Gece için kendime güzel bir plan yapmıştım.
Biralarımı alıp, evde ayaklarımı uzatarak Yeni aldığım filmleri izliyecektim.

Bu plan Liseden arkadaşımın 'Serkan akşam müsaitsen sevgilimle sana gelicez' lafıyla alt üst olmuştu..

Alışverişe gidip içki çerez sigara vs. Biraz alışveriş yapıp, akşam için hazırlık yapmaya başladım.

Alışveriş esnasında huur mehtap ablanın bakire kızı şükranla karşılaştık.
Kör taklidi yaparak uzaklaştım ordan.

Alışveriş arabasını doldurup, malzemelerimi alıp eve doğru yola koyulmuştum.

Eve gelip malzemeleri dolaba dizdikten sonra biramı alarak tv karşısına kurulmuştum.
Zerre kadar komik olmayan komedi programlarını ve otobüste 'Ben ters oturamıyorum' diyen amca/teyzelerin, kendilerine kar/koca bulmak için girdiği şebeklikleri izliyordum.

Akşam olmasına daha çok vardı. Bende o sırada Hawkings okuyup, evrenin sırları hakkında araştırmalar yaparken, bir yandan da işte benim stilim progrdıbına bakıyordum.

Beynim iyice atom bombası atılmış Hiroşimaya dönmüştü.
Bu durumdan sıkılıp, Sözlüğe gireyim dedim.
Sözlükte sevgilimin zütüne atılan şaplaktan sonra üniversiteye verdiğim übersonik gavatlık derecesinde ki hikayemi yazıyordum.

Ve sonunda akşam olmuştu..

Üstümü değiştirip, evi toparladım. Şişme mankenim Şükriye'yi kışlıkların arasına kaldırarak, pcden geçmişi sildim (Ne olur ne olmaz), Kedileri uyutup odalarının kapısını kitledim.

Herşey hazırdı.
Son olarak doritos kokan eve kavunlu oda spreyinden sıkıp odamın kavun gibi kokmasını sağladım.. Bu arada kavunpeynire selam olsun.

Arkadaşımı uzun zamandır görmüyordum ve bu sebepten gergin bekleyişim sürüyordu, üstümde ki gerginliği atmak için 'iki deli bir araya gelmemeliydik' parçasını mırıldanıp beynime negatif sinyaller gönderiyordum..

Ve kapı çaldı..

Evet gelen kepçük ağızlı arkadaşım ve ondan daha kepçük ağızlı olan sevgilisiydi.
Yalandan sevgi dolu cümlelerle ikisine de sarılıp salona davet ettim..

Muhabbet Fenerbahçe-Beşiktaş maçı gibiydi, top bir o kalede bir bu kalede..
Eski lise anılarımızdan, bu sığırların nasıl tanıştıklarına, asker anılarımdan, Micheal Jackson'ın ölümünde ki sır perdesine kadar gelmişti.

Alkol sofrasını kurup Muhabetimize kaldığımız yerden devam ediyorduk.
Fakat arkadaşımın sevgilisinin gözü sürekli benim üzerimdeydi.

ilk başlarda pek aldırış etmek istemedim. Sonuçta art niyetli biri değilim.
Her ne kadar da zamanında sevgilisinin annesini düdüklemiş olsamda, arkadaşımızın sevgilisine yan gözle bakacak kadar karaktersiz değildik.

Bizim kafalar mayhoş olmuşken yeni aldığım filmlerden birini izleyelim dedik.

Demez olaydık..

Bi yandan alkollerimizi alırken diğer yandan da filmimizi izliyorduk.
Çiftler birbirine sarılmış ben ise yastığı kucağıma almış bir şekilde kitlenmiştik tv'ye.

Bi ara gözüm arkadaşla sevgilisine takıldı.
Arkadaşın sevgilisinin gözü sürekli bendeydi. 2-3 kere göz göze gelmiştik.
Kendi kendime belki de alkolün verdiği etkiden dolayı ben yanlış düşünüyorum diye düşündüm.

Ama durum pekte öyle değildi.
Artık rahatsız olmaya başlamıştım.
Benim tek korkum bu durumu arkadaşımın farketmesi olurdu.

Kafamın içinde bi ton tilki dönüyordu. Acaba benden mi hoşlanmaya başlamıştı ? Arkadaşım bunu öğrenirse ne tepki verirdi ? Ben mi çok fesattım ? @18de ki huur çocuğu liseli neden tek kromozomlu ? Modlar acaba kac para alıyor?

Bunları düşünerek filmin 15 dksını kaçırmıştım bile.

'Ben gidip dolapta ki son biraları getireyim siz bakın keyfinize' diyerek ayrıldım yanlarından.
Mutfağa gidip bi sigara yaktım. Bu anlamsız saçma sapan durumdan nasıl kurtulacağımı düşünmeye başlamıştım.

Mutfak tezgahına dayanarak bi bira açtım ve sigaramı içerek çözüm yolu arıyordum.

Bu arada filmi izlerken arkadaşımın sümüğünü çaktırmadan top yapıp koltuğun arkasına sürmesine içerlenmiştim.
Bi sigarada onun için yaktım.

Musluğu açıp elimi yüzümü yıkarken arkamda bir gölge hissettim.
Gelen arkadaşımın sevgilisiydi..

Arkamı döndüğüm an burun buruna gelmiştik. Nefesini dudaklarımda hissedecek dercede yakınlaşmıştık.
Beynimde Şimşekler Çakıyordu..

Adeta oy kaybetmiş dexer'e, Ash'in Misty'ye sakso çektirmesine şahit olan Brock'a, Rock konseri diye Seyfi Doğanay konserine gelmiş pelinsu'ya, Başlığı tutmayan Serkanaydmrr'e dönmüştüm.

Yaklaşık 2 dakika boyunca birbirimize yakın mesafeden bakışıyorduk.
Adeta pirlo'nun penaltısına odaklanmış Dudek gibiydik.

Peki ben şimdi ne yapacaktım ? Bunca yıllık arkadaşıma ihanet mi edecektim ? Bu karaktersizliği yapacakmıydım ? Arkadaşım içerde herşeyden habersiz ne yapıyordu ? Bilse ne düşünürdü ? Ütünün fişini çekmişmiydim ? Bakire şükran gerçekten bakire miydi ?

Yapamazdım. Elimle kendimden biraz öteye ittirdim. 'Yapamam' dedim..

Ama durmuyordu..

'Seni kapıda gördüğüm ilk andan itibaren etkilendim serkan. Görür görmez içimde fırtınalar koptu. Beni kendinden uzak tutma. Günahsa günah, bari günahlarımızı paylaşalım' dedi.

Aq banane senin günahından niye senin günahını paylaşayım. Diyemedim tabi.

'Bunu arkadaşıma yapamam o seni çok seviyor. Hadi salona geç anlamasın' diyerek başımdan atmaya çalıştım.

'O sızdı içerde baya içti bugün. O uyuyunca geldim yanına' diyerek elimi alıp vücudunda gezdirmeye başladı..

'Dur yapma' dedim..
Zaten alkolün etkisi çok fazlaydı üstümüzde.. ikimiz de biliyorduk ki birşey yaşarsak yarın pişman olacağız.

Ama o durmuyordu. Iyice sokuldu bana elini penisimde gezdiriyordu..
Kulağıma eğilip 'seni istiyorum' dedi..

O an mantıklı düşünmeye başladım..

Gözlerine baktım, yüzünü ellerimin arasına alıp 'Bak' dedim..

'Bak Hüseyin, Ayla benim çok sevdiğim bir arkadaşım. Seninle beraber olursam ona ihanet ederim. Koskocaman adamsın. Sana Yakışmıyor böyle şeyler kendine gel' diyerek buna sağlam bir tokat attım..

Ağlayarak salona gitti..
Ayla'yı uyandırıp çıkıp gittiler..