1. 6.
    0
    @5 yaşadığı şeyleri anlattığında hayattan soğuduğumu söyledim, kız alındı. anlayacağın benden destek bekliyordu, bense ne kadar berbat bi hayatı olduğunu söyledim ona. ben bunu söyledikten bir-iki ay sonra ayrıldık. o bir-iki ay hiç yüzü gülmedi. ayrılmak istediğinde ben de olmaz diyemedim çünkü mutsuzdu hep. öyle bitti işte abicim.
    ···
  2. 5.
    +1
    ayrılma nedenini tam anlayamadım başkan. yanlış anlaşılma derken
    ···
  3. 4.
    +1
    panpa yorgan gönderek ?
    ···
  4. 3.
    +1
    http://inciswf.com/ve1369892537.swf
    ···
  5. 2.
    +1
    özet geç panpa kafa ambalaj lan
    ···
  6. 1.
    +2 -1
    her yerde o. her kızda ondan bir parça, her yerde onun kokusu. şarkılar halen onu anlatıyor. her sigara varlığına yanıyor, yokluğunda sönüyor.

    yıllar önce, hasreti tatmamıştım, aşka inanmazdım. abraham cowley'in dediği gibi, ne gelecek var, ne de geçmiş, sonsuz bir şimdiyi yaşıyorum. bir arkadaşım "seni anlattım, hoşlanmış" dedi. taktan bi şansımın olduğuna inanmışım. beklentim ne şanstan, ne kaderden. "tipsiz bi kızdır" deyip yola koyuldum. geldi, etrafına bakınmaya başladı. gittim omzuna dokunup adını söyledim. dönüp bana baktığında o başladı, ben bittim.

    kendisi sevgilim oldu.
    yanına gidince öperdim yanaklarından. sabahtan akşama kadar, öylece hiç konuşmadan otururduk yan yana. tutardı elimi, koyardı kafasını omzuma öylece otururduk saatlerce. kışın sarılır, daha yakın olurduk. kışın daha çok severdik birbirimizi. bir de çikolatayı severdi tanıdığım her kadın gibi. en sevdiği ülker'in sütlü çikolatasıydı. ne zaman buluşacak olsak alırdım bir tane ona, bir tanede kendime. vedalaşırken gözlerinden ve burnundan öperdim.

    zor uyuduğunu söylüyordu, bayan bir arkadaşım "ayıcık al" dedi. çocukça geldi ama o severdi çocukları. bir ayıcık aldım ona, daha rahat uyuduğunu söyledi. beni her hatırladığında ona sarıldığını söyledi. her özlediğinde onu öptüğünü. o ayıcıktan bile kıskandım onu. sonra bana kendisi gibi güzel kokan mektuplar verdi, içinde aşk sözcükleri. daha çok sevdim onu. günden güne daha çok sevdim.

    sonra bir gün birinin canını yaktığını söyledi bana. "kim?" dedim hayatını anlattı. yaşadıkları kötüydü, o kadar ki katlanamadım, ağlamaya başladım, hayattan soğuduğumu söyledim. beni yanlış anladı, ben anlatamadım, o dayanamadı, ayrılmak istedi, artık benle mutlu olamazdı. onu son kez öpmek istedim dudaklarından, o da beni öpmek istedi, öpüştük. o gitti, ben gittim. son kez baktım ona, ağlıyordu, ben de ağlıyordum.

    o günden beri görmedim onu. "mutluysa mutluluğunu bozarım" düşüncesiyle arayamadım da.

    ama öğrendiğime göre başka birinin yıldızı artık. asıl canımı yakan o başkasının ruhunu ısıtırken, benim burda yalnız üşümem be binler. o rahat uyurken, benim sabahları görmem ve özlemle geçen yıllara rağmen, başka biriyle mutlu olduğunu düşündüğümde "mutluysa sorun yok" diyebilmem...

    özet: bazen insan öyle özlenir ki, özlenen bilse yokluğundan utanır...
    Tümünü Göster
    ···