arkadaşımın sevgilisini 1 sene boyunca siktim

oturduk ve bozkıra karşı içmeye başladık. oturduğum yere göre sol tarafımda çankaya bölgesi kalıyordu. sağ tarafımda altıdağ ve keçiören belirmişti. ankara'nın başkent olmasından sonra yaratılmak istenen türkiye ile gerçekte olan türkiye'yi izliyordum.ve arada tampon bölge olarak kızılay vardı. kendi içimde bu sosyolojik tespitlerle uğraşırken irem pet şişeyi uzattı. aldığım sert bir yudumla 'ehuuhueuehea' sesleri çıkarttığımı hatırlıyorum.

ankara bana ayrı bir güzel gelmeye başlamıştı. sonradan başkent olmanın verdiği çekingenlik tepeden bakınca daha da net gözüküyordu. tıpkı çirkin olduğunu bilen bir kızın kendini daha güzel gösterme çabası gibi. insanın içinde acıma, sevme duygularını aynı uyandıran ve kırılmalar yaratan ikilem bir durum bu.

irem'in yanımda olduğunu unutmuştum o anlarda. ankara ile aramda özel bir bağ oluşmuştu.ama irem konuşmaya ve beni de konuşturmaya kararlıydı...

uzaklara bakarak irem'in konuşmaya başlamasını bekliyordum. 'babasını çok severdi' diyerek konuşmasına başladı. babasının ani ölümü eleman üzerinde kısa vadeli olarak etkilerini gösteriyordu.ama irem'in anlattığına göre uzun vadeye sarkacak etkilerde söz konusu. arada yalandan bir kaç soru sorarak muhabbete katılıyormuş izlenimi veriyordum ancak gram ilgimi çekmiyordu.

bir an için irem'de bir samimiyetsizlik sezdim. anlatırken onunda üzüldüğü belliydi ancak bunları elemanla değil de benimle konuşuyordu. 'o zaman neden sevgilini aldatıyorsun' dedim. soruyu beklemediği yüzünden belli oluyordu...

kısa bir bekleyişin ardından konuşmaya başladı irem. anlattıklarını dinleyince bir erkek olarak sinirlendiğimi söyleyebilirim.

elemana değer verdiğini ama asıl olarak onunla beraber olma sebebinin ona duyduğu güven olduğunu söyledi. biraz daha açmasını istedim konuyu. ikimiz arasında kıyaslama yaparak 'senin uçarı kaçarı hallerini ve yaşam enerjini seviyorum. senin yanındayken bazen algımı dış dünyaya kapatacak kadar senin olduğumu hissediyorum.ama genel anlamıyla sana güvenmiyorum'' dedi. eleman içinde 'bazen onun yanında çok sıkıldığımı hissediyorum. monoton bir ilişkimiz var. ciks hayatımızda pek iç açıcı değil.ama ona da farklı bir şekilde güveniyorum. sevdiğim adamı tek bir bedende bulamadığım için onu aldatıyorum'' dedi.

sevgilisinde ekgib bulduğu yanları benimle kapatıyordu irem. ve bunu yaparken de kendi içinde durumu meşrulaştırmıştı. sanki en başından beri aldattığı erkek ben değilmişim gibi elemanı düşünmeye başladım.

tek solukta okudum amk hikayesini baslıgı gorunce sövdüm ama güzel yazıyosun devam panpa

yaşadığımız şey irem için karşılıklı çıkar ilişkisinden başka bir şey değildi. pragmatist davranarak bedenler arasında tek bir seçim yapmayarak, kombinasyon yapmayı tercih etmişti. irem'den bu cevabı alınca kendimi düşünmeye başladım.ben neden irem'le beraberdim ? neden ev arkadaşımın sevgilisiyle sevişiyordum ? üşüdüğümü hissettim ve pet şişeden daha seri yudumlar almaya başladım. ama düşünceler kafamın içinden geçmeye devam ediyordu...

reservd

irem'in bana soru sormasından korkuyordum.''sen neden benimle berabersin' sorusu gelseydi ne cevap vereceğimi bilmiyordum. irem cevap vermektense ankara'yı izlemeyi tercih ettim. dışarıdan bakınca çok çalışmış gibi duran ama gün içinde hiç bir iş yapmayan memurların sızlanmalarıyla bir günü daha bitirmişti. gece yavaş yavaş bütün pisliklerin üzerini örtmeye başlamıştı.ben de dahil...

vay huur cocugu

akşam olduğunda evdeydik. beraber duş alırken buldum kendimizi.ama ilk zamanlar aldığım zevki artık almıyordum. irem'i daha dikkatli incelemeye başladım. duştayken oral yapmaya başlamıştı. fiziki olarak zevk alıyordum.ama tinsel anlamda bir tatminden çok uzaktım. irem'in yüzüne baktığımda benden daha şanslı olduğunu gördüm. kilise de günah çıkartan katolik gibiydi. yaptığı şeyin yanlış olduğunun farkındaydı ancak aldığı zevk bu farkındalığı öldürüyordu.ve o an aklımdan aynı soru geçmeye başlamıştı.'neden irem'le beraberim?'

senin aq

ankara'dan gitme vaktim gelmişti. aşti'yi çok sevdiğim için otobüsle gitmeyi tercih etmiştim.

aşti'nin yan tarafında ki kampüsü farkettim. gazinin hukuk fakültesi buradaydı.ve burada okuyan öğrenciler evleri yakınlarda değilse ankarayı kullanmak zorundaydılar.'her gün yüzlerce yabancının ve misafirin içinden geçerek okunur mu' diye geçirdim aklımdan.o an için çok saçma gelmişti her gün aştinin içinden geçerek okula gitmek.

aklımdan bunları geçirerek otobüsün kalkacağı perona doğru yürüyordum. biletin üstünde yazılı olan perona uzak olmasına rağmen 5 gün önce sigara içtiğim yerdeydim. güne başlangıç sigarasını içtiğim yerde ankara'ya veda etmek istedim.1.5 lira vererek soğuk çay bile almıştım. 1.5 liraya alınan soğuk bir çay ve yaktığım bir dal sigarayla ankara'ya veda ediyordum.

yanımda irem'de vardı ancak o an için çok önemli değildi. dediğim gibi ankara'ya karşı içimde sevgi oluşmuştu. irem'de sadece buna aracılık etmişti.

Reserved

yerime geçmiştim. biletim en öndendi.3 numaralı koltuğa oturmuştum. otobüsün bir an önce kalkmasını istiyordum. irem karşıdan bana bakıyordu ve saçma bir durum vardı. kafamı bir sağa bir sola çeviriyordum. sonrasın da gülerek 'hadi git artık bekleme' anldıbına gelecek el hareketleri yapmaktan da sıkılmıştım.

sonunda hareket vakti geldi ve geri geri çıkmaya başladık.ben de irem'e sallamaya başladım. otobüs hareketleri ile ritmik olarak el sallamaya devam ettim. irem artık ortalarda gözükmüyordu. rahatlamıştım...

eskişehir'e doğru yol alıyorduk. yanımda ki koltukta kimse yoktu. bacaklarımı yan tarafa uzatarak rahat rahat gidiyordum.bir ara gözüm şöföre takıldı. çocukken yaptığım gibi izlemeye başladım. havanın yavaştan kararmasıyla yanan ışıklar daha bir janjanlı gözüküyordu. eskişehir'e gidene kadar tek eğlencem bu olmuştu.

eskişehir'e gelmiştim.bir an önce eve gitmek istiyordum. giderken atıştırmak için dürüm yaptırdım kendime. içecek takviyesi de yaparak yola koyuldum.

eve girdiğimde yalnız olmadığımı fark ettim. eleman evdeydi ama o da yalnız değildi. yabancı ayakkabılar görüyordum.bir ara selam versem mi diye aklımdan geçirdim ama sonrasında hemen vazgeçtim ve odama doğru yöneldim.

vay züt vay

rezerve 250

parsel amk , hikayeye bak, az bin değilsin

sen hala devam ediyor musun amk bini