-
226.
0bir şekilde sora sora yolu buldum. gittim selcukla
bir kaç bira daha aldık. o kadar dayakdan
kavgadan ve görültüden sonra ister istemez ayılmıştık
birer bira daha çarpıştırıp eve döndük
ertesi gün uyandığımda yüzüm yara içindeydi fakat bunu
sarıcak bir babam yoktu. izmirde belki de karısını
delicesine gibiyordu. annem çalışıyor ve
yaralarımı geçirmek için bana kremler bezler vs. alıyordu
sarıyordu beni elbet. ama bir baba kucağı değildi be birader.
anneler her zaman daha kutsaldır tabii ki,
amma ve lakin babanın o hissi başkadır.
babam gitmişti, selin gitmişti, deniz gitmişti,
liza gitmişti, dost bildiğim 15-16 yıllık biraderim serdar gitmişti,
sevcan.. dilim varmıyor, elim yazamıyor lakin; g.i.t.m.i.ş.t.i...
elime aldıgım sigara paketine bakarak,
"baksana birader.. şimdi senle ben varım.. senle ben kalcam.. aslında sende huursun he
parası olana gidiyosun.. param oldugumca yanımdasın. ama yanımdasın birader.
en azından seni benim derdimi taşıyan insanlarla aynı anda üfliyebiliyorum" dedim.
benim derdimi taşıyabilen insan varmıydı lan harbiden?
onlardaki omuzlarda yıkılmak üzeremiydi?
dizleri titriyormuydu?
ağlıyorlar mıydı?
acılarını hafifletmek için derilerine zarar veriyolarmıydı?
içiyorlar mıydı?
bir sigara yaktım,
sonra bir tane daha,
bitmek bilmeyen bir ateş vardı sigarada,
bir huurya ait ateş,
ağzımda, dilimin hemen ucunda, ciğerlerimin içinde sönüyordu ateş
ve öyle yakıyordu ki ciğerlerimi
duman saçıyordum.
"aşkım, aşım, asrım... sen ona helalsın bana haram" dedim sevcanın
kulağına gitmiyceğini bilsem de, gidiceğini umut ederek.
ve ardından telefonu göbeğime koyup o tatlı titreşimi vücudumda hissetmek istedim,
olmadı. gelmedi o mesaj, gelemedi. -
227.
0günler günleri kovaladı. o kadar hızın, uykunun acının içinde
bir şekilde okul gelmiş ve kodesime geri dönmüş gibiydim.
son sınıf bir lise öğrencisi.
artık selin ile denizi aramıcaktım çünkü onlar mezun olmuşlardı
bu benim içimde bir katilin soluk borumu cigerlerimden ayırması gibi
bir hisse uğratsada, zar zor katilin elinden soluk borumu alıp yerine
taktım. ya cok uyudugumda ya da uyumadığımdan gözlerimin altı mor
yüzümde hala kavgadan kalmış ve yüzüme kazınmış sanat eseri olan
yaralar var idi. bastığım her koridor yolunda
daha lise 1 bebelerinin bile
-oha bu tugay değil mi? atılmamış mı
- yok olum tedavi görüyormuş. muhabbetlerini duyup
geri dönüp hiç birşey söylüyemiyordum
hocalar durup durup
- birşeye ihtiyacın olursa söyle
- istersen cıkabilirsin vs. ilgilerini gösterip
yanımda olduklarını belli etmeye çalışıyorlardı fakat
yanımda olmalarını istemiyordum.
olması gerekenler yanımda değildi çünkü...
tanrının tokatları ve yumruklarından sonra
soluğumu kesicek diz darbesi deryayı bir başkalarıyla
gülerken geldi. fakat solugumu cabuk toparlayıp
1-2 saniyelik duruşumu bozarak gözlerimden oradan ayırdım ve
yoluma devam ettim. artık bütün acilar aşinaydı
artık acılara katlanabiliyordum
hatta hayatımı yoluna koymak için kılımı kıpırdatmıyordum
lise 1 oldugunu sandığım hormon yemiş yemiş
büyümüş sakallı neredeyse boylarımda bir çocuk
gelip bana ahkam keserek suskunlugumu bozdu
- sen uyuşturucu tedavisi mi görüyosun lan?
sesinde kızgınlık öfke ve kibir vardı
nedense takip edilen kötü nam olsa da bir popülerliğim oldugu için
bastığım adımı takip eden bir çok öğrenci vardı
yaşadıklarımı bilmeksizin hayatımı sorgulayan bebeler.
onlarda bu sözle irkildiler.
- evet. Dedim -
228.
0kendini bir gibim sanıp dik dik hareketlerinden sonra
yanımdan bir çocuk kollarından tutup uzaklaştırdı biraderi
- bekle ya konuşucaz diye sıyrılıp yanıma geldi.
-neden başladın uyuşturucuya dedi
- sanane dedim
- çok mu acı cekiyodun huur cocugu dedi
"huur cocugu" şimdi olmasa bile o zamanlarda
adamı ölüme zütürücek kadar sinir bozan,
siniri hat safhaya çıkartıp bana o adamı orda
yığma yetkisi veren bir küfür idi. lakin içimde
herhangi bir sinir uyanmadı. lakin korkmuyordum da
duygularımı törpülemiştim sanki,
arkamda duran bir kaç yaşıtımın ve küçük biraderlerin
oha ne dedi vs. lerinden sonra
- hayır keyfi başladım dedim
birden cocugu kahkaha aldı
- lan sen ne genişmişsin öyle dedi
omzumdan itti. fakat sadece omzum kıpırdadı vücudum
çivi gibi saplanmıştı yere.
- iltifat olarak alıyorum o elini bidaha bana sürme dedim
bir daha omzumdan itti
- hayırdır dedi
konuşmadım. sinirlenmedim veya korkmadım.
toplanan öğrencileri gören nöbetci hoca ne oluyor diye
olay mahaline geldi fakat yok birşey hocam
diye geri yolladım.
olay istemiyorum saçmalıklarından sonra hoca gitti.
çocukda geri giderken yüzüme taşak geçer gibi 2 tokat savurdu
ve gitti. giderken kolundan kavradım
- sen kime gider koyuyon dedim
- sana lan zırvalıklarından sonra
- beni sinirlendirip kavga çıkarmak mı istiyon popüler olmak için dedim
- popülerim lan ben zaten kocum dedi
yanağımı uzattım.
- bana bir tane vur ki seni burda cesedini cıkartana kadar dövmem için bana sebep ver dedim. -
229.
0irkildi.
- dengesiz piskopat mısın lan sen dedi
- vurmucaksan uza dedim.
vuramadan gitti.
ne yalan söyliyim o kadar çocugun arasında onu öyle
gibip atarak nasıl üzüldüm amk.
keşke bir kavga çıksaydı
8 saat kafamı giben derslerde yatarak geçirdim
ve otobüs durağına indim.
otobüs durağında denizsiz ilk günümdü.
uzvumun tanrı tarafından yumruklandığını hissettim.
ve sonra düşündüm
- acaba hangi üni. yi kazanmıştı
hangi otobüse kimle biniyor,
hangi şarkılarda ağlıyor,
hangi heriflerle yiyişiyor
hangi gencin hayatını yiyor,
kimleri karanlığa sürüyordu
bana yaptıgı gibi...
buz gibi olmuş demirlere koydum kafamı ve ağladım
o anda bir curcuna koptu ve koşarak gelen bir öğrenciyi gördüm
göz yaşlarımı "ne oluyor lan?" etkisiyle silerek gelen cocugun
sabahki oldugunu fark ettim. yanıma geldi
- terapim var vurmucaksan hiç konuşma dedim
o anda yüzümde vurdugu yumruğun etkisiyle bir acı yayıldı
kafamı demirlere çarptım ve bir kaç darbeye daha maruz kaldım.
o an onun cesedini çıkartabilir miyim diye düşündükden sonra
- onun cesedini kaldırıma resim olarak işlerim diye kendi egomu şişirdim ve
birden kaval kemiğine ayağımın burun tarafıyla darbe çıkardım
sarsıldı. eğilince dirseğimin dış tarafıyla yüzüne bir darbe daha çıkardım
eğildiğini görünce ardından midesine diz atmaya başladım ve
kaldırıp çenesine bir yumruk attım. sağ tarafına.
çenesinin sağ tarafına vurunca kafasını sola doğru kaldırdı ve
sol yanağına da yumruğumun alt tarafıyla bir darbe daha attım.
ardından zütüne bir tekme atıp arkadaşlarına yolladım.
- başka dövüceğim varmı otobüsüm gelcek dedim
millet birden oha herif piskopat vs. diye saçmalarken
burnumun kanadığını fark edip
- selpak varmı diye hafifce kükredim.
tekrar cevap gelmedi.
o sırada kalabalığın içinde
burnumun kanamasını yaşlı gözlerle izliyen deryayı gördüm.
gözlerinde kendimi gördüm, içim yandı.
birşey diyemedim. demedim.
-dağılın lan dedim
o cocuk sen görüceksin tehtidlerinden sonra kalabalık kalmadı
derya da dahil herkes gitti. ve ben yine anılarımla baş başa kaldım.. -
230.
0uzun ve hüzünlü bir gündü.
artık otobüs durağında yalnız olmak,
oturan bir kadının -denizin- saçlarının kokusunu
içime çekememek, içimi yakıyor, içimi acıtıyor idi.
soluk borumda kokusunun dolmadığı yerlerde
adeta kezzap yürüyor hissi..
yanıyorum,
ölüyorum,
duyun beni!
eve giderken bastığım kaldırımlarda ve asfaltta
selini hatırladım. bir iddaa konusu olmuş
2 kez terk edilmiş,
nedendi.
yinede onlar üzülmesinlerdi.
onlar gülsünlerdi.
ağlamasınlardı.
ben ağlarımdı.
ağladım...
yolda "ne oldu acaba" diye bakan aptal insanların bakışlarından
etkilenmeyerek, ağladım.
o an kendimi cesaretli hissettim.
babam beni terk etmişti.
annemle nerdeyse konuşmuyordum.
ailem aramaz sormazdı beni.
deniz beni terk etmişti.
arkadaşlarım beni terk etmişti/yoktu arkadaşlarım
selin beni terk etmişti.
liza, beni terk etmişti.
sevcan beni terk etmişti.
kayıp olmuştum. ceset olmuştum -
231.
0uzak fakat çok uzak diyarlardan bir şarkı ile
inledi kulaklarım. ağlama diyordu,
ağlıyordum.
liza. beni neden terk ettin, ihtiyacım var sana..
sen istediğin sürece terk etmem seni demişti.
şimdi istiyorum seni. gel
günler geçtikçe hergün kapımın çalınmasını istedim
lizanın gelmesini,
sarılmasını,
saçlarıyla sarmasını istedim beni.
yapmadı.
gelmedi. gelemedi.
onun içinde ağladım.
sevcana mesaj atmak istiyordum, atamıyordum.
onun içinde ağladım.
denizi göremiyor, mavi gözlerini izliyemiyordum
onun içinde ağladım
artık kışlar anlamsız geçiyor, bir kıza-seline- sarılınca huzur bulamıyorudm
onun içinde ağladım.
derya bizim okuldan ayrılıp başka bir okula kaydını aldırmıştı
artık kimsem yoktu.
okul anlamsız geliyordu ve ben artık gitmemeye başladım.
deryasız, denizsiz, selinsiz bir okul...
kimseyi aramadan, mozaşist duygularımı ayaklandırmadan
bir okul okumayı hiç mi hiç istemiyordum.
günler günleri kovaladı.
ve annem bir gün telefonla konuşarak içeri girdi.
ben odama yönelirken omzumdan geri döndürdü beni
- sana bi haberim var dedi -
232.
0Reserved
-
233.
0- nedir dedim
- birşey sorucam ama cevap ver dedi
- evet dedim
- neden ağlıyorsun her gece dedi
gülümsemekle yetindim.
aklım kelimeler, cümleler tarafından saldırıya uğramış
pankreasıma tanrı tekme atmışa döndüm.
konuşucaktım, dilim varmadı
- anladım dedi
- sen ne söylücektin dedim
- piskiyatr buldum sana. ona gidicez dedi
piskiyatr ne amk? deli değilim ki
tamam belki kendimi kesiyor,
her gece müslüm gürses, ferdi tayfur vs. dinliyor,
içiyor,
hayali şeyler görüyor,
gaipten sesler duyuyor,
ağlıyor,
üzülüyor olabilirdim ama deli değildim, sanırım.
- gerek yok dedim
- aldım randevuyu. gitmesek bile adam parayı alıcak gitte boşa almasın bari dedi
- tamam dedim
göztepe ssk hastanesinin hemen yanında bulunan bir yer idi.
gittim.
tanışma fastından sonra anti depresan uygun gördü bana
uyuyamadığımı söylesem de uyku hapı vermedi.
haftada 1 gidicektim.
- olsun. artık dertlerimi anlatıcağım biri var dedim kendi kendime -
234.
0artık eve bile gitmiyordum. annemin her sabah 56. aramasında uyanıyordum
bir bankta,
kaldırımda,
binanın önünde,
bi yerlerde...
kayıptım.
nerde oldugumu bilmiyordum
gittikce lanet bir herif olmuştum.
artık sevdigi kızla yiyişen bir cocuk değilde,
sevdiği kızın kimle yiyiştiğini duymamak için köşe bucak kaçan
muhabbetlere dalmayan bir cocuk olmuştum.
sakallarım yüzümü karartmış,
saçlarım rüzgarın şiddetine karşı koymaya çalışıyordu.
nefes alarak ölüyordum ben.
en acısı buydu...
bir gün bankda yüzüme atılan bir tokatla uyandım.
bir kız cocugu...
hep hayal ettiğim gibi
- annen nerde dedi
- yok ki annem dedi
kıvırcık saçlı, 3-4 yaşlarında,
pembe elbeseli.. hayalimdeki kız cocugunun tıpa tıp aynısı.
- babam nerde dedim
- sensin dedi
ağlamaya başladım.
bununda hayali oldugunu anlayıp. yıkıldım.
gittikce bulanıklaşıp birden yok oldu
kaybettiğim herkes gibi
ağlıyordum. ve piskolog vakti yenidne geldi. -
235.
0eve gidip parayı aldım ve yola çıktım.
saatinde yetiştim.
- size sevcanı anlattım, hayatımı da. verdiğiniz anti deprasan bir gibe yaramadı. hala ölüyorum,
hala karanlığım, hala berdûş. su son 1 haftada sigara içmekten ya öldüm, ya ölücem.
intihar edip sizin hanenize "kurtarılamadı" olarak işlenmek istemiyorum.
o yüzden sizden tek isteğim var. bana tavsiyeler verin, benimle konuşmayın,
bana gülmeyin. sevcana gidiyim mi? bana bu sorunun cevabını verin dedim.
- cevap içinde dedi.
- içimin dıbına koydular. bakıyorum ama görmüyorum, duyuyorum ama anlamıyorum, sadece seviyorum ve ölüyorum dedim.
- git. ve haftaya bana ne oldugunu anlat dedi
- tamam dedim.
daha henüz 6-7 dakika olmuştu ki gitmek için ayağa kalktım
- gidiyim ben dedim
- neden dedi
- mesaj atıcam dedim
ve cebimdeki parayı uzattım. aldı
6-7 dakika için bile para alıyon bre huur cocugu
- iyi günler dedi
- iyi günler dedim
- mutlu ol dedi.
- bakacaz dedim
cıktım. eve gittim koşa koşa.
ve bilgisayardan faceimde ekli olan sevcanın arkadaşlarına girip
birisinden kavga edip yalvarıp telefon numarasını aldım.
ve mesaj attım.
"seni sevdiğim kadar sevseydim kendimi, her gece uyur, her sabah uyanırdım.
fakat yapamam artık istesemde. ölüyüm ben. naaşım artık. cünkü
seni o kadar çok sevdim ki sen bir başkasının altına devrilince,
bende uzun ve dipsiz bir kuyunun içine devrildim.
yine de bilmeni isterim ki. seni özledim"
yazdım.
ve artık bekleme vaktiydi her zamanki gibi.
geldi zaman da gitmedi bir türlü
gecmedi.. gecmek bilmedi.
uykuya dalamıyordum eskisi gibi.
mecburen beklicektik.
telefonun ekranı bana, ben telefonun ekranına bakıyordum.
ve mesaj geldi.
mesajın sahibi; "sevcan" -
236.
0mesajı açsam, hayır cevabını dolaylı yoldan almaktan korkuyorum
mesajı açmasam, kafayı yemek üzereyim yeter ki hayır desin de konuşsun diyorum.
kendi kendime.
açtım mesajda su yazıyordu.
"benden soğuman için yaptım. bende seni seviyordum ama olmazdık ki biz.
seni istiyemezdim. bu bencillik olurdu. sen orda ben orda.
seneye bana sevgililerini anlatıcaksın. bak emin ol izmire gidicekmişsin hem
(babamın yanına gidiceğimi biliyordu)orda güzel kızlar olur.
onlardan bir kaç tanesini ayarlarsın. üzülme artık. herşey bitti.
hem ben sana yakışmam bundan sonra,sen iyisin, biz kötüyüz" dedi.
bu mesajı yaklasık 30 dakikada okudum çünkü göz yaşlarım
bir sonraki kelimeye geçmeme yaklaşık 5 dakika boyunca engel oluyor,
diğer kelimeye geçtikten sonra tekrardan gözlerimi yaşlar kaplıyor,
evdeki matem havası bedene bürünüp kafama sıksa o an,
şaşırmam, şaşıramam. bunu istiyor gibiydim.
"bencillik yapsaydın be sevcan, be can, be canan.."
diye mesaj yolladım. ama onu o bozuk halde kabul edebilir miydim?
aşk bu muydu? imkan, imkansızlık tanımıyor muydu?
aşk neden bu kadar çok acıtıyor, bu kadar cok kanatıyor,
kandırıyor, yaralıyordu?
bizimkisi bir aşk hikayesiydi, siyah beyaz,
belki eski şarkılar,
belki geceyi aydınlatamayan bir mum,
belki gece,
belki su yüzüne çıkmış ve utanç yaratan hayaller,
bekleeyişler,
umutlar..
bizimkisi bir aşk hikayesiydi, siyah beyaz,
film gibiydi biraz,
göz yaşı umut ve ihtiras..
bizimkisi alev gibiydi biraz...
sen çok yaşa kayahan reis! -
237.
0ardından mesajlaşmalar devam etti.
naber
nasılsın
neler yaptın
neler yapıyosun
ne yapıcaksın
sorularına combo yaparak cevaplar verdim
ve puan topladığımı inansam da geceye kadar mesajlaşmanın ardından
bir anda cevap vermeyişi, bölümü geçemediğimin
ve kaderimin tam ortasına "game over" yazmasının işaretiydi.
biraz bekledikden sonra iyi geceler yazdım.
tekrardan mesaj gelmedi. kötü düşünmedim hiç
uyudum. sabah günaydın yazar diye bekledim.
yazmadı, ben yazdım. bir yarım saat sonra günaydın mesajı
attı o da.
neden yazmadın diye yazdım.
gözlerim hep camdaydı,
belki bir şekilde evimi öğrenir,
belki gelir..
belki hayali gelir.
gelsindi artık.
özlemiştim kokusunu,
dokunamadığım ellerini,
özlemiştim işte.
akşam olunca mesaj geldi.
"görmedim. işim vardı."
ne işin vardı dedim.
sorguya çekiyordum. ama sanane dese herhangi bir şey diyemezdim.
ne işi oldugunu anlattı - hatırlamıyorum-
o gün iyi geceler diledi, bende diledim ve daha bi huzurlu uyudum.
böyle olur zaten,
o iyi geceler diyince. kesin iyi geçer geceler.. -
238.
0sabah günaydın yazmıştı.
sanada yazdım.
her zaman böyle yaparım, neden bilmem.
ama günaydın yazmak istesem de ellerim bir şekilde "sana da" yazar..
naber
nasılsın
napıyosun vs. lerinden sonra
sevcanın hayatıma dönmesinin verdiği enerji ile,
gittim maç oynamaya.
-ben maç oynucam bekliyebilir misin dedim
- tabi canım benim içinde gol at dedi
"canım"
canıım dedi lan! diye sarstım selcugu
- ne oluyor amk?
-canım dedi olum. canım dedi
- kim ne dedi
- canııııııım!!! diye inledim. sitedeki herkes başını bana çevirdi
dönün önünüze amcıklar diye bağırdım onlarada.
- kanka sevcan canım dedi bana dedim.
- ya bişey sandım amk dedi
- sie dedim sırıtmalar eşliğinde
maça başladık.
9-11 kaybettik. 7 golü ben attım.
sırf benim bencilliğim için kaybettik.
(bu skoru nerden hatırladığımı bu duyguyu bileniniz bilir. gibseniz unutmazsınız)
sevcana mesaj attım.
7 tane gol attım hangisini armağan ediyim sana dedim
- hepsi benim olsun dedi
- bende dahil, seninim zaten dedim.
- girme bu konulara dedi -
239.
0konuştukca güzelleştim. sigarayı bırakmamı söyledi
- yanımda oldugun sürece bırakırım dedim
içki içmememi söyledi,
- mezelerimden ekgib edemezsin beni ama dedim.
- ne mezesi be dedi
- dudakların dedim..
herşeye rağmen onu kabul etmiştim. ve ne oldu biliyor musunuz?
mutlu oldum.
gülüyordum,
ağlamıyordum,
o da bana gülüyordu.
gülüyordum lan ben.
3 sene sonra neredeyse ilk kez gülüyordum.
okulu asmalar,
okulu astığım için aileden gelen sorumsuz, işe gidersin vs. lerine aldırmadan
sevcana yazdığım her kelime bana yeni bir ilik,
damarlarımda dolaşan sıcak bir kan,
sıcak bir gülümsemeydi.
artık hayat bana da sırıtıyor gibiydi.
günler, gülüşler, güller yeşeriyor,
ay geceyi karanlık bırakmıyor,
güneş ısısıyla tenimi yakıp kavuruyor idi.
artık içimi acıtan tek şey onu görememekdi.
ne yapmak lazımdı? bir kaç arkadaşdan borç alıp
mersine gitsem olabilir miydi?
ama süpriz yapmak istiyordum bir açıdan
ve evini bilmiyordum. telefonunu aldığım zütverenden
adresini öğrensem, ya vermez, ya da verirse sevcana söylerdi.
bu da olmazdı. ama bir şekilde görmem lazımdı.
belki yine ona en baştan aşık olur,
geçmişi unutur,
ve onunla sevgili olmak için elimden geleni yapardım.
hatta ellerine bile sarılabilirdi ellerim..
sizce onunla sevgili olmalı mıydım? -
240.
0sevgili olmalı mıydık? olucak mıydık? yürür müydü?
peki iş ciddileşir miydi? bekareti bozuk bir kızla yapabilir miydim?
kaldırır mıydım bunu? aşk bu kadar geniş miydi?
ya da arkadaşlarım beni terk etmişti/yoktu arkadaşlarımbu kadar genişmiydim? yoksa sevcan mideme havamı verdi de şişirdi?
hiç bilmiyorum. hiç bilemicemdi belkide..
sevcandan bi yere gittiğini öğrensem bir kaç güne.
binip gidecem amk. bende karşılaşıcaz artık allah ne kısmet ederse. dedim kendi kendime
bir kaç gün daha konuştuk. ama sıradan şeyler.
ona pek fazla sormadım. serdar konusu aşk konusunu açmadım
bana ısınsın istedim. bazen iltifat ettim canım, hayatım tarzında
ama cok fazla ileri gitmedim. mesajdan bile sıkıldıgını anlayabiliyordum
ve başka bir konuya geçiyordum. bazen kücük kücük
şiirlerimden atıyordum ona. hoşuna gittiğini tahmin ediyordum.
o da hoşuna gidiyormuş gibi yapıyordu zaten ordan tahmin ediom amk.
konuşurken gece
-ben bir kaç gün sonraya mersin foruma gidicem dedi
- git dedim. hala uyanamadım meseleye.
çağırmıyordu ama tanrı tarafından yerini söylettim, gerisi sana kalmış
mesajıydı bu.
- yazamam belki arkadaşlarla olucam dedi
- hangi arkadaşlar o dedim
belki kıskanıyormuş gibi yaparsam kendini bana daha yakın,
bana daha aitmiş gibi hisseder fikri yerleşti.
- bir kaç kız, bir kaç erkek işte dedi
- erkeksiz gitsen olmuyor mu dedim
- olur. ama sözleştik. dedi. sanırım bu olmuyor, ama seni kırmak istemiyorum
demek gibi bişeydi.
- tamam iyi gecelr dedim
- iyi geceler dedi
uyumadan önce düştü jeton. ulan yerini söyledi
gitsene amk dedim kızın yanına
hemen bir mesaj daha attım uyumasın diye yalvararak
- ne zaman gitceksiniz?
- neden sordun dedi
- bende o zaman sözleşimde biriyleriyle yalnız kalmiyim dedim
- kimle dedi
belki de o da bana kıskanıyormuş gibi yapıyordu, bana bunu borçlu görüyordu
belki de gerçekten kıskanıp hesap soruyordu
- biraderlerle dedim
- şu gün dedi.
- tamam dedim yattım. sabah hallederim dedim
daha vardı çünkü. -
241.
0ertesi gün uyandığımda sabah günaydın bile demeden. soruşturmaya başladım
bir otobüs firmasından bilet aldım ve gece 22:45'e.
sabah 7:45 de orda olup, mersin forumu bulup birde sevcanı bulmam gerekiyordu.
o kadar çok işim vardı ki, sevcanın mesajlarını bile göremedim
bir kaç mesaj atmıştı zaten ama o kadar çok kaptırdım ki kendimi
bileti aldıkdan sonra bile araştırıyordum amk.
neyse sevcanın mesajlarına baktım
- günaydın
- işin mi var
- arkadaşlarınla sözleşiyon sanırım
- erkekleremi bozuldun?? yazıyordu
işim vardı özür dilerim diyerek yanıtladım
- ne işin vardı dedi
- ya benim biraderlerden biri kavgaya karışmış onu hallettim. dedim
- neden milletin kavgasına karşıyon dedi
- millet değil biraderim dedim
ulan hatunun yanına gidicez azar yioz.
- olsun. kavga etmeni istemiyorum dedi
bunu söylerken yüzümdeki yaraların aslında sevcanın sahibi
oldugunu hatırladım.
yüzümde, kalbimde, ve tüm tenimde..
- etmedim konuştum dedim
- tabi tabi öyledir dedi.
bir şekilde gönlünü aldım ve saat 22:00 gibi otobüsü beklemek üzere
terminale gittim.
sonunda gece otobüse bindim fakat başıma gelip gelebilcek
en berbat olaylardan biri geldi.
şarjım yoktu ve ben bunu yeni görüyordum o heycandan
sonra olsun olum. hem anlatırsın gidince, hemde erken yatırır
uyursun sende biraz dedim kendi kendime.
kendimle de okeyleştikten sonra arabanın içinde sıkıntılı geçen bir 9 saat geçirdim
en sonunda mezitli de inip sabahın daha köründe amk.
yapa yalnız mersinde terminalde bekliyordum. -
242.
0gittim bir taksi buldum. terminaldeki taksilerin
"mersine yeni gelmiş, dolaştırır dolaştırır giberim ben bunun paracıklarını"
zihniyetinde ciks kölesi olmak istemedğim için,
dışardan bir taksi buldum.
adam bavulumu falan görünce nerden geliyon dedi
- istanbul ama mersinliyim ailemin yanına geldim dedim.
aslında yine tufaya düşmüştük. mersin nere bilmem etmem
birşey sorsa gibi tuttuk.
ardından babama bir mesaj yolladım
- baba ben mersindeyim. neden oldugumu sorma sonra anlatırım.
taksiye bindim herif dolaştırmasın beni. sen beni şimdi ara geldin mi oğlum de
sonra bende taksiciye vereyim dolaştırma oğlumu falan de. dolaştırmasın paralar gitmesin diye bir mesaj attım.
- nereye gidiyoruz dedi herifde.
ilk defa bu kadar stresli bir taksi yolculugu yapıyorum
zaten cebimde cok para yok amk
200 lira civarında bişey var.
- sen git abi dedim
- nereye gideyim aslanım dedi
- düz git işte dedim
mala bağladıgımı anladım amk.
içimden dua ediyorum hadi ara baba diye.
bir kaç dakika sonrada babam aradı
- geldin mi oğlum dedi
- geldim baba dedim
- taksiciyi ver dedi
verdim.
telefonda ses bangır bangır bağırıyor. duyuyorum ne konuşuldugunu
- oğlumu cok dolaştırma bilmez buraları. çabuk ulaştır yanıma dedi.
- zaten dolaştırmam abi haram para yemem ben dedi
- eyvallah dedi babam
taksici kapayıp telefonu geri verdi
- abi en yakın kahvaltı yapabilceğim bi yer varmı. ama yakın olsun ucuz olsun dedim
- tamam dedi.
- niye geldin koca şehirden köye dedi
- okumaya dedim
okumaya mı? vay beynimi gibeyim. -
243.
0-okullar açılmadı mı dedi
- ya zaten istanbulda okuyorum ailemin yanına geldim bir günlük dedim
- anladım nerelisin sen dedi
- zonguldak dedim
- neresinden dedi
- merkez dedim
olum arabana bindim. ananı gibip paraları gasp edip kaçmıcam lan.
gbt kağıdımı getireyim istersen amk
- nasıl gidiyor dedi
taksici muhabbeti harbiden çekilmiyor amk.
eninde sonunda bitti yol. kahvaltımı yaptım
adama teşekkür edip parasını verdim.
simdi mersin forumun nerde oldugunu öğrenicek,
daha önce nerde oldugumu öğrenicek,
sevcanın kalkmasını bekliyecektim.
bir sigara içtim orada.
sonra garsondan bir tanesini çevirdim
- abi bir kız arkadaşımı bekliyorum. buranın yabancısıyım. baya uzun beklicem. uyanmasını
nerde bekliyeyim? dedim
- burda bekle dedi
- sorun yaratmiyim dedim
- gibtir et sorununu arkadaşım derim
- sağolasın birader dedim
para vermek gerekir miydi böylelerine bilmedigim için
vermedim para.
bekledim. sevcan uyandı
- günaydın yazdı
- günaydın yazdım
napıyosun ne ediyosuna
yalandan cevaplar verdim.
o an bekleyişim içinde,
tekirdağda onu bekleyişim aklıma geldi.
sigarayı daha bi kuvvetle çektim. -
244.
0saat kaçta gidiceksiniz dedim sevcana.
- öğleden sonra dedi.
- kesin 12 den sonramı dedim.
- evet dedi
- 12 de ordamı olcaksınız yoksa yolamı cıkcaksınız dedim
ulan ben anlamıştım bunu söylese istanbula geldiğini
ama onun, benim onu o kadar sevdiğimi sanmadığı için
öyle bir ihtimal gelmemiş olucak ki
- orda olucaz ordaa dedi
- hm ok. yazdım
- dalgamı geciyosun be dedi
- evet dedim.
bir şekilde şüphelenmiş olsa da o hissi geçirtmek için.
- neyse ben hazırlanıyorum o zaman dedi
- tamam dedim
- çıkmadan önce mesaj at bana dedim
- tamam dedi
garsonu çağırdım
- mersin forum nerde biliyor musun dedim
- yenişehirde dedi
- nasıl gidebilirim dedim
anlattı.
anlattı da aklımda bi gib kalmadığı için taksi çağırmalarını istedim
koskoca tugay mersine gelmis. cebinde parası var
otobüsle mi gidicek hey dıbına koduklarım.
taksiye bindim.
- mersin foruma dedim
bu daa deminki taksiciye oranla hiç konuşmadı
yüzüme bile bakmadı amk
indim. bi yer buldum cafe gibi orda bekliyom mesajını
hala atamadı mesaj. amk. ne yapıyor anlamadım
sonunda geldi mesaj. ben çıkıyorum
- varıncada haber ver dedim
- tamam dedi -
245.
0bir kaç saat sonra da vardıklarını haber etti.
içim içimi yiyordu. aylar sonra o yüzünü
tekrardan görücektim. aklıma serdarla oldugu geldi
aklımı gibeyim hiç pozitif düşünemiyor.
ama olsun lan dedim. şimdi benimle.
geçmiş geçmişte kaldı.
oydu benim mutluluğum,
huzurum,
aşım,
aşkım,
canım.. herşeyim.
birtanem,
gül bahçem,
gülüm,
suyum,
suluğum..
seyrim,
seyranım,
15. yüzyılım,
lale devrim,
imkanım,
imkansızım...
herşeyim. oydu benim.
- kaç kişisiniz dedim
- 5 dedi
- kaç kız kaç erkek dedim
- 3 kız 2 erkek birde ben dedi
6 amk. matematik hocasını gibim diye geçirdim içimden
güldüm de kendi kendime
- tamam görüşürüz dedim
- görüşürüz dedi
ve koşmaya başladım. içeri gidip karşılarına çıktım.
-
tyler dursun annesinin namuusnu koruyor
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 09 01 2025
-
chatgptye apo hain midir diye soruyorum
-
bi uykumuz vardı onuda
-
benim beddualar tutar 2016 da bahiste
-
nerde o eskiden sex purna hikayesi yazanlar
-
gldm suku icin adlı yzrn mehdi iddiası üzerinee
-
elektrik çok büyük
-
alfa kuşağı
-
ulam bir meme la
-
kadıköyde inci yazarı gibtim
-
gwanypline cami say lan orosbunun cocgu
-
fakir adam da alkol sigara içmesin amk
-
geypelin niye hep sozluktesin dostum
-
duyduğunuzz en iyi küfürrler
-
lightbringer1881 günaydın nasılsın
-
nba deki kiss cam
-
mobil uygulamamıza ne oldu
-
evlat diye kucagina aldigin
-
ekşide türk değil türkiyeli basligini trende
-
vucudumda cok fazla ben çıktı
-
kadin dovmek
-
alalhkn fotosu bende acilmafi
-
jose morarinyo
-
9000 den az başlığı olan üye
-
arap milleti üstündür arap milleti allahtır
- / 1