+31
-1
Popüler ‘’Kurtlar Vadisi: Filistin’’ filmi 1982 yılında çekilmiş olsa ne kadar reyting alabileceğini bilme imkânımız yoktur, ancak bugünkü güçlü ‘’Filistin fetişine’’ baktığımızda, Türklerin ortak (ve seçici) hafızasının 1975-1982 arasındaki olayları hatırlamayı reddettiğini görüyoruz.
Türklerin çoğunun Filistin topraklarını bir haritada gösterememelerine rağmen neden bu kadar gönülden bu davaya bağlandıkları bir muammadır. Siyasi gösteriler için sokaklara çıktıklarında Türkçe dövizler taşımalarına rağmen neden Filistin’le ilgili protestolarda lisanın aniden Arapça ve Kuran’dan surelere dönüştüğü de diğer bir muammadır. Belki de bu son muamma öncekini açıklar.
Ermenistan’ın Kurtuluşu için Gizli Ordu (ASALA) doruk günlerinde 89 saldırıda 46 kişiyi öldürmüş ve 299 kişiyi de yaralamıştı. Kurbanların 36sı Türk diplomatlardı.
Tarihsel olarak ASALA ile Türklerin ezelden beri sevgilisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasındaki bağlantıya detaylı kanıtlar mevcuttur. ASALA’nın Jorj Habaş’ın Filistin Kurtuluş Cephesi (PFLP)ve Naif Hawatme’nin Filistin’in Kurtuluşu için Demokratik Cephesiyle(DFLP) de aşkı ortadadır; bunların ikisi de Türklerin çoğunluğunun gönülden bağlandığı davaya adanmış terörist kuruluşlardır. ASALA’nın FKÖ ve Hamas’ın bugünkü rakibi olan El Fetih ile Lübnan Arap Ordusu şemsiyesi altında kurulduğu iyice belgelenmiş bir olaydır.
ASALA karargâhı Beyrut’ta DFLP tarafından kontrol edilen bir alandaydı. ASALA üyeleri El Fetih kamplarında eğitilmekteydiler ve bunların arasında Suriye’de Hamuriah’taki üs de vardı. ABD tarafından terörist olarak listelenen grubun Trablus, Şam ve Güney Yemen’de de ofisleri vardı.
24 Eylül 1981 de Türk büyükelçiliğine saldıran dört ASALA militanı Filistinliler tarafından eğitilmişti. 7 Ağustos 1982 de Ankara Esenboğa havalimanına saldırarak dokuz sivilin ölümüne ve 82 sinin de yaralanmasına yol açan ekipte bulunanlar Hamuriah’ta eğitilmişlerdi. Filistin kuruluşları ASALA ’ya silah ve sabotaj malzemesi ile sahte pasaport ve diğer lojistik destek sağlamışlardı.
Bu bağlantılar hakkında o kadar güçlü deliller vardır ki, meraklı bir okuyucu ASALA’nın Agop Agopyan takma adlı liderinin 1982 de nasıl FKÖ den koparak Amerikan karşıtı terörden sorumlu ve FKÖ karşıtı Abu Nidal ile birlik olduğunu detaylarıyla okuyabilir.
Bu karanlık dönemden yaklaşık otuz sene sonra Türkiye derin bir nefretle ASALA günlerini hatırlamaktadır. Birçoğu ASALA terörünü yaşayan veya ölmüş Ermenilere bağlar buradan da Nisan 2012 de istanbul’un göbeğinde açılan pankarttaki ‘’Hepiniz Ermeni’siniz, hepiniz binsiniz’’ ortak nefret anlaşılabilir. Benzer olarak Türk-Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi ASALA ‘ya duyulan nefretin hastalıklı bir ifadesiydi.
Bunların hiçbiri kabul edilebilir değildir ancak hepsi de anlaşılabilirdir. Ancak resmin tamdıbına uyum sağlamayan şey, Türk hedeflerine saldırı ve cinayetler işleyen ASALA ‘ya alenen yardımcı olan gruplarla Türklerin tarihsel aşklarıdır.
Filistinli kardeşlerinin Türkleri öldüren ASALA ‘ya yardım etmelerinden dolayı Türkler mutlu muydular? Filistinli kardeşleri öyle yaptıkları için mutlular mı? Kalın bir din gözlüğüyle Müslüman kardeşlerinin Müslüman Türkleri öldüren Hristiyan katillere yardımlarını nasıl açıklayacaklardır? Gerçek bir aşk hikâyesi gibi görünüyor.
not: 2013 te yazılan bir köşe yazısından alıntıdır. her dindaş kardeş demek değildir uyanın.