1. 26.
    0
    kopeklerimden ku$umdan
    yavrumdan cayar giderim
    senden aldigim ne varsa
    yerine koyar giderim
    ···
  2. 27.
    0
    ezdirmem sana kendimi
    govdemi yakar giderim
    beddua etmem uzulme
    kafama gibar giderim
    ···
  3. 28.
    0
    kum gibi mi panpa
    ···
  4. 29.
    0
    beni burada arama anne
    kapıda adımı sorma
    saçlarına yıldız düşmüş
    koparma anne
    ağlama
    ···
  5. 30.
    0
    kaç zamandır yüzüm tıraşlı
    gözlerim şafak bekledim
    uzarken ellerim
    kulağım kirişte
    ölümü özledim anne
    yaşamak isterken delice
    ···
  6. 31.
    0
    bugün görüş günü
    günlerden salı
    islak
    sarı bir yağmur
    ülkemin neresine bakarsa ay
    orada yitik bir anne ağlıyor
    sen aralıyorsun yağmuru
    acıdan sırılsıklam alnına siper edip elini
    sonra bir umut koşuyorsun
    yüreğin avcunda
    ısırırken
    çırpıntı gözlerini
    (ah verebilseydim keşke
    yüreği avcunda koşan
    herbir anneye
    tepeden tırnağa oğula
    ve kıza kesmiş
    bir ülkeyi armağan
    koşma anne
    birdenbire batacak olan
    düş denizinde yarattığın umut sandalıdır
    oysa benim için gece
    ışık hızıyla koşan
    kısa ve soğuk bir zamandır
    bu yüzden boğuk seslerle geldiler bir şafak
    uykusuz
    yorgun
    ve korkak
    ···
  7. 32.
    0
    sanırım baytardı
    yüreğimin depreminde rihter ölçeği çatlarken
    ölebilir raporu veren beyaz önlüklü doktor
    boşver hipokrat amca
    üzülme ne olur
    sen de anne
    sen de üzülme
    hücremin dört bir köşesinde el ayak izlerimi
    ciğerlerimde yırtılan bir çığlıkla hazır beklediğim
    ve korkunç bir sabırla birbirine eklediğim
    korkak kahraman gecelerimi
    düşlerimle sınırsız
    diretmişliğimle genç
    şaşkınlığımla çocuk devrederken sıradakine
    usulca açılıverdi
    yanağımda tomurcuk
    ···
  8. 33.
    0
    pir sultan'ı düşün anne
    şeyh bedrettin'i
    börklüce'yi
    torlak kemal'i düşün anne
    hala kanaması nedendir faşizmin göğsünde
    utangaçlığı bile vuramadan yanaklarına yasının
    onsekizinde ölümüne pervasız yürüyen
    ince bilekli çıplak ayaklı tanya'nın
    deniz'i düşün anne
    her mayıs şafağında uzun
    uzun döverken darağaçlarını
    ve o şafaktan doğma
    onbir yaşını çiğneyip yürüyen çocukları
    insanları düşün anne
    düşün ki yüreğin sallansın
    düşün ki o an
    güneşli güzel günlere inanan
    mutlu bir yusufçuk havalansın
    ···
  9. 34.
    0
    aaaaaaaaaaaaaaaa
    ···