Amk okuyup okuyup gizleniyosunuz picler giris yapmaya usenmeyin bana da biraz yazma şevki gelsin amk.

BURDAN BELIRTEYIM HIC UNUTMAYIN BEYLER.
AMK KIZLARININ BIZE IHTIYACI VAR.

Geldim beyler başlıyoruz...

size dunyadaki butun kizlarin altyapisini, beyinlerinin calisma seklini anlatacagim. ve emin olun, anlattigim seyler hosunuza gitmeyecek.

onunuzde iki secenek var, bunu pesinen soyluyorum. butun iliskilere farkli acidan bakacaksiniz, ve bu kesinlikle olumlu bi pencere degil. asil sorunlarinizin farkina varacaksiniz. ve kadinlarin hayattaki amacini anlayacaksiniz. benim tavsiyem, basligi terk etmeniz. gibtir olup gitmeniz. cunku yazdiklarimdan sonra, her sey iyice taka saracak.

BEYLER OYBIRINCILER YATMAYA BASLADI BUNDAN SONRAKI PARTLARIM GECECILER ICIN ARTIK DAHA HIZLI YAZCAM DEVAMINI SIZ SUKUNUZU ESIRGEMEYIN

Beyler okuyan yoksa hic ugrasmayayim amk.

size bunun beyindeki isleyisini anlatmamin nedeni, olayin hicbir sekilde ozel olmadigini, tamamen mekanik bir sey oldugunu gormenizi saglamamdir. ozel sebepler cok bulunur.

hatta bazi bilim adamlari insanin once konusup, sonra dusundugunu soyler. yani mesela beyindeki bazi aktiviteler sonucu "bu pahali!" deriz. ve sonra neden pahali oldugunu dusunup aciklamaya calisiriz. beyin sinirsiz aciklama kapasitesine sahiptir. bu yuzden her insan "ozel" olduguna falan inaniyor bunun. allah askina, butun herkesin dilinden dusmeyen bir sey bu kadar ozel olabilir mi?

her neyse, 3. asama bagliliga gelirsek. bu butun olayin cozumlendigi yer. bu insanin gozunun onunden bi serit gibidir. "evet, ben gelecegimde bu kizin olmasini istiyorum, onunla evlenmek, ondan cocuklarim olsun istiyorum". bunu saglayan iki hormon var. oksitosin ve vazopressin.

beyniniz sacma sapan seylerle uyusturulmayacak artik. televizyonda gordugunuz ask'a, populer romanlarda okudugunuz ask'a, sarkilarda dinlediginiz ask'a gotunuzle guleceksiniz. cocuklara, cabuk uyumasi icin masal okuruz degil mi? ve onlara anlattigimiz sey ask'tir. simdiye kadar, omrunuz boyunca ask'la uyutuldunuz. ve size askla ilgili anlatilan her seyin tamamen sacmalik oldugunu anlatacagim.

biliyorum bu cok zor bi sey. insanlarin dusuncelerini degistirmek, hele boyle tabular olan, belli basli konularda. ben buranin genc potansiyelini seviyorum. size sadece iki soru soracagim:

1) kafanizdaki ask kavraminin tamamen cocuklugunuzla alakali oldugunun farkindasinizdir. peki cocuklugunuzda "agib olunacak"larin temelini atarken, kadinlari yeteri kadar taniyor muydunuz?

2) istediginiz an istediginiz her kadinla seviyor olsaydiniz, durust olun, hangisine baglanirdiniz, agib oldugunuza mi, size agib olana mi?

bu sorular anlamsiz gozukuyor olabilir. kadinlarin erkekleri nasil somurdugunu, bu altyapinin nasil olustugunu okuduktan sonra bu entry'e geri dondugunuzde farki anlayacaksiniz.

tavşan kulaklıyı görünce yannanım ekranı kapladı ne yazıyor beyler?

Yazayim mi lan daha yeter mi yoksa bu gecelik

olaya biyolojik olarak bakarsak. bu uc asama asagidaki gibidir.

1) cinsel aclik : testosteron.
2) cekim : adrenalin, dopamin, serotonin.
3) baglanma : oksitosin, vazopressin.

cinsel acliginiz tamamen testosteron tarafindan kontrol edilir. siz katilmazsiniz.

cekim asamasinda, karsindakine kitlenirsiniz. baska bir sey dusunemezsiniz. bunu saglayan uc salgi var. ilki adrenalin, asiri heyecan sirasinda salgilanan hormon. kalp atislarini hizlandirir, agziniz sulanir, terlemeye baslarsiniz. sonra sira dopamine gecer. bu bi nevi odullendirme sistemini devreye sokar. karsidakini istersiniz, ve her adimda kendinizi daha cok odullendirirsiniz. bu odullendirme dopaminle olur, ve kokainle ayni etkiyi saglar. bu hormonla birlikte, uyku uyuyamaz, yemek yemek istemezsiniz. istahiniz kesilir. enerji dolu olursunuz.

ve serotinin. ask'in en onemli hormonu. karsindakini iyice dusunmenizi saglayan hormon. evet bu hormon insanin dusunce odagini tamamen degistirebiliyo. obsesif-kompulsif bi yapiya sokuyo sizi.

bir suru cift kendi iliskilerinin ozel olduguna inanir. daha yakin olduklarina filan. ve bu da bizi ucuncu asamaya baglanma'ya tasir.

biraz gibici gozukuyor olabilir. ama oncelikle olayin biyolojik temelini atmak zorundayiz.

evet oncelikle anlasilmayan su noktayi duzelteyim, ben "ask olmadan ciks olmaz" demiyorum. ciks yapabilme ugruna uydurdugunuz sevgi yalanlarina kendinizi kaptirip, sevginin varligini dogrulamaya calismak komik diyorum. ask ask diye vizildayan tipler, cinselligi ozgurce yasayamayanlardir.

bir cok genelleme yapacagim, ama lutfen yaziya simdiden atlamayin. sonucta dunyadaki istisnasiz her kadini baglayacagim bir duzlem olacak. ilk entrylerimde belirli cesarete sahip olan okuyuculari kazanmak istedim sadece. onyargili, karsidakine konusma payi vermeyen gibik karakterli insanlar elendi boylece.

burada tibbi terimlerle cirkinlesen, sogudugumuz pgiboloji olmayacak. veya teorik gelen, "ulen gercek hayatta ne isimize yarayacak" dedigimiz seyler. bu yazidan sonra hicbir egitim almadan, kritik analizleri yapabilecek seviyeye geleceksiniz, eger kendinizi uyutmak istemiyorsaniz. butun hayatinizdaki sorunlarin temelini ve nasil cozulecegini goreceksiniz.

iyi motivasyon vaad eden seye insanlar hemen atlarlar. "kiz tavlayacaksiniz" dendiginde, ya da "para kazanacaksiniz". ama kotumser seylere, sadece belli cesarete, belli zeka seviyesine ve guce sahip insanlar devam eder. bu guc daha onceki deneyimlerden gelebilir. burada yazdiklarimi soyleyen ilk insan degilim. sadece karman curman seyleri iyi bi sekilde toparlayacagim ve olaya farkli bi acidan bakmanizi saglayacagim.

agib oldugunuzu sanmanin uc asamasi vardir :

1) cinsel aclik
2) cekim
3) baglanma

oksitosin bi nevi sarilma hormonu. asiri guclu etkiye sahip. bosalma esnasinda siddetli bi sekilde salgilanir. bu hormonla birlikte ciftler birbirlerine daha bagli ve birbirine daha yakin hissederler. ozellikle ciksten sonra. bi cift ne kadar cok ciks yaparlarsa, bi sekilde o kadar daha yakinlasirlar, baglanirlar.

annenin cocuga bagliligi da bu hormondan kaynaklaniyor. cocuk dogarken anne bu hormonu siddetli bir sekilde hissediyor. ve ilk defa cocuga bakiyor.

butun bu hormonlarin islevleri deneylerle kanitlanmistir. isteyenler arastirabilir. mesela bir kadina o hormonu basip sonra baska erkekle tanistiriyorlar, ve kadin o erkege sarilip onu opmeye basliyor.

beyler kadinlar her yerde. dunya nufusunun hemen hemen yarisi. hayatinizin icinde, hayatinizi gibiyor. bunun artik farkindaligina sahip olun artik. yoksa ezik, basi egik bi sekilde sizi komuta etmelerine izin mi vereceksiniz? allah askina, inci sozlukteki yapay "abazalik akimi" bile ne kadar vahim bi halde oldugunuzu gosteriyor.

Ben yazarlarımızın potansiyeline inaniyorum. burada cok zeki insanlar var, ve olayi tamamen cozecekler. bu sekilde, bi kac erkek kadinin esiri olmaktan kurtulacak.

Geldim beyler sabaha kadar burdayız

herkese kolayca "dost" diyebiliyorsunuz degil mi. halbuki hayatta bir kac dost ya edinirsiniz ya edinemezsiniz. bunu hissediyorsunuz, ama itiraf edemeyecek kadar korkaksiniz. benim muhatabim kizlar oldugu icin bu yaziyi kizlara karsi yaziyorum. ve bir kiz, elde edilecek bir arkadas degil, bir dusmandir. kadinin dogasi bencillik uzerine kuruludur. hepsi kendi dunyalarinin tanricalaridir. facebook'ta bi kac erkegin fotografini begenmesiyle, kendisine iltifat etmesiyle, tanrica olduklarina inanirlar. disilik, neden kedilerle ortusturulur biliyor musunuz? bi laf var. bi kopege yemek verirseniz : "aa bu bana yemek veriyor, bu tanri olmali" der. bi kediye yemek verirseniz "aa bu bana yemek veriyor, ben tanri olmaliyim" der.

Buyuk mu yazayım lan yoksa kucuk mu bise deyin

Beyler sakin olun yaziyorum amk

öncelikle hayattaki her şeye bi daha göz atalım istiyorum.

birine "selam" demek. şimdi merhaba'nın gibik tdk tanımına bakalım.

"bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba."

bu ne dıbına koyim? nezaket gösterisi bilmemne. merhaba gibi basit bi sözcük hakkında bile kitaplar yazılabilir. neden?

size bi diskoda veya ülkü ocağında birinin selam dediğini düşünün (mekanın kattığı anlam)
taş gibi bi kızın ya da kıllı bi ayının dediğini düşünün (kişinin kattığı anlam)
neden merhaba demediği, selam'ı seçtiğini düşünün (kelimelerin tarihsel, toplumsal anlamı)

gördüğünüz gibi gibik bi selam bile arkasında bin tane gönderme taşıyor.

SIRF GECECI PANPALARIM ICIN ARD ARDA GIRCEM SONRA CIKCAM BEYLER YARIN DEVAM ETCEZ TAKIPTE KALIN

kadının hayatta kalma yarışına yardımcı olacağız. ve kendi hayatı için kararlar vermesini sağlayacağız.

bu kararın da kim olacağını tahmin ediyorsunuzdur.

kadının en ilkel güdüsünü biliyoruz artık, bunu biraz daha deşeceğiz, sonra buna oynamaya hazır hale geleceğiz. çoğu erkek kızla konuşurken, konuşma istediği gibi gitmediğinde, bunun nedenini anlamaz. bu kızın gelişmiş empati yeteneği yüzündendir. kız eğer erkeğin aklından geçen şeyi anlarsa ve sevmezse, erkek korkarsa, heyecanlanırsa, erkek ne derse desin, kızın onu kabullenmesi zor olur. anlıyorsunuz değil mi?

kızların çalışma prensibi budur, konuşmaların arkasında "ideal döl"ü ararlar hep.

konuşma esnasında erkek, kadına istediği olumlu enerjiyi lanse ederse, kadın konuşmaktan mutluluk duyacaktır.

erkeğin aklı genellikle kadının vücuduna odaklıdır. mesela geçenlerde internette okuduğum bi erkek hipnozundan örnek vereyim:
hipnoterapist erkeği yatırıyo. diyo sevdiğin bi yerde hayal et kendini, nasıl bi yer burası? "adam şehrin manzarasını çok iyi görebildiğim sakin bi yer" diyo. tanımadığın ama sevebileceğin biri gelsin yanına diyo terapist, ne görüyosun. "benimle konuşuyo" diyo adam. sonra terapist, "üstünde kot mu etek mi var, betimler misin" diyince, erkek buna bi cevap veriyodu unuttum, sonra hemen göğüslerinden bahsetmeye başlıyo.

bu durum, kadın için iyi bir döl örneği değildir. bu düşünce kafanıza girdiğinde (bu yazıyı okumadan önce), kız bunu anlar. çünkü vücuduna kitlenmişsinizdir. sizin karakteriniz, kişiliğiniz, enerjiniz, ne bileyim gülümsemeniz bunu ele verir. bi kadın, erkeğin gözüne bakarak bunları içgüdüsel olarak hisseder (daha önce dediğim gibi, anlayamaz, hisseder). işte kıza yansıtmamamız gereken, değiştirmemiz gereken noktalardan biri bu.

kadınla erkek apayrı düşünür ilk önce bunu kabul edelim. farklılıkları anlayacağız önce, sonra da bunları çözeceğiz. sonra da kadınla nasıl uğraşılması gerektiğini anlatacağım. başlangıç olarak bi kaç kavram yanılgılarını düzelteceğim.

sokaktan birine sorduk "erkekle kadın arasındaki ayrım nedir? erkek nasıl düşünür, kadın nasıl düşnür?" dedik, genellikle kızlar daha duygusal, erkekler daha mantıksal der. peki ayrım bu mudur?

evet, çoğu zaman erkekler böyle düşünür. kadın daha duygusal, az rasyoneldir. ben erkek arkadaşlarımla konuşurken zaman algımı kaybederim, uçar gideriz, ama kadınlarla daha kısıtlıdır konuşmalarım. daha rastgele şeylerle konuşurum onlarla, genellikle mantıklı olmaz. genel toplum da böyle düşünür. ama bu yanılgıdan başka bir şey değil. tamamen hatalı bi düşünce tarzı. kadınların düşünce takip sistemi, mantıklı erkeklerle aynıdır. fakat onların biyolojisi farklıdır. onların pgibolojisi farklıdır. kadının düşünce tarzı, vücut yapısı, erkeklerden kesinlikle farklıdır. hayatta kalmaya dair rolleri daha farklıdır. erkek dinozor avlar, kadına yemek zütürür, kadın yemeği yer erkeğin cinsel ihtiyaçlarını karşılar. biz homo sapienslerken olay böyle başlamıştır. her şeyin kaynağı budur