1. 226.
    0
    bir şekilde sora sora yolu buldum. gittim selcukla
    bir kaç bira daha aldık. o kadar dayakdan
    kavgadan ve görültüden sonra ister istemez ayılmıştık
    birer bira daha çarpıştırıp eve döndük
    ertesi gün uyandığımda yüzüm yara içindeydi fakat bunu
    sarıcak bir babam yoktu. izmirde belki de karısını
    delicesine gibiyordu. annem çalışıyor ve
    yaralarımı geçirmek için bana kremler bezler vs. alıyordu
    sarıyordu beni elbet. ama bir baba kucağı değildi be birader.
    anneler her zaman daha kutsaldır tabii ki,
    amma ve lakin babanın o hissi başkadır.
    babam gitmişti, selin gitmişti, deniz gitmişti,
    liza gitmişti, dost bildiğim 15-16 yıllık biraderim serdar gitmişti,
    sevcan.. dilim varmıyor, elim yazamıyor lakin; g.i.t.m.i.ş.t.i...
    elime aldıgım sigara paketine bakarak,
    "baksana birader.. şimdi senle ben varım.. senle ben kalcam.. aslında sende huursun he
    parası olana gidiyosun.. param oldugumca yanımdasın. ama yanımdasın birader.
    en azından seni benim derdimi taşıyan insanlarla aynı anda üfliyebiliyorum" dedim.
    benim derdimi taşıyabilen insan varmıydı lan harbiden?
    onlardaki omuzlarda yıkılmak üzeremiydi?
    dizleri titriyormuydu?
    ağlıyorlar mıydı?
    acılarını hafifletmek için derilerine zarar veriyolarmıydı?
    içiyorlar mıydı?
    bir sigara yaktım,
    sonra bir tane daha,
    bitmek bilmeyen bir ateş vardı sigarada,
    bir huurya ait ateş,
    ağzımda, dilimin hemen ucunda, ciğerlerimin içinde sönüyordu ateş
    ve öyle yakıyordu ki ciğerlerimi
    duman saçıyordum.
    "aşkım, aşım, asrım... sen ona helalsın bana haram" dedim sevcanın
    kulağına gitmiyceğini bilsem de, gidiceğini umut ederek.
    ve ardından telefonu göbeğime koyup o tatlı titreşimi vücudumda hissetmek istedim,
    olmadı. gelmedi o mesaj, gelemedi.
    ···
  2. 227.
    0
    günler günleri kovaladı. o kadar hızın, uykunun acının içinde
    bir şekilde okul gelmiş ve kodesime geri dönmüş gibiydim.
    son sınıf bir lise öğrencisi.
    artık selin ile denizi aramıcaktım çünkü onlar mezun olmuşlardı
    bu benim içimde bir katilin soluk borumu cigerlerimden ayırması gibi
    bir hisse uğratsada, zar zor katilin elinden soluk borumu alıp yerine
    taktım. ya cok uyudugumda ya da uyumadığımdan gözlerimin altı mor
    yüzümde hala kavgadan kalmış ve yüzüme kazınmış sanat eseri olan
    yaralar var idi. bastığım her koridor yolunda
    daha lise 1 bebelerinin bile
    -oha bu tugay değil mi? atılmamış mı
    - yok olum tedavi görüyormuş. muhabbetlerini duyup
    geri dönüp hiç birşey söylüyemiyordum
    hocalar durup durup
    - birşeye ihtiyacın olursa söyle
    - istersen cıkabilirsin vs. ilgilerini gösterip
    yanımda olduklarını belli etmeye çalışıyorlardı fakat
    yanımda olmalarını istemiyordum.
    olması gerekenler yanımda değildi çünkü...
    tanrının tokatları ve yumruklarından sonra
    soluğumu kesicek diz darbesi deryayı bir başkalarıyla
    gülerken geldi. fakat solugumu cabuk toparlayıp
    1-2 saniyelik duruşumu bozarak gözlerimden oradan ayırdım ve
    yoluma devam ettim. artık bütün acilar aşinaydı
    artık acılara katlanabiliyordum
    hatta hayatımı yoluna koymak için kılımı kıpırdatmıyordum
    lise 1 oldugunu sandığım hormon yemiş yemiş
    büyümüş sakallı neredeyse boylarımda bir çocuk
    gelip bana ahkam keserek suskunlugumu bozdu
    - sen uyuşturucu tedavisi mi görüyosun lan?
    sesinde kızgınlık öfke ve kibir vardı
    nedense takip edilen kötü nam olsa da bir popülerliğim oldugu için
    bastığım adımı takip eden bir çok öğrenci vardı
    yaşadıklarımı bilmeksizin hayatımı sorgulayan bebeler.
    onlarda bu sözle irkildiler.
    - evet. Dedim
    ···
  3. 228.
    0
    kendini bir gibim sanıp dik dik hareketlerinden sonra
    yanımdan bir çocuk kollarından tutup uzaklaştırdı biraderi
    - bekle ya konuşucaz diye sıyrılıp yanıma geldi.
    -neden başladın uyuşturucuya dedi
    - sanane dedim
    - çok mu acı cekiyodun huur cocugu dedi
    "huur cocugu" şimdi olmasa bile o zamanlarda
    adamı ölüme zütürücek kadar sinir bozan,
    siniri hat safhaya çıkartıp bana o adamı orda
    yığma yetkisi veren bir küfür idi. lakin içimde
    herhangi bir sinir uyanmadı. lakin korkmuyordum da
    duygularımı törpülemiştim sanki,
    arkamda duran bir kaç yaşıtımın ve küçük biraderlerin
    oha ne dedi vs. lerinden sonra
    - hayır keyfi başladım dedim
    birden cocugu kahkaha aldı
    - lan sen ne genişmişsin öyle dedi
    omzumdan itti. fakat sadece omzum kıpırdadı vücudum
    çivi gibi saplanmıştı yere.
    - iltifat olarak alıyorum o elini bidaha bana sürme dedim
    bir daha omzumdan itti
    - hayırdır dedi
    konuşmadım. sinirlenmedim veya korkmadım.
    toplanan öğrencileri gören nöbetci hoca ne oluyor diye
    olay mahaline geldi fakat yok birşey hocam
    diye geri yolladım.
    olay istemiyorum saçmalıklarından sonra hoca gitti.
    çocukda geri giderken yüzüme taşak geçer gibi 2 tokat savurdu
    ve gitti. giderken kolundan kavradım
    - sen kime gider koyuyon dedim
    - sana lan zırvalıklarından sonra
    - beni sinirlendirip kavga çıkarmak mı istiyon popüler olmak için dedim
    - popülerim lan ben zaten kocum dedi
    yanağımı uzattım.
    - bana bir tane vur ki seni burda cesedini cıkartana kadar dövmem için bana sebep ver dedim.
    ···
  4. 229.
    0
    irkildi.
    - dengesiz piskopat mısın lan sen dedi
    - vurmucaksan uza dedim.
    vuramadan gitti.
    ne yalan söyliyim o kadar çocugun arasında onu öyle
    gibip atarak nasıl üzüldüm amk.
    keşke bir kavga çıksaydı
    8 saat kafamı giben derslerde yatarak geçirdim
    ve otobüs durağına indim.
    otobüs durağında denizsiz ilk günümdü.
    uzvumun tanrı tarafından yumruklandığını hissettim.
    ve sonra düşündüm
    - acaba hangi üni. yi kazanmıştı
    hangi otobüse kimle biniyor,
    hangi şarkılarda ağlıyor,
    hangi heriflerle yiyişiyor
    hangi gencin hayatını yiyor,
    kimleri karanlığa sürüyordu
    bana yaptıgı gibi...
    buz gibi olmuş demirlere koydum kafamı ve ağladım
    o anda bir curcuna koptu ve koşarak gelen bir öğrenciyi gördüm
    göz yaşlarımı "ne oluyor lan?" etkisiyle silerek gelen cocugun
    sabahki oldugunu fark ettim. yanıma geldi
    - terapim var vurmucaksan hiç konuşma dedim
    o anda yüzümde vurdugu yumruğun etkisiyle bir acı yayıldı
    kafamı demirlere çarptım ve bir kaç darbeye daha maruz kaldım.
    o an onun cesedini çıkartabilir miyim diye düşündükden sonra
    - onun cesedini kaldırıma resim olarak işlerim diye kendi egomu şişirdim ve
    birden kaval kemiğine ayağımın burun tarafıyla darbe çıkardım
    sarsıldı. eğilince dirseğimin dış tarafıyla yüzüne bir darbe daha çıkardım
    eğildiğini görünce ardından midesine diz atmaya başladım ve
    kaldırıp çenesine bir yumruk attım. sağ tarafına.
    çenesinin sağ tarafına vurunca kafasını sola doğru kaldırdı ve
    sol yanağına da yumruğumun alt tarafıyla bir darbe daha attım.
    ardından zütüne bir tekme atıp arkadaşlarına yolladım.
    - başka dövüceğim varmı otobüsüm gelcek dedim
    millet birden oha herif piskopat vs. diye saçmalarken
    burnumun kanadığını fark edip
    - selpak varmı diye hafifce kükredim.
    tekrar cevap gelmedi.
    o sırada kalabalığın içinde
    burnumun kanamasını yaşlı gözlerle izliyen deryayı gördüm.
    gözlerinde kendimi gördüm, içim yandı.
    birşey diyemedim. demedim.
    -dağılın lan dedim
    o cocuk sen görüceksin tehtidlerinden sonra kalabalık kalmadı
    derya da dahil herkes gitti. ve ben yine anılarımla baş başa kaldım..
    ···
  5. 230.
    0
    uzun ve hüzünlü bir gündü.
    artık otobüs durağında yalnız olmak,
    oturan bir kadının -denizin- saçlarının kokusunu
    içime çekememek, içimi yakıyor, içimi acıtıyor idi.
    soluk borumda kokusunun dolmadığı yerlerde
    adeta kezzap yürüyor hissi..
    yanıyorum,
    ölüyorum,
    duyun beni!
    eve giderken bastığım kaldırımlarda ve asfaltta
    selini hatırladım. bir iddaa konusu olmuş
    2 kez terk edilmiş,
    nedendi.
    yinede onlar üzülmesinlerdi.
    onlar gülsünlerdi.
    ağlamasınlardı.
    ben ağlarımdı.
    ağladım...
    yolda "ne oldu acaba" diye bakan aptal insanların bakışlarından
    etkilenmeyerek, ağladım.
    o an kendimi cesaretli hissettim.
    babam beni terk etmişti.
    annemle nerdeyse konuşmuyordum.
    ailem aramaz sormazdı beni.
    deniz beni terk etmişti.
    arkadaşlarım beni terk etmişti/yoktu arkadaşlarım
    selin beni terk etmişti.
    liza, beni terk etmişti.
    sevcan beni terk etmişti.
    kayıp olmuştum. ceset olmuştum
    ···
  6. 231.
    0
    uzak fakat çok uzak diyarlardan bir şarkı ile
    inledi kulaklarım. ağlama diyordu,
    ağlıyordum.
    liza. beni neden terk ettin, ihtiyacım var sana..
    sen istediğin sürece terk etmem seni demişti.
    şimdi istiyorum seni. gel
    günler geçtikçe hergün kapımın çalınmasını istedim
    lizanın gelmesini,
    sarılmasını,
    saçlarıyla sarmasını istedim beni.
    yapmadı.
    gelmedi. gelemedi.
    onun içinde ağladım.
    sevcana mesaj atmak istiyordum, atamıyordum.
    onun içinde ağladım.
    denizi göremiyor, mavi gözlerini izliyemiyordum
    onun içinde ağladım
    artık kışlar anlamsız geçiyor, bir kıza-seline- sarılınca huzur bulamıyorudm
    onun içinde ağladım.
    derya bizim okuldan ayrılıp başka bir okula kaydını aldırmıştı
    artık kimsem yoktu.
    okul anlamsız geliyordu ve ben artık gitmemeye başladım.
    deryasız, denizsiz, selinsiz bir okul...
    kimseyi aramadan, mozaşist duygularımı ayaklandırmadan
    bir okul okumayı hiç mi hiç istemiyordum.
    günler günleri kovaladı.
    ve annem bir gün telefonla konuşarak içeri girdi.
    ben odama yönelirken omzumdan geri döndürdü beni
    - sana bi haberim var dedi
    ···
  7. 232.
    0
    Reserved
    ···
  8. 233.
    0
    - nedir dedim
    - birşey sorucam ama cevap ver dedi
    - evet dedim
    - neden ağlıyorsun her gece dedi
    gülümsemekle yetindim.
    aklım kelimeler, cümleler tarafından saldırıya uğramış
    pankreasıma tanrı tekme atmışa döndüm.
    konuşucaktım, dilim varmadı
    - anladım dedi
    - sen ne söylücektin dedim
    - piskiyatr buldum sana. ona gidicez dedi
    piskiyatr ne amk? deli değilim ki
    tamam belki kendimi kesiyor,
    her gece müslüm gürses, ferdi tayfur vs. dinliyor,
    içiyor,
    hayali şeyler görüyor,
    gaipten sesler duyuyor,
    ağlıyor,
    üzülüyor olabilirdim ama deli değildim, sanırım.
    - gerek yok dedim
    - aldım randevuyu. gitmesek bile adam parayı alıcak gitte boşa almasın bari dedi
    - tamam dedim
    göztepe ssk hastanesinin hemen yanında bulunan bir yer idi.
    gittim.
    tanışma fastından sonra anti depresan uygun gördü bana
    uyuyamadığımı söylesem de uyku hapı vermedi.
    haftada 1 gidicektim.
    - olsun. artık dertlerimi anlatıcağım biri var dedim kendi kendime
    ···
  9. 234.
    0
    artık eve bile gitmiyordum. annemin her sabah 56. aramasında uyanıyordum
    bir bankta,
    kaldırımda,
    binanın önünde,
    bi yerlerde...
    kayıptım.
    nerde oldugumu bilmiyordum
    gittikce lanet bir herif olmuştum.
    artık sevdigi kızla yiyişen bir cocuk değilde,
    sevdiği kızın kimle yiyiştiğini duymamak için köşe bucak kaçan
    muhabbetlere dalmayan bir cocuk olmuştum.
    sakallarım yüzümü karartmış,
    saçlarım rüzgarın şiddetine karşı koymaya çalışıyordu.
    nefes alarak ölüyordum ben.
    en acısı buydu...
    bir gün bankda yüzüme atılan bir tokatla uyandım.
    bir kız cocugu...
    hep hayal ettiğim gibi
    - annen nerde dedi
    - yok ki annem dedi
    kıvırcık saçlı, 3-4 yaşlarında,
    pembe elbeseli.. hayalimdeki kız cocugunun tıpa tıp aynısı.
    - babam nerde dedim
    - sensin dedi
    ağlamaya başladım.
    bununda hayali oldugunu anlayıp. yıkıldım.
    gittikce bulanıklaşıp birden yok oldu
    kaybettiğim herkes gibi
    ağlıyordum. ve piskolog vakti yenidne geldi.
    ···
  10. 235.
    0
    eve gidip parayı aldım ve yola çıktım.
    saatinde yetiştim.
    - size sevcanı anlattım, hayatımı da. verdiğiniz anti deprasan bir gibe yaramadı. hala ölüyorum,
    hala karanlığım, hala berdûş. su son 1 haftada sigara içmekten ya öldüm, ya ölücem.
    intihar edip sizin hanenize "kurtarılamadı" olarak işlenmek istemiyorum.
    o yüzden sizden tek isteğim var. bana tavsiyeler verin, benimle konuşmayın,
    bana gülmeyin. sevcana gidiyim mi? bana bu sorunun cevabını verin dedim.
    - cevap içinde dedi.
    - içimin dıbına koydular. bakıyorum ama görmüyorum, duyuyorum ama anlamıyorum, sadece seviyorum ve ölüyorum dedim.
    - git. ve haftaya bana ne oldugunu anlat dedi
    - tamam dedim.
    daha henüz 6-7 dakika olmuştu ki gitmek için ayağa kalktım
    - gidiyim ben dedim
    - neden dedi
    - mesaj atıcam dedim
    ve cebimdeki parayı uzattım. aldı
    6-7 dakika için bile para alıyon bre huur cocugu
    - iyi günler dedi
    - iyi günler dedim
    - mutlu ol dedi.
    - bakacaz dedim
    cıktım. eve gittim koşa koşa.
    ve bilgisayardan faceimde ekli olan sevcanın arkadaşlarına girip
    birisinden kavga edip yalvarıp telefon numarasını aldım.
    ve mesaj attım.
    "seni sevdiğim kadar sevseydim kendimi, her gece uyur, her sabah uyanırdım.
    fakat yapamam artık istesemde. ölüyüm ben. naaşım artık. cünkü
    seni o kadar çok sevdim ki sen bir başkasının altına devrilince,
    bende uzun ve dipsiz bir kuyunun içine devrildim.
    yine de bilmeni isterim ki. seni özledim"
    yazdım.
    ve artık bekleme vaktiydi her zamanki gibi.
    geldi zaman da gitmedi bir türlü
    gecmedi.. gecmek bilmedi.
    uykuya dalamıyordum eskisi gibi.
    mecburen beklicektik.
    telefonun ekranı bana, ben telefonun ekranına bakıyordum.
    ve mesaj geldi.
    mesajın sahibi; "sevcan"
    ···
  11. 236.
    0
    mesajı açsam, hayır cevabını dolaylı yoldan almaktan korkuyorum
    mesajı açmasam, kafayı yemek üzereyim yeter ki hayır desin de konuşsun diyorum.
    kendi kendime.
    açtım mesajda su yazıyordu.
    "benden soğuman için yaptım. bende seni seviyordum ama olmazdık ki biz.
    seni istiyemezdim. bu bencillik olurdu. sen orda ben orda.
    seneye bana sevgililerini anlatıcaksın. bak emin ol izmire gidicekmişsin hem
    (babamın yanına gidiceğimi biliyordu)orda güzel kızlar olur.
    onlardan bir kaç tanesini ayarlarsın. üzülme artık. herşey bitti.
    hem ben sana yakışmam bundan sonra,sen iyisin, biz kötüyüz" dedi.
    bu mesajı yaklasık 30 dakikada okudum çünkü göz yaşlarım
    bir sonraki kelimeye geçmeme yaklaşık 5 dakika boyunca engel oluyor,
    diğer kelimeye geçtikten sonra tekrardan gözlerimi yaşlar kaplıyor,
    evdeki matem havası bedene bürünüp kafama sıksa o an,
    şaşırmam, şaşıramam. bunu istiyor gibiydim.
    "bencillik yapsaydın be sevcan, be can, be canan.."
    diye mesaj yolladım. ama onu o bozuk halde kabul edebilir miydim?
    aşk bu muydu? imkan, imkansızlık tanımıyor muydu?
    aşk neden bu kadar çok acıtıyor, bu kadar cok kanatıyor,
    kandırıyor, yaralıyordu?
    bizimkisi bir aşk hikayesiydi, siyah beyaz,
    belki eski şarkılar,
    belki geceyi aydınlatamayan bir mum,
    belki gece,
    belki su yüzüne çıkmış ve utanç yaratan hayaller,
    bekleeyişler,
    umutlar..
    bizimkisi bir aşk hikayesiydi, siyah beyaz,
    film gibiydi biraz,
    göz yaşı umut ve ihtiras..
    bizimkisi alev gibiydi biraz...
    sen çok yaşa kayahan reis!
    ···
  12. 237.
    0
    ardından mesajlaşmalar devam etti.
    naber
    nasılsın
    neler yaptın
    neler yapıyosun
    ne yapıcaksın
    sorularına combo yaparak cevaplar verdim
    ve puan topladığımı inansam da geceye kadar mesajlaşmanın ardından
    bir anda cevap vermeyişi, bölümü geçemediğimin
    ve kaderimin tam ortasına "game over" yazmasının işaretiydi.
    biraz bekledikden sonra iyi geceler yazdım.
    tekrardan mesaj gelmedi. kötü düşünmedim hiç
    uyudum. sabah günaydın yazar diye bekledim.
    yazmadı, ben yazdım. bir yarım saat sonra günaydın mesajı
    attı o da.
    neden yazmadın diye yazdım.
    gözlerim hep camdaydı,
    belki bir şekilde evimi öğrenir,
    belki gelir..
    belki hayali gelir.
    gelsindi artık.
    özlemiştim kokusunu,
    dokunamadığım ellerini,
    özlemiştim işte.
    akşam olunca mesaj geldi.
    "görmedim. işim vardı."
    ne işin vardı dedim.
    sorguya çekiyordum. ama sanane dese herhangi bir şey diyemezdim.
    ne işi oldugunu anlattı - hatırlamıyorum-
    o gün iyi geceler diledi, bende diledim ve daha bi huzurlu uyudum.
    böyle olur zaten,
    o iyi geceler diyince. kesin iyi geçer geceler..
    ···
  13. 238.
    0
    sabah günaydın yazmıştı.
    sanada yazdım.
    her zaman böyle yaparım, neden bilmem.
    ama günaydın yazmak istesem de ellerim bir şekilde "sana da" yazar..
    naber
    nasılsın
    napıyosun vs. lerinden sonra
    sevcanın hayatıma dönmesinin verdiği enerji ile,
    gittim maç oynamaya.
    -ben maç oynucam bekliyebilir misin dedim
    - tabi canım benim içinde gol at dedi
    "canım"
    canıım dedi lan! diye sarstım selcugu
    - ne oluyor amk?
    -canım dedi olum. canım dedi
    - kim ne dedi
    - canııııııım!!! diye inledim. sitedeki herkes başını bana çevirdi
    dönün önünüze amcıklar diye bağırdım onlarada.
    - kanka sevcan canım dedi bana dedim.
    - ya bişey sandım amk dedi
    - sie dedim sırıtmalar eşliğinde
    maça başladık.
    9-11 kaybettik. 7 golü ben attım.
    sırf benim bencilliğim için kaybettik.
    (bu skoru nerden hatırladığımı bu duyguyu bileniniz bilir. gibseniz unutmazsınız)
    sevcana mesaj attım.
    7 tane gol attım hangisini armağan ediyim sana dedim
    - hepsi benim olsun dedi
    - bende dahil, seninim zaten dedim.
    - girme bu konulara dedi
    ···
  14. 239.
    0
    konuştukca güzelleştim. sigarayı bırakmamı söyledi
    - yanımda oldugun sürece bırakırım dedim
    içki içmememi söyledi,
    - mezelerimden ekgib edemezsin beni ama dedim.
    - ne mezesi be dedi
    - dudakların dedim..
    herşeye rağmen onu kabul etmiştim. ve ne oldu biliyor musunuz?
    mutlu oldum.
    gülüyordum,
    ağlamıyordum,
    o da bana gülüyordu.
    gülüyordum lan ben.
    3 sene sonra neredeyse ilk kez gülüyordum.
    okulu asmalar,
    okulu astığım için aileden gelen sorumsuz, işe gidersin vs. lerine aldırmadan
    sevcana yazdığım her kelime bana yeni bir ilik,
    damarlarımda dolaşan sıcak bir kan,
    sıcak bir gülümsemeydi.
    artık hayat bana da sırıtıyor gibiydi.
    günler, gülüşler, güller yeşeriyor,
    ay geceyi karanlık bırakmıyor,
    güneş ısısıyla tenimi yakıp kavuruyor idi.
    artık içimi acıtan tek şey onu görememekdi.
    ne yapmak lazımdı? bir kaç arkadaşdan borç alıp
    mersine gitsem olabilir miydi?
    ama süpriz yapmak istiyordum bir açıdan
    ve evini bilmiyordum. telefonunu aldığım zütverenden
    adresini öğrensem, ya vermez, ya da verirse sevcana söylerdi.
    bu da olmazdı. ama bir şekilde görmem lazımdı.
    belki yine ona en baştan aşık olur,
    geçmişi unutur,
    ve onunla sevgili olmak için elimden geleni yapardım.
    hatta ellerine bile sarılabilirdi ellerim..
    sizce onunla sevgili olmalı mıydım?
    ···
  15. 240.
    0
    sevgili olmalı mıydık? olucak mıydık? yürür müydü?
    peki iş ciddileşir miydi? bekareti bozuk bir kızla yapabilir miydim?
    kaldırır mıydım bunu? aşk bu kadar geniş miydi?
    ya da arkadaşlarım beni terk etmişti/yoktu arkadaşlarımbu kadar genişmiydim? yoksa sevcan mideme havamı verdi de şişirdi?
    hiç bilmiyorum. hiç bilemicemdi belkide..
    sevcandan bi yere gittiğini öğrensem bir kaç güne.
    binip gidecem amk. bende karşılaşıcaz artık allah ne kısmet ederse. dedim kendi kendime
    bir kaç gün daha konuştuk. ama sıradan şeyler.
    ona pek fazla sormadım. serdar konusu aşk konusunu açmadım
    bana ısınsın istedim. bazen iltifat ettim canım, hayatım tarzında
    ama cok fazla ileri gitmedim. mesajdan bile sıkıldıgını anlayabiliyordum
    ve başka bir konuya geçiyordum. bazen kücük kücük
    şiirlerimden atıyordum ona. hoşuna gittiğini tahmin ediyordum.
    o da hoşuna gidiyormuş gibi yapıyordu zaten ordan tahmin ediom amk.
    konuşurken gece
    -ben bir kaç gün sonraya mersin foruma gidicem dedi
    - git dedim. hala uyanamadım meseleye.
    çağırmıyordu ama tanrı tarafından yerini söylettim, gerisi sana kalmış
    mesajıydı bu.
    - yazamam belki arkadaşlarla olucam dedi
    - hangi arkadaşlar o dedim
    belki kıskanıyormuş gibi yaparsam kendini bana daha yakın,
    bana daha aitmiş gibi hisseder fikri yerleşti.
    - bir kaç kız, bir kaç erkek işte dedi
    - erkeksiz gitsen olmuyor mu dedim
    - olur. ama sözleştik. dedi. sanırım bu olmuyor, ama seni kırmak istemiyorum
    demek gibi bişeydi.
    - tamam iyi gecelr dedim
    - iyi geceler dedi
    uyumadan önce düştü jeton. ulan yerini söyledi
    gitsene amk dedim kızın yanına
    hemen bir mesaj daha attım uyumasın diye yalvararak
    - ne zaman gitceksiniz?
    - neden sordun dedi
    - bende o zaman sözleşimde biriyleriyle yalnız kalmiyim dedim
    - kimle dedi
    belki de o da bana kıskanıyormuş gibi yapıyordu, bana bunu borçlu görüyordu
    belki de gerçekten kıskanıp hesap soruyordu
    - biraderlerle dedim
    - şu gün dedi.
    - tamam dedim yattım. sabah hallederim dedim
    daha vardı çünkü.
    ···
  16. 241.
    0
    ertesi gün uyandığımda sabah günaydın bile demeden. soruşturmaya başladım
    bir otobüs firmasından bilet aldım ve gece 22:45'e.
    sabah 7:45 de orda olup, mersin forumu bulup birde sevcanı bulmam gerekiyordu.
    o kadar çok işim vardı ki, sevcanın mesajlarını bile göremedim
    bir kaç mesaj atmıştı zaten ama o kadar çok kaptırdım ki kendimi
    bileti aldıkdan sonra bile araştırıyordum amk.
    neyse sevcanın mesajlarına baktım
    - günaydın
    - işin mi var
    - arkadaşlarınla sözleşiyon sanırım
    - erkekleremi bozuldun?? yazıyordu
    işim vardı özür dilerim diyerek yanıtladım
    - ne işin vardı dedi
    - ya benim biraderlerden biri kavgaya karışmış onu hallettim. dedim
    - neden milletin kavgasına karşıyon dedi
    - millet değil biraderim dedim
    ulan hatunun yanına gidicez azar yioz.
    - olsun. kavga etmeni istemiyorum dedi
    bunu söylerken yüzümdeki yaraların aslında sevcanın sahibi
    oldugunu hatırladım.
    yüzümde, kalbimde, ve tüm tenimde..
    - etmedim konuştum dedim
    - tabi tabi öyledir dedi.
    bir şekilde gönlünü aldım ve saat 22:00 gibi otobüsü beklemek üzere
    terminale gittim.
    sonunda gece otobüse bindim fakat başıma gelip gelebilcek
    en berbat olaylardan biri geldi.
    şarjım yoktu ve ben bunu yeni görüyordum o heycandan
    sonra olsun olum. hem anlatırsın gidince, hemde erken yatırır
    uyursun sende biraz dedim kendi kendime.
    kendimle de okeyleştikten sonra arabanın içinde sıkıntılı geçen bir 9 saat geçirdim
    en sonunda mezitli de inip sabahın daha köründe amk.
    yapa yalnız mersinde terminalde bekliyordum.
    ···
  17. 242.
    0
    gittim bir taksi buldum. terminaldeki taksilerin
    "mersine yeni gelmiş, dolaştırır dolaştırır giberim ben bunun paracıklarını"
    zihniyetinde ciks kölesi olmak istemedğim için,
    dışardan bir taksi buldum.
    adam bavulumu falan görünce nerden geliyon dedi
    - istanbul ama mersinliyim ailemin yanına geldim dedim.
    aslında yine tufaya düşmüştük. mersin nere bilmem etmem
    birşey sorsa gibi tuttuk.
    ardından babama bir mesaj yolladım
    - baba ben mersindeyim. neden oldugumu sorma sonra anlatırım.
    taksiye bindim herif dolaştırmasın beni. sen beni şimdi ara geldin mi oğlum de
    sonra bende taksiciye vereyim dolaştırma oğlumu falan de. dolaştırmasın paralar gitmesin diye bir mesaj attım.
    - nereye gidiyoruz dedi herifde.
    ilk defa bu kadar stresli bir taksi yolculugu yapıyorum
    zaten cebimde cok para yok amk
    200 lira civarında bişey var.
    - sen git abi dedim
    - nereye gideyim aslanım dedi
    - düz git işte dedim
    mala bağladıgımı anladım amk.
    içimden dua ediyorum hadi ara baba diye.
    bir kaç dakika sonrada babam aradı
    - geldin mi oğlum dedi
    - geldim baba dedim
    - taksiciyi ver dedi
    verdim.
    telefonda ses bangır bangır bağırıyor. duyuyorum ne konuşuldugunu
    - oğlumu cok dolaştırma bilmez buraları. çabuk ulaştır yanıma dedi.
    - zaten dolaştırmam abi haram para yemem ben dedi
    - eyvallah dedi babam
    taksici kapayıp telefonu geri verdi
    - abi en yakın kahvaltı yapabilceğim bi yer varmı. ama yakın olsun ucuz olsun dedim
    - tamam dedi.
    - niye geldin koca şehirden köye dedi
    - okumaya dedim
    okumaya mı? vay beynimi gibeyim.
    ···
  18. 243.
    0
    -okullar açılmadı mı dedi
    - ya zaten istanbulda okuyorum ailemin yanına geldim bir günlük dedim
    - anladım nerelisin sen dedi
    - zonguldak dedim
    - neresinden dedi
    - merkez dedim
    olum arabana bindim. ananı gibip paraları gasp edip kaçmıcam lan.
    gbt kağıdımı getireyim istersen amk
    - nasıl gidiyor dedi
    taksici muhabbeti harbiden çekilmiyor amk.
    eninde sonunda bitti yol. kahvaltımı yaptım
    adama teşekkür edip parasını verdim.
    simdi mersin forumun nerde oldugunu öğrenicek,
    daha önce nerde oldugumu öğrenicek,
    sevcanın kalkmasını bekliyecektim.
    bir sigara içtim orada.
    sonra garsondan bir tanesini çevirdim
    - abi bir kız arkadaşımı bekliyorum. buranın yabancısıyım. baya uzun beklicem. uyanmasını
    nerde bekliyeyim? dedim
    - burda bekle dedi
    - sorun yaratmiyim dedim
    - gibtir et sorununu arkadaşım derim
    - sağolasın birader dedim
    para vermek gerekir miydi böylelerine bilmedigim için
    vermedim para.
    bekledim. sevcan uyandı
    - günaydın yazdı
    - günaydın yazdım
    napıyosun ne ediyosuna
    yalandan cevaplar verdim.
    o an bekleyişim içinde,
    tekirdağda onu bekleyişim aklıma geldi.
    sigarayı daha bi kuvvetle çektim.
    ···
  19. 244.
    0
    saat kaçta gidiceksiniz dedim sevcana.
    - öğleden sonra dedi.
    - kesin 12 den sonramı dedim.
    - evet dedi
    - 12 de ordamı olcaksınız yoksa yolamı cıkcaksınız dedim
    ulan ben anlamıştım bunu söylese istanbula geldiğini
    ama onun, benim onu o kadar sevdiğimi sanmadığı için
    öyle bir ihtimal gelmemiş olucak ki
    - orda olucaz ordaa dedi
    - hm ok. yazdım
    - dalgamı geciyosun be dedi
    - evet dedim.
    bir şekilde şüphelenmiş olsa da o hissi geçirtmek için.
    - neyse ben hazırlanıyorum o zaman dedi
    - tamam dedim
    - çıkmadan önce mesaj at bana dedim
    - tamam dedi
    garsonu çağırdım
    - mersin forum nerde biliyor musun dedim
    - yenişehirde dedi
    - nasıl gidebilirim dedim
    anlattı.
    anlattı da aklımda bi gib kalmadığı için taksi çağırmalarını istedim
    koskoca tugay mersine gelmis. cebinde parası var
    otobüsle mi gidicek hey dıbına koduklarım.
    taksiye bindim.
    - mersin foruma dedim
    bu daa deminki taksiciye oranla hiç konuşmadı
    yüzüme bile bakmadı amk
    indim. bi yer buldum cafe gibi orda bekliyom mesajını
    hala atamadı mesaj. amk. ne yapıyor anlamadım
    sonunda geldi mesaj. ben çıkıyorum
    - varıncada haber ver dedim
    - tamam dedi
    ···
  20. 245.
    0
    bir kaç saat sonra da vardıklarını haber etti.
    içim içimi yiyordu. aylar sonra o yüzünü
    tekrardan görücektim. aklıma serdarla oldugu geldi
    aklımı gibeyim hiç pozitif düşünemiyor.
    ama olsun lan dedim. şimdi benimle.
    geçmiş geçmişte kaldı.
    oydu benim mutluluğum,
    huzurum,
    aşım,
    aşkım,
    canım.. herşeyim.
    birtanem,
    gül bahçem,
    gülüm,
    suyum,
    suluğum..
    seyrim,
    seyranım,
    15. yüzyılım,
    lale devrim,
    imkanım,
    imkansızım...
    herşeyim. oydu benim.
    - kaç kişisiniz dedim
    - 5 dedi
    - kaç kız kaç erkek dedim
    - 3 kız 2 erkek birde ben dedi
    6 amk. matematik hocasını gibim diye geçirdim içimden
    güldüm de kendi kendime
    - tamam görüşürüz dedim
    - görüşürüz dedi
    ve koşmaya başladım. içeri gidip karşılarına çıktım.
    ···