de yanında..
    onu güler yüzünü bir başkası görücek..
    renkli gözlerinde, okyanus derinliğinde gözlerinde bir başkası kaybolucak..
    onu bir başkası üzdükden sonra güldürücek.
    bir başkası süprizlere boğucak..
    msn de benim adımın oldugu yeri, bir başkası çalmıştı..
    gönlündeki tahtım, imparatorlugum, krallığımı bir başkası fethetmişti.
    peki benim dokundugum gibi dokunabilir miydi tenine?
    öperken sırf gözlerimden korkmasın diye gözlerini kapatır mıydı..
    ağlamadım. ağlıyamadım.
    lanetler okudum, tanrı önce bize bir armağan sunuyor..
    biz onu açıyoruz ve içinden tam bizelayık bir bıçak çıkıyor...
    saplanıyor kalbimizin tam ortasına...
    eskiden varlığıyla neşeyle dolan kalbim, şimdi yokluğuyla hüsran...
    ölmek çare değildi elbet. toparlanmak lazımdı. ama nasıl?
    napıyo, enesi öptü mü, enesle mi yatıyo aynı yatağa?
    enesi de aldatır mı? diye düşünürken. selin mesaj attı bana
    - gecmis olsun diye.
    - sağol biliyor muydun dedim
    - hayır yeni öğrendim dedi
    - sağol dedim
    - ee napıcaksın dedi
    - dönmem ona geri dedim
    - belalı eski sevgiliyi oynamıcak mısın dedi
    - hayır dedim
    - ben burdayım istersen dedi.
    - biraz yalnız kalayım belki bende gelirim yanına dedim
    - bekliyorum dedi.
    birden bire selin bana doğru yamulmustu ama ben denizin acısından
    o mesajlardan bi anlam çıkaramadım. uyumaya çalışıyodum.
    uyuyamıyodum.
    bi söz vardır;
    kadınlar ve erkekler arasındaki farklardan en büyüğü
    onlar uyur, sen düşünürsün..
    ···
  3. 78.
    0
    düşündüm. yeni bi hayat mecburi idi, başka kızlar gelicekti
    aslında teselli için bir çok büyüğüme, abime gittim.
    hepsi ne kızlar gelip geçicek dedi.
    en sevmediğim şey bu amk. dıbına kodugumun salakları gelip geçicek de
    suan bu var. bunun acısını çekiyorum. neyin kafasındasınız.
    bide burç özelliğinden olsa gerek geçmişte pek inanmazdım ama
    yengeç burçları daha mozasist bir burç. kendine acı cektirmeyi
    pessimistliği hayat felsefesi edinmiş bir burç.
    yani diğer cocuklar gibi bir kızdan ayrıldıkdan hemen sonra
    "cokta gibime" diyip gezinen bir burç değil
    hafta sonu elbet bi şekilde bitirip, okulda kendimi düzeltirim.
    kızlar var falan diye kandırdım kendimi. gece mesaj geldi
    deniz mesaj atmıstı kendine iyi bak. yazıyordu
    kendine iyi bakmış. ulan huur cocuğu gidiyon
    hiç beklenmedik bir anda bir yumruk atıyon yüzümün tam ortasına
    sonra kendine iyi bak.
    bakıcam zaten diye yanıt verdim
    güzel dedi.
    yazmadım. ardından selin mesaj attı
    -gelmiyorsun sanırım dedi
    - yalnızsan gelirim dedim
    - yalnızım. dedi
    - geliyorum o zaman dedim.
    - bir kaç birada al öyle gel bari amk. dedi güldü
    - benimle konusurken küfür etme yahut benimle konusma dedim
    - etmem dedi
    ···
  4. 79.
    0
    - sana bir sır veriyim mi dedi
    - ver dedim
    - aslında biliyordum dedi
    - neyi dedim
    - deniz senden başka bir kaç kişiyle daha çıkıyodu dedi.
    bir değildi. bir kaç kişi? not found birkaç kişi amk
    - anlamadım dedim
    - cengiz ve erhanla çıkıyordu. enesle de cıkcağını söyledi ama sana söylememem için bana söz verdirtti dedi
    bi dakka ya? kız ordu kurmus amk diye iç geçirdim
    acım bir kac kisiyle daha aldatılmakdan dolayı biraz daha katlandı
    - denizin bize geldiğini biliyor muydun dedim
    - evet dedi
    - onlarada gidiyor muydu dedim
    gelebilcek mesajın "evet" olma ihtimalinden korkup
    - neyse tamam söyleme dedim
    yine de o mesajı gördüm..
    "evet"
    ardından pardon görmedim mesajını..
    ···
  5. 80.
    0
    - sorun değil bildigim daha iyi oldu sanırım dedim
    - üzgünüm dedi.
    huur seni. nesine üzgünsün lan? seni mi sevgilin bir orduyla aldatıp onları öptükten sonra
    senin eve gelip seninle öpüsüyordu? ve bundan habersizdin.
    - bende dedim.
    - yarın okula gelicek misin dedi
    - evet dedim
    - tamam ben yatıcam dedi
    iyi geceler dicektim. ama demedim
    - tamam dedim
    - iyi geceler dedi
    - sana da dedim
    uyudu. konustugum hiç bir kıza iyi geceler veyahut günaydın yazmamıstım.
    yazmamaya kararlıydım da.. (nedenini açıklıcam ilerki zamanlarda)
    chatroulette bir adamın arkası dönük südyenle yaptıgı striptize kanmıs gibi salak hisseddiyodum kendimi
    ertesi gün okula gittim.
    denizden kaçmaya calıstıkca hep gözümün önüne geliyodu
    istemsizce gözlerimi onu ararken yakalıyodum
    beyin bu amk kızamazsın ki
    selin geldi okulun bahçesinde arkamdan
    - ne yapıyosun bakim burda dedi
    her zamankinden farklıydı. normalde etek üstünde gömlek olurdu.
    makyaj yapıp saçlarını yapmazdı ama
    o sefer saçlarını maşalamıştı. hafifde makyaj yapıp
    üstünü başına da biraz ceki düzen vermişti
    10 numara 5 yıldız bi kız olmustu amk
    ···
  6. 81.
    0
    günler günleri kovaladı.. okul bitmek bilmedikce
    denize olan sevgim, onu gördükce ve beni aldattığını düşündükce
    yaptıklarına orantısız bi şekilde artıyordu.
    azalması gerekmiyo muydu lan? neden gittikce canım yanıyo
    ve gittikce ona daha cok bağlanıyodum
    oturuyordum okuldaki banklardan birinde
    deniz geldi karsıdan.
    sessiz sakince bakıyorum ona. ürperticek derecede belli etmemeye çalışıyorum
    ama kesiyorum kızı amk
    bana yakınlaştı, yaklaştı
    - arkadaş kalabiliriz dedi
    - gibtir git dedim
    yanlış yapma ihtimalim? olabilirdi.
    belki arkadaş olsaydık, yaptıgı iğrençliklere şahit olup ondan daha çok tiksinebilirdim.
    ya da özlemimi birşekilde atabilirdim kafamdan, gönlümden..
    selinle konuşmalarımız daha samimileşiyodu fakat sigara içiyordu
    beni baya itti bu huyu. 15 yaşındayım sigara içmedim hiç.
    denemedim bile dumanı oldugu yerden uzaklaştım
    ama birayı birkaç kez denedim. tabi çocukluk oldugundan
    asitine fazla dayanamadı midem ve denemelerimin sonucu hep fiyasko oldu
    kustum yani anlıcağınız
    15 günlük okul tatil gittikce yaklasıyodu
    o sıralarda kar yağardı, şimdiki gibi değil amk
    karın yağmış oldugu ve üstünden bir kaç gün geçip, bazı yokuşların buzlaştığı
    üstünde çocukların snowboard yaptıgı günlerden birgün. yağan karı izlerken
    - sigarayı bıraksana dedim seline
    - sen başla dedi
    - 15 tatilde bulusalım mı dedim
    - olur dedi.
    okulu bir türlü denizden kurtulup selinle yakınlaşıp bitirdim
    15 tatil geldi.
    selinle buluştuk. seline dert yanıyorum ben denizle ilgili
    cebinden sigara çıkardı. çok normal beyler
    o zamanlar sigara 5-6 liraydı amk.
    simdiki gibi evi arabayı satıp sigara almıoz amk.
    - yak bir tane dedi
    - yok sağol dedim
    yaktı. dumanını üflerken tahrik oldum
    - iyice yaklastım
    o da dudaklarıma üfledi dumanı.
    hava soğuk oldugundan dışarda pek fazla kişi yok. bizde sitenin cardağındayız
    - tamam o zaman ben bir tane alayım dedim. sırıttım amk
    dudaklarımızın arasında da öyle mesafeler yok
    hafif bir rüzgarın kafamı oynatmasıyla dudaklarım dudaklarında ama tuttum kendimi
    öpmemek için.
    verdi
    o da bana yakınlastı. yüzüne doğru üfledim
    dudaklarını açtı. üflediğim dumanı çekti
    filmlerde olur ya, ot içerler hatun dumanı çeker öpüşürler
    öyle birşey oldu amk. fakat bu sigaraydı
    - bir fikrim var aslında dedi
    kızlar bende ne buluyordu bilmiyorum. dediğim gibi asırı derecede yakısıklı değildim
    fiziğim biraz iyiydi. yapılıydım. asırı kaslı değildim ama kaslı gibi duruyordum
    - nedir dedim
    - birlikteymişiz gibi yapalım denizi kıskandırmak için. kesin köpürür dedim
    - birlikteymişiz gibi yapmıyalım, birlikte olalım dedim.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    0
    - bu bir
    - çıkma teklifi dedim
    biraz şaşırmıştı. huur sen teklif ettin
    - ama sigarayı bırakırsan dedim
    - tamam dedi
    - sevgili miyiz dedim.
    - evet dedi.
    seviyor muydum? hayır
    ne için cıktım? bilmiyorum
    aklımdan ne geçiyordu? bilmiyorum
    tahrik oldugum için olabilir mi? olabilir
    jr. tugay ayakta mı? ayakta
    yine bunu kızdan saklamaya çalışıp canımızı yakıyoz mu? yakıyoz
    üstüne gel buzlardan yakalım dedi mi? dedi
    ayağı kalktım. içimde birde içlik vardı pantolonun altına
    havanın soguk olduguna ilk kez sükür ettim
    sitenin dısında cocuklar kayıyordu. benimde ahpaplar vardı
    cagırdım tekini
    - oguz bana tahta kızla kayabilceğim birşey varmı dedi
    - ooo gibisinden saçma salak bir hareket yaptı. arkada kız oo luyo amk
    ayıptır.
    - oo ne amk? varmı dedi
    - buluruz biraderim dedi
    yavşadı birden çocuk amk. bir tane tahta getirdi inşaattan çalmış amk
    oturdum üstüne baktım kız oturmuyo arkama
    - gelcen mi dedim
    - bu ne be dedi
    - kayak dedim
    - tahta bu dedi. sırıttı
    - kızak üretimini durdurmuşlar bulamadım dedim
    bindi arkama
    kayarken av oh ah diye sesler çıkarıyodu kulağımın dibinde
    tam benimki sakinleşmişken bir daha sertleşti. bende beni tahrik etmek için yapıyor herhalde diyo
    saçma salak konusuyorum kıza
    ···
  8. 83.
    0
    15 tatil arasında bir kaç kez daha bulustuk.
    hasta oldugumdan dısarı pek cıkmadım eve geldi arkadaşıyım diye
    annem de pek laf etmedi. o aralar arkadaşım vardı gerçekten.
    ne ilginç..
    gittikce yakınlasıyodum kıza. kimseye küfür etme dedim.
    sadece bana değil, kimseyle konusruken küfür etme dedim.
    - edersen ayrılırız diye ekleidm
    ona da kabul çıktı kızdan.
    15 tatil öylece bitti.
    türk kızları hobbit gibi bişeydi amk. benden hep kısaydılar.
    yurt dışına çıkma ihtimalim olmadıgından bunlara kezban deme şansım da yoktu.
    selinle ilk bir ayımızı doldurduk. okulda. bir süpriz yapabilir miydim? yapardım elbet. ama yapmadım
    neden diye sorucak olursanız. denize yapmıstım, ne oldu? terk edip gitti.
    üstelik bir kaç kişiyle daha aldatıp gitti.
    aynısın olup zütünün kalkmasını istemedigimden, yapmadım.
    ···
  9. 84.
    0
    neden ona süpriz yapmadıgımı sordu.
    - denize yaptım da ne oldu gitti dedim
    - ben deniz değilim, gitmem dedi.
    - onu zaman göstericek dedim
    - onu hiç unutmadın mı dedi
    konusmadım
    - unutturamadım dimi onu dedi
    - unutmamıs olsaydım suan konustugum o olurdu dedim
    - o aklımda dimi dedi
    yersiz kıskanclık yapıyodu. sevdiginin göstergesi miydi, elbette.
    içten içe hoşuma gidiyor muydu, elbette.
    ama çekilmicek noktalara sürüklemesi..
    - hayır dedim
    - ne yaptıysam başaramadım tugay dedi
    kadınlar aşkım canım değil de adınızla hitap ediyorsa, sıçtınız. bunu anladım ben amk
    - neyi dedim
    - onu unutturamadığımı dedi
    - unutturdun dedim
    - gözlerin o yüzden mi o nerdeyse o tarafa kayıyo ayakların o tarafa yöneliyo
    - istemsizcedir dedim
    - ara verelim mi? dedi
    - gitmiyceğini söyliyen kız mı söylüyo bunu dedim
    ara vermek ne demektir? ben senden ayrılacam buna alışma sürecidir. ara vermek
    - onu hatırlıyosun hala. benimle değilsin ki dedi
    - seninleyim dedim
    - ara verelim mi tugay lütfen dedi?
    ···
  10. 85.
    0
    bunu derken gözlerinde hırsı gördüm, kar, kış, kıyamet artık bitmişti
    ve bizden geriye sadece yokuşta bıraktığımız anılarımız kalmıştı.
    araydı bu, belki ayrılık olmucaktı. kafa dinliyip geri dönücektik.
    - tamam diye yanıtladım
    yanağıma bir öpücük kondurdu.
    - keşke beni sevseydin dedi
    cevap vermedim. veremedim. gerçekten seviyor muydum ki?
    kız haklıydı bir bakıma.
    kendisini sevmiyen biriyle çıkmayı
    üstelik kendinden 2 yaş küçük biriyle çıkmayı kim ister ki?
    murat kekillinin bir şarkısı var bu akşam ölürüm.
    onun kasedi vardı bizde. onu taktım
    evde kimse olmadığı için bir pakette sigara aldım.
    (reklam yapmıyorum hiç bir şekilde) ama şimdinin en pahalı sigaralarından biri
    dediğim gibi sigaralar bu kadar pahalı değildi.
    dinledikce ağladım. ağladıkca çektim dumanı.
    dumanı çektikce öksürdüm öküz gibi
    öksürdükce canımın yandığını fark edip,
    fiziksel acının ruhani acıyı gecirebilir mi? sorusuyla daha cok abandım sigaraya
    daha çok öksürdüm. öksürdükce ölüyor gibiydim.
    ilk kez sigara içiyorum amk.
    her zaman oldugu gibi günler günleri kovalıyor zaman geçiyordu.
    sordum kendime; ben zaman olsam, kronos olsam ( zaman tanrısı, titanların kralıdır, yunan miteolijisi sorunuz varsa cevaplarım kalmasın aklınızda)
    tanrı olsam,
    zaman olsam geçer miydim?
    siz bir kızı seviyorsunuz. öpüyorsunuz.. ama hiç düşünmüyorsunuz
    o kızın sadece elini tutmak için ölücek insanları.
    cektiği acıları görmüyorsunuz insanların.
    ağlarken hıçkırıklarını duymuyorsunuz. rahatsınız.
    geceleri kimler kayboluyor
    kimler içiyor
    kimler zil zurna sarhoş
    kimler bir köşede canına kıyıyor.. bilmiyorsunuz
    sevgilinizi öpmek, onunla beraber olmak çoğunuz için büyük bi şaka.
    dokunmanın kıymetini bilenlere söylemiyorum bunu.
    bunu sevdiği kızı nasıl gibtiğini gidip arkadaşlarına anlatan
    dudaklarında bıraktığı hazzı gidip ortalıkta
    hava olsun diye kankalarıyla paylaşan.
    zütü şöyleydi. göğüslerini şöyle yaladım
    aldım şöyle zıplattım diye anlatıyorsunuz.
    fakat hiç biriniz bilmiyosunuz dönüp dolaşıp bunların onun için ağlıyan,
    onun için canını feda edicek çocugun kulağına gidiceğini..
    ···
  11. 86.
    +1
    bir mesaj bekliyorsunuz. bir mektup fakat ya da bir zil sesi.
    her zamankinden farklı bir zil sesi bekliyorsunuz.
    kapıyı açtığında sadece, tüm güzel duygularıyla
    tüm saf duygularıyla "seni seviyorum" diyebilcek birini bekliyorsunuz.
    hepimiz yapıyoruz bunu.
    kimseye bekaretini vermemiş bir kız ararken,
    bu düşünceyi başka bir kadının yatağında,
    yastığında kafa izini bırakmışken yapıyorsunuz..
    yahut bir barda başka bir kıza bira ısmarlarken..
    çok geçmeden annem taktan halimi fark etti
    - birisi mi var tugay üzülüyor musun diye sordu
    - birisi yok. kimsem yok, birisi olsa böyle olur muyum? dedim
    uzun uzun konuştuk.
    nasiyatlar verdi beynime kazınan.
    kimse senden değerli değil dedi.
    ama bazıları değerliydi işte. elimden birşey gelmiyordu ki anne
    bazıları gülüyordu herşeye inat, ben gülemiyordum.
    şarkılar dinliyip, bir sigara yakıp üzülüyorsunuz.
    fakat ne için? kimin için?
    bundan önceki sevgiliniz için mi?
    yoksa ondan önceki mi?
    yokas ondan da önceki için mi?
    gelmeyen insanları sorguluyoruz. ama bizde gitmiyoruz.
    konusmanın sonu annemin yüreğime işlenen bir sözüyle bitti.
    - bazı insanların ruhu yarımdır. yarım kalmıştır bir şekilde. allah onu istemiştir. sen ne yaparsan,
    ruhunun diğer yarısı da yapar onu... bir kız için üzülürsün. o da başka bir erkek için üzülür.
    seninle aynı düşünceleri paylaşmaz. kavga edersiniz. ayrılırsınız. belki budur en hayırlısı.
    ayrı kalmaktır bir süre. ama bilmelisin ki, o kavgalar görebilceğin en tatlı kavgalar.. dedi
    ve kalktı gitti yanımdan cevabımı beklemeden.
    bir bakıyosunuz, yatağınızda yalnız başınıza cürüyorsunuz yalnızlıktan
    bir bakıyosunuz, yatağınızda başka bir kadının üstünde ter atıyorsunuz..
    gitsem. ara istemiyorum. seni sevebilirim desem!
    gitsem, bir daha geri dönmesem..
    gitsem.. gittiğim yerdende ederdi beni aşk.
    annemin arada bir gelip beynime bir saatli bomba yerleştiren sözlerini hiç sevmiyordum
    kadınlar; duygularınızı gibip, koskoca bir aşk doğarken sizi yalnız bırakıyor.
    ki bu aşk ne evlat sevgisi ile itinayla besleniyor canınızın en derisinde.
    ne güzel gözleri, ne küçük parmakları var teninde..
    acı ile besleniyordu aşk.
    kan ile.
    gitmez isem ve selin gelip, ayrılalım der ise tanrıya lanet edemezdim.
    ne zamanımı geri istiyebilirdim,
    ne kadere sövebilirdim. şişemin ucunda dudaklarımı ıslatan keder ile başbaşa kalırdım.
    ya deseydim onu bana neden göndermedin tanrım! diye?
    peki ya tanrı dile gelseydi,
    neden gitmedin deseydi.. demedim mi sana fazla gurur züte vurur?
    gitmedim.
    okulda bu sefer kaçtığım 2 göz vardı.
    ve bana bakmasını dilediğim 2 göz.
    egom mu yüksekti gitmedim? değildi.
    gururumu yenemedim. gurur bekaret gibi bişeydi.
    bir kez kaybettim mi, bir daha kavusamazdın geri.
    gittikce etraf kararıyo, aldığım nefes haram sayılıyordu
    Tümünü Göster
    ···
  12. 87.
    0
    iyi geceler beyler. benden bu kadar. yarın devam
    ···
  13. 88.
    0
    sagol panpa devdıbını beklıyoruz
    ···
  14. 89.
    0
    beyler saat 15.00 a kadar part atıcam. devamı akşama
    ···
  15. 90.
    0
    ara vermek, şarkının en güzel yerinde gibimsonik bi şiirin girmesi gibiydi.
    ayrılık, dünya güzeli saçlarının gitmesi..
    1 hafta oldu. gelmedi. başkalarıyla gülüyordu selinde.
    başkaları yanındayken denizinde selininde kokusunu çekiyordu
    karışıktım. ertesi hafta okul vakti
    yanıma geldi.
    gülmedi.
    o sıktığı parfümünün kokusu zerre ilişmedi burnuma.
    sacları benim için salınmıyor,
    gözleri bana bakmıyordu.
    banka oturduk.
    aynı denizle yaptıgımız gibi. korktum.
    "- arkadaş kalalım mı? dedi.
    - gibtir git dedim."
    bu sahne hiç gitmedi aklımdan
    aynı replikleri bir başkasıyla yaşamak istemediğimden dolayı
    - ayrılıcaksan git sen. hiç bişey söyleme. sadece git. giderken dönme yüzüme,
    gülme, savurma saçlarını.. kaçır hatta gözlerini. sırtını dön. saçlarını öne at, öyle git.
    sustu uzun bi süre.
    ben ona bakmıyordum. o da bana
    ee hadi amk romantizim yapıyoruz da zil calacak
    - tugay dedi.
    - efendim dedim
    - beni sevebilicek misin? sevemezsin ki dedi.
    gözleri, gözlerimi idam ediyordu..
    hayatımı ilk kez bir kadının, kirpiklerinde bıraktım.
    - seni sevmiyorum dedim.
    kalkmaya yeltenirken gidicekken tuttum kolundan.
    - ama senden hoşlanıyorum. eğer denizi unutturucak birisi varsa bana, o sensin. değilsen de, ol dedim.
    ···
  16. 91.
    0
    - nasıl yapıcam ben onun gibi değilim yatağına giremem dedi.
    göğüs kafesimi hulk ayaklarının altına almış çiğniyordu adeta.
    çok uzaklarda olan denizin dalgaları başka bir sertlikle vuruyordu kıyılara.
    rüzgar, bile bile saçlarını savuruyordu suratıma
    - yatağıma girmen değil asıl mesele, gönlüme girebilmen dedim.
    - nasıl yapıcağımı bilmiyorum. düşündüm bulamadım dedi.
    bunun sonu nereye varıcaktı peki? aklım karışık,
    amım buruşuk, biyerlerim şişik. seninle ayrılalım bahanelerine mi gidicekti?
    - sana diyceğimi dedim ben. ayrılmak istiyorsan dedim ve sustum
    yanağıma bir öpücük kondurdu. gözlerini bana suçluymuşum gibi bakıyordu.
    ah dedim, nasılda yakıyor dinlediğimiz şarkılar canımızı..
    - beni sevebilir misin dedi?
    - bilmem dedim
    - bunun için size gelmem. mi gerekiyor dedi
    - hayır dedim
    - sen beni görmeye gelir misin alır mısın bana da balon, ona yaptıgın süprizlerden ypaar mısın dedi?
    - belki dedim
    - peki nasıl olucak dedi
    - bilmem. dedim
    - en başamı döndük dedi? (bilmem, hayır, belki)
    - hayır dedim.
    yüzündeki kasları refleks olarak devreye girip tatlı bi gülümseme yayıldı yüzüne.
    iyi ki çalıştı o kaslar.
    - zaman göstericek dedim
    - beni sevmeyen biriyle mi sevgili olucam dedi
    - belki dedim
    - ya yapmasana pislik misin dedi
    - bilmem dedim.
    - gidiyorum bak dedi
    ···
  17. 92.
    0
    hepiniz aşağı yukarı biliyorsunuz aşk nedir.
    bilmeyen binlere anlatayım; anlık birşey.
    garantisi verilmez. saz çalmayı öğrenmek, yazı yazmak,
    kitap okumak gibi değildi ki kitap da okuyunca hayata dair hiç birşey yoktu.
    hiç bir gerçek hayatta yaşanılan anılar, kağıda geçtiğinde saf kalmazdı.
    kirlenirdi illâ.
    hayata dair bulabilceğiniz tek şey, bir kitapı okuyup bitirdikden sonra
    "bu da bu kadarmış.." dediğiniz andır.
    herşey illâ ki biter, herşey bi yere kadardır.
    kitaplarda dizilerde, tarih çarpıtılır,
    aşk abartılır,
    herkes kimsesiz kalırdı.
    ben bu yazdıklarımı düşünürken. o da yanımda kalkmaya hazır beklerken
    zil çaldı.
    mecburi ayrılık vardı yani. en azından bir süre
    - nereye gidiyorsan beraber gidelim dedim.
    yüz ifadesinden dediğimin hoşuna gittiğini anladım.
    - seninle kalıcam dedi
    - benimle kal dedim.
    ellerimiz herşeye rağmen birleşti. okul bitiminde vedalaştıktan sonra
    babası gelip zütürdü kızı. ben otobüste yeniden denizle kaldım.
    olabildiğince uzakda durmaya çalıştım
    zaten selinde rahat bırakmıyordu telefondan başımı kaldırayım
    - denize yakın oturma
    - denizle konusma
    - deniz sana bakıyomu
    her cümlesinin içinde ayrı ayrı bile olsa "d,e,n,i,z" harflerini bulabilirdiniz.
    beni kıskanması, yersiz de olsa hoşuma gidiyordu.
    kıskanılmak herkesin hoşuna gider
    ···
  18. 93.
    0
    denizde uğramadı yanıma zaten. bende giblemedim.
    daha doğrusu telefona bakmaktan gibleyemedim.
    günler günleri kovaladıkca bilinçaltımda "denizin gözlerini ara ve boğul orada" komutu gitmişti.
    bunun esas temeli, sağlıyanı, yaratıcısı, selin idi.
    fakat teşekküre yabancı ilkel bir kişiliğim oldugundan hiç söylemedim bunu ona.
    birgün okuldan çıkarken
    - size gelmek istiyorum dedi
    - napıcaz ki bizde dedim
    - bilmem dedi
    bunları bi yerden hatırlıyordum. çok eskiden...
    - gel dedim.
    sözleştik ve babasına bi yalan söyleyip akşam geliceğini söyledi
    otobüs durağında el ele idik. deniz arkadaydı fakat kafamı geriye çevirdiğim an,
    selin gözlerinden süpermanin cıkardığı ışınlardan çıkarıp kafamı koparabilceği için
    döndürmedim kafamı.
    zütümde yemedi zaten
    otobüse bindik. ona öncelik tanıyıp.
    arkasından biz binip onun görebilceği bi yere oturtturdu bizi.
    ben hala uyanamamıştım işe.
    beni her zamankinden daha fazla öpüyor,
    sarılıyo
    ellerimle oynuyo
    boynumu öpüyodu.
    bende karşılık veriyordum elbet. o kadarda öküz değiliz
    belli ki kıskandırmaya çalışıyordu.
    liseli aşıklar öpüşüyorlar bunları otobüsten atalım diyemiycek kadar cok az insan vardı
    onlarda kendi kafalarında idi.
    o yüzden rahatdı selin.
    denizin iniceği durağa geldik. araba durdu. sonra yola devam etti.
    selin kafasını geriye çevirdi.
    neden diye soranlar olursan deniz inmiş mi diye kafasını çevirmişti.
    inmiş miydi?
    ···
  19. 94.
    0
    reserved
    ···
  20. 95.
    0
    @5 senin ben ananı gibeyim. lafa bak annemle babam 10 yaşındayken ayrılmış diyor. senin 10 yaşında haberin yok mu hiç bişeyden.20 yaşında mı öğrendin bunları yannan kafası. mış diyo bi de ya
    ···