-
576.
0rakıdan ve vagon arası içtiğim sigaralardan sonra ankara'ya gelmiştim. hava sıcak sayılırdı. güneş artık kendini gösteriyordu ancak insanın içini ısıtan bir hava değildi.
trenden indim ve garın alt geçini kullanarak metroya doğru yürümeye başladım. metro çıkmak için asker pazarının içinden geçmem gerekiyordu. okulun bitmesine yakın askerlik meselesi de kafama takılmaya başlamıştı. bir anda kendimi asker malzemeleri satan dükkanların ortasında bulunca treni bindiğim anda ki sıkıntıyı tekrar hissettim. askerleri dükkanlara çekmek için çalışan kısa boylu, tombul ve hafif bıyıkları kızların arasından geçerek merdivenlere ulaştım. yaseminin penceresine katılan tipler gibi hissediyordum kendimi. -
577.
0metroyla cebeci'ye doğru yol alıyordum. karşılıklı koltuklara oturup yol boyu karşıdaki insanın yüzüne baksam mı bakmasam mı gerginliğini yaşamamak için ayakta gitmeyi tercih ettim. kısa bir yolculuktan sonra cebeci'ye gelmek üzereydim.
-
578.
0cemal gürsel üzerindeydim. yaktığım sigarayla eş zamanlı olarak irem'i aradım. 'bizim fakültenin önüne gel 10 dakikaya ben de orada olurum' dedi. 'peki' dedikten sonra kapattım telefonu. kampüsün girişine doğru yürürken simit satan yaşlı bir amcayı fark ettim. sınava girecek olan öğrencilere iyi dileklerini sunduğu küçük bir yazıyla kalem satıyordu. yanına gittim amcanın. ihtiyacım olmadığı halde kalem aldım. 'allah zihin açıklığı versin' diyerek uğurladı beni...
kalemi hala saklarım. aldığımdan beri hiç kullanmadım. yazıp yazmadığını kontrol bile etmedim. umarım yazıyordur. -
579.
0kampüse sıkıntı yaşamadan girmiştim. irem'in söylediği yerde bekliyordum. gelen geçenin inek çanı vardı beyler. inek bayramı olduğu için 'çın çın çın' sesleriyle geziyordu millet.
kafamı sol tarafa doğru çevirince üzerime doğru gelen bir inek çanı ve çanın sahibi ineği gördüm. irem 'çın çın çın' sesleriyle üzerime doğru geliyordu. -
580.
0irem aynı irem'di ancak ben aynı lassstik değildim. irem bana sarılmış konuşmadan burnunu ve yüzünü boynuma sürtüyordu.ilk zamanlar da olsa içimi eritecek bu hareket karşısında kendimi buzdolabı gibi hissediyordum. elimle saçını okşayarak karşılık verdim. kendi içimde kendime bile çaktırmadan kararımı artık vermiş gibiydim.
-
581.
0bana nazaran irem oldukça heyecanlı ve hayat doluydu. kendimi onun yanında yaşlanmış hissediyordum. görüşmediğimiz zaman içerisin başından geçenleri ya da geçmeyenleri büyük bir hararetle anlatıyordu. ben de iyi bir dinleyici modunda ara ara karşılık vererek irem'i dinliyordum.
ilk yarım saat içerisinde sıkıldığımı fark ettim. tuvalete gider gibi yaparak geri eskişehire dönmeyi bile aklımdan geçirdim. -
582.
0sonrasında bu düşüncemden vazgeçtim. irem mutluydu ve gözlerinin içi gülüyordu. 'mutluluğu bin olmasın' diyerek bir sigara daha yaktım. irem'in bütün bunların farkında değildi o anlarda.ama konuşmalarından ve beden dilimden durağan olduğumu anlıyordu.
'canın mı sıkkın senin' sorusuyla işlerin taka saracağını hissettim. konuşmaya başlasam devamı gelecekti çünkü. hem inek bayramı bin olacak, hem de gireceği sınavlardan önce canı sıkılacak morali bozulacaktı. bütün bunların düşünerek o an yüzümü maskemi geçirdim ve onun enerjisine ortak oldum. ilk zamanlar ki gibi uçarı kaçarı hallerim yoktu ancak, gene de fena sayılmazdım. -
583.
0irem'e karşı kendimi gereksiz bir şekilde sorumlu hissediyordum. 'ben seninle beraber olmak için sevgilimi aldattım, karşılığı bu mu olacaktı' sorusunu duymak o aralar isteyeceğim en son şeydi. bu tarz bir manevi saldırıya maruz kalmamak için zamanı uzatmayı ve kaçmayı tercih ettim. nasıl olsa zaman her şeyi yoluna koyduğu gibi bu durumu da kendi yöntemlerince bir çözüm bulacaktı.
-
584.
0zaman yavaş yavaş akşama doğru devriliyordu. akşamın yaklaşmasıyla küçük olan cebeci kampüsü kalabalıklaşıyor, insanlarda anlam veremediğim bir coşku hasıl oluyordu. havanın kararmasıyla rahatladığımı hissetmeye başladım. takmış olduğum maske ağır gelmeye başlamıştı artık. gece, ona ihtiyacım olduğu anda yardımıma geliyordu.
-
585.
0havanın kararmasıyla, şaraplarımızı almamız eş zamanlı gerçekleşti. irem ısrarla konserin olacağı alana gitmemizi istiyordu. ben de o kadar sese maruz kalmak istemediğim için makul sebepler öne sürerek müziğin sesini duyabileceğimiz uzak bir alanın daha iyi olacağını savunuyordum.
şarap almaya giderken hukuk fakültesinin önünde duran yarı arazi aracı yarı kamyonet bir canavarı fark etmiştim. irem'e şaraplarımızı alarak bu canavarın kasasına uzanarak gelen müzik eşliğinde gök yüzünü izlemeyi teklif ettim. teklifi sevmiş olacak ki hemen kabul etti. elimizde siyah poşetlerle arazi aracının kasasına atladık. gereksiz kalabalığa girmekten daha keyifli olacağı kesindi. -
586.
0okulda ki bir hocaya ait olduğunu tahmin ettiğim bu araç geceye ayrı bir keyif katmıştı. hem çalınan şarkıları duyuyor, hem de uzanarak gök yüzünü izleyebiliyorduk.
içilen şarap ve çalan şarkıların bam teline değme oranıyla eş zamanlı irem kedi gibi yanıma sokuluyor, gelecekle ilgili yarım ağız bir şeyler sormaya çalışıyordu. ilk başta soruları duymamazlığa geldim ancak sorularında ısrarlıydı irem. ben de yuvarlak cevaplar vererek geçiştirdim ancak, bu soruları ben de düşünüyordum. -
587.
0bu sefer 2 gün kalmıştım ankara'da.hem benim hem de irem'in sınavları yaklaşıyordu. içinde bulunduğum ruh halini çok fazla çaktırmadan eskişehire dönüyordum.
-
588.
0eskişehir'deydim. jübilemi yapıp son golü atmak için her şey hazırdı artık. son sınav notlarını toparladım,son kez ders çalıştım ve daldım sınavlara. bir, iki, üç derken bütün sınavlar geldi geçti.tek ders hariç diğer sınavlarım iyi geçmişti. o dersinde hocasıyla konuşarak durumu kontrol altına aldım.
sınav sonuçları yavaş yavaş açıklanmaya başlamıştı. korktuğum dersin sonucunu görünce diğer sonuçlar anlamsızdı artık. gayri resmi sonuçlara göre artık mezundum. bilgisayar başında bir sigara yakarak durum değerlendirmesi yapmaya başladım. evden ne zaman çıkarım, eşyaları nasıl satarım gibi sorular kafamdan geçmeye başladı. uzatma dakikalarının bitmesine artık az kalmıştı ve gözler hakemdeydi... -
589.
0izmir'e dönüş planları yapıyordum artık. öncelikle eşya işini halletmeye karar verdim. hepsini satmayı düşündüm ancak aldığım parayla arasında uçurum olacağı için ihtiyacı olan birine vermek daha mantıklı geldi. okuldan ve facebook üzerinden bulduğum bir kaç elemanla eşyalar için sözleştim. herkes ihtiyacı olanı alacaktı. benim seviştiğim yatağın üzerinde kim bilir hangi geyikler dönecek ya da hangi eleman kız düşürmenin sevincini yaşayacaktı? yüzümde beliren bir gülümsemeyle beraber bu işi halletmiştim.
ev arkadaşımla da kısa bir konuşma geçti aramızda. durumu anlattım ve yakın zaman içinde terk-i diyar eyleyeceğimi söyledim. mezun olduğum için tebrik etti kerata. alttan kalan dersleri olduğu için mezun olamamıştı bizimki. benimle beraber evden çıkacak ve okul açılmaya yakın ev konusunu tekrardan halledecekti.
'diğer ev arkadaşın umarım benim gibi çıkmaz' diyerek kendi içimde bıyık altından gülüyordum. -
590.
0bütün sınav sonuçlarım açıklanmıştı. tahmin ettiğim gibi hepsini farklı harf notlarıyla vermiştim. öğrenci işlerinden ve danışman hocamdan da vermem gereken krediyle ilgili sıkıntı olmadığının teyidini aldıktan sonra iş artık resmiyete binmişti.
dönüş için izmire'mi yoksa ankara'ya mı gitsem karar veremiyordum.bu konuya daha sonra dönmek üzere eşya işini halletmeye karar verdim. konuştuğum elemanlar geldiler ve hunharca eşyaları alıp gittiler.oda boşaldıktan sonra pencerenin dibine oturup sigara yaktım. geçirdiğim son zaman dilimiydi artık. eskişehire veda ettiğim için değil ama odamdan ayrıldığım için hüzünlüydüm. -
591.
0ev sahibiyle kontrat ve depozito gibi ıvır zıvır işlemleri de halletmiştim. parasını zamanında yatırınca hiç kendini göstermeyen tiplerdendi. klagib mezun olan öğrenciye verilen nasihatlerden vererek ayrıldım onunla da.
ev sahibi gittikten sonra irem'i aradım. ankara gitmem ve memleketlere dağılmadan önce son kez görüşme konusunda ısrarcıydı. hiçbir şey konuşmadan izmir'i gitmeyi istiyordum ancak gene vicdanıma yenik düşmüştüm. gideceğim istikamet belli olmuştu. son kez ankara... -
592.
0yer: ankara. zaman: mezuniyet ertesi.
elimde bavulla beraber kızılay'dan cebeci'ye doğru yürüyordum. direkt metroyla gidecektim ama sonrası da yürümek geldi içimden. kitapları ve diğer eşyalarımı kargoyla gönderdiğim için sadece bavulum kalmıştı. ufak bir sırt çantası ayarlayıp bavulu'da izmir'e gönderecektim ama bundan da vazgeçtim. bavulu nedense yanımda taşımak, gittiğim yere zütürmek istedim.
yolda yürürken benim gibi olan tipleri de görüyordum. kimisinin yüzünde tebessüm, kimisinin yüzünde hüzünlü bir belirsizlik vardı. bende de olduğu gibi. -
593.
0irem'in olduğu sokaktaydım yine. sokağın başında evde olup olmadığını teyit etmek için aradım. evde olmasa da biraz daha yalnız kalabilsem diye aklımdan geçirirken telefon açıldı evde olduğunu söyledi. kaldırımları teker teker arşınlayarak yol almaya başladım. kısa bir yürüyüşten sonra gelmiştim.
-
594.
0salondaydım. defalarca gelip gittiğim ve zaman geçirdiğim bu ev artık benim için bir şey ifade etmiyordu. evle beraber evin içinde yaşayan insanda buna dahil...
yaşadığımız ilişkinin temeli çok sağlıklı olmasa da esas sorun bu değildi benim için. sadece zamanlama yanlıştı. mezuniyet ertesi türlü türlü belirsizliğin içinde, kendi var oluşumun bile altında ezilirken başka bir insanla beraber olmak ve sorumluluk altına girmek yapabileceğim bir eylem değildi. yanlış zamanda ve yanlış yerde yapılan doğruların insana kattığı bir şey olmuyor. -
595.
0benim kadar olmasa da irem'de keyifsiz sayılırdı. yaşadığımız onunda canını sıkıyor, anlam veremediği soruların sayısı yüzüne yansıyordu. o anda konuşmasak bile irem'in kafasından geçenleri anlayabiliyordum. en başından beri aramızda böyle ortak bir yön vardı.
biraz konuşunca işin başka bir boyutunun daha olduğunu öğrendim. evini boşaltarak eşyalarını arkadaşının evine bırakacağından bahsetti. 'eşya taşıtmak için mi çağırdın yoksa beni vicdansız' diyerek yalancı bir serzenişte bulundum.'çok duygusuzsun hayvan herif' diyerek boynuma sarıldı.bu anlarda, bir yandan irem için üzülüyor bir yandan da bana sarıldığı için tiksiniyordum.
-
ramo bu oluum boş kalır mı
-
anlık hava 44 derece
-
millet tepki verdikten sonra
-
bu gidisle kaptan kirkle evlencem galiba
-
varlıklı bir bin lazım
-
telefondan anlayan var mıııı
-
minguziyi öldürenler 15 yıl sonra çıkıpppp
-
seven kız belli eder mi
-
istinat duvarı çekti canım
-
fena stresliyim 3 4 gundur
-
şok dondurması yanında kola içiyorum
-
bazı şeyleri başınıza gelmeden anlayın lan
-
ne istediğini bilen elit pasifler yazsın
-
habiscan ne isi buldun la
-
giden kız gittiği gün bitmiştir aga
-
banana koy anana
-
canım sıkılıyo ağlıcam sıkıntıdan bak
-
ucan kedi ile evlenip memur isci karisimi yasamk
-
ferro altincisi silindiği an sözlük ölmüştü
-
beyazniganin bullugu yalasak
-
illa bir sey uykumu mahvediyor
-
berber çırağına bahşiş verdim
-
abi yediğim seylerden tat gelmiyor noldu bana
- / 1