1. 26.
    0
    @2 ağlıcam amk aferin lan :d
    aşfkjasfjaskfjasklfaslkfasmfasfmaslkmfaslkfmsalkfmalskfmaslkfsasaf
    ···
  2. 27.
    0
    dinozorlar 160 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. dinozor, yunancada korkunç kertenkele anldıbına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinozor diye yazıldığı da olur. dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230-225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.
    dinozorların 160 milyon yıl kadar yaşamasının sebeplerini şöyle açıklayabiliriz:
    çevreye uyum sağladılar.
    puflu ve su geçirmez derileri sayesinde korundular ve kuru kaldılar.
    sert kabuklu yumurtaları sayesinde pek çok yavru yaşadı.
    o dönemde yaşayan diğer hayvanlara oranla daha kolay yürüdüklerinden kolayca yiyecek bulup, düşmanlarından kaçtılar.
    bazı dinozorlar ot, bazıları da et yediklerinden yiyecek sıkıntısı çekmediler.

    yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı (1000 civarında). bunlardan kimi bitkilerle beslenirken (sauropod), kimi et yiyordu (theropod). en kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaurus ve brachiosaur idi. bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardandı. örneğin apatosaurus 30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu.ama t-rex örneğinin en küçüğünün 19,4 metre olduğunu gördüler. üstelik carnotaurus boynuzlu, çok görülmeyen türlerdendi. ayrıca ceratosaurus türünün küçük ayakları vardı ama çok ölümcüldü. diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti. örneğin triceratops, başında üç boynuz taşırken, ankylosaurus çıkıntılı kemiklerle korunuyor, styracosaurus’un kuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.
    tabiki bazı kısa bacaklı dinozorlar vardı. bunlardan deinonychus gibi ve kuzeni oviraptor gibi dinozorlar örnek verilebilir.bu dinozorlar süratli ve yırtıcı olabilir.
    etçil dinozorlar, tıpkı insanlar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı. ön ayakları çok küçüktüler.
    spinosaurus, tyrannosaurus, carnotaurus gibi bazıları son derece büyükken, compsognathus (yaklaşık 5,5 kg ve 60 cm) gibileri de son derece küçüktü.
    dinozorların yumurtaları oldukça kalın kabukluydu. bu kabuk içerisindeki yavruyu koruyor ve içindeki özel bağ sayesinde yavru güven içinde büyüyordu.
    dinozorlarla aynı dönemde pterosaurus, archaeopteryx gibi uçabilen canlılar da vardı, ama bunlar dinozorlarla çok yakından ilgili değildi. aynı zamanda ichthyosaurus ve pleisiosaurus gibi çok sayıda yüzebilen sürüngen de vardı. ama bunlar da dinozorlarla yakın bir ilintiye sahip değillerdi.

    diplodocus
    yok oluşları [değiştir]

    dinozorların nasıl yok olduğuna dair bugüne değin bir çok iddia ortaya atılmıştır. geçmişte, dinozorların kısa bir süre içinde toplu olarak nasıl yok oldukları uzun bir süre açıklanamamış ve yanardağ patlamalarından dünyadaki iklim değişikliklerine kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.
    1980 de ise nobel ödüllü fizikçi luis alvarez ve oğlu jeolog walter alvarez dinozorları bir göktaşının ortadan kaldırdığını ileri sürdüler. alvarezler'in bu görüşü 85 li yılların sonları ve 90 lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul olmuştur. yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlamıştır. dinozorların nasıl yok olduğuna ilişkin bilim adamlarının sahip oldukları bu görüş dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10 km çapında bir göktaşının dünya'ya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklar. bu göktaşı saatte 54.000 km hızla mekgiba'nın yukatan yarımadası açıklarında dünyaya çarpmış ve çarpma anında 200.000 km³ (her bir kenarı 58.480 tane çamaşır makinesinden oluşan dev bir küp olarak düşünülebilir !) madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 170 km çapındaki, dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan chicxulub krateri meydana gelmiştir. çarpmanın 100 milyon megaton tnt'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır. dünya hiç güneş görmeyince buz devri oluşmuştur. dinozorlar da bu sırada ölmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 28.
    0
    1955 yılında i̇stanbul'da doğdu, ekonomi öğrenimi gördü.

    mugibiye dr. selahattin tanur'la tanbur ve eser meşkederek başlayan murat bardakçı, tanur'dan "icazet" aldı, ekrem karadeniz'le teori, teori tarihi ve ses sistemi üzerine çalıştı, fahire fersan ve vecdi seyhun'dan yararlandı, ilgi alanını daha sonra mugibi tarihine yöneltti. abdülbaki gölpınarlı'dan şarkiyat kaynakları ve metodolojisi alanlarında büyük ölçüde faydalandı, bu arada türk ve i̇slam müziği'nin tarihiyle ilgili kitap, belge, fotoğraf, film ve ses kaydı gibi arşiv malzemesi topladı, geniş bir nota kolleksiyonu oluşturdu.

    türk müziği tarihi'yle ilgili çok sayıda araştırması yayınlanan murat bardakçı, hürriyet gazetesi yazarlarındandır.

    hakkinda yazilanlar

    bayanlar, baylar; süper bir zekayla karşı karşıyasınız
    serdar turgut
    hürportreler hürriyet 2002 i̇lavesi

    okuyucu bu süper zekanın ve bilgi birikiminin sadece gazetedeki sonuçlarıyla yetinmek zorundadır. bu yüzden şanssızsınız
    aslında. onun asıl birikimini gösterdiği yer kitapları. murat ayrıca büyük bir mugibi tarihçisi. ‘‘mavi kanlıların’’ dünyasını da iyi bilir. o dünyada rahat hareket eder, belki de o dünyadandır da bilemiyorum.

    yazarlığın altın kurallarından bir tanesi insanın sadece bildiği konularda yazmasıdır.

    şu anda okumakta olduğunuz yazı egzersizlerinin amacı bu kuralın ihlal edilmesi durumunda neler olacağını ortaya çıkartmak olmalı.

    murat'ı sadece yazılarından tanıyorum. aynı mekanlarda kısa süreli bir arada bulunmalarımızda birbirimizi fazla tanıma imkanımız olmadı.

    bir insanı ele veren gözleridir. kafası fazla çalışmayan bir insanı gözlerinden hemen anlarsınız. bakınız örneğin tony blair, george bush jr., pierce brosnan.

    murat'ın gözleri ve gözbebeğindeki hareketlenmeler ise süper bir zekayla karşı karşıya olduğunuzu ortaya koyar.

    okuyucu bu süper zekanın ve bilgi birikiminin sadece gazetedeki sonuçlarıyla yetinmek zorundadır. bu yüzden şanssızsınız aslında.

    onun asıl birikimini gösterdiği yer kitapları.

    örneğin vahdettin'in hayatı üzerine kaleme aldığı eser türk tarih çalışmalarında büyük bir devrim, bir alt üst oluşa yol açabilecek tarihi verileri ortaya çıkarmış durumda.

    abartmıyorum, bulun ‘‘şahbaba’’yı ve okuyun lütfen.

    neden çok tartışılmaz bu konu? benim için anlaşılması mümkün olmayan ve galiba da türkiye'ye özgü bir durum bu.

    murat asıl olarak büyük bir mugibi tarihçisi.

    şarkiyat kaynaklarını bulma yöntemlerini, metodolojiyi öğrenme sürecinde türkiye'nin önde gelen alimleriyle çalıştığını, onlardan öğrendiğini biliyorum.

    bu eğitimi üniversitede veremezler insana, orada öğretilenler ancak o şekilde usta-çırak ilişkisi içinde öğrenilir ve ancak o şekilde usta olunabilir, bunun başka yolu yok.

    murat aynı zamanda ‘‘mavi kanlıların’’ dünyasını da en iyi bilen insandır.

    o dünyada rahat hareket eder, belki de o dünyadandır da bilemiyorum ve yazabildiklerini de bize anlatır.

    eminim ki yazamadıkları yazdıklarından çok daha fazladı
    Tümünü Göster
    ···