/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    Lisede boş bir ders nasıl olursa öyleydi. Bir tarafını yırtarak anıranlar, sınavın yaklaştığının farkında olup test çözenler test çözenler, uyuyanlar... Ve bir de benim gibi kafa dinlemeye çalışanlar...

    Arada kafamı okuduğum kitaptan kaldırıp, bu manyaklığa şöyle bir göz atıyordum. sırtımın  sıcaktan yanmaması için kalorifer peteği ile arasına hırkamı koymuştum. Bu şekilde rahat bir şekilde kalorifere sırtımı yaslayabiliyordum.

    Bir süre sonra sıkılıp kitabı kapattım ve saatte baktım. Bugün bu hocayla üç dersimiz olacaktı ve hepsi arka arkaya idi. Ve halen 20 dakikadan fazla zaman vardı zilin çalamasına.

    Camdan dışarı baktım. Fitillerin kopmuş kısımlarından dışardaki buz gibi hava ve yağan yağmurun cama vuran suları içeri giriyordu. Hatta bu yüzden bir ara camı koli bandı ile bantlamıştım. Ama önümde oturan gerizekalı tikinin teki " Bu sınıf kokuyo yha... " yapıp camdaki bantları kesmişti. Ben de ağzıma geleni saydırıp, bir daha elleyeni gibsinler demiştim. O gün bugündür o kız camı açmak için arkasını  -benim tarafıma- dönmek zorunda kaldı. Aslında benim için eğlenceli de oluyordu bu durum. Çünkü kızın kendisi ne kadar sinirimi bozsa da, vücudu harbiden taş gibiydi. Bu da ufak çaplı bir görsel şölen yaşamama sebep oluyordu.

    Her neyse, dışarı bakıp havayı gördükten sonra, giberler öyle işi diyerek yatıp uyumanın en doğru karar olacağını düşündüm. Ama ben okulda uyuyabilen biri değildim ve üstüne sınıfta hayvan gibi gürültü vardı.

    Başka zaman en ufacık gürültüde gelen huur çocuğu okul idarecilerine içimden küfür savurdum.

    Bunu mu duymuşlardı bilmiyorum artık, idarecilerin içindeki en sinirli olan müdür yardımcısı geldi sınıfa. Anıranları topladı. Millete bağırdı çağırdı hakaret etti.  O huur çocuğundan gram haz etmediğim ve dedikleri gram gibimde olmadığından çantamı alıp içini kurcalamaya başladım. Çantamda mutlaka, oyalanmamı sağlayacak bir şey bulunurdu.  Ama bugünkü şansımı ve aklımı gibeyim ki, yanımda hiçbir şey yoktu. Neyse, bu müdür yardımcısı da anıranları aldı çıktı sınıftan. Dedim, yatıp zıbarayım bari.Her zaman kalorifer peteği üzerinde duran montumu alıp üzerime örttüm kafamı da sıraya koyup uyumaya çalıştım.

    (Devamı gelecek ama ben bittim. Kalkınca yazarım amk devdıbını.)
    ···
  2. 2.
    0
    ···
  3. 3.
    0
    Rahatsız edici şekilde bir dürtülme ile uyandım. Uyku sersemi bir haldeydim ve ağzımda tak yemişim gibi bir tat vardı. etrafı hâlen düzgünce göremesem de birinin sesinin beynimde yankılandığı gerçeği vardı ortada. hızla gözlerimi ovuşturdum ve bir süre mal gibi masaya baktım. çok kısa bir süreydi, ama mantıklı düşünebilmem için yeterliydi süre.
    Sonra dönüp, beni sanki düşmanını döver gibi uyandıran kişiye baktım.

    Bu yan sınıftan serhat diye bir arkadaştı. kendisi ufak tefek sarışın bir çocuktu. siyah çerçeveli bir gözlük takardı.

    "Serhat, ne var dıbına koyim?" dedim. " Rahatsız edilmeyi sevmediğimi biliyorsun, niye hayvan gibi dürtüyorsun?"

    "Biliyorum, rahatsız olmaktan hoşlanmadığını da, Esin sana bir şey söylememi istedi."

    "Yine ne istiyor lan o huur?" dedim. Esin denen bu kaşara tapan bir ton abazanın aksine, bu kızdan elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyordum. daha ilk tanışmamızda kendisinden haz edemediğim biriydi. içten pazarlıklı birisi gibi gelmişti bana. Bu yüzden midir bilmiyorum, artık dıbına kodumun kızının bana bir rahat verdiğini hatırlamıyorum. mutlaka benimle uğraşacak bir konu bulurdu.

    "Söyle o yannan delisi huurya, beni rahat bıraksın artık. Yoksa bu kez anasını giberim onun."

    "Yaptığın şeyi biliyormuş." etrafı kontrol etti. Tiki ve yanında oturan arkadaşı kantindeydi. diğerleri de yannan kürek muhabbet ediyordu. kimsenin gibinde değildik yani. Sesini biraz alçaltıp yanıma yaklaştı. "Hani şu site konusu olan... "

    Bir anda yumruk yemiş gibi oldum. zamanında bizim okulun bir çalışması olmuştu. sözde örnek proje olacak diyerek. bir öğrenci platformu kurmuşlardı falan. yakın zaman önce site saldırı yemiş ve kullanılmaz hale gelmişti.

    işte normalde beni ilgilendirmemesi gereken bu konu, olayın baş kahramanı ben olunca bayağı bir değişiyordu. Müdürümüz tam bir maldı. Bunu açık şekilde söyleyebilirim. gereksiz şeylere para harcayıp, icraat yapıyoruz diye gözükürdü. Siteyi kime kodlattırdı ise, öyle yannan kürek kodlanmıştı ki, moderatör panelini sayfa kaynağından görebiliyordunuz ve kullanıcı adlarını ve şifrelerini txt halinde tutuyordu.

    işte bir gün yanlışlıkla sitenin bu log kayıt bölümünü bulunca, şeytan nasıl dürttü bilmiyorum; bir kurcalama isteği geldi. Merak ettim bu amk sitesi buradan saldırı yerse ne olur diye. Merakıma cevap almam 30 dakikamı almıştı. 30 dakika sonra virüs yazılımı sistemin anansını gibip atmıştı. Müdür de yapanı bulduğunda ağır bir ceza verileceğini söylemişti.

    Asıl sıkıntı bu huur bunu nasıl biliyordu? Bu sadece Serhat ile benim bildiğim bir şeydi.

    "Bunun amguardlarından biri bizi duymadıysa, ben de bir şey bilmiyorum."

    "Ulan onlar niye bu huurya söylüyor, müdüre söyleseler ya?"

    "Ablaları bur gün kendilerine verir düşüncesindeler ya, beyni yok fikirleri var dıbına kodumun salaklarının."

    "Ulan oğlum" dedim buna bakarak " Eğer bunun altından sen-"

    "He amk, virüsü yazan ben, gidip de ifşa ederim kendimi değil mi amk? çok mantıklı zaten. Ben de müdür anamı gibsin diyordum."

    Bu mantıklıydı. "Pekala, ne diyormuş bu huur?"

    "Dedi ki, okuldan sonra şu bebe parkının arkasındaki ağaçlık yere gelsin onunla bir şey konuşacağım"

    "tak mu varmış da orada konuşuyoruz?" dedim sinirle.

    " O kadarını ben bilmiyorum, ama bana dediğine göre senin yararına olacakmış."

    "Altında kendi çıkarı yoksa, şuradan sarkıtıp gibsinler beni." dedim camdan karşıdaki binayı göstererek.

    "Ha bir de, al bunu." dedi çantasından bir yemek kabı çıkararak. "Her iddiasına varım, kesin yine yemek yemedin."

    "Bu ne oğlum?" dedim mal mal kabı alırken.

    "Ya oğlum, annem dün su böreği yapmıştı amk. Dedi senin şu arkadaşın, herseyibilmeyenadama da zütürürsün. Yani, bu kabın olayı o"

    " Annenin nasıl bir hafızası var lan? O hafızadan bana da lazım. Daha dün ne yediğimi hatırlamıyorum ben. " Serhatların evine toplasanız üç kere gitmiştim ve sadece birinde annesi ve babası ile karşılaşmıştık.

    "Neyse, hadi ben gidiyorum. çıkışta alırım kabı senden dedi ve sınıfına doğru gitti.

    Bir yandan mal mal kaba bakıyor bir yandan ds kafamın içinde bu deli huur ne isteyecek diye düşünüyordum. Camdan dışarı baktım. yağmur halen yağıyordu.

    Neden bir günüm bile normal geçmiyordu
    Tümünü Göster
    ···