-
3226.
-6@130 bira içip nasıl anason kokuyosun mal?
bu arada hikaye güzel devam -
3227.
-6KaradenizTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Başlığın diğer anlamları için Karadeniz (anlam ayrım) sayfasına bakınız.
Karadeniz haritası
Karadeniz: NASA uydu fotoğrafı
Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more; Lazca: Uça zoğa ), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. istanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun, Ordu (kent nüfusu 435,000),Giresun ve Zonguldak'tır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 isim kökeni
* 2 Genel Özellikler
* 3 Doğal yaşam
* 4 Turizm
* 5 Notlar
* 6 ilgili bağlantılar
* 7 Dış bağlantılar
isim kökeni [değiştir]
1544, Battista Agnese'ya ait Karadeniz Haritası
Diego Homem ait bir Karadeniz Haritası
Karadeniz adını Osmanlı ve Selçuklu Türkleri'nden almistir. Türkçe'de 'Kara' Kuzey yönünü ifade eder. Benzer sekilde Saka-Yakut-Turkleri'nin yasadigi bolge olan Sibirya'nin kuzeyindeki denizin adi da Kara Denizi 'dir. Turkce'de Kizil Guney yonunu ifade eder. Ornegi Anadolu'nun Guneyi'ndeki Kizil Deniz'dir. Ak yani beyaz Bati'yi gosterir. Her ne kadar bugun Akdeniz sadece Turkiye'nin guneyindeki denizi ifade etse de eskiden Ege Deniz'i ve Akdeniz ayni ad ile yani Akdeniz adi ile ifade edilir, Ege Denizi'ni ayrica belirtmek gerektiginde Adalar Deniz'i denirdi.[1] [2] [3]
Eski Turkce'de renklerin bircok anlami vardir.
Kara Kuzey yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan yilan, mevsimi kis, ilgili oldugu madde su, yildizi sub-yildiz yani Merkur, alakalandirildigi gunun vakti geceyarisi olup Olum ile iliskilendirilmistir.
Gok -Gokturkler'de oldugu gibi- Dogu yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan ejderha, mevsimi ilkbahar, ilgili oldugu madde agac, yildizi ıgaç-yildiz yani Jupiter, alakalandirildigi gunun vakti sabah olup, guzellik ve genclik ile iliskilendirilmistir.
Kizil Guney yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan kizil saksağan, mevsimi yaz, ilgili oldugu madde ates, yildizi ot-yildiz yani Mars, alakalandirildigi gunun vakti ogle olup, kahramanlik ile iliskilendirilmistir.
Ak Bati yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan Pars, ilgili oldugu madde maden, mevsimi guz, yildizi Erklig yani Venus, alakalandirildigi gunun vakti aksam olup, bilgelik ile iliskilendirilmistir.
Osmanli aynen bu Turk gelenegine gore sahip oldugu denizleri isimlendirmistir. Buna gore Osmanli'da:
Karadeniz:bahr-i siyeh(karadeniz); Akdeniz ve Ege: bahr-i ebyaz(akdeniz); Kizildeniz: bahr-i ahmer(kızıldeniz) adlari ile anilmistir.
Benzer isimlendirme Orta Asya'da da gorulmektedir. Turkmenistan'da ulkenin kuzeyindeki colun adi Karakum'dur. Kazakistan'da Altay Daglari'nin guneyindeki cok Kizilkum'dur. [7] [8]
Butun Turk ulkelerinde dag, deniz, ve tepeler Ak, Kizil, Kara, Gok ekleri ile adlandirilir.
Genel Özellikler [değiştir]
Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. M.Ö. 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birden bire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına [4] sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar [5] bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Irmağı, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır [6]. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.
Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir.[7] Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.[8]
Doğal yaşam [değiştir]
et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanı sıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Çünkü o sadece Karadeniz'özgüdür. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.[9]
Turizm [değiştir] -
3228.
-6KaradenizTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Başlığın diğer anlamları için Karadeniz (anlam ayrım) sayfasına bakınız.
Karadeniz haritası
Karadeniz: NASA uydu fotoğrafı
Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more; Lazca: Uça zoğa ), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. istanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun, Ordu (kent nüfusu 435,000),Giresun ve Zonguldak'tır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 isim kökeni
* 2 Genel Özellikler
* 3 Doğal yaşam
* 4 Turizm
* 5 Notlar
* 6 ilgili bağlantılar
* 7 Dış bağlantılar
isim kökeni [değiştir]
1544, Battista Agnese'ya ait Karadeniz Haritası
Diego Homem ait bir Karadeniz Haritası
Karadeniz adını Osmanlı ve Selçuklu Türkleri'nden almistir. Türkçe'de 'Kara' Kuzey yönünü ifade eder. Benzer sekilde Saka-Yakut-Turkleri'nin yasadigi bolge olan Sibirya'nin kuzeyindeki denizin adi da Kara Denizi 'dir. Turkce'de Kizil Guney yonunu ifade eder. Ornegi Anadolu'nun Guneyi'ndeki Kizil Deniz'dir. Ak yani beyaz Bati'yi gosterir. Her ne kadar bugun Akdeniz sadece Turkiye'nin guneyindeki denizi ifade etse de eskiden Ege Deniz'i ve Akdeniz ayni ad ile yani Akdeniz adi ile ifade edilir, Ege Denizi'ni ayrica belirtmek gerektiginde Adalar Deniz'i denirdi.[1] [2] [3]
Eski Turkce'de renklerin bircok anlami vardir.
Kara Kuzey yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan yilan, mevsimi kis, ilgili oldugu madde su, yildizi sub-yildiz yani Merkur, alakalandirildigi gunun vakti geceyarisi olup Olum ile iliskilendirilmistir.
Gok -Gokturkler'de oldugu gibi- Dogu yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan ejderha, mevsimi ilkbahar, ilgili oldugu madde agac, yildizi ıgaç-yildiz yani Jupiter, alakalandirildigi gunun vakti sabah olup, guzellik ve genclik ile iliskilendirilmistir.
Kizil Guney yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan kizil saksağan, mevsimi yaz, ilgili oldugu madde ates, yildizi ot-yildiz yani Mars, alakalandirildigi gunun vakti ogle olup, kahramanlik ile iliskilendirilmistir.
Ak Bati yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan Pars, ilgili oldugu madde maden, mevsimi guz, yildizi Erklig yani Venus, alakalandirildigi gunun vakti aksam olup, bilgelik ile iliskilendirilmistir.
Osmanli aynen bu Turk gelenegine gore sahip oldugu denizleri isimlendirmistir. Buna gore Osmanli'da:
Karadeniz:bahr-i siyeh(karadeniz); Akdeniz ve Ege: bahr-i ebyaz(akdeniz); Kizildeniz: bahr-i ahmer(kızıldeniz) adlari ile anilmistir.
Benzer isimlendirme Orta Asya'da da gorulmektedir. Turkmenistan'da ulkenin kuzeyindeki colun adi Karakum'dur. Kazakistan'da Altay Daglari'nin guneyindeki cok Kizilkum'dur. [7] [8]
Butun Turk ulkelerinde dag, deniz, ve tepeler Ak, Kizil, Kara, Gok ekleri ile adlandirilir.
Genel Özellikler [değiştir]
Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. M.Ö. 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birden bire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına [4] sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar [5] bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Irmağı, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır [6]. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.
Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir.[7] Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.[8]
Doğal yaşam [değiştir]
et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanı sıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Çünkü o sadece Karadeniz'özgüdür. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.[9]
Turizm [değiştir] -
3229.
+1 -8sadece bi yazdığını okudum bu amsalağın demogoji yapmış gibik vakit kaybı şimdide gibtir olup gidiyorum
-
3230.
-7montrö boğazlar sözleşmesi, türk boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. 1923'te lozan antlaşması ile birlikte imzalanan boğazlar sözleşmesinin yerine geçmiştir.Tümünü Göster
türkiye, lozan antlaşması'yla birlikte imzalanan boğazlar sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima kaygı içinde bulunmuştur. sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen türkiye'nin, silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştır. türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştür. ingiliz dışişleri bakanlığının 23 temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "türkiye'nin boğazlar sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."
boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen ingiltere'nin türkiye'yi desteklemesine paralel olarak balkan antantı daimi konseyi'nin 4 mayıs 1936'da belgrat'ta yaptığı toplantıda, türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. türkiye'nin girişimi lozan boğazlar sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 haziran 1936'da isviçre'nin montreux kentinde toplanmıştır. i̇ki ay süren toplantılardan sonra, 20 temmuz 1936'da imzalanan yeni boğazlar sözleşmesi ile türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği türkiye'ye geçmiştir. türkiye daha önce sovyet rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca (saldırmazlık antlaşması) sovyet rusya'nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır. tamamı yirmi dokuz madde, üç ek protokolden meydana gelen sözleşmeye göre:
boğazlardan serbest geçiş esası kabul ediliyordu. ancak ticaret ve savaş gemilerinin boğazlardan geçişi, barış ve savaş hâline göre, ayrı statüye bağlanıyordu. savaş durumu da türkiye'nin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu.
boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen türkiye'ye aitti.
boğazlardan geçişi denetleyen milletlerarası boğazlar komisyonu kaldırıldı.
bu ana maddelerle türkiye'nin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı. diğer maddelerin bazıları ise; barış zamanında:
karadeniz'de kıyısı olmayan devletlerin ticaret gemileri serbestçe geçerler. savaş gemileri 8-15 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir. denizaltılar, uçak gemileri ve 10.000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez. sözleşmeye uygun şekilde geçen savaş gemileri karadeniz'de yirmi bir günden fazla kalamaz.
karadeniz'de kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce türkiye'ye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15.000'den fazla olmayacaktır. karadeniz'de kalışları için belli bir süre yoktur.
savaş zamanında:
türkiye savaşan ülke ise ya da kendisini yakın bir savaş tehdidinde görüyorsa; ticari gemilerin geçişini engelleyemese de, geçişlere bazı kısıtlamalar getirebilmek hakkına sahiptir.
türkiye tarafsızsa; ticaret gemileri serbestçe geçmesine rağmen savaşan tarafların savaş gemileri geçemez.
savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda ticaret gemileri barış zamanı kurallarına göre sadece gündüzleri geçebilecektir.
sözleşmenin süresi yirmi yıl olacaktı. bu sürenin bitiminden iki yıl önce taraflardan hiçbiri sözleşmenin feshini istemezse, böyle bir istekten iki yıl sonraya kadar yürürlükte kalacaktı.
montrö antlaşmasında türk tarafını,
tevfik rüştü aras, dışişleri bakanı(temsilci heyeti başkanı),
fethi okyar, londra'da türkiye büyükelçisi,
suad davaz, paris'teki türkiye büyükelçisi,
numan menemencioğlu, büyükelçi, dışişleri bakanlığı genel sekreteri,
asım gündüz, korgeneral, genel kurmay ikinci başkanı,
necmettin sadık sadak, sivas milletvekili, milletler cemiyeti'nde türkiye sürekli temsilcisi,
ziya kızıltan, baş danışman, dışişleri bakanlığı baş hukuk danışmanı,
sadullah güney, iktisat bakanlığı, deniz ticareti müsteşarı,
müşfik selami inegöl, dışişleri bakanlığı daire başkanı,
dr.asım arar, sağlık işleri genel müdürü,
fahri engin, savaş filosu komutanı,
rıfat mataracı, kurmay albay,
şefik çakmak, kurmay yarbay, hava alayı komutanı,
yusuf egeli, kurmay binbaşı,
i̇hsan orgun, hava binbaşı,
fahri korutürk, deniz binbaşısı, roma deniz ataşesi,
seyfi kurtbek, kurmay yüzbaşı, paris askeri ataşesi,
r.amir kocamaz, başkonsolos, dışişleri bakanı özel kalem müdürü,
genel sekreter cevad açıkalın, dışişleri bakanlığı daire başkanı,
sekreterler abdülkadir örencik, bedri tahir şaman, h.rıfat sözen, nedim veysel ilkin, fatin rüştü zorlu, celalettin ziyal,
basın bürosu vedat nedim tör, içişleri bakanlığı genel müdür, asude zeybekoğlu, basın ateşesi, şekip engineri, basın ataşesi, muvaffak menemencioğlu, anadolu ajansı genel müdürü,
temsil etmişlerdir! -
3231.
-7binlik yapmak ne güzelmiş lan. gibertmeye devam
-
3232.
+1 -8ccc kessen kanım akmaz ccc
bu entryi kötüleyin de ayraç olsun. -
3233.
-7KaradenizTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Başlığın diğer anlamları için Karadeniz (anlam ayrım) sayfasına bakınız.
Karadeniz haritası
Karadeniz: NASA uydu fotoğrafı
Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more; Lazca: Uça zoğa ), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. istanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun, Ordu (kent nüfusu 435,000),Giresun ve Zonguldak'tır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 isim kökeni
* 2 Genel Özellikler
* 3 Doğal yaşam
* 4 Turizm
* 5 Notlar
* 6 ilgili bağlantılar
* 7 Dış bağlantılar
isim kökeni [değiştir]
1544, Battista Agnese'ya ait Karadeniz Haritası
Diego Homem ait bir Karadeniz Haritası
Karadeniz adını Osmanlı ve Selçuklu Türkleri'nden almistir. Türkçe'de 'Kara' Kuzey yönünü ifade eder. Benzer sekilde Saka-Yakut-Turkleri'nin yasadigi bolge olan Sibirya'nin kuzeyindeki denizin adi da Kara Denizi 'dir. Turkce'de Kizil Guney yonunu ifade eder. Ornegi Anadolu'nun Guneyi'ndeki Kizil Deniz'dir. Ak yani beyaz Bati'yi gosterir. Her ne kadar bugun Akdeniz sadece Turkiye'nin guneyindeki denizi ifade etse de eskiden Ege Deniz'i ve Akdeniz ayni ad ile yani Akdeniz adi ile ifade edilir, Ege Denizi'ni ayrica belirtmek gerektiginde Adalar Deniz'i denirdi.[1] [2] [3]
Eski Turkce'de renklerin bircok anlami vardir.
Kara Kuzey yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan yilan, mevsimi kis, ilgili oldugu madde su, yildizi sub-yildiz yani Merkur, alakalandirildigi gunun vakti geceyarisi olup Olum ile iliskilendirilmistir.
Gok -Gokturkler'de oldugu gibi- Dogu yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan ejderha, mevsimi ilkbahar, ilgili oldugu madde agac, yildizi ıgaç-yildiz yani Jupiter, alakalandirildigi gunun vakti sabah olup, guzellik ve genclik ile iliskilendirilmistir.
Kizil Guney yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan kizil saksağan, mevsimi yaz, ilgili oldugu madde ates, yildizi ot-yildiz yani Mars, alakalandirildigi gunun vakti ogle olup, kahramanlik ile iliskilendirilmistir.
Ak Bati yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan Pars, ilgili oldugu madde maden, mevsimi guz, yildizi Erklig yani Venus, alakalandirildigi gunun vakti aksam olup, bilgelik ile iliskilendirilmistir.
Osmanli aynen bu Turk gelenegine gore sahip oldugu denizleri isimlendirmistir. Buna gore Osmanli'da:
Karadeniz:bahr-i siyeh(karadeniz); Akdeniz ve Ege: bahr-i ebyaz(akdeniz); Kizildeniz: bahr-i ahmer(kızıldeniz) adlari ile anilmistir.
Benzer isimlendirme Orta Asya'da da gorulmektedir. Turkmenistan'da ulkenin kuzeyindeki colun adi Karakum'dur. Kazakistan'da Altay Daglari'nin guneyindeki cok Kizilkum'dur. [7] [8]
Butun Turk ulkelerinde dag, deniz, ve tepeler Ak, Kizil, Kara, Gok ekleri ile adlandirilir.
Genel Özellikler [değiştir]
Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. M.Ö. 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birden bire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına [4] sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar [5] bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Irmağı, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır [6]. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.
Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir.[7] Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.[8]
Doğal yaşam [değiştir]
et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanı sıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Çünkü o sadece Karadeniz'özgüdür. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.[9]
Turizm [değiştir] -
3234.
-7KaradenizTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Başlığın diğer anlamları için Karadeniz (anlam ayrım) sayfasına bakınız.
Karadeniz haritası
Karadeniz: NASA uydu fotoğrafı
Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more; Lazca: Uça zoğa ), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. istanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun, Ordu (kent nüfusu 435,000),Giresun ve Zonguldak'tır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 isim kökeni
* 2 Genel Özellikler
* 3 Doğal yaşam
* 4 Turizm
* 5 Notlar
* 6 ilgili bağlantılar
* 7 Dış bağlantılar
isim kökeni [değiştir]
1544, Battista Agnese'ya ait Karadeniz Haritası
Diego Homem ait bir Karadeniz Haritası
Karadeniz adını Osmanlı ve Selçuklu Türkleri'nden almistir. Türkçe'de 'Kara' Kuzey yönünü ifade eder. Benzer sekilde Saka-Yakut-Turkleri'nin yasadigi bolge olan Sibirya'nin kuzeyindeki denizin adi da Kara Denizi 'dir. Turkce'de Kizil Guney yonunu ifade eder. Ornegi Anadolu'nun Guneyi'ndeki Kizil Deniz'dir. Ak yani beyaz Bati'yi gosterir. Her ne kadar bugun Akdeniz sadece Turkiye'nin guneyindeki denizi ifade etse de eskiden Ege Deniz'i ve Akdeniz ayni ad ile yani Akdeniz adi ile ifade edilir, Ege Denizi'ni ayrica belirtmek gerektiginde Adalar Deniz'i denirdi.[1] [2] [3]
Eski Turkce'de renklerin bircok anlami vardir.
Kara Kuzey yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan yilan, mevsimi kis, ilgili oldugu madde su, yildizi sub-yildiz yani Merkur, alakalandirildigi gunun vakti geceyarisi olup Olum ile iliskilendirilmistir.
Gok -Gokturkler'de oldugu gibi- Dogu yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan ejderha, mevsimi ilkbahar, ilgili oldugu madde agac, yildizi ıgaç-yildiz yani Jupiter, alakalandirildigi gunun vakti sabah olup, guzellik ve genclik ile iliskilendirilmistir.
Kizil Guney yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan kizil saksağan, mevsimi yaz, ilgili oldugu madde ates, yildizi ot-yildiz yani Mars, alakalandirildigi gunun vakti ogle olup, kahramanlik ile iliskilendirilmistir.
Ak Bati yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan Pars, ilgili oldugu madde maden, mevsimi guz, yildizi Erklig yani Venus, alakalandirildigi gunun vakti aksam olup, bilgelik ile iliskilendirilmistir.
Osmanli aynen bu Turk gelenegine gore sahip oldugu denizleri isimlendirmistir. Buna gore Osmanli'da:
Karadeniz:bahr-i siyeh(karadeniz); Akdeniz ve Ege: bahr-i ebyaz(akdeniz); Kizildeniz: bahr-i ahmer(kızıldeniz) adlari ile anilmistir.
Benzer isimlendirme Orta Asya'da da gorulmektedir. Turkmenistan'da ulkenin kuzeyindeki colun adi Karakum'dur. Kazakistan'da Altay Daglari'nin guneyindeki cok Kizilkum'dur. [7] [8]
Butun Turk ulkelerinde dag, deniz, ve tepeler Ak, Kizil, Kara, Gok ekleri ile adlandirilir.
Genel Özellikler [değiştir]
Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. M.Ö. 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birden bire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına [4] sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar [5] bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Irmağı, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır [6]. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.
Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir.[7] Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.[8]
Doğal yaşam [değiştir]
et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanı sıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Çünkü o sadece Karadeniz'özgüdür. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.[9]
Turizm [değiştir] -
3235.
-7KaradenizTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Başlığın diğer anlamları için Karadeniz (anlam ayrım) sayfasına bakınız.
Karadeniz haritası
Karadeniz: NASA uydu fotoğrafı
Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more; Lazca: Uça zoğa ), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. istanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun, Ordu (kent nüfusu 435,000),Giresun ve Zonguldak'tır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 isim kökeni
* 2 Genel Özellikler
* 3 Doğal yaşam
* 4 Turizm
* 5 Notlar
* 6 ilgili bağlantılar
* 7 Dış bağlantılar
isim kökeni [değiştir]
1544, Battista Agnese'ya ait Karadeniz Haritası
Diego Homem ait bir Karadeniz Haritası
Karadeniz adını Osmanlı ve Selçuklu Türkleri'nden almistir. Türkçe'de 'Kara' Kuzey yönünü ifade eder. Benzer sekilde Saka-Yakut-Turkleri'nin yasadigi bolge olan Sibirya'nin kuzeyindeki denizin adi da Kara Denizi 'dir. Turkce'de Kizil Guney yonunu ifade eder. Ornegi Anadolu'nun Guneyi'ndeki Kizil Deniz'dir. Ak yani beyaz Bati'yi gosterir. Her ne kadar bugun Akdeniz sadece Turkiye'nin guneyindeki denizi ifade etse de eskiden Ege Deniz'i ve Akdeniz ayni ad ile yani Akdeniz adi ile ifade edilir, Ege Denizi'ni ayrica belirtmek gerektiginde Adalar Deniz'i denirdi.[1] [2] [3]
Eski Turkce'de renklerin bircok anlami vardir.
Kara Kuzey yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan yilan, mevsimi kis, ilgili oldugu madde su, yildizi sub-yildiz yani Merkur, alakalandirildigi gunun vakti geceyarisi olup Olum ile iliskilendirilmistir.
Gok -Gokturkler'de oldugu gibi- Dogu yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan ejderha, mevsimi ilkbahar, ilgili oldugu madde agac, yildizi ıgaç-yildiz yani Jupiter, alakalandirildigi gunun vakti sabah olup, guzellik ve genclik ile iliskilendirilmistir.
Kizil Guney yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan kizil saksağan, mevsimi yaz, ilgili oldugu madde ates, yildizi ot-yildiz yani Mars, alakalandirildigi gunun vakti ogle olup, kahramanlik ile iliskilendirilmistir.
Ak Bati yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan Pars, ilgili oldugu madde maden, mevsimi guz, yildizi Erklig yani Venus, alakalandirildigi gunun vakti aksam olup, bilgelik ile iliskilendirilmistir.
Osmanli aynen bu Turk gelenegine gore sahip oldugu denizleri isimlendirmistir. Buna gore Osmanli'da:
Karadeniz:bahr-i siyeh(karadeniz); Akdeniz ve Ege: bahr-i ebyaz(akdeniz); Kizildeniz: bahr-i ahmer(kızıldeniz) adlari ile anilmistir.
Benzer isimlendirme Orta Asya'da da gorulmektedir. Turkmenistan'da ulkenin kuzeyindeki colun adi Karakum'dur. Kazakistan'da Altay Daglari'nin guneyindeki cok Kizilkum'dur. [7] [8]
Butun Turk ulkelerinde dag, deniz, ve tepeler Ak, Kizil, Kara, Gok ekleri ile adlandirilir.
Genel Özellikler [değiştir]
Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. M.Ö. 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birden bire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına [4] sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar [5] bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Irmağı, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır [6]. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.
Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir.[7] Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.[8]
Doğal yaşam [değiştir]
et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanı sıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Çünkü o sadece Karadeniz'özgüdür. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.[9]
Turizm [değiştir] -
3236.
+2 -10@1 askerde tecavüz etmişer
-
3237.
+3 -11aydüşen kaçmazıTümünü Göster
sabaha doğru o tek katlı incin evlere vurmaya başladığında güneş. karanlık yarılıpta onuncu tepedeki evine kaçışırken mor tepenin eldirilean kesimlerinde yeni bir günün sabahı doğmuştu. kale yakınlarındaki , surlarında çevrelediği korunaklı "eldrun" köyüydü burası.ve bu köyün başındaki gardiyanlarnda görev vaktiydi. uzunca dik ağaçların ve onları geride bırakan surların urzuvunda kuzeye ve güneye bakan 2 kapı vardı. gardiyan kuleleri her kapıda ikişer ikişer yükselerek menzili tamamen kaplıyordu. eldrun yakınlarındaki kuzey kapısı fazla kullanılmazdı , oradan gezginler , çiftciler vede izci gurupları geçerdi ancak. çünkü batı kapısının açtığı yol mor alevin taçlandırdığı elefrum kraterleriyle kaplanmıştı , yakın ormanlara uzanırdı geri kalan kesim ve kullanışlı tek yerde orasıydı... ve elbette oradaydi gri yol , kuzey kapısının önünden serilip giderdi. elefrum krater dağının arkasına bilinmeyen topraklara giderdi bi ucu , diyer ucuda yakın ormanların derin sularına... güney kapısı ise her ırktan ahalisi bulunan devasa elluim ülkesine açılıyordu , ordan geçmeye kalkarsanız dikkat etmek zorundaydınız çünkü güney çıkınları o bölgeye yakındır.ve güney çıkınlarında devasa ejderhaların , cüce ejderlerin yaşadığı bilinir. oranın yakınından dahi geçseniz sizi farkeden ulu ve yüce ejderhalarla bezendiği söylenir , bağzılarıda orada yıllardır saklanan ejderha tanrısının yaşadığını söyler.ama tüm bu korkunun dışında eldirilean mor tepenin en nadide kesimidir , ülkeleri , tepeleri öylesine büyüktürki haritalarda devasa sınırlarla gösterilir... elluimin ardında boş topraklar vardır , elluim'li kimse gitmemiştir cüceler hariç o topraklara. orada çok fazla birşey yoktur , bitki yetişmaz ve mağralar çok nadirdir. birkaç trol yaşar o bağralarda ve daha fazlası değil... ama tek canlı onlar değildir , solucanlarda(kanatsız ejderhalar) orada yaşdıbını sürdürür. çünkü besin bakımından pek çok ork ve goblin türü vardır bölgede ve tüm bunların dışında orası boş topraklar diye geçer , dahası değil...
ve kuzeye bir kezdaha gidecek olursak orası daha ürkütücü vede akıbetlidir. elefrum kraterlerının yanağına dağılmış düzlüklerde vardır. sürekli faliyette olduğundan kraterin hiçbir yanı güvenli olmasada kızıl topraklara uzun zamandır lav düşmemiştir. eskiden kalma lavların kum rengi ışıltısı içinde o kuru lavların hala bir kızıllığı vardır. helede güneş aydınlattığında ateş misali bir tepe oluverir... lakin bu nedenle kızıl tepeler denmiştir oraya , fazla araştırılmamış bir yer olduğundan orada yaşayan canlılar hakkında bilgimiz olmaz ve belkide kimse yaşamıyordur... krater inişe doğru bölündüğünden orrtasında sürekli lavların ateşini depolayan ateş kusan tepesi vardır , kratarin zıttında yükselerek birazda tepe görünümü almıştır burası ve gri yolun hemen yanında bekler , diyer kısıma bakınca kraterin en feci bölgesini görürsünüz oraya gothremon derler , ama kadim cüce dilinde gomen adını alır. gomen dağın en kötü yeri denebilir dağın yarısı manasındadır , yani dağın öfkesinin ve hiddetinin yarısı gomen urvuzlarında beklediği söylenir. dağın tam adı nekadar elefrum olsada cüce dilinde gomenasai olarak bilinmiştir... sürekli patlayan ve tabandan dışarı ateş kusan gayzerlere sahiptir burası , ordan geçmeye kimsenin gücü yetmez diye bilinir...
i̇şte tüm bunların ortasındaki devasa hanedanlık , lord kalesi'nde başlıyor uzun hikayemiz... hanedan prensi hansel'de burada yaşardı. gelecekte adını andığı toprakları yönetmek için eğitiliyordu. hanedan soyundan gelen asil savaşcılarının lideri diyebilirdik ona , ama o vaktini kılıç sallamaktan çok hayata adamıştı. kralın en tiksindiği olay olmuştur buki hansel sürekli ortadan kaybolurdu , kralın askerleri onu kaçkez yakın ormanlarda mutlu mutlu gezerken bulmuştur sayamam ama kral bundan hoşnutsuzdu. birgün zatını çağrarak bir konuşma kararı aldı kral.
"sen! sen ne hakla görevlerini bırakıp basit ormanların yanına kaçarsın!!"
"baba! ben istemiyorum bir krallık yönetmek yada birşeyi hükmüme almak... elfler gibi huzurlu bir hayattır hep arzuladığım."
"ha! başımıza elf dostumu çıkıcaksın şimdide! senden ziyade onlar dahi kılıç savurup ok atarlar! yönetmekmi istemiyorsun? bunu birdaha duymayacağım , halkın senin hükmüne muhtaç oğlum!"
i̇şte bu konuşmadan sonra hansel'i daha sıkı tuttular , muhteşem bir kılıç yeteneğide olsa savaşmayı , güçlenmeyi reddediyordu."kılıcımı bu diyarda boş boş beklemek için güçlendirmeyeceğim!"diyordu.ve isyan ederek sürekli görevlerden karşı duruyordu. bu olaylar kısa zamanda halkın , köylülerin kulağına vardı. ufak laflardan büyük bir isyana vuracakmış gibi uzadı halkın dili , "biliyormusun? kral oğlunu bile dize getiremiyormuş , oğlunun asi köpeklerden farkı yok... kralımızı nekadar sevsekte gelecekte böyle bir kral istemiyoruz... "
"haklısın bunu krala söyleyelim , hansel bizi yönetecek güce sahip değil diyelim."dendi...
ve kısa zamanda birer ikişer kralın karşısına çıkıldı.
"yüce ve ala kralımız , senden bir ricamız vardır."
"nedir? neymiş bu zatımdan arzunuz?"
"oğlunuz kralım. sizin yaşlandığınız vakit tahta geçerse bu kurduğunuz düzeni inatla yıkacaktır o."
kral bu sözlerden tedirgin oldu ve nedensiz bir hiddet patlattı "nedir sizin derdiniz! benim soyumu istemezsiniz demek bu ülkede.bu bir ihanettir! yakalayın muhafızlar! şunları!"...
halk kralın hiddetine karşı hemencicik susuyorlardıysada oğul hansel'e beddualar ve lanetler okunup okunup durdu...
bi̇r gece hi̇lal işiğinda
hansel ne sizin nede halkın laflarına aldırmıyordu , hanedanlık cepesini saran angarad kasabalarından birine gelmişti ve ne bir dostu nede onunla ilgilenen birisi vardı.bar önündeki o dik sandalyelerden birine geçti , bir bira istedi ve uykulu gözlerle lambanın ardındaki karanlığı gözledi. şişko hancı biraz şaşkınlık birazda tiksintiyle baktı lord hansel'e halktan duyduğu yalan yada doğru tüm şeylerin ışığında hansel ayyaşın teki gibi duruyordu.ama hancı o mutsuz surata baktığında bir an tereddüte uğradı. hansele başka yönden bakmaya çalıştı...
"derdin nedir dostum? biramı hala vermedin."
"afedersin , dalmışım... "
bira doldurulupta bara koyulunca hansel bardağı önüne çekti.
"gözlerindeki ışık.. sen buralı değilsin galiba"
"hayır değilim , elluim'den gelmiştim."
"vay! elluim çok güzel bir yerdir , neden terkettin orayı?"
"o diyarları nekadar sevsemde ekmeğimi kazanmalıydım , burada uzun zamandır han işletiyorum."
"buralardan memnunmusun?"
"yeterince... "
hansel ,hancıya biraz şaşkınlık birazda acıyla baktı "buralar çok bayıcı, sonunda kazanç sağlayacağım güzel bir macera için neler vermezdim... "
o handa hancı bir kahkaha patlattı , onun gülüşünü arka kapının gıcırtısı ve 36 yaşlarında iri yarı bir adamın kıkırdaması takip etti.
hancı işgüzar ve ciddi bir bakışla "hansel! arzularını gerçekleştirmemi istermisin? senden şüpeleniyordum , ama şimdi gerçek isteğini anladım"dedi , onun ardından hanselin yanındaki barlığa i̇ri herif oturdu.
i̇ri adam kaba bir gülüşle ona şaşkın şaşkın bakan hansele bir süre baktıktan sonra "eee , ne yapmamı istiyorsun?" dedi hancıya.
"nemi yapcaksın? i̇lk önce ateş simyacısını buraya çağırman gerekecek , elluim merkezine doğru yaklaşık 1 haftalık bir yolculuk yapman gerekecek... "
"neden?" dedi üşenen ve artık neşesiz adam.
"nedenmi?" diye çarptı lafı hancı "herşeyden önce tanıdığımız ve bize yardım edecek tek büyücü o vede prensimizi ay düşene zütürecek adayımızda o."
yaylanan iri herif "aydüşene neden gidiyoruz?"
hancı parmağıyla barın tozlu tablalarını işaretler çizerken şöyle dedi "söylenenleri hatırlamıyormusun? simyacı bizden görev için bir aday istediği zamanı... "
"hehe! o yıllar önceydi , çoktan birileri bulunmuştur."
"sen bir göreve bir yılda cesur bir savaşcı bulunduğunu en son nezaman gördün"diyerek dik dik baktı herife... ve sonra devam etti "yarın yola çıkarsan iki hafta yada bir aksilik durumunda en geç bir ayda gelirsiniz."dedi.
o sırada olayların rahmetine kalmış hansel konuşuverdi "durun , ateş simyacısını tanımıyorum.ay düşen neresi?"demesiyle hancıya karşı aptallığını ve bilgisizliğini kanıtlamış oldu. -
3238.
-8montrö boğazlar sözleşmesi, türk boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. 1923'te lozan antlaşması ile birlikte imzalanan boğazlar sözleşmesinin yerine geçmiştir.Tümünü Göster
türkiye, lozan antlaşması'yla birlikte imzalanan boğazlar sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima kaygı içinde bulunmuştur. sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen türkiye'nin, silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştır. türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştür. ingiliz dışişleri bakanlığının 23 temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "türkiye'nin boğazlar sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."
boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen ingiltere'nin türkiye'yi desteklemesine paralel olarak balkan antantı daimi konseyi'nin 4 mayıs 1936'da belgrat'ta yaptığı toplantıda, türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. türkiye'nin girişimi lozan boğazlar sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 haziran 1936'da isviçre'nin montreux kentinde toplanmıştır. i̇ki ay süren toplantılardan sonra, 20 temmuz 1936'da imzalanan yeni boğazlar sözleşmesi ile türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği türkiye'ye geçmiştir. türkiye daha önce sovyet rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca (saldırmazlık antlaşması) sovyet rusya'nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır. tamamı yirmi dokuz madde, üç ek protokolden meydana gelen sözleşmeye göre:
boğazlardan serbest geçiş esası kabul ediliyordu. ancak ticaret ve savaş gemilerinin boğazlardan geçişi, barış ve savaş hâline göre, ayrı statüye bağlanıyordu. savaş durumu da türkiye'nin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu.
boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen türkiye'ye aitti.
boğazlardan geçişi denetleyen milletlerarası boğazlar komisyonu kaldırıldı.
bu ana maddelerle türkiye'nin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı. diğer maddelerin bazıları ise; barış zamanında:
karadeniz'de kıyısı olmayan devletlerin ticaret gemileri serbestçe geçerler. savaş gemileri 8-15 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir. denizaltılar, uçak gemileri ve 10.000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez. sözleşmeye uygun şekilde geçen savaş gemileri karadeniz'de yirmi bir günden fazla kalamaz.
karadeniz'de kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce türkiye'ye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15.000'den fazla olmayacaktır. karadeniz'de kalışları için belli bir süre yoktur.
savaş zamanında:
türkiye savaşan ülke ise ya da kendisini yakın bir savaş tehdidinde görüyorsa; ticari gemilerin geçişini engelleyemese de, geçişlere bazı kısıtlamalar getirebilmek hakkına sahiptir.
türkiye tarafsızsa; ticaret gemileri serbestçe geçmesine rağmen savaşan tarafların savaş gemileri geçemez.
savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda ticaret gemileri barış zamanı kurallarına göre sadece gündüzleri geçebilecektir.
sözleşmenin süresi yirmi yıl olacaktı. bu sürenin bitiminden iki yıl önce taraflardan hiçbiri sözleşmenin feshini istemezse, böyle bir istekten iki yıl sonraya kadar yürürlükte kalacaktı.
montrö antlaşmasında türk tarafını,
tevfik rüştü aras, dışişleri bakanı(temsilci heyeti başkanı),
fethi okyar, londra'da türkiye büyükelçisi,
suad davaz, paris'teki türkiye büyükelçisi,
numan menemencioğlu, büyükelçi, dışişleri bakanlığı genel sekreteri,
asım gündüz, korgeneral, genel kurmay ikinci başkanı,
necmettin sadık sadak, sivas milletvekili, milletler cemiyeti'nde türkiye sürekli temsilcisi,
ziya kızıltan, baş danışman, dışişleri bakanlığı baş hukuk danışmanı,
sadullah güney, iktisat bakanlığı, deniz ticareti müsteşarı,
müşfik selami inegöl, dışişleri bakanlığı daire başkanı,
dr.asım arar, sağlık işleri genel müdürü,
fahri engin, savaş filosu komutanı,
rıfat mataracı, kurmay albay,
şefik çakmak, kurmay yarbay, hava alayı komutanı,
yusuf egeli, kurmay binbaşı,
i̇hsan orgun, hava binbaşı,
fahri korutürk, deniz binbaşısı, roma deniz ataşesi,
seyfi kurtbek, kurmay yüzbaşı, paris askeri ataşesi,
r.amir kocamaz, başkonsolos, dışişleri bakanı özel kalem müdürü,
genel sekreter cevad açıkalın, dışişleri bakanlığı daire başkanı,
sekreterler abdülkadir örencik, bedri tahir şaman, h.rıfat sözen, nedim veysel ilkin, fatin rüştü zorlu, celalettin ziyal,
basın bürosu vedat nedim tör, içişleri bakanlığı genel müdür, asude zeybekoğlu, basın ateşesi, şekip engineri, basın ataşesi, muvaffak menemencioğlu, anadolu ajansı genel müdürü,
temsil etmişlerdir! -
3239.
-8başlık gibertme teamTümünü Göster
10 aralık 1948
birleşmiş milletler genel kurulu'nun 10 aralık 1948 tarih ve 217 a(iii) sayılı kararıyla ilan edilmiştir.
6 nisan 1949 tarih ve 9119 sayılı bakanlar kurulu ile "i̇nsan hakları evrensel beyannamesi'nin resmi gazete ile yayınlanması yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması" kararlaştırılmıştır.
bakanlar kurulu kararı 27 mayıs 1949 tarih ve 7217 sayılı resmi gazete'de yayınlanmıştır.
birleşmiş milletler genel kurulu;
i̇nsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslararası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu
i̇nsan hakları evrensel bildirgesini ilan eder.
madde 1- bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.
madde 2- herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.
madde 3 -yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
madde 4- hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır.
madde 5- hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.
madde 6- herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.
madde 7- herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. herkesin bu bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
madde 8- herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.
madde 9- hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.
madde 10- herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.
madde 11
1. kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.
2. hiç kimse işlendiği sırada ulusal yada uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
madde 12- kimsenin özel yaşdıbına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz.
herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
madde 13
1. herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. herkes , kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.
madde 14
1. herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır.
2. gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan veya birleşmiş milletlerin amaç ve ülkelerine aykırı eylemlerden doğan kovuşturma durumunda bu haktan yararlanılamaz.
madde 15
1. herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır.
2. hiç kimse keyfi olarak yurttaşlığından veya yurttaşlığını değiştirme hakkından yoksun bırakılamaz.
madde 16
1. yetişkin her erkeğin ve kadının, ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır.
2. evlenme sözleşmesi, ancak evleneceklerin özgür ve tam iradeleriyle yapılır.
3. aile, toplumun, doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur.
madde 17
1. herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır.
2. hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.
madde 18- herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır.
bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.
madde 19- herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.
madde 20
1. herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır.
2. hiç kimse bir derneğe girmeye zorlanamaz.
madde 21
1. herkes, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.
2. herkesin ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır.
3. halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir. bu irade, gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir.
madde 22- herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır. ulusal çabalarla ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kişiliğinin serbestçe gelişim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir.
madde 23
1. herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.
2. herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.+
3. herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
4. herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır.
madde 24- herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresinin makul ölçüde sınırlandırılmasına ve belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaya hakkı vardır.
madde 25
1. herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.
2. anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır.
bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar.
madde 26
1. herkes eğitim hakkına sahiptir. eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. i̇lköğretim zorunludur. teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.
2. eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve birleşmiş milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
3. çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek, öncelikle ana ve babanın hakkıdır.
madde 27
1. herkes toplumun kültürel yaşdıbına serbestçe katılma, güzel sanatlardan yararlanma, bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.
2. herkesin yaratıcısı olduğu bilim, edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.
madde 28- herkesin bu bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin gerçekleşeceği bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.
madde 29
1. herkesin, kişiliğinin serbestçe ve tam gelişmesine olanak veren topluma karşı ödevleri vardır.
2. herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olur.
3. bu hak ve özgürlükler hiçbir koşulda birleşmiş milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.
madde 30- bu bildirgenin hiçbir kuralı, herhangi bir devlet, topluluk veya kişiye, burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını verir biçimde yorumlanamaz -
3240.
-8pigou sana güldüm bin
-
3241.
-810 aralık 1948Tümünü Göster
birleşmiş milletler genel kurulu'nun 10 aralık 1948 tarih ve 217 a(iii) sayılı kararıyla ilan edilmiştir.
6 nisan 1949 tarih ve 9119 sayılı bakanlar kurulu ile "i̇nsan hakları evrensel beyannamesi'nin resmi gazete ile yayınlanması yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması" kararlaştırılmıştır.
bakanlar kurulu kararı 27 mayıs 1949 tarih ve 7217 sayılı resmi gazete'de yayınlanmıştır.
birleşmiş milletler genel kurulu;
i̇nsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslararası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu
i̇nsan hakları evrensel bildirgesini ilan eder.
madde 1- bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.
madde 2- herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.
madde 3 -yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
madde 4- hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır.
madde 5- hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.
madde 6- herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.
madde 7- herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. herkesin bu bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
madde 8- herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.
madde 9- hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.
madde 10- herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.
madde 11
1. kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.
2. hiç kimse işlendiği sırada ulusal yada uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
madde 12- kimsenin özel yaşdıbına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz.
herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
madde 13
1. herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. herkes , kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.
madde 14
1. herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır.
2. gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan veya birleşmiş milletlerin amaç ve ülkelerine aykırı eylemlerden doğan kovuşturma durumunda bu haktan yararlanılamaz.
madde 15
1. herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır.
2. hiç kimse keyfi olarak yurttaşlığından veya yurttaşlığını değiştirme hakkından yoksun bırakılamaz.
madde 16
1. yetişkin her erkeğin ve kadının, ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır.
2. evlenme sözleşmesi, ancak evleneceklerin özgür ve tam iradeleriyle yapılır.
3. aile, toplumun, doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur.
madde 17
1. herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır.
2. hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.
madde 18- herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır.
bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.
madde 19- herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.
madde 20
1. herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır.
2. hiç kimse bir derneğe girmeye zorlanamaz.
madde 21
1. herkes, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.
2. herkesin ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır.
3. halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir. bu irade, gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir.
madde 22- herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır. ulusal çabalarla ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kişiliğinin serbestçe gelişim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir.
madde 23
1. herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.
2. herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.+
3. herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
4. herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır.
madde 24- herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresinin makul ölçüde sınırlandırılmasına ve belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaya hakkı vardır.
madde 25
1. herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.
2. anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır.
bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar.
madde 26
1. herkes eğitim hakkına sahiptir. eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. i̇lköğretim zorunludur. teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.
2. eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve birleşmiş milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
3. çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek, öncelikle ana ve babanın hakkıdır.
madde 27
1. herkes toplumun kültürel yaşdıbına serbestçe katılma, güzel sanatlardan yararlanma, bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.
2. herkesin yaratıcısı olduğu bilim, edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.
madde 28- herkesin bu bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin gerçekleşeceği bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.
madde 29
1. herkesin, kişiliğinin serbestçe ve tam gelişmesine olanak veren topluma karşı ödevleri vardır.
2. herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olur.
3. bu hak ve özgürlükler hiçbir koşulda birleşmiş milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.
madde 30- bu bildirgenin hiçbir kuralı, herhangi bir devlet, topluluk veya kişiye, burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını verir biçimde yorumlanamaz -
3242.
-8KaradenizTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Başlığın diğer anlamları için Karadeniz (anlam ayrım) sayfasına bakınız.
Karadeniz haritası
Karadeniz: NASA uydu fotoğrafı
Karadeniz (Bulgarca: Черно море Çerno more; Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море Çyornoye more; Ukraynaca: Чорне море Çorne more; Lazca: Uça zoğa ), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Abhazya ve Gürcistan; güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. istanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun, Ordu (kent nüfusu 435,000),Giresun ve Zonguldak'tır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 isim kökeni
* 2 Genel Özellikler
* 3 Doğal yaşam
* 4 Turizm
* 5 Notlar
* 6 ilgili bağlantılar
* 7 Dış bağlantılar
isim kökeni [değiştir]
1544, Battista Agnese'ya ait Karadeniz Haritası
Diego Homem ait bir Karadeniz Haritası
Karadeniz adını Osmanlı ve Selçuklu Türkleri'nden almistir. Türkçe'de 'Kara' Kuzey yönünü ifade eder. Benzer sekilde Saka-Yakut-Turkleri'nin yasadigi bolge olan Sibirya'nin kuzeyindeki denizin adi da Kara Denizi 'dir. Turkce'de Kizil Guney yonunu ifade eder. Ornegi Anadolu'nun Guneyi'ndeki Kizil Deniz'dir. Ak yani beyaz Bati'yi gosterir. Her ne kadar bugun Akdeniz sadece Turkiye'nin guneyindeki denizi ifade etse de eskiden Ege Deniz'i ve Akdeniz ayni ad ile yani Akdeniz adi ile ifade edilir, Ege Denizi'ni ayrica belirtmek gerektiginde Adalar Deniz'i denirdi.[1] [2] [3]
Eski Turkce'de renklerin bircok anlami vardir.
Kara Kuzey yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan yilan, mevsimi kis, ilgili oldugu madde su, yildizi sub-yildiz yani Merkur, alakalandirildigi gunun vakti geceyarisi olup Olum ile iliskilendirilmistir.
Gok -Gokturkler'de oldugu gibi- Dogu yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan ejderha, mevsimi ilkbahar, ilgili oldugu madde agac, yildizi ıgaç-yildiz yani Jupiter, alakalandirildigi gunun vakti sabah olup, guzellik ve genclik ile iliskilendirilmistir.
Kizil Guney yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan kizil saksağan, mevsimi yaz, ilgili oldugu madde ates, yildizi ot-yildiz yani Mars, alakalandirildigi gunun vakti ogle olup, kahramanlik ile iliskilendirilmistir.
Ak Bati yonunu gosterir, ilgili oldugu hayvan Pars, ilgili oldugu madde maden, mevsimi guz, yildizi Erklig yani Venus, alakalandirildigi gunun vakti aksam olup, bilgelik ile iliskilendirilmistir.
Osmanli aynen bu Turk gelenegine gore sahip oldugu denizleri isimlendirmistir. Buna gore Osmanli'da:
Karadeniz:bahr-i siyeh(karadeniz); Akdeniz ve Ege: bahr-i ebyaz(akdeniz); Kizildeniz: bahr-i ahmer(kızıldeniz) adlari ile anilmistir.
Benzer isimlendirme Orta Asya'da da gorulmektedir. Turkmenistan'da ulkenin kuzeyindeki colun adi Karakum'dur. Kazakistan'da Altay Daglari'nin guneyindeki cok Kizilkum'dur. [7] [8]
Butun Turk ulkelerinde dag, deniz, ve tepeler Ak, Kizil, Kara, Gok ekleri ile adlandirilir.
Genel Özellikler [değiştir]
Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. M.Ö. 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birden bire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına [4] sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar [5] bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Irmağı, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır [6]. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.
Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir.[7] Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.[8]
Doğal yaşam [değiştir]
et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanı sıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Çünkü o sadece Karadeniz'özgüdür. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.[9]
Turizm [değiştir] -
3243.
+1 -10kendimden utandığım ilk andır bu.
büzüşmüş kalmışım koltukta.
karşımızdaki pekekent de hitler sanki. bi metre yukarıda oturuyo badem bıyığını gibtiğim.
para konusu konuşuldu. babam diyo ki, taqksit yapın. o da diyo ki olmaz. kredi kartına ancak. ulan adam esnaf. nereden bulsun bundan 14 yıl önce kredi kartı horoz gibi.
şimdi bu lokantalarda da tipine bakıp da hürmet ediyo gavatlar. üstündekiler seni fakir gösteriyosa, onların gözünde değersizin. yüzümüze bakan yok. babama dedim ki kalkalım. yok dedi. bağırdı. geldi bi garson. neden bizle ilgilenmiyonuz dedi. karşımızdaki çocuk kemküm ediyo. korkmayın olum dedi peder. paranız klamaz bizde. çok şükür bi allaha borcumuz var. bi de ha aşu karşıdaki dersaneye. ulan gülsem mi ağlasam mı. bu anladı halimi. şakaydı lan dedi. gibin sağolsun senin.
garsona verdik siparişi. birer döner. yanına nevale falan. bir hizmet bir ikram. yedikçe yiyoz. peder bana bakıyo her lokmada. ben ona. gülüyoz anasını gibim. dünyanın sırrını çözmüşüz sank. tam kalkacaz. pederö nden yürüyo. dedim ki dur. noldu dedi. hiç dedim. elimi cüzdanıma attım. zor günler içni biraz para biriktirmiştim. uzattım kasyaa. 10 milyon ekgib dedi. peder güldü. parayı aldı bana verdi. hesabın hepsini öderken send ekalsın o dedi. lazım olur.
eve geldik anam her zamanki gibi vermiş gözüne çamaşır suyunun. her yeri siliyo. hazine mi arıyon la deli karı dedi babam anamı yerleri temişzlerken gördüğünde. he dedi anam. belki define bulurum. babam kötü oldu bi an. para muhabbeti çekiyoz ya hep. anam dedi ki, yav o manada demedim ben. sen öle dedin diye karşılık verdim.
anam da sağlam kadındır ha. bin saat konuşun, bi tane özel soru sormaz size. siz ne analtırsanız onla yetniri. asildir anam.
geçtik oturduk. ben bekliyom. meşhur bi konuşma gelecek. okumamla ilgili. hayatımın kalanıyla ilgil. kimse ağzını açmıyo. tam ben konuşmak için hatreketlendim ki, peder dur dedi. sen dinle sadece. birer kahve yaptı o ara anam. karşılıklı içiyoz üç kişi.
bak olum dedi peder. sen bizim canımız- kanımızsın.ç ne yaşarsan yaşa, canımız sana feda. vardır bi bildiği der, üstelemeyiz. ulan bi garip oldum. televizxyon izlesem bana kızan adam, ne tak yersen ye diyo. hep yanındayız diyo -
3244.
-910 aralık 1948Tümünü Göster
birleşmiş milletler genel kurulu'nun 10 aralık 1948 tarih ve 217 a(iii) sayılı kararıyla ilan edilmiştir.
6 nisan 1949 tarih ve 9119 sayılı bakanlar kurulu ile "i̇nsan hakları evrensel beyannamesi'nin resmi gazete ile yayınlanması yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması" kararlaştırılmıştır.
bakanlar kurulu kararı 27 mayıs 1949 tarih ve 7217 sayılı resmi gazete'de yayınlanmıştır.
birleşmiş milletler genel kurulu;
i̇nsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslararası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu
i̇nsan hakları evrensel bildirgesini ilan eder.
madde 1- bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.
madde 2- herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.
madde 3 -yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
madde 4- hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır.
madde 5- hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.
madde 6- herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.
madde 7- herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. herkesin bu bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
madde 8- herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.
madde 9- hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.
madde 10- herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.
madde 11
1. kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.
2. hiç kimse işlendiği sırada ulusal yada uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
madde 12- kimsenin özel yaşdıbına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz.
herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
madde 13
1. herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. herkes , kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.
madde 14
1. herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır.
2. gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan veya birleşmiş milletlerin amaç ve ülkelerine aykırı eylemlerden doğan kovuşturma durumunda bu haktan yararlanılamaz.
madde 15
1. herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır.
2. hiç kimse keyfi olarak yurttaşlığından veya yurttaşlığını değiştirme hakkından yoksun bırakılamaz.
madde 16
1. yetişkin her erkeğin ve kadının, ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır.
2. evlenme sözleşmesi, ancak evleneceklerin özgür ve tam iradeleriyle yapılır.
3. aile, toplumun, doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur.
madde 17
1. herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır.
2. hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.
madde 18- herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır.
bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.
madde 19- herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.
madde 20
1. herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır.
2. hiç kimse bir derneğe girmeye zorlanamaz.
madde 21
1. herkes, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.
2. herkesin ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır.
3. halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir. bu irade, gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir.
madde 22- herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır. ulusal çabalarla ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kişiliğinin serbestçe gelişim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir.
madde 23
1. herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.
2. herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.+
3. herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
4. herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır.
madde 24- herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresinin makul ölçüde sınırlandırılmasına ve belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaya hakkı vardır.
madde 25
1. herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.
2. anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır.
bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar.
madde 26
1. herkes eğitim hakkına sahiptir. eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. i̇lköğretim zorunludur. teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.
2. eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve birleşmiş milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
3. çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek, öncelikle ana ve babanın hakkıdır.
madde 27
1. herkes toplumun kültürel yaşdıbına serbestçe katılma, güzel sanatlardan yararlanma, bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.
2. herkesin yaratıcısı olduğu bilim, edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.
madde 28- herkesin bu bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin gerçekleşeceği bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.
madde 29
1. herkesin, kişiliğinin serbestçe ve tam gelişmesine olanak veren topluma karşı ödevleri vardır.
2. herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olur.
3. bu hak ve özgürlükler hiçbir koşulda birleşmiş milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.
madde 30- bu bildirgenin hiçbir kuralı, herhangi bir devlet, topluluk veya kişiye, burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını verir biçimde yorumlanamaz -
3245.
-9olm herif askerlik anısı diyor capsli diyor önce fakir edebiyatı yapıp kerane anısı anlatıyor. gibilmeyi hak etti. başlığını da anasını da giberim
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 26 11 2024
-
arkadan yiyen pasif muallak oğlan kayroç
-
kan bagisi yapmam aga
-
google yazinca cikmiyan sozlluk
-
yasamak istemiyorum oglum
-
27 kasım 2024
-
bu sözlüğe nolmus yav offf
-
kucuk insanlarin derdi insanlar olur
-
dexer shawnı bombalı dronla patlatmak
-
erdoğan türk tarihinin en iyi lideridir
-
abe ya abe yapay zekala iş yapacaz abey
-
izmirde hala sobayla ısınanlar var
-
almanyada askıda yemek varmış
-
ekşi sözlük ele geçirilmiş lann
-
burda neden manyakça şeyler paylaşılıyor
-
topal odlek ordek gezmeye gidiyor 26 11 2024
-
tesettürünü bir saniye bile çıkarmayacaksın
-
havalar sogudu iyice
-
pehh yine akşamı ettik pehh 26 11 2024 22 26
-
bim 31 aralık 2007
-
bazen güzel bir şarkı çalınca
-
nasıl senin fotonu elindne aldık ama
-
cüneyt arkın reenkarnasyonla yeniden
-
philosophia24 memati yeni hesabi
-
yapay zeka ve robotlar çalişir
-
zeytinburnulu memo
-
hey embesiler bugün deepfake kulanıyorsnuz
-
burun kivirdiniz inci 2015 donemi
-
yabancılar türkiyeceyi kolayca öğreniyor
-
bu adamdan beni soğutunuz lan
- / 2