içimi dökmenin vakti geldi

https://www.youtube.com/watch?v=IhqqZN0H7CI

bu müzik eşliğinde daha iyi gider.

Rezervleri alın beyler. uzun soluklu bir hikaye olacak

Lise hayatımı, ve yaşadığım ibretlik olayları anlatacağım.

Ve 8. Sınıf, babamın o hali çok etkilemiş beni, onunda büyük baskılarıyla çok ders çalıştım. Neredeyse 100 puan arttırdım puanımı, 500 üzerinden 430 almıştım. iyi bir puandı ama geçen senelerin ortalamaları hesaba katıldığı için kendi ilçemde Bir tane anadolu lisesine puanım yetiyordu ama yeni anadolu olmuştu. Bu sebeple daha iyi bir eğitim için komşu ilçeden bir liseyi tercih ettim. Kalitesi gerçekten il çapında çok iyiydi ancak sabah ve akşam birer saat yol gitmem gerekti. Ömrümden ömür gitti sabahın köründe uyandım. Akşamın köründe eve gittim. Kız bakımındanda hep köylü kızları vardı genelde, çünkü küçük bir ilçeydi. Bu böyle gitmez diyerek 2. Sınıfta yeni anadolu lisesi diye bahsettiğim liseye geçiş yaptım .

bu partı mutlaka bu şarkıyla beraber okumalısınız.

https://www.youtube.com/watch?v=btPJPFnesV4

Günlerden pazartesi okulun spor salonundayım, Mustafa geldi yanıma seni çağırıyolar beni seni almam için gönderdiler dedi (Mustafa çok yakın bir dostumun (isanın) kuzeni. Ulan seninle aynı masa içmişiz mustafa şerefsizi, heriflere yalakalık yapacağım diye beni niye dayağa zütürüyorsun. Kaç desene bana, çocuklarada okulda yok gitmiş dersin.
Şerefsiz evladı mustafa beni okulun önüne doğru çıkartırken, sesli bir şekilde sayıklanmaya başladım. Benim babamın evi arka tarafta! Ben tüyüyorum arka taraftan! Diye. Tam kaçmaya yeltenirken kim çıksa beğenirsiniz? Tokat attığım kız. Kahkaha attı ve gel gel dedi. Bende o an gururuma yediremeyerek tamam ulan diyip yürüdüm binaların arkasına zütürdüler yaklaşık 10 kişilik bir grupla karşılaştım, düşünüyorum acaba onu birden dövermi kaçı döver diye.
Kızın kuzeninin önüne geldim.
KUZENi: BEN
K: ne yaptın kıza?
B: Tokat attım, oda bana attı
K: sonra?
B: …… (birkaç saniye sessizlikten sonra)
tekme attım
(Yüzüme acınası bir ifade takınarak) Refleks
Dedim.

Çocuk suratıma baktı, dedim ne zaman dövecekler amk. Arkadaşı bağırdı çocuğa,
Çocuğu dövmeyeceksek bizi neden buraya kadar getirdin!
Sen vurmayacaksan söyle ben vurayım geldiğimize deysin!
Kuzeni tabi bunu duyunca yediremedi kendine arkadaşına işaret yaptı binanın arkasına gelmemi söylediler.
Tam kimsenin göremeyeceği yere getirdiler beni suratımı onlara dönüyorken arkadaşı aynı açıdan çeneme kroşeyi çaktı. Birkaç saniye gözlerim karardı. Zaman durdu sanki Dengem bozuldu düşmekle düşmemek arasında gidip geliyordum, yalandan düşersem en azından acıyacaklarını tahmin edecek kadar zaman durmuş. Düştüm ve daha vurmadılar.
Bir daha o kıza dokunursan belanı giberim!
Dedi arkadaşı ve gittiler.

okuyomusunuz lan binler

Aradan bir ay felan geçti. Sınıftan bir kızla tartışmaya başladık bir hışımla, yumruğumu kaldırdım korksun diye susması için işe yaradı, o zamanlar toyuz tabi kızlarada erkeklere yaklaştığımız gibi yaklaşıyoruz amk. Çok pişman oldum sonra çok pişman ettiler
Kız indi aşağıya 2 tane kız arkadaşını getirdi bunlar başlıyor bana laf söylemeye. Kızın tekine tokat attım oda bana attı o refleksle sandalyenin üzerine çıkıp karnına tekme attım bende. Kız ağladı sen göreceksin diyerek terk etti sınıfı. Günlerden cumaydı pazartesi başıma gelecekleri az çok kestirebiliyordum.

2. sınıfın ilk günü, sabah uyandım ve okula gitmek için yol aldım. Yakıcı bir güneş vardı gib varmış gibi okulun önünde toplanmıştı herkes. Etraf cennet gibiydi. Artık iç çektiğim kızlarla aynı okulda okuyacağımı farkettim. Gerçekten okulun kızları güzellik abidesiydi.
Derken 8. Sınıftan dershane arkadaşım Mahmut’u gördüm. Onunla takılacaktım artık. Çünkü başka çarem yoktu. Saf temiz çocuktu köyden gelip gidiyordu ama arada ufak tefek dengesizlikleride vardı.
ilk günden kontrol yapmayazlar diye sigara içelim dedi ve okulun ilk gününden tuvalate girdik. Emre diye bir çocukta geldi üçümüz sigara içiyoruz ama havalar nasıl, halkalar burundan çıkarmalar felan. Biyolojici tuvaleti bastı ilk günden adımız lekelendi amk iyimi.
Annem geldi kızdı bana yalandan hehe diyip geçiştirdim. Mahmutun babası geldi sonra odayı dikizledim oğlunun çenesine kroşe vurdu herif. Bende tutamadım kendimi kahkaha atıyorum tabi.

okuyan var mı beyler?

Dünya kupası maçı var, babam iddia oynamış heralde o gün. Elini kalbine zütürdü ve ses çıkarmaya başladı, ölüyor gibiydi. Gözleri kıpkırmızı oldu, ilk defa babamın ağladığını görmüştüm. Bense sadece bağırmakla yetindim baba ne oluyor? Baba baba! Ambulans çağırayım diyorum. Hayır çağırma dedi
Erkekliğe laf gelmesin diye.. bir süre sonra düzeldi. Hayatımın en büyük travmalarından biriydi belkide en büyüğü.

7. sınıfta sbs’ye girmiştim bilenler bilir. Sınava hiç çalışmadan girdiğim için tabiki kötü geçmişti. Sınav çıkışı ağladım bu sebeple. Açıklanana kadar babamla neredeyse hiç konuşmadık. Ne o benim yüzüme bakabiliyordu nede ben onun yüzüne. Evde hep bir kasvet vardı bu sebeple.
Ve nihayet sonuçlar açıklandı, geçen senedende düşük puan almıştım. Bu puanın üzerine 100 puan koysam iyi bir anadolu lisesine gidemiyordum ki gidemedimde.

Annem ve babam, ben liseye geçerken ayrılmışlardı. Bununla beraber yüksek derecede alkol ve sigara bağımlısı oldum. Lise 1-2 lakabım alkolikti hatta. Liseye geçmeden önceki hayatım Toz pembeydi benim için. Hayatın ilk tokadını yemiş oldum böylece. Hep geçmişi aradım. Kaybolan mutluluğumu…

okuyan varmı

biraz sıktı bu bölüm biliyorum ama o zamanki ruh halimi anlayın diye anlattım beyler, bir sene bu şekilde yaşadım ben her günüme lanet ede ede. konuşacak birine sahip olmadığımı anlamasınlar diye telefonda birileriyle muhabbet ediyor gibi yaparak satranç oynaya oynaya ilimin satranç şampiyonu hocamı yendim amk

Yarım bırakma ama kardeş

Rezarvasyon

devam ediyorum binler rezervleri alın

Kerim diye bir bin var bizim sınıfta, çok iyi çocuk. Tam benim kafadan. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Lise 2 hayatım onunla geçti.
3. Sınıfın başları, dersleri gibleyen yok öğlen kaçıp aktivite yapıyoruz, işte kantır sandal alkol okey vs klagib şeyler. Hayat bize güzel. O senede bizim ilçeye yeni bir okul açtılar. Her okulun öğrencileri bir üsttekine kayıyor. Bende bizim okulun bir üst dereceli eğitim veren bir anadolu lisesi var onu isterken bir öğle arası gelen telefonla annem hayallerimin okuluna beni kaydettiğini söylüyor. Sbsye çalışırken babam hep derdiki her gece yatmadan önce kendini okumak istediğin okulda hayal et, orada sırada otur etrafını hisset kendini orada senaryola…
100 puan arttırdım sbsde puanımı yine gidememiştim o okula hayaller yalan olmuştu
Olmaz denilen oldu işte kader bizi buraya attı.
8. sınıfta sorsanız nereyi istersin diye. bu yeni geçeceğim okul için ölürdüm.
işte herşeyde bir hayır var derler ya. Hayatımın en büyük hatasını yapmıştım
Ben bir üst okula çıkmak isterken 2 üst mertebeye ilçemin sayılı okullarından birine yükselmiştim. Hemde hayallerimin okuluna.
Ama Hayatımda bu okulda gibildi.
Gelen telefonla artık ne kadar ders çalışacağımın hesabını yapıyordum, hayallerim vardı mf öğrencisiydim. Ve çok kaliteli bir eğitim hayatım olacaktı. Yada ben öyle sanıyordum

annemle yeni kayıt olduğum okuluma gittik, müdürle felan konuşacak. kapıda bekliyorum bende etrafı anlamaya çalışıyorum. tenefüstü millet etrafta. kendimi anaokulunda gibi hissettim geldiğim okula göre bunların alayı çocuktu, sadece fiziki olarak değil hemde ruhende...
kendimi birden abi gibi hissettim.

yanıma birisi yanaştı, berkay? dedi evet dedim hatırlayamadım? bende kadri yılmazdan geçtim oradan tanıyorum seni dedi adı tolgay mış hikayenin ilerleyen kısımlarında çok duyacaksınız ismini.

neyse ertesi gün okula gitmek için uyandım, müdürün odasına gittim, sınıfımı söyledi. servisimi ayarladı felan. nöbetçilere sınıfımın ismini söyledim sağolsunlar sınıfın önüne kadar getirdiler. tam mal sınıfına düştün dediler hadi bakalım ne kadar olabilir ki diyerekten kapıyı tıkladım ve daldım içeri.

bayan kapalı bir hoca öğretmen, masasının yanında sandalye var kadın kız mesleğin önünde oturan apaçiler gibi yere çömelmiş yerde ders anlatıyor. içeride bir matem havası var çıt ses yok.
korktum hocayıda öyle görünce, hoca dedi çocuk şok oldu beni tanımıyor ya dedi, kimsede tepki yok olanlar sadece benim komiğime gitmiş olacak heralde. arka sıra şişman bir kızın yanı boştu onun yanına oturdum. onuda lise 1den tanıyordum zaten kezbanın tekiydi. bütün hayatı dersti. nasıl bir sınıfa düştüysem ders boyu sadece hoca konuştu. kimseden çıt ses çıkmadı. hani fısıldaşmayı felan geçtim ulan ne kalem sesi ne sayfa sesi. sınıfta sıfır ses var. sağır olduğumu sandım. okulun ilk günleridir ondandır diye avutuyorum kendimi. nereden bilecektim bütün senenin böyle geçeceğini.

O hoca geliyor anlatıyor çıkıyor bu hoca geliyor çıkıyor, yine ses yok. Lan dedim nasıl bir yere düştük. Eski sınıfımda ders dışında her taku yerdik biz. Neyse en azından dersleri dinleyeyim diyorum. Ulan ya hocalar fransızca konuşuyor yada ben tam bir malım. ikisinden biri yıllardır ders dinlememişiz. Kondisyonumuz yok tabi. E haliyle alt yapıda sıfır fizik dersine girince bir şey anlamaman normal oluyor. Derste vakit geçirecek hiçbir araç yok hocayı dinlesem anlamıyorum, öğrenciler mal
dedim sokarım böyle eğitimin kalitesine bunların kalitesi öğrencilerin durmadan ders çalışmasından kaynaklıymış onu anladım.
yine labaratuar hayaliyle geldik, kara tahta gittik.

bilmeyenler için anlatayım, 8. sınıfta fen olimpiyatları vardı okulda iki kişiyi zütürdüler biri inek bir kızdı biri bendim. matematikten bir soruyu bilerek yapmadım full salladım. ama fende 30 soru varsa 15 16 netim vardı. kızı geçmiştim feni hatta baya iyi yapmıştım bildiğimiz lise feni sormuşlardı.

lise birde biyoloji olimpiyatına gidecek bir grup belirlemek için sınav yaptılar, ben kazandım yine o grupla her hafta sonu ders alıyordum. üniversite biyolojisi görüyorduk, herşey latinceydi amk. Hocamızda tubitaktandı bilim adamıydı yani beni hiç giblemedi ne ders olarak yanımda oldu, nede insani olarak destekledi. okulun inek kızı vardı bunun tanıdıklarıydı zaten dersi onların yüzüne bakarak anlattı. benim motivasyonum sıfıra indi.
bunlara rağmen oturup bilim adamıyla sohbet edecek kadar fen bilgim vardı. tabiki 2. ve 3. sınıfa geçmemle kaybettiğim motivasyon okul değişikliği ortamın güzelliği kızlar felan derken derslerle hiç alakam kalmamıştı. hayatta en çok yakındığım şeylerden biriside fen bilimlerinin yeşil tahtada öğretilmesiydi.

işte böyle ne ailesi tarafından nede okulu tarafından desteklenen, hatta ailemin ayrılmasıyla darmadağın olmuştum. gibtiri taktan bir hayata dönüşmüştü benimkisi, öğlen okula git akşam eve gel bira iç, sigara felan gırla zaten.

okul ortamından bahsedeyim hayatımın en kötü 1 senesiydi. sınıfta sadece 2 arkadaşım vardı birisi şerefsizdi zaten. diğeride bir kızdı çok sağolsun beni yalnız bırakmadı kardeşim arkadaşım oldu hiçbir zaman yan gözle bakmadım. oda olmasa kafayı sıyıracaktım. herkes ben yokmuşum gibi davranıyordu. acayip şekilde dışlanmıştım. sebebini anlayamadığım şekilde.

sonra öğrendimki arkamdan mal felan diyolarmış, sınıfta uygun zamanı yakalayınca espri yapıyordum. benden başkada kimse gülmüyordu zaten. (sorun bende değil okul hayatım boyunca hep gülmüşlerdi bu lanet okulda zeki sanılan inekler bir taktan anlamıyormuş onu farkettim)

la sınıfta devlet bahçeliye mehmet bahçeli diyen mi ararsın.
başkannın adı neydi diyen mi ararsın.
günlük hayatta çok sık kullanmadığın kelimeleri söyle zaten kelimelerin anldıbını bilmiyorlar lan bir avuç gerizekalıymış bunlar bizim geleceğimizin doktorları mühendisleri.