bir süredir buradayım. bir sürü başlık okudum, bir sürü başlık yazdım.

bu başlığı da, gördüğüm "kız tavlama alfa taktikleri" hakkında açmak istedim.

öncelikle ben her istediği kadınla yatabilen birisi değilim. ortalamanın altında bir dış görünüşüm, ince bir vücut yapım (zayıf değilim. kaslı olduğum söylenebilir, ama vücut yapım zayıf.), uğraştığım pgibolojik sorunlarım var. böyle bir kişinin, kadınlar hakkında söyleyecekleri ilginizi çekmiyorsa, çıkabilirsiniz. ben yazacağım.

herhangi bir amaç gütmeden, sadece yazmak istediğim için yazıyorum. başlığa resim koymayacağım, bir kaç entry'de de bitirmeyi düşünüyorum.

dinleyen arkadaşlarım varsa, bekletmeden hemen yazmaya başlıyorum.

https://m.youtube.com/watch?v=QMvE0yFnR0I

öncelikle değinmek istediğim en önemli nokta, "tavsiye" konusu.

dopamini artık herkes biliyor. peki bu dopamin, kadınlarla yatmak için mi salgılanıyor?

hayır. dopamin hem erkekte, hem kadında tek bir amaç için salgılanır. daha iyi olmak. beyniniz, vücudunuzu sürekli daha iyi olmak için kamçılar. güzel bir yemek yediğinizde, terfi aldığınızda, biriyle beraber olduğunuzda (salgılanmasının amacı, insanı neslinin devdıbını sağlamaya yönelik bir harekette bulunduğu için ödüllendirmesidir.) dopamin salgılanır.

dopamin reseptörleri olayı doğru, fakat anlatılanlar gibi aşırı bir anlam yüklemek pek de sağlıklı değil. dopamin, karşı cins ile aranızdaki sosyal ilişkiye etki etmez. sosyal bağlanmayı, oksitosin üstlenir. fakat bu ayrı bir konu...

beyniniz sürekli sizi daha iyi olmak için kırbaçlıyor. peki, siz niye kafanızın içindekini dinlemek yerine başkasından tavsiye alıyorsunuz?

başkasıdan tavsiye almak, kendinize yapabileceğiniz en zalim kötülüklerden birisidir. başkasının tavsiyesi size yardımcı olmaz.

sorununuz hakkında düşünün. beyniniz size en doğru cevabı verecektir.

ikinci olarak, "taktik" adı altındaki saçmalıkları ele alalım.

kadınları bir müddet bir kenara koyun. düşünün. arkadaşlarınızla nasıl tanıştınız? oldukça spontane, değil mi? işte kadınlarla iletişim kurmak denince aklınıza bu sözcük gelmeli: spontane.

verebileceğim en iyi öneri, o sırada aklınızdan ne geçiyorsa, onun üzerinden bir konuşma başlatmanız. işte bu, "kendin olmak" değimiz şey. başkasının kelimelerini değil, kendi fikirlerinizi döküyorsunuz dudaklarınızdan.

bu, üstünde çok daha fazla durulması gereken bir konu, fakat geçiyorum.

"alfa" ya da "beta" saçmalıkları üzerine de bir iki laf etmek gerek...

öncelikle, insan böyle tanımlar için oldukça komplike bir canlıdır. insanları böyle kategorize edemezsiniz. sağlam değildir. insanın sosyal kabiliyetlerini düşünürsek, böyle tanımlar çok gülünç, ayrıca yetersiz kalır.

başkalarına pm'den iltifat ederek, her kadının bacaklarını açacağı biri olamazsınız. sadece salağın birine muallak gibi iltifat ettiğinizle kalırsınız.

inanırsanız, dünya ellerinizin altındadır.

kendinize güvenin.
kendinize saygı duyun.
kendinizi takdir edin.

hata yapmaktan korkmayın. tecrübe dediğimiz şey, hataların üstünde duran bir olgudur.

her şey sizde biter. inanmanız yeterli.

kendinizden ödün vermeyin. kimliğinizin üstünü, başkalarının tavsiyeleri ile örtmeyin.

başkası gibi olmaya çalışmak, içinizdeki sizi öldüren şeydir.

ve unutmayın, herkes bir gün toprak olacak. bunu aklınızda tutun. insanın bedeni yaşlanır, zihni değil. kalbiniz gençliğiniz için atacak bir zamandan sonra...

insan ne olursa olsun, pişman olacak şekilde ölür. ya yaptıklarından, ya da yapamadıklarından. hatırlayabileceğiniz bir hayat yaşamaya çalışarak bunu minimuma indirmek sizin ellerinizde.

hepsi bu kadardı, teşekkür ederim.