/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 26.
    +3
    Yakaza denilen türden bir hadiseydi yasadigim. Uykuda olmadigimi biliyor, odama girip cikan olursa bunu farkediyor, söylenenleri anliyordum. Bu haldeyken hissetiklerim beni dehsete dusurmustu.

    " Aynur ile istanbul`da oldugumu bilgidim, büyük ve lüks bir yerde yemek yemek üzere iki kisilik bir masada oturuyor ve tatli bir sohbetin icerisinde bulunuyorduk. Konusulan konu neydi bilmiyorum ama ikimizinde neseli oldugu her halimizden belliydi.

    Bir ara servis görevlisi yanima gelerek bir beyefendinin disarida benimle görüsmek istedigini söyledi. Aynur´dan musaade isteyerek merak icerisinde disari ciktim. Kapinin önünde benim yaslarda gözlüklü, o ana kadar karsilasmamis oldugum genc biri beni bekliyordu. Tavirlarinda heyecan ve asabiyet arasinda bir hal vardi.

    - Sizi bu sekilde yemekten kaldirdigim icin özür dilerim. Ama sizin icinde benim icin de önemli olan bir konuyu cözüme kavusturmamiz gerektigini düsünüyordum.
    Heyecanli oldugu konusmasindan da belli oliuyordu.

    - Rica ederim, rahatsizligin önemi yok. Durumunuzdan anladigim kadariyla ciddi bir problemi dile getirmek istiyorsunuz. Buyrun sizi dinliyorum dedim.
    ···
  2. 27.
    +3
    - Ankaraya yarin dönüyorsun sanirim bir daha istanbula gelirsen tekrar görüsebilecek miyiz, diye sordu.

    - Elbette, Allah izin verirse her geldigimde...

    Oradan ayrilarak geceyi gecirecegim yere geldigimde vakit gece yarisina gelmisti. Basimdaki agridan ziyade yapmis oldugum hareketin vicdanima yükledigi yükün agirligiyla o geceyi neredeyse uykusuz gecirdim. Bu halde sabahi ettikten sonra ertesi gün yola cikmadan evvel bir veda maili yazdim. Bu mailde, iyi bir gece gecirdigimizi ve ilgisine olan tesekkürümü belirttim.

    Verdigi cevabi ise ancak Ankara’da okudum. Bu cevapta gayet samimi ifadeler kullanmisti. " Ucaktan el sallamasan da en azindan asagida birinin seni ugurladigini unutma " diyordu.

    Ankara`da yogun gecen bir günün yorgunlugu ve azalmis olan bas agrisiyla yatagima ne vakit girdigimi hatirlamiyorum. Gecenin bir saatinde bipleyen cep telefonumda okudugum mesaj fikrimi istanbul cephesini alt üst etmeye yetmisti.
    ···
  3. 28.
    +3
    Ne tuhaf adamsın amk
    ···
    1. 1.
      0
      Niye lan noldu
      ···
  4. 29.
    +3
    Bu görüsmenin ardindan hüzünlü bir sekilde ayrildik. Ve ben de istanbul´u bir müddet icin terk ettim. Aradan gececek olan 4 gün icerisinde gercekten de aramadim. Bir yila yakin devam eden bu alislanligi frenlemek benim icin cok zor olmustu. Dördüncü gün gece bana telefon acarak, söyle dedi.

    Söylediklerin cok dogru, hepsine katiliyorum, hatali davrandigimi biliyor ve kabul ediyorum. Senin dediklerin hepsini yapacagim, ama bundan böyle tek basima yapacagim. Söyledigin sekildeki islami hayati ben tek basima yasayacagim. Tek basima.

    -Bensiz mi? dedim.
    - Sensiz, dedi.
    - Peki, diyerek kapattim telefonu.
    Bir dakika gecmeden tekrar aradi.
    - Sebebini sormayacakmisin?
    -Sebebini sormaya gerek yok. Sen kararini vermisin. Bana da bu karara saygi duymak kaliyor.

    Aglamakli bir sekilde konustu:
    -Sen cok iyi bir insansin. Herkesten farklisin, her seye olumlu yaklasiyorsun. Olgun bir insansin.

    Bu sefer dedim ki.
    - Sana sekiz ayimi harcadim. Bugüne kadar kimseyle konusmadigim sekilde konustum seninle. Bugüne dek hic kimseyle muhattap olmadigim halde seninle muhattap oldum. Hicbir arkadasimin söylemeye cesaret edemedigi seyleri, sen bana söyledigin halde ben bunlari kabulledim. Sen tuttun bu sekilde hareket ediyorsun. GÖNÜL TAHTIMA oturttugum yegane ve tek insansin. Bundan sonra baskasi o tahta oturamaz, orasi ebediyen bos kalacak. Buna ragmen mi?
    ···
  5. 30.
    +2
    Yine Mart ayi telefonum caldi. Bu saatte arayan Aynur´dan baskasi olamazdi. Actim. Müge ismindeki arkadasinin bir is icin Ankara`ya gelecegini kendisininde ona yol arkadasi olmak istedigi, saat 23´de yola cikacaklarini, benim isteyip istemedigimi sordu. Müge ismini daha öncelerden de duymustum ve cok yakin arkadas olduklarini biliyordum.

    Tabii sasirdim. Saat 5 ´de Ankara`ya gelecek, aramizda hic bir akrabalik bagi yok ve ancak iki-uc aylik bir tanislikligimiz var. Arkadasinin acil bir isi oldugu icin geliyorlar ve kendisinin Ankara´da herhangi bir isi de yok. Ben simdi o saatte ne yapayim? Yalniz basinayim. Eve zütürsem olmaz, otele zütürsem olmaz. Mart ayinda o saatler günes dogmamis, ortalik karanlik, hava soguk bahçede oturacak halimiz de yok. Ne yapayim ben simdi? Gelme desem bir türlü. Gel desem bir türlü. Toplanti olacagindan bahsettim. " Sen zaten kararsisizsin, gelmemi istemiyorsun, ben de gelmiyorum." diyerek telefonu kapatti.

    Biraz gelen misafire gelme demek gibi oldu. Biraz da böyle telefonun pat diye kapanmis olmasi acikcasi bana dokundu.

    Aradim tekrar, hic degilse uygun bir vakitte gelmesini söyledim. Kabul etmedi. Olursa 23´de hareket edecegini olmazsa gelmeyecegini söylüyordu. iki arada bir derede kalmistim, redddedemiyordum da. isin baslangicindan beri bu ise sevk eden her neyse iste o sey dilimi söyletmiyor, "Kusura bakma bu islami yasantiya uygun degil! " diyemiyordum. Öyle his ki, adini da o an bir türlü bulamadim.
    Sonradan anladim ki, o his nefisten baskasi degilmis. seytan ve nefis insana bin türlü yoldan yaklasiyor. Ücüncü sefer telefon actim.
    - Tamam arkadasinla beraber gel. Sabahleyin telefon acarsin, ben sizi terminalden alirim, dedim.
    Telefonu kapattim, gel demistim ama icim icimi yiyor, büyük bir hatanin tam esiginde oldugumu hissediyordum. Niye geliyordu? Herhalde gelecek icin olan düsüncelerimi ve fiilerimi tartmak, ben ciddi miyim degil miyim ögrenmek icin geliyordu.
    ···
  6. 31.
    +1
    99 da bilgisayarın mı vardı lan vay amk
    ···
  7. 32.
    +1
    Bu kadar kapalı görüşlü biriysen o fotoyu niye koydun başlığa dıbına kodumun salağı
    ···
  8. 33.
    +1
    Yarida kesme aq yaz hadi rezzzz
    ···
  9. 34.
    +1
    Fevkalade canim sıkıldı. Askerligin bitmesine yaklagib 10 gün vardi. Komutandan tekrar izin alarak istanbul´a geldim. Tabi bu arada moralim müthis derecede bozuk ve hicbir isle ilgilenemez bir durumdaydim. Niyetim, bu tarz seylerden zaten nefret ettigimi, bu ve buna benzer seylerin bir daha olmamasi gerektigini söylemekti. Ama bunu nasil söylemeliydim. Kirilmadan dökülmeden, nazikane ve nihane olmaliydi. Aynur´a karsi öyle de bir huyum vardi. Konu ne olursa olsun aman kirilmasin, aman dökülmesin...

    Kadin erkek münasebetlerinin nasil olmasi konusunda kendi bilgilerim ve muhtelif eserlerden derledigim bir yazi yazdim ve Baltalimaninda bir restorantta yemek esnasinda yaziyi kendisine verdim. Ama bir sartim vardi, bunu sesli okuyacaktik. Okuduktan sonra tabi ne demek istedigimi anladi. " Tamam, bundan sonra senin istedigin sekilde daha düzgün yasayacagim " diye söz verdi.

    28 günlük askerligin yarisini istanbul´da gecirmis olmakla birlikte Agustos´un ikinci haftasi tezkereyi alarak istanbul´a döndüm. Bu ayin sonuna dogru yine bir yemek esnasinda yanimda biriyle telefonla konusuyordu, o ara cep telefonunun sarzi bitti. Haliyle benim telefonumu verdim. Aradi, fakat aradigi sahis bir erkekti. is arkadasi oldugunu söylüyordu. Erkeklerle olan münasebetler konusunda ne kadar titiz oldugumu bildigi ve yüz ifadelerimden canimin sıkılmıs oldugunu gördugu halde, bir de üstüne konusma esnasinda " canimcigim cicimcigim " ifadelerini kullanmaz mi?... Actigi sahis kendi is yerinde calisan birisiymis. Ama bu kadar da olamazdi, hatasini anlayarak özür dilemisti, ama bu beni sakinlestirmeye, bende olusan üzüntü ve kederi gidermeye yetmemisti.
    ···
  10. 35.
    +1
    Beyler partlar seri seri gelicek kimler burda bi ses verin bi suku atın
    ···
  11. 36.
    +1
    Aynur´un bu ve benzeri hareketleri insanin sabir sinirlarini zorluyordu. Bu konuya artik bir kesinlik getirmek gerektigine karar vermistim. iste bu tarihlerde yine bir hafta sonunu beraber gecirmek üzere uzun zamandir planladigimiz Adalar´i ziyaret etmek icin yola ciktik. Tabii sinirlerimin cok gergin oldugunu hissediyor, beni sakinlestirmek icin türlü yollar deniyordu. Ama kendisi de sair zamanlarda beni sakinlestirebildigi halde o an bunu basaramadigini gayet iyi biliyordu. Fayton gezintisi ve yemegin ardindan.

    - Seninle bir konusma yapacagim, ömrü hayatimizda bu tarz ilk ve son konusma olacak. Öncelikle bir soru. Sen benimle ömür boyu bir beraberlik düsünüyor musun?
    - Tabi ki evet, dedi. Elbetteki ömür boyu bir beraberlik düsünüyorum. Yoksa bu zamana kadar bosu bosuna miydi bütün yaptiklarimiz, bütün gezdiklerimiz, bütün tozduklarimiz ? Bosu bosuna mi gezdim seninle, bosu bosuna mi görüstük, o kadar zaman harcadik?

    Ben bu teyidi aldiktan sonra:
    - Madem öyle, benim bazi prensiplerim var dedim. Eger benimle ömür boyu bir beraberlik düsünüyorsan bu prensipleri tatbik etmek zorundasin. Altini ciziyorum zorundasin! Erkeklerle olan münasebetin su saatten itibaren degisecek. Ben geriye dönük mahalle, okul, is arkadaslari mefhumuna katlanamam. Erkek arkadaslarinla kesinlikle ve kesinlikle konusmak, mesaj yazmak, e-mail yazmak, görüsmek olmayacak...
    Eger bunlari yapacaksan benimle beraber olursun. Bunlari yapmayacaksan, sana ne kadar gün istiyorsan o kadar gün musade veriyorum. Eger benim cizdigim cizgide olabileceksen görüselim, eger olmayacaksan bundan böyle görüsmeyelim. istersen ben yaninda olmadigim zaman iyice düsün. Su andan itibaren seni aramayacagim, bu aksamda da sehir disina cikiyorum, karar verirsen ararsin görüsürüz, yoksa bir daha görüsmeyecegiz dedim.
    ···
  12. 37.
    +1
    99 da bilgisayar varmıydı Türkiyede amk
    ···
  13. 38.
    +1
    - Arkadaslarimla beraber oldugumu ve benim yanlis hareket etmeyecegimi biliyorlar, ayrica sana karsi sonsuz güvenim var, cevabini verdi. Ondan sonra da acikcasi sorma ihtiyaci hissetmedim. Cünkü sorunca hatanin bende oldugu ortaya cikiyordu. insani, nefsi de bastiriyor icinden " Sen gezdiriyorsun dolastiriyorsun, isi iyice karistirma " diye sesleniyordu.

    Haftalik bayanlara ait dini sohbet yerlerini ögreniyor, bu derslere katilmasini saglamak icin elimden gelen herseyi yapiyordum. O da yeni bir cevresinin oldugundan memnun görünüyor, bu derslerden cok memnun oldugunu söylüyordu. Sürekli yeni kitaplar, risaleler veriyordum. Cesitli sorulari oldugu zaman onca isimin arasinda cesitli eserlerden saatlerce arastirma yapip onlari yaziya dökmek benim icin tarif edilmez bir zevkti.

    Zaman süratle ilerlemis takvim yapraklari nisan ayini 29´una gelmisti. Gecenin saat 23´unde telefonum caldi. Tabi ki bu saatte arayan ondan baskasi olamazdi ve actim. bana dedi ki,

    - Ya biliyor musun, bugun bir arkadasin nisanina gittim. Bir salonda nisan yapmislardi. Arkadasim o kadar güzel görünüyordu ki, kiyafetleri, takilari... Cok begendim, kapaliydi da.
    Peki bu nişan misyonumuza uygun bir sekilde mi tertip edildi?
    - Uygun olmayan haller de vardi, ama ben zaten fazla kalamadim.
    ···
  14. 39.
    +1
    Bize ne orrospu çocuğu
    ···
  15. 40.
    +1
    Ondan sonra ben daha fazla üzerine düsmeye basladim. Özel telefon hatlari aldim onun icin kendim icin. Sirf onun arayabileyecegi ve sirf benim onu arayabilecegim. Kimsenin bilmedigi numaralar. Hemen her zaman acik, toplantida, derste, nerde olursam olayim, ararsa kalkip konusuyorum. Hatta bir seferinde özel görüsme odasinda cok özel bir toplantidayken aradigindan, özür dileyerek disari cikip telefonuna cevap verdigimi ve teamüle aykiri bu hareketimden dolayi da cevremde oldukca yadirgandigimi hic unutamiyorum.

    Zaman ilerlerken üniversite yillarindan beri bekledigim bedelli askerlik firsati yüzümüze gülmüs ve bedelli son tertip olarak Temmuz 15’inde askere gitmistim. Cep telefonu mesajlari askerlik süresince de hic durmadan devam etti. 28 günlük askerligin büyük bir bölümünü nüfuzumu kullanarak komutanlardan izin alip istanbul`da gecirdim. Ne icin?
    Sadece ve sadece Aynur icin...

    Askerligi henüz yarilamistik ki, gecenin bir yarisinda cep telefonuma bir mesaj geldi. Mahreme (ayip) yakin bir mesaj, ama bana gönderilmediği kesinlikle belliydi. Bu mesaj bana gelmiyordu. Cünkü birkac mesajin ortasinda olan ve mana bütünlügünü ancak diger mesajlarla tamamlayabilecek bir mesajdi. Bu mesajin kesinlikle ve kesinlikle bir erkege yazildigi belliydi.
    ···
  16. 41.
    +1
    Ben secimimi yapmistim. Secimin gayesi de, belki nefsani bir cümle ama dört dörtlük bir islami bir yasantiya sahip olmayan birini alip cemaate kazandirip ona dört dörtlük bir islami hayat yasatmak. Ekgiblerini gidermek, birini kazanmak. " Birinin imanini kurtarmaya vesile olmak sahralar dolusu kirmizi koyunu tasadduk etmekten daha hayirlidir " hadis-i serifine göre birini dört dörtlük bir islami yasantiya kavusturmak niyetindeydim.

    Artik tamamen istanbula tasinmistim. islerimin ve sirketlerimin tasinmasi maddi manevi bir yigin gibintiyi da beraberinde getirmisti. is cephesinde cok yogun günler geciriyordum. Aynur´la da haftanin üc günü dört günü mutlaka görüsüyorduk. Hafta sonlari yemege gidiyorduk. Cep telefonu mesajlari hayatimin ayrilmaz bir parcasi olmustu. Telefon ayrintilarim geldiginde sayfalar dolusu mesaj göndermis oldugumu görüyordum ve bunlarin hepsi sadece ve sadece Aynur´a aitti.

    Yine bana kilavuzluk yaptigi istanbul gezilerinden birini daha tamamlamak üzereydik. Evine dogru gec bir saatte yol alirken
    Eve gec vakit gidiyor olman ailende problem olmuyor mu, diye sordugumda
    cevaben şöyle dedi
    ···
  17. 42.
    +1
    Arkadaşlar biraz sohbet edelim şuku filan atın okunduğunu bileyim
    ···
  18. 43.
    0
    Rezzersss
    ···
  19. 44.
    0
    Reserve
    ···
  20. 45.
    0
    Brezzzirs
    ···