-1
"""yeni sayilirim bu iste eger begenirseniz bi belli edin tesekkur ederim"""
Ben; Develer tellal pireler berber iken, dâhilik ile delilik arasındaki ince çizgi üzerinde ölü ruhların tabutlarıyla oynayan hokkabaz. Delilikteki kalem sanatçılarının meraklısı, dâhilikte ki mürekkep dansçılarının hayranıyım.
Ben;hayranlığına kulak kabartıp, ruhunu sahnede unutan biraz dahi bir deliyim.
Ben; hayatın tüm acılarını naneli bir sakız gibi çiğneyip akciğerlerine nefes aldırırken, onlara eziyet eden bir ahmak; tüm ahmaklığını sindirebilmek içinde müziği soda niyetine kullanan bir ritim oburuyum.
Ben; kulağıyla gören, ağzıyla duyan, burnuyla yiyen, gözüyle koklayan zıplamayı başarabilmiş bir fil ama uçamayan bir Pegasus'um. Tüm Tanrılarca ekmek arası döner olmaya mahkûm edilmiş bir atım.
Ben daha anlaşılır kim miyim?
Ben, harfler arasına kurduğu imparatorluğuna soytarı olan bir deliyim.
Kelimelerden muhafızlarına gölgelerini emanet eden mürekkep cellâdıyım.
Ben Mavi'nin karanlıkla dengesi, huzurun en kirli tonu Lacivert'im.
Ben kendi hayatımın hem Veronica'sı hem de Eduard'ıydım. Delicesine ölmek isterken müzikle deli yaşamayı istedim. Şifa bulmazdım Eduard oldum. Veronica'nın şifası oldum kendimi kandırdım. Veronica'nın dar ağacını yılbaşı ağacı, kanını kara şarap yaptım. Ölmeyi isterken yeni yılların varlığını kana aç ruhuma müjdeledim. Ben ne Veronica'ydım ne de Eduard. Belki biraz Kinyas belki de Kayra'ydım. Kendi bilinmezliklerimi bulamazken, bulunmazlığın içinde bilinemeyecek kadar kayboldum. Belki de yeraltının kendinden nefret eden Dostoyevski'si belki de yeryüzünün sağır Mozart'ıydım. Belki biraz buluttum belki de yağmurların bile temizleyemeyeceği bataklığın dibindeki çamurdum.
Müziğin yarattığı mucizeye tutundum, karanlıkların çaldığı mavilerimin mezar taşlarını buldum. U/mutluydum. Lacivertte tıkandım. Kendim için kalemimi serbest bıraktım, beni ben yapan hayallerime tecavüz ettirip "benliğini" kazansın diye kanla yıkadım.
Kurtarılmayı beklerken kendimi katlettim, mutluluktan öte huzur isterken mutsuzluğun abidesi oldum.
Dinledim, duydum, baktım, gördüm, kokladım, tattım ve kendi yok oluşumu hissettim.
Yoktum, hiçtim ve hiçliği hissettim. Nietzsche'ye kafa tutup ona aşık oldum. Kafayı yiyen bir Azil olamadım ama hunililerden de ekgib kalmadım.
Peki ya şimdi ne mi oldu.
Koskaca bir HiÇ.
Hiç'tim, hiç oldum.
Ve sen hiç, hiçken hiç olmayı anlayabildin mi?
Tümünü Göster