+1
@12 al oku bin giberim zütünü
1- Saklı, yoklama kaçağı, bakaya veya geç iltihak bakayası olan kişilerin, soruşturma veya kovuşturma mercilerince verilmiş bir karar olmaksızın askerlik şubesi başkanlıklarının idarî nitelikli talepleri doğrultusunda ülke çapında aranamayacakları gibi yakalanıp gözaltına alınmalarının da mümkün olmadığı,
2- Suç duyurusunda bulunulmasını müteakip haklarında adlî soruşturma başlatılan saklı, yoklama kaçağı, bakaya veya geç iltihak bakayası olan kişilerin, çağrı üzerine gelmemesi veya kendilerine hiç çağrı yapılamaması hâlinde, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından haklarında yakalama emri düzenlenebileceği,
3- Yürütülen adlî soruşturma veya yapılan yargılama sonunda, ilgili Cumhuriyet başsavcılığınca “kovuşturmaya yer olmadığı” ya da mahkemece “beraat” kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesiyle kişilerin işlediği iddia olunan suçlar sübut bulmamış olacağından, söz konusu şüpheli veya sanıkların hiçbir şekilde yakalanamayacağı ve gözaltına alınamayacağı,
4- Yapılan yargılama sonunda sanıkların, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63’üncü maddesi gereğince hapis veya hapis cezasından dönüştürülen adlî para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmesi ve bu kararların kesinleşmesinden sonraki durumun cezaların infazıyla ilgili bir husus olduğu, infaz sonrasında dahi kişilerin askerlik şubelerine zütürülebileceğine dair ilgili mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığı,
5- Askerlik şubesi başkanlıkları, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 164 ve 165'inci maddeleri anlamında bir "adlî kolluk" olmadıklarından, şüphelilerin yukarıda anılan suçlar bakımından ifadelerinin Cumhuriyet başsavcılıkları ya da görevli ve yetkili kolluk birimlerince alınabileceği hususu ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160'ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü birlikte değerlendirilerek, şüphelilerin usulüne uygun ifadesi alınmamış olsa bile askerlik şubesi başkanlıkları tarafından gönderilen suç duyurusu evrakının bu ekgiblik nedeniyle iade edilmeyerek soruşturma işlemlerine derhal başlanması gerektiği,
6- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 01/04/2008 tarihli ve 2008/3142 esas, 2008/3056 sayılı kararı ile yoklama kaçağı ve celp bakayası suçlarında yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yerin bağlı olduğu askerlik şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin; sevk bakayası, diğer bir deyişle geç iltihak suretiyle bakaya suçunda ise yükümlülerin sevk edildikleri kıtanın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunun hükme bağlanması karşısında, Cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütülen soruşturmalarda yetki hususunun anılan Daire kararı doğrultusunda değerlendirilebileceği,
7- Cumhuriyet başsavcılıklarınca, bakaya suçundan şüpheli yedek subay aday adaylarına ait suç duyurusu evrakının her celp dönemi için ayrı ayrı düzenlenmesi yerine iki veya üç celp dönemi birleştirilerek, tüm yükümlüler bakımından ise suç duyurusu evrakının ilgililerin terhisini müteakiben gönderilmesi yönünde askerlik şubesi başkanlıklarından yapılan taleplerin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160 ve devamı maddelerinde yer alan suçların derhal soruşturulması ilkesine aykırılık teşkil edebileceği,
8- Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237 ve 260'ıncı maddeleri gereğince, yukarıda anılan suçlar bakımından Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemelerce verilen kararlara karşı askerlik şubesi başkanlıkları tarafından itiraz edilemeyeceği düşünülmekle birlikte, adlî merciler tarafından verilen kararların bir suretinin bilgi mahiyetinde olmak üzere askerlik şubesi başkanlıklarına gönderilmesinin uygun olacağı,
9- Bakaya kalmış şahısların sağlık raporlarıyla birlikte doğrudan Cumhuriyet başsavcılıklarına müracaatları hâlinde, askerlik şubelerinden ilgiliye ait bilgi, belge veya dosyası getirtilmek suretiyle hukukî durumunun değerlendirilmesi ve evrakın buna göre sonuçlandırılması,
10- Bakaya kalmış şahısların almış oldukları sağlık raporlarını askerlik şubesi başkanlıklarına ibraz etmeleri ve bu kurum tarafından suç duyurusunda bulunulması üzerine, söz konusu raporun ilgili sağlık kuruluşunca verilip verilmediğinin araştırılması gereken durumlarda bu hususun Cumhuriyet başsavcılıklarınca yerine getirilmesi, evrakın hiç bir şekilde askerlik şubesi başkanlıklarına iade edilmemesi,
Konularında bilgi edinilmesini, keyfiyetin merkezdeki Cumhuriyet savcıları ile yargı çevrenizdeki Cumhuriyet başsavcılıklarına ve bilgileri bakımından mahkemelere de duyurulmasını rica ederim.
Tümünü Göster