-
126.
+11içeri girdik, yardımcı kadın dik dik baktı suratıma. Aytül dedi ‘nurhayat, bundan sonra tekgöz (tekgöz demedi tabiiki) bizimle yaşayacak, sofraya bir tabak daha koy ‘. Yemeğe geçtik, acayip şeyler hazırlatmıştı aytül. Hayvan gibi yedim.ben yerken durmadan beni seyrediyordu. Tabak boşaldıkça bir şeyler koyduruyordu. Kilo almam gerekiyormuş, çok solgunmuşum. Yemekten sonra bana bir hediye paketi uzattı. Ne alaka gibisinden bir şeyler sordum.eve gelişimin şerefineymiş. mecbur aldım açtım,cep telefonu çıktı içinden. O zamanların klas modellerinden bir nokyaydı. Teşekkür ettim. Hat da almıştı hemen taktırdı.ben dışardayken merak ettiğinde arayacakmış. kıllandım ama ses etmedim. alışkın değildim merak edilmeye de merak etmeye de.
Yemekten sonra her zamanki gibi kahvemizi içmeye salona geçtik. Televizyon izliyorduk. kimse dün gece olanlardan bahsetmiyordu ama bir gerginlik vardı. Televizyonda romantik bir film vardı değiştirelimmi dedim aytül izin vermedi.ilk saniyeden sıkılmaya başlamıştım. Neyse sonra sigara falan içtik biraz daha tv izledik, aytül pat diye hadi artık yatalım uykum geldi dedi. Tamam dedim benim odayı göster. Dedi ,dün nerde yattıysan orda yatıcaksın sakıncası yoksa. içimden dedim eyvahlar olsun. Zevk almıştım ama bir yandan da iğrenç geliyordu koskoca kadınla yatmak. Çaresiz yatak odasının yolunu tuttum. -
127.
+12içeri girdiğimde aytül ışığı kapatıp abajurları açmış, ambiyans yaratmıştı. Yine bol bol parfüm kokuyordu. Önümde soyunmaya başladı. Tüllü müllü gecelik gibi bir şey giydi pembe renkli. ‘çok uykum var hadi bir an önce uyuyalım’ ayağı yaptı. Ben heycanlanmıştım, yine de geçiştirmek istiyordum. Döndüm arkamı gözümü kapattım. Aytül de yanıma yattı ve arkadan bana sarıldı. ikinci defa biriyle böyle sarılıp uyuyordum, ilki de dündü. Ne yalan söyleyeyim, afakanlar basıyordu böyle uyurken. hiç hoşlanmamıştım.
Biraz zaman geçince aytül bacağını bacağıma falan sürtmeye başladı. Ben yine belki uyur diye umudumu kaybetmedim. Sonra bu kolunu uzattı ve elini içeri sokup okşamaya başladı. E tabi bizimki uyanmıştı. Ben bi harekette bulunmadım. Aytül rahat durmadı. Beni sırt üstü yatırdı ve aşağıya doğru indi. ulan ne haltlar edecek orda derken bende güzel bir hareketlenme oldu. Ağzıyla yapıyordu. Ben tam gelmek üzereyken durdu, yine üstüme çıktı. Böyle takıldık. Bir süre sonra ikinci postayı istedi. Ona da eyvallah dedik mecbur. Karıda insaf yoktu, ertesi gün okula gidecektim. Kullanılmış hissediyordum resmen. Böyle böyle günler geçti.bu arada ben yine ipeğin sokaktan geçmeye başlamıştım. Ama bir türlü rastlayamıyordum. Sonra bir gün aklıma parlak bir fikir geldi. Kızın okulunu biliyordum. Çıkış saatini öğrendim ve amacıma ulaştım. Çaktırmadan gidiyordum okul çıkışına ve artık çoğunlukla görüyordum. Yanında genelde alara olurdu, onun dışında yalnızdı. Yanına gidecek cesaretim yoktu beyler.
Ama bir gün o beni gördü. Uzaktan selam verip hafifçe gülümsedi. Ben de el salladım sonra aynen topukladım ordan. Süper gelmişti bu bana. Yine de bir planım yoktu. Hatta bir erkek arkadaşı olduğuna emindim. Güzel kızdı niye olmasın diyordum içimden. Şeytana da sormamıştım, hem onun asıl müşterileri diğerleri olduğundan ipeğin dalgalarını bildiğinden bile emin değildim. -
128.
+11Bu şekilde sömestr tatilini getirdik. Aytül uludağa gidelim birkaç gün diye tutturdu. Tamam dedim. Ben de artık dalgama bakıyordum. Aytülle olan duruma alışmıştım. Gündüz veli toplantıma geliyor, akşam koynuma giriyordu. Soranlara teyzem olduğunu söylüyorduk. kimse pek kurcalamıyordu. Bir gün evde kendi kendime takılıp kitap okurken (aytül işe gitmişti) telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı. Açtım.
Bir kız sesi duydum. Tanır gibi olmuştum, ihtimal vermedim inanamadım yine de. Oydu lan, ipekti. ‘numaranı nihattan aldım’ dedi. Şeytandan yani. Ben malca konuşuyordum ,kelimeleri toparlayamıyordum. Söylediğine göre ‘öylesine’ aramış. Napıyosun falan dedi. Havadan sudan konuştuk.ben genelde aptalca cevaplar veriyordum. Neyse böyle konuştuk, en sonunda kapatırken numaram bu kaydet dedi ve şöyle bitirdi ‘son zamanlarda evimin önünde pek takılmaz oldun, ayran içtik ayrı mı düştük’ ben b,r şey diyemeden bir kahkaha atıp telefonu kapattı beyler.
Tam anlamıyla gib gibi kalmıştım. Bir kere başıma gelene inanamıyordum bu bir, ikincisi biliyordu lan! Yaklaşık iki senedir kızın evinin önünden geçiyordum sapık gibi, bir kere bile rastlamamıştım ama o çakmıştı durumu. Ve hiç de rahatsız görünmüyordu. Bir an asla mümkün olamazmış gibi geldi ama öyle ya da böyle hoşlanıyor muydu benden acaba lan?
Birkaç gün sonra aytülle bavulları hazırlamış, bursaya doğru yola çıkmıştık bile. Hani olur ya Yeşilçam filmlerinde uludağda kayak yapıp oynaşırlar sevgililer, aytül öyle saçma sapan bir şey hayal etmiş olacak ki bungalov tarzı bir yer kiralamıştı. Kayak takımlarını da yanında getirmişti, bir takım da bana hediye almıştı. Hiç hevesim yoktu ki böyle şeylere amk. Oyuncak bebeği sanıyordu bazen beni. insanların yanında yine teyzemdi. Gece işler değişiyordu tabii. Yine de zevkliydi onunla ciks yapmak. -
129.
+6Beyler sizin için seriden yolluyorum :* :*
-
130.
+11Dönmeden bir gün önce aytül bensiz bir şeyler içmeye inmişti. ipeği düşünüyordum.onu aramam gerekiyordu. Olmayacağını bilsem de o bir kere beni aramıştı ve sesini duymaya her zaman için değerdi. Cesaretimi toplayıp aradım. ismimle hitab ederek açtı:’merhaba tekgöz, nasılsın?’ bu beni daha da cesaretlendirdi. iyiyim dedim,’nasıl olduğunu merak ettim. Bir de,seni izlediğimi nerden bildin?’ beyler, o ilk gün, daha benim protez yokken benim tipimi kazımıştı kafasına. Ordan biliyordu gözümün takma olduğunu da. Nerden bilirdim hatırlayacağını. Boğazıma bir şeyler düğümlendi.ne kadar harbici bir kız lan dedim içimden. Birden nasıl oldu anlamadım ama ‘seni görmek istiyorum’ dedim. Bir süre sessizlik oldu ‘nerde, ne zaman?’ diye sordu. O cumartesi saat üçte Caddebostan sahile inerken bir market var, onun önünde buluşmak üzere sözleştik.
Telefonu kapatır kapatmaz aytülü fark ettim. Kapıya dikilmiş, gözlerinden ateşler saçarak açıklama bekliyordu. Hiç bozuntuya vermedim. Dedim erdiyle konsere gidicez. Sen de gelsene. Ben böyle deyince bir süre daha kıllanmış baktı, sonra ikna oldu heralde, ‘nasıl geleyim, çalışıyorum bu cumartesi de arayı kapatmak için’ dedi. Sonra elimden tuttu, beni yatağa doğru zütürdü. Sevişmeye başladık ama benimki kalkmıyordu amk. Aklım ipekteydi. Gerçekten de teyzem gibiydi aytül o an benim için. Sonra bu noluyo falan dedi. Ben yok bir şey falan dedim konsantre olmaya çalıştım. Neyse ki en sonunda başardım. O günü de sıkıntısız atlattık böylece. -
-
1.
0Olm aytule azdim amk
-
1.
-
131.
+8istanbula döndük. ipekle buluşmama iki gün vardı beyler. Sıkıntıdaydım. Erdiyi aramak istedim ama cep telefonu ne arasındı binte. Evden aradım, annesi açtı. Köye gitmişti puşt sömestr için. Zaten şekil yapmak için tavsiye istiycektim, erdide ne gibtirsin moda görüşü. isabetli olmuştu köye gidişi bu anlamda. Sonra aklıma daha önce nasıl olup da aytülün gelmediğine şaştım. Kadın bu konuda tam bir uzmandı.iş yerine gittim. Dedim ‘cumartesi konsere gidicez ya erdiyle ben ne giyeyim bilemedim, sana sorayım dedim.’sonra da azıcık yavşadım: ‘son günlerde pek beğenmiyorsun gibi geldi tipimi , fıstığım’ falan dedim tıpkı bir mal gibi. Hoşuna gitti ama. Hemen ben de zaten uzun zamandır bunu düşünüyodum, eve git beni bekle dedi.
-
132.
+1Biradee gerçek hikaye değil biliyoeum ama efsane olmuş
-
-
1.
+1Yok dıbına koyim işim gücüm yok muhteşem hayal gücümü kullanarak bu kadar şey salladım. hemde hiç hata olmadan. senı baban mı doğurdu amk
-
1.
-
133.
+11Ben de gidip onu beklemeye başladım. Nurhayat karısı bu arada evi temizliyordu. içeri girip çıktıkça pis pis bakıyordu bana. Her taku çakıyordu kadın tabii ama benim ağzını burnunu kırasım geliyordu böyle baktıkça. içimden ‘ne o yarraam sen de mi istiyorsun yoksa’ falan diye pis pis şeyler düşündüm. Çok gıcıktım karıya.o da bana gerçi. Neyse, en sonunda kapı çaldı da aytül beni meymenetsiz karıdan kurtardı. Yemek hazırlamaya yolladı nurhayatı. Sonra da şu şarkıyı açtı:
http://www.youtube.com/wa ... UdzT4&feature=related
zaten bayılırdı bu şarkıya, sürekli dinlerdi. Bana bakarak kırıtarak söylemeye başladı. Zaten Ayşegül aldinçe hayrandı. içten içe onun gibi olmaya kasıyordu, çünkü birkaç kankası onu Ayşegül aldinçe benzetiyordu. Birazcık andırıyordu ama öyle pek de benzemiyordu bence. Neyse, bu kırıttıkça ben mecbur sırıtmaya başladım. Allahtan yemek hazır oldu da ben de rahatladım. Yemeği yerken bana planları anlatmaya başladı aytül. Alışverişe çıkıcaktık. Tarzımı azıcık çocouksu buluyordu, hem kendimi göstermem için bilmemnasıl kıyafetlere ihtiyacım vardı. Ben dedim yok istemiyorum yeni bir şey,masrafa girme. illa tutturdu gidilicek diye. Nişantaşına yollandık. -
134.
+9Nişantaşında girdiğimiz tüm mağazalardaki elemanlar tanıyordu aytülü. Bana pahalı şeyler aldı. Gerçekten seçtiği şeyler iyi duruyordu üzerimde. Aynaya baktığımda tanıyamıyordum kendimi. Bir yandan da iki üç sene öncesine kadar nasıl göründüğüm geliyordu aklıma, bıyık altından gülüyordum. doğrusu kendimce ben hala öyle görünüyordum. Yine de memnundum durumdan.eve gelince aytüle ödülünü verdim bol bol.
Cumartesi gelip çatmıştı. aytülle aldıklarımızdan beraber seçtik ne giyeceğimi. Bir de yalandan telefon konuşması yaptım erdiyle. Çıkarken iyice bir ateşli öptüm aytülü. ipeği dediğimiz yerde beklemeye başladım. Beş dakika geçti geçmedi, uzaktan göründü ipek. Aksayarak yürüyordu, aşırı tatlıydı. Elim ayağım birbirine dolandı. Ne diyecektim. O an anamın amından içeri geri kaçabilmeyi çok isterdim beyler. El saldım, o da bana el saldı. Yanına doğru yürüdüm. Sanki savaşa gidiyordum. Elimi uzattım, elim hayvan gibi terliydi oysa. ipek elimi silkemedi, yanağımdan öptü.ben bayılayazdım -
135.
+9Nereye gidelim diye sordum. ‘bira alıp sahile gidelim bence’ dedi. Sevinçten deli oldum bu teklifi duyunca. Yoksa kasacaktım. Lan ben ne bilirdim yoksa kız nereye zütürülür naapılır. Önünde buluştuğumuz marketten bira ve sigara aldık. Sahile indik. Daha önce bahsettiğim betonların üstüne oturduk. Hava da şansımıza güneşliydi o gün kış olmasına rağmen. Fıstık bile almıştık lan biranın yanında. Süperdi. Havadan sudan konuşmaya başladık önce. Yanında walkman i vardı. Bana şu şarkıyı dinletti:
http://www.youtube.com/watch?v=fgT9zGkiLig
babası kasedini amerikadan getirmiş. Alternatif rak dinliyomuş. Heyecanlı heyecanlı anlatıyordu. Tam bir ergendi açıkçası. Bense ergenliği büyük ihtimalle 6 aylıkken atlatmıştım. Yine de çok hoşuma gidiyordu konuşması. ince bir sesi vardı, gözlerini kocaman açıyordu gaza gelince. Vay amk bu nebiçim bi güzellik lan diye düşünerek bir sigara yaktım.hemen bu da istedi. Ben paketten bir tane daha çıkarırken o benim ağzımdakini çekip içmeye başladı.eridim. -
136.
0Rezervasyon
-
137.
+8babası bir şirkette genel müdürmüş. Annesi eskiden reklamcıymış ama şimdi çalışmıyormuş. Sağ bacağı doğuştan sakatmış, uzatmak için özel yaptırıyormuş ayakkabısını ,beğendiği modelleri ortopediste zütürüp’ modifiye’ ettiriyormuş. Normalde böyle yapmazlarmış ama ortopedist tanıdıkmış falan filan. Çok sıkılıyormuş, gitar kursuna gidiyormuş. Okuldaki tipler çok gıcıkmış. beyler, konuştukça sanki ben böyle hayatımdaki en ilginç şeyleri duyuyormuş gibi heycanlanıyordum. Garip bir histi. Sonra beni sordu. Yalan söylemek içimden gelmedi. En başından ne tak olduğumu bilsin istedim. Aytül ve abim hariç anlattım. Gecekondudan gelip, aytül sayesinde adam taklidi yaptığımı, hayatımın bundan önceki kısmını genelde çalıp çırparak geçirdiğimi vs. aytülün de bana acıyıp evine aldığını falan söyledim, ayrıntıya giremezdim heralde yani. şaşırmamıştı beyler. Zaten benim ‘farklı’ olduğumu o beni ilk gördüğünde anlamış.e yani belli ediyordum ben de zaten cadde tikisi olmadığımı her halimle o vakit. ilginçti, giblemiş görünmüyordu. Galiba yalnızdı beyler. Öyle bir hali vardı. Biz Öyle kör topal otururken mutlu oldum ben birden. çok iyi hissediyordum
-
138.
+7böyle konuşa konuşa akşamı ettik beyler. sonra ipek 'hadi beni eve bırak, zaten yolu biliyorsun' dedi.eve doğru yürümeye başladık. koluma girdi, çok yavaş yürümek zorundaydık ayağı yüzünden ama bu beni mutlu ediyordu. ayağı da güzeldi amk. evine geldik. saat akşam sekiz buçuk falandı. bu telaşlandı birden 'eyvah, babam çok meraklanmıştır'dedi. ben de dedim 'hadi o zaman gir bir an önce eve'.hoşçakal dedi boynuma sarıldı. o esnada kafamın içinde havai fişekler falan patladı benim. geriye kalan tek gözüm karardı. beyler, öyle güzel kokuyordu ki. böyle bebeksi, tatlı..ben de ona sarıldım beceriksizce. kapıdan içeri girerken 'ben sana mesaj atarım, yine buluşuruz olur mu?' dedi.ah dedim olmaz mı ulan!o akşam eve dönerken iki kere yolu şaşırdım beyler.
evde ben tabi hayvan gibi neşeliyim. gerçek bir ikiyüzlülükle içeri girer girmez aytülü hayvan gibi öptüm zaten. sağol dedim 'acayip bir konserdi(hesapta teoman konserine gitmiştik erdiyle), senin sayende de façam tamdı bir sen ekgibtin sen de olsan mükemmel bir gün olacaktı.'eytül tabi hemen moda girdi bunun üzerine. beraber sarılıp saçma sapan bir aşk filmi izledik. benimhayalimde hep ipek var tabi. güya ona sarıldığımı düşünüyorum aytüle sarılırken. gece olunca da yine aytülü meme ve zütten ibaret görüp işimi yaptım. yoksa konsantre imkansızdı. -
139.
+8böyle bir kaç gün daha geçti.o günlerde de aytül regl olduğu için biraz kurtulmuştum. tamam iyiydi hoştu da kadın doymuyordu arkadaş.ben de müzik falan dinliyordum, dalgama bakıyordum. durmadan ipeği düşünüyordum. hayatımda ilk defa yaşıma uygun bir kaç gün geçirdim anlayacağınız. sonra beklediğim mesaj geldi:'çarşama saat ikide aynı yerde. ordan beni bir yere zütür'.hemen cevap verdim tabii olur falan dedim.(bu arada hala daha sömestr tatilindeydik bu yüzden haftaiçi ikide buluşmak sorun olmuyordu). neyse, çarşamba bir gün sonraydı. başka zaman olsa hiç yapmayacağım bir şey yaptım o gün,***&*** adlı tiki kuaförüne gittim. kuaförde eski bir tanıdık beni bekliyordu
-
140.
+10neyse, şeytanı gördüm. zaten ondan duymuştum burayı da.iyice parayı bulmuştu zaten son zamanlarda, evi modaya taşımıştı. nerdeen nereye amk. beni görünce abartılı bir selam verdi. çalışanlar bana garip garip baktılar beni de o biçim sanıp, gibimde olmadı zütümün hali meydandaydı zaten. naber nihat falan dedim. işte havadan sudan konuşurken pat diye 'aradı dimi' diye sordu. o an zeka geriliğimin gerçek boyutlarını algıladığım andır panpalar. kızın numarayı kimden aldığını hiç sorgulamamıştım o ana kadar. şeytan bana büyük iyilik yapmıştı ikinci kez.Tümünü Göster
tam anlamıyla çöpçatan emma rolüne soyunmuştu bizim şeytan.öyle ya da böyle minnettar oldum lan.neyse onun da tavsiyleriyle o yılın modasına göre kestirdik saçımı. yılı da söyliyim amk: 2002 ye yeni girmiştik.gerçekten iyi durmuştu saç. utanç verici ama sevgili yumuşak kalpli dostum şeytan kuaföre şu herifin şu klibindeki saçı tarif etmişti ve adam da aynı modeli yüz kere kestiğinden hemen yapıvermişti(tikiler ne kafalardaydı amk):
http://www.youtube.com/watch?v=9mQJaXwGPlg
o gün bu gün asla unutmam ilk gerçek şeklime ilham veren bu klibi.neyse,artık çarşambaya hazır sayılırdım.tek yapmam gereken o sabah tekrar uğrayıp saçımı 'küçük bir operasyondan' geçirtmekti.eyvallah dedim.para taktu nasılsa aytül sağolsun.yıllar içinde şeytanla geçirdiğimiz değişimler inanılmazdı.kuaför çıkışı yeni evini tütsülemeyi ihmal etmedik.
çarşamba sabahı aynen gidip kuaföre dünyanın parasını bayıldım. yine iyi giyinmiştim. açıkçası ipekle bana bakan kimin babası genel müdür diye sorulsa düşünmeden beni söylerlerdi. süpermarketin önünde buluştuk yine.bu sefer onu bir yere zütürmeye söz vermiştim.bu tarafta bildiğim en iyi yer (aytül sağolsun, caddeden sonra) kadıköydü, tabiiki kadife sokaktı. önce reksde filme girdik girdik: adaptation diye bir şeydi. züt suratlı nikılıs keyc abimizin filmiydi sanırım. konusundan bir gib anlamış değilim. neyse, çıkışta orda eskiden 'öğretmen'in barı' vardı(vay amk reklama girmeyecez diye kasışa bak) oraya gittik. bira ısmarladım ipeğe. zaten azıcık içebiliyordu anca.ben o gün biraz abandım. başka türlü heyecanım geçecek gibi değildi. sinemada bir ara elini tutmaya niyetlenip vazgeçmiştim çok demode kaçar diye. ordan çıktığımızda çok geç olmamasına rağmen hava kararmıştı. dedim modaya akalım. sahili tepeden gören banklardan birine oturduk
orda yine walkman falan dinledik.o zamanlar hemen her ergenin yaptığı gibi linkin park dinledik.'in the end' vardı bilir misiniz panpalar? paylaşma gereği duymuyorum. neyse sonra kapattık walkmani. öyle denizi seyrediyoruz.ben dedim içimden ye şimdi ya hiç. yaptım hamlemi. sarıldım ve öptüm. beyler, ilk defa öpüşüyordu. anında anlamıştım öyle beceriksizdi ki ne yapması konusunda en ufak bir fikri yoktu. fazlaca heycanlandı. bense belki tek göz olabilirdim ama gönül gözüm açılmış, astral seyahatle cennete gitmiştim o sırada. zihnimde fon müziği olarak 'ameno' çalıyordu. çook yukarılara uçuyordum. dudakları zaten ufacıktı, insanın ağzının içinde eriyordu.o kadar yumuşaktılar ki..çok güzel bir tadı vardı dudaklarının. kart fakbadimle alakası yoktu. milyon kere ciks yapmaktan daha güzeldi, daha zevkliydi -
-
1.
0In the end dedin kalbimden vurdun beni adamım
-
-
1.
0Ne dinlerdim lan zamanında
-
1.
-
1.
-
141.
+11neyse bir süre böyle cennete seyahat ettikten sonra yere indim. hemen başını çevirdi. utanıyordu.gerçekten dünyadaki en tatlı şeydi. saate baktım, dokuza geliyordu. ailesinin meraklanmasından ben telaşlandım bu sefer. taksiye bindik, kapıya kadar bıraktım. giderken yanağımdan öptü.bir süre evin önünde bekleyip aytüle yollandım.bu akşam aytüle gitmek hiç olmadığı kadar zordu. sofrayı hazırlatmış beni bekliyordu. yemek boyu 'düşüncelisn, neyin var' falan filan bir şeyler sorup durdu. geçiştirdim.bayıyordum bu tarz sorulardan.her zamanki gibi kahve ve sigaramızı içtik. benim kafa bambaşka diyarlardaydı.bir ara yine kırk yıllık evli çiftler gibi televizyonumuzu izlerken çaktırmadan ipeğe mesaj attım seni çok özledim diye. anında cevap geldi 'ben de'.kendi kendime mal mal gülüyordum ki aytül ağzıma sıçtı neyin var anlat diye. dedim erdi mesaj attı soğuk espiri yapmış falan. yedi.bir buçuk saat sonra hayvan gibi sevişiyorduk. daha soğrusu ciks yapıyorduk çünkü sevişmek başka bir olgu bence beyler.bir ara bir öfke duydum aytüle karşı. sahibimdi sanki amk. bastım tokadı.pek hoşuna gitti. fantezi ayağına baya giriştim o gece. neyse,biraz hırsımı almıştımTümünü Göster
okulun açıldığı gün gelip çatmıştı. çantamı alıp uslu bir çocuk gibi okulun yolunu tuttum. kapıda erdi hayvan gibi sırtıma atladı, yere yapıştık. kendince selamlaşıyordu muallak. neşem yerindeydi beyler. çıkışta ***vakfına yollandım (ipeğin okuduğu gibko lise. çıkış çok kalabalıktı. birden gördüm ipeği, baya uzaktı. yanında deniz ve sıla vardı. hayret ettim genelde pek giblemezlerdi ipeği. hiç hoşlanmadım beyler bu durumdan. deniz bin yıllık görmüş geçirmiş bir huur gibiydi. benim saf ufaklığın yanına yakıştıramıyordum onu. zaten bu takıldığı kızlar grubu konusunda iyice canım sıkkındı.lan adamlar şeytandan alışveriş ediyodu. yalnız ipeğin ağzını yokladığımda bir gibten haberinin olmadığını anlamıştım. güya sılanın gay kankisiydi şeytan, diğerleri de muhabbetlerini sevdikleri için takılıyorlardı.ben de diyememiştim şeytanın aslında ne iş yaptığını, benim onu nerden tanıdığımı. heralde kalpten giderdi amk. neyse, gittim yanlarına. beni hatırlamadı alara hariç diğerleri. alaraya da ipek anlatmıştı olan biteni ilk bakışta anlamıştım.o domuzdan da hiç hoşlanmıyordum. zaten genel olarak herkes bana tip tip bakıyordu anadolu lisesi formamdan ötürü. neyse ki çantam mantam durumu kurtarıyordu(aytül sağolsun, yine ve her zaman amk-gibiyim onu da).
neyse yine sahile gittik. yine müzik dinledik. açık konuşmak gerekirse beyler bu linkin park falan beni bayıyordu ama napalım.ben sigaramı içip gayet mutlu takılıyordum. sonra ipek omzuma kafasını koydu. alemin kralı bendim o an.iki sene hayalini kurduğum kız sevgilimdi lan! hayattan başka bir tak istediğim yoktu. ölsem gebersem de koymazdı o an beyler.bir süre böyle takıldık, sonra el ele tutuşup yürüdük sahil boyunca. elleri o kadar küçüktü ki, avucumun içinde kayboluyordu.o gün hava kararmadan eve bıraktım ipeği. sonra huurluk görevime koştum.
aylar böyle geçti. yaza yaklaşıyorduk.bir gün fenerbahçe parkında oturuyoruz, ipek bana denizin doğum günü partisine gidelim deyiverdi. dedim yok ben istemiyorum. sonra ilk tartışmamız yaşandı.ben zaten uyuzmuşum efendim onun arkadaşlarına. böyle bir soğukmuşum vs.dır dır etti baya. ben sakin kalmaya çalıştım bak dedim 'oraya senin de gitmeni istemiyorum sana göre değil o ortamlar, sezdiğim bir şeyler var'bu sefer de başladı yok sen ne demek istiyorsun beni ezik mi görüyorsun onun doğumgününe gitmek için. ben diyorum yok kızım ne alakası var tam tersi.yok arkadaş, ikna edemedim.bu kalktı gidiyor. peşinden gittim dedim canım lütfen böyle yapma iyiliğini düşünüyorum vs. inatçıydı. tutturdu ölsem de gebersem de gidicem diye.laf anlatamadım bir türlü.en sonunda tepemin tası ciddi attı.'bana bak sen onların ne tak yediğini biliyomusun' diye bağırdım.
evet beyler bu gece müzikten yana şanslıyız.bende kuru kuru yazamıyordum amk. aha bir tane daha katkım olsun:
http://www.youtube.com/watch?v=rN-s5_NHCLU -
142.
+15bu tutturdu bu sefer de ne tak yiyolarmış, benim arkadaşlarımın neler yaptığını sen benden iyi mi bileceksin. inadı ve dırdırı fenaydı beyler. ama severdim.onu da severdim amk. keşke yanımda olsa.bu huur çocuğunun iki nefes sigaraya ihtiyacı var.Tümünü Göster
evet devam ediyorum beyler.bu gece beni tripten tribe soktunuz yalnız panpalar o müzikler falan. neyse,
bu böyle dırdıra başlayınca tekrar, saflığına kızdım. elin bin yıllık huursunu arkadaşım diye savunuyordu. ulan acaba deniz anası ölse bir yudum su verir miydi son nefesinde. çektim ipeği kenara anlattım:
şeytanın satıcı olduğunu, benim de onunla olan ilişkimin arada takılmaktan ibaret olduğunu (takılmanın ne demek olduğunu da uzun uzun anlatmak zorunda kaldım saf sevgilime).denizin ve sılanın da kokocu olduğunu ve uzun zamandır bu ortamlara takıldıklatrını şeytandan öğrendiğimi, alara domuzunun da arada benim gibi takıldığını ama denize olan özentisinden içinin gittiğini ve her an onun da bu huurlarla(bu kelimeyi kullandım) takıldığı sürece tehlike altında olduğunu vs.öyle suratıma baktı baktı ve dedi ki:'anlattığına göre sen de o tehlikeli huurlardan birisin'doğru söze ne denirdi panpalar. gitmesine izin verdim
göğsüme öküz oturmuştu beyler. acaba diğer pisliklerimi duysa yanımda iki dakka kalır mıydı diye düşündüm.lan gündüz ipeği öperken heycandan elim ayağıma dolaşıyordu beceremiyordum dahası hani derler ya öpmeye kıyamıyordum, gece aytülü doggyde kıçını tokatlayarak gibiyordum.o an kendimden midem bulandı panpalar. boğazımda bir yumruyla dolaştım durdum akşama kadar. belki de benden ayrılacaktı ipek bunun üzerine. haklıydı da.zaten benimle ne gibi bir gelecek olabilirdi? keşke yine çöplüğümde yaşayıp memur olma hayaliyle yanıp tutuşsaydım dedim kendi kendime. keşke ipeği hiç tanımasaydım.ama bu gün geriye dönüp baktığımda beyler,ne olursa olsun iyi ki tanımışım diyorum. başıma gelen en güzel şeydi çünkü.
her neyse,o akşam ipeği defalarca aradım. açmadı. çok kötüydüm. allahtan aytül de iş seyahatindeydi iki günlüğüne yoktu. aldım bir köpeköldüren, yetmedi ikincisini aldım.bu esnada durmadan arıyordum cevap yoktu. umudu kestim daha hayırlı böylesi dedim. sızmışım. telefonun sesine uyandım gece iki gibi. şeytandı. kelimeleri toparlayamıyordum ne var ne istiyorsun falan dedim. cevap:
'seninki burda, kafa bi milyon. ayrıca herifin teki yemek istiyor kızı. koşsan iyi olur.' adresi alıp nasıl uçtuğumu hatırlamıyorum beyler. beynim yanıyordu sanki.bir taksiye atladım. allahtan huurnun evi yakındı hani şimdiki 'akfırın' ın olduğu yerden sahile inen bir yol var, ordaydı ev.zili çaldım bir kaç kez. deniz açtı. kafalar o kadar iyiydi ki kimse neci olduğumu sormadı.yol geçen hanı amk. şeytan kapıya hemen koşmuştu. hayvan gibi kolumu sıktı, kulağıma hemen çaktırma dedi. evin odaları komple doluydu beyler, herkes allah ne verdiyse takılıyordu. şeytanın paranın dıbına koymasına şaşmamak lazımdı. tabii bunları düşünmüyordum o an.banyonun önünden geçerken duşta fena gibiş döndüğünü farkettim. gözüm kararıyordu ama kendimi tuttum bayılmamak için. odalardan birine girdik ne göreyim? benim sevgilim yerde oturmuş bir grup huur dölüyle beraber bong dönüyor ve bu esnada yanında oturan herif kulağına durmadan bir şeyler söylüyor.
anasının dıbını babasının zütünü bacısının ağzını kuzeninin kulağını gibtiğimin pekekentinin kaşını yarıverdim oracıkta.en son hatırladığım herifi saçından tutup parkeyi beynine beynine içirdiğimdi.
milletin kafalar o derece güzeldi ki bir müddet ne olduğuna kimse anlam veremedi. şeytanın kafa normaldi(çalışırken asla bir şey kullanmazdı), ama o da ayırmaya kalkmadı zaten. sonra birkaç herif zombi gibi beni kenara itti. dövdüğüm pekekent komaya mı girmişti ne, hiç bişey demedi öyle yerde oturdu.ben tuttup ipeği kolundan.ne olup bittiğinden haberi yoktu. durmadan bir şeyler sayıklıyordu kendi kendine.lan bir birayla sarhoş olan kızın yediği taka bak. nasıl sinitlendim. kucakladığım gibi evden dışarı çıkardım ipeği. şeytan bizimle gelmedi tabii, onun dostluğu bir yere kadardı hep. -
143.
0Rezervasyon
-
144.
+5Arkadaşlar uzun son bi part daha atıp uyuyacağım bunları sabaha kadar anca okursunuz zaten öyle 1 gecede bitecek hikaye değil yarın sizi burda bekliyorum uyanır uyanmaz part girmeye başlıyacağım iyi geceler...
-
145.
+18 -1ipeği oturttum bir duvarın üstüne, nabzına falan baktım ateşine baktım. panikten saçma sapan şeyler yapıyordum.bir şeyi yoktu ama badtribe e girmişti. durmadan çok hasta olduğunu, öleceğini falan söylüyordu. sakin sakin konuşmam gerekiyordu bu durumda.bak dedim 'öleceğin falan yok,son derece sağlıklısın,ben yanındayım' durmadan bunları tekrarladım. annene babana nerde olduğunu söyledin dedim alarada kalıcam demiş. gerçekten tanrının lütfuydu aytülün evinin boş olması.ne tak yiyecektim yoksa ben de bilmiyorum.eve zütürdüm ipeği.Tümünü Göster
arada ağlıyordu, hala daha öleceğini düşünüyordu. durmadan konuşmak lazımdı. dediklerimi tekrarladım durdum.bir ara kustu.bol bol su içirdim. üstünü çıkardım. süslenip püslenmişti baya, içim acıdı. oraya giderken ne düşünüyordu acaba dedim içimden. kendi pijamalarımdan birini giydirdim. yatağa yatırdım. gerçi tertemiz kızı afadersiniz milf gibtiğim yatağa yatırmak utandırdı ama yapacak başka bir şey yoktu
sonra sarıldım, uyuyana kadar bişey olmayacak merak etme falan dedim. teni bebek gibi kokuyordu yine, ama saçları esrar ve sigara kokuyordu. hiç yakışmamıştı.hem o giysiler neydi öyle amk. mini etek falan giymişti. üstelik topuklu ayakkabı da giymişti. içim daraldı fena oldum. karı gibi gözümden bir iki damla yaş geldi. uyumuştu zaten, bir sigara yakıp balkona çıktım. gözlerim yanmaya devam ediyordu.
o gece gittim birkaç köpeköldüren daha aldım.iki paket de sigara bitti. balkonda sabahladım. hava tak gibi soğuktu,kim takar ulan. içimde acayip bir küskünlük vardı her şeye karşı. arada gidip ipeğe bakıyordum iyi mi diye. dönerken de gözüm sandalyenin üzerindeki giysilere takılıyordu. sabahı ettim beyler böylece. saat sekiz gibi ipeğin kıpırdandığını görüp yanına gittim. uyandı.dik dik suratına baktım.o da gözünü kaçırdı.bir süre böyle durduk
en sonunda 'amacın neydi ipek?' dedim. cevap vermedi.bir daha sordum. yine cevap vermedi.ben bu sefer bağırarak sordum. bunun üzerine ağlamaya başladı.'ağlayarak bundan sıyrılamazsın' falan diye bağırdım. sinir krizine git gide yaklaşıyordum beyler.bu sefer o daha çok ağlamaya başladı. zorla sakinleştirdim kendimi. 'bak tane tane konuşalım, zaten belli ki sen beni silmişsin.en azından nedenini söyle de sonra nereye istersen git.hem bu en son yaptığın şeyin kimseye değil sana zararı var' konuştum böyle. sonra bu anlatmaya başladı: benim bile bu taku yediğimi öğrenince şaşırmış ve kendini kandırılmış hissetmiş.ben onun arkasından iş çevirmişim.hem madem kötü ben niye yapıyormuşum. ayrıca kimsenin onu giblememesinden bıkmış, artık kendi kararlarıyla yaşayacakmış. oraya da onu çocuk gibi görmeyecek biriyle tanışırım umuduyla gitmiş. buna benzer şeyler söyledi.ve o an benim içimdeki canavar ortaya çıktı beyler
devrelerim yanmıştı amk. bu sefer hiç bağırmadım ama suratımı suratına yapıştırıp ibretlik ayarımı verdim beyler:
'sen şimdi bana benim seni kandırdığımı söylüyorsun. kendi bünyeni benimkiyle bir tutuyorsun, kendi aklını benimkiyle bir tutuyorsun. peki,tut. hatta dediğin gibi yap, seni çocuk gibi görmeyecek bir herifle ol.mesela dün gece giydiğin o huur kıyafeti içinde seni zevkle gibilecek taptaze bir et parçası gibi gören, yani neticede çocuk gibi görmeyen o herifle ol.sonra o ergen aklınla kendini önce o heriflerin kucağına at, sonra da otla yetinme ve çok sevdiğin arkadaşın deniz gibi profesyonel kokocu bir huur ol.'
sonra da kıyafetlerini toparlayıp kucağına attım ve 'giyindikten sonra nereye istersen gidebilirsin' diyip odayı terkettim.
evet beyler hayvanlık etmiştim, yanlış yapmıştım ama başka türlüsünü beceremedim. bir süre sonra kapının kapandığını duydum. bunu duyunca benim gözler yine yanmaya başladı.son bir sigara yaktım. sonra da ortalığı şarapları falan toplamaya başladım. aytülle uğraşmak en son istediğim şeydi. zaten bir süre sonra nurhayat geldi. yatağa da kasten sigara külü dökmüştüm çarşafı değiştirsin diye, kokusu falan sinmiştir ipeğin diye. sonra bunu düşününce sapık gibi yastığı kokladım. evet, sinmişti. sonra bir müddet küçük bir muallak gibi ağladım
işim bitince duşa girdim ve dışarı çıktım. cadde son derece yavşak geliyordu bu ruh haliyle. kadıköye yollandım. modada sahilde tekıldım önce, akşama doğru kadife sokağa geçtim. orda acayip ucuza bira satan leş bir yer var metalciler falan gider, oraya oturdum.bir süre de orda takıldım ama kafam zütürmedi. göğsüm sıkışıyordu.
o gece eski günlerde olduğu gibi sokakta gecelemeye karar vermiştim ki bir mesaj geldi. ipekti. beni evinin oraya çağırıyordu, lütfen bir kez daha konuşalım falan diyordu. hayır diyebilir miydim? yarım saate kalmadan ordaydım. beni görür görmez yanıma koşmaya çalıştı aksaya aksaya. kötü oldum. saniyesinde makineli tüfek gibi saymaya başladı: bir kere oraya öyle giyinip gitmemişti, zaten nasıl topuklu ayakkabıyla yürüyebilirdi sakat bacağıyla? mini etekle sokağa çıkabilir miydi. bu böyle anlatırken ulan dedim, harbiden o kadar gözüm dönmüş, bunu düşünmemişim
merak etmeye başladım beyler işin aslını. dediğine göre oraya bana inat yapmak ve dediklerimi gözüyle görmek için gitmişti(ortamlarda pislikler döndüğünü), sonra da madem ben içiyorum diye o da ot takılmıştı.ben kendime zarar veriyorsam o da verecekti. takıldıktan sonra o aptal şişe çevirmece oyununu oynamışlar ve 'cesaret' ipeğe gelince karşıdaki kaltak(ipeğin bir okul arkadaşı), ondan ilk defa 'kadın gibi' giyinmesini istemişti. daha sonra denizin kıyafetlerinden ipeğe giydirmişlerdi. yerde oturduğu için de yürüme sorunu yoktu. daha sonra dalganın etkisiyle herkes kafayı bulmuştu ve benim geldiğim kısımları ve şişe oyunundan sonra olanları tam olarak hatırlamıyordu. sabah olunca da beni kıskandırmak ve biraz da intikam almak için başka herifler masalını uydurmuştu.ona yazılan heriftense haberi bile yoktu.
Yarın devam ediyorum panpalarım iyi geceler. -
- 1.
-
2.
0Yarın bitir
-
3.
0Ananiiiii
-
4.
0Yaz artık gibik kaç saattir bekliyorum
-
5.
0Moruk ipeği gibicekmisin ona göre okuyacağım
diğerleri 3
başlık yok! burası bom boş!