arkadaşımın annesini sikişimm

yaptıgım belki dogru, belki de yanlıs. bilemezsiniz. sadece hikayeyi okursunuz ve eğer size mantıklı geliyorsa inanırsınız.

bazılarınız otuzbir çeker, bazılarınız zaman geçsin diye okur.

hikayeyle ilgili hiç bir şeyi değiştirmeden anlatacağım. arkadaşıma zaten ismiyle hitap etmediğim için buraya da o şekilde yazacağım.

isteyen eksilesin, hiçkimse gibimde değil.

doğru ve yanlıslar insanların değer yargılarına göredir.

böyle bir olay yaşadım, sizin başınıza gelse yapar mıydınız, yapmaz mıydınız öncelikle bunu sorgulayın.

insanlara peşin hüküm vermekten vazgeçin.

---

hikayedeki tek edit

sadece benim yazdıklarım için:

http://inci.sozlukspot.co...Fimm/@yazar%20oldum%20amk

ritardando ya link için teşekkür ederim

gece eve geldiğimde bahsettiğim gibi ertesi gün olacakları düşünüyordum. tabiki aynı zamanda mesajlaşmaya da devam ediyoruz.

bununla birlikte ertesi gün olacaklar cidden beynimi kemiriyordu. hiç sex konuşmadık, sanki normal arkadaş gibi muhabbet ediyoruz.

ama asıl bomba şimdi geliyor. ertesi gün son 2 dersimiz güzel konuşma ve yazma. o dersi de okulda öğretmen ekgib olduğu için fen

hocasına vermişler, adam da kendisine bu dersin verildiğine çok sinir olduğu için müdürle tartışmışlar. müdür de başka hocayı görevlendirdi.

o adam da "beden eğitimi öğretmenimiz" yani anlayacağınız. bizi dışarı çıkarıyor. okulun nöbetçilerinden ne çıkacak dıbına koyim kaçıyorduk tabiki.

ertesi gün erkenden uyandım.

bu sefer 4 kişiydik. olcay, gökçe ben ve merve. iyiden iyiye neler olacağını kestirmeye başlamıştım.

eve gittiğimizde bu sefer alkol muhabbeti yoktu. zaten o gün içilenleri de çöpe atmıştık.

olcay gökçeye bilgisayarda bir şeyler gösterme bahanesiyle odasına aldı.

bu sefer dün oturduğumuz koltuğun tam karşısındaki 3lü koltukta ikimiz kaldık merveyle birlikte.

di anlamda artık cool bir hava içerisinde davranışlarını seziyordum. ben bulunduğum koltukta hafif yatar pozisyonda durdum

o normal oturuyordu. televizyonu açtım. hatırlayamadığım bi kanalda durmamı istedi. durmadım. kısa bi kumanda savaşı gibi bir şey oldu.

ayaklarıyla itiyordu beni. bacak arasını görüyordum. griye benzer garip bi renk vardı.

bir anda itmeyi kesti. sen benim canımı acıttın dedi.

hiç bir şey konuşmak istemiyor gibi halimiz vardı. çünkü ben en ufak bi harekette onu rahatsız edebilirdim.

o da bir şeyler dese sanki kaşar gözüyle bakacağımı düşünebilirdi.

eteğini kaldırdığımda işte orasını acıttın dedi.

ben: bu grilik ne ya :d
merve: ne griliği be?
ben: ya şey burası hani gri gibi ya onu sordum, farklı bisey heralde
merve: salak iç çamaşırım beyaz, inceçorabın altında olduğu için gri görünüyodur :d
ben: olur mu öyle şey be. beyaz değil o.
merve: beyaz diyorum sana.
ben: merak ettim cidden şimdi.
merve: jason gösteririm ama her şey aramızda yemin et.
ben: yemin ederim

kalçasından sıyırması zor oldu önce, üst taraftan kurtulunca sıyırdı tamamen, kalçasında iç çamaşrı bembeyazdı.

bana doğru hafif çıkık vaziyette durduğu için iç çamaşırının içi dolu, bembeyaz bana doğru bakıyordu.

şimdi sen yemin et her şeyin aramızda olacağına dedim.

yemin ederim dedi.

o zamanlar da tam bir bacak fetişiydim şimdi de.

bacaklarınna doğru uzattım kafamı, her yerini emip ellerimle avucluyorum.

bu benim için ilk lan!

zafer!

o desenli çorabının üzerinden eme eme sıkıyorum. diz kapaklarının üstüne doğru çıkmaya çalışınca indirdi komple çorabını

yüzüne doğru baktım.

ne var :d ?? dedi.

o an gözlerimle bi baktım. ulan resmen pürüzsüz.. güneş yüzü görmemiş bacaklar.

dayadım dudaklarımı emiyorum. emerken dudaklarımın arasında dilim bazen hafif oynuyor.

tam o sırada bu da ellerini bacakarasına bastırıyor. ellerini çektirdim bacak arasından.

ıslaklığı görüyorum. tam iç çamaşırının orası elini bastırmasından dolayı kırışık ve ıslak.

dudaklarımı dayayıp o ıslaklığı emmeye başladım. hafif ısırmaya çalışıyorum iç çamaşırı üzerinden.

daha fazla dayanamayıp kafamı kendisine doğru çekti.

suratına sürmeye başladı gibimi. ama çıkarmama izin vermiyor.

boşalmama ramak kaldı.

tuttum kafasını. dudaklarını komple iç çamaşırın dışından gibime dayadı.

ağzına aldı o kısmı.

ben boşalırken o ıslaklık ağzında emmeye başladı

pilim bitti.

uzandım.

çorabını giydi.

yalvarırım aramızda kalsın olcaylar bilmesin. onların ne kadar şerefsiz olduğunu bilmiyorsun.

sen onlardan farklı olduğun için bunları yaşadık. dedi.

ulan olaylar iyice karışmaya başladı.

olcayla bunlar yakın arkadaş değil miydi?

apppppppppppppp

apppppppppppppp

apppppppppppppp

ulan çevremizde millet var herkes görmemezliğe geliyor. nasıl bir ortamsa.

ama öyle bir davranış içerisindeyim ki sanki yıllardır böyle arkadaşlıkların içindeymiş gibi.

o gün bu şekilde bitti, hayalini kuruyorum yatağımda ertesi gün olacakların. ha bu arada eve döndükten sonra tabiki sekoyu gördüm

her zamanki gibi bankın oralarda dolaşıyorduk. anlattım. helal lan dedi. sonra kendisinin yaşadığı kız gibme anısını anlatarak

yine noktayı o koydu. ulan işin garip tarafı o zamanlar üzerime kurduğu bu baskıyı hiç anlayamıyor takdir ediyordum

intikdıbını aldın sonunda

trol huur çocuğu

merve biraz saf bir şeydi açıkçası. ben o dönemlerde göğüs olayından anlamadığım için dirket olarak kalçaya ve bacaklara dikkat ediyordum. inanılmaz bir bacak vardı.. ne kalın, ne ince. bir de o dönemin meşhur olan desenli çoraplarından giydiğindei nanılmaz bir görüntüsü oluyordu.

tam anlamıyla aşıktım merveye. gruptaki diğer kişiler bazen dalga geçiyor bazen saflığından dolayı merveye dokunuyorlardı. merve de sırıtarak bir şey yapmıyordu. sinir oluyordum ama elimden gelen bir şey yoktu dıbına koyim. kızı sevdiğimi bile kimse bilmiyordu.

sonra düşündüm.

o yaşta verilebilecek en mantıklı cevabı verdim kendime. dıbına koyim aşk değildi bu. ciddi anlamda beğeniyordum merveyi herkes dokunuyorsa ben de dokunabilirdim.

kafamda planlar yapıp okuldaki diğer arkadaşlarımla da aramı oldukça iyi tutuyordum. gün geçtikçe onların aralarında daha aktif bir hal aldım. ve bir gerçekle karşılaştım.. belki de merveye dokunabileceğim bir gerçek...

"aynı koşullar içinde bulunsaydım bende aynı konumda bulunabilir, benzeri şeyleri yapabilirdim’ demeyen, ne kendini ne başkalarını anlamıştır nede insanlık tarihini anlayabilir."

alaeddin şenel

bu yüzden siz de peşin hüküm vermeden dinleyin. sadece bunu rica ediyorum.

ben bir polis çocuğuyum.

doğum yerim ise kuşadası.

bir memlekette eğer deniz kokusu varsa oranın insanları hep farklıdır.

asker çocuklarıyla polis çocukları hep farklı olur.

aile içindeki despotluktan dolayı evin içinde yapamadıklarını dışarıda yapmaya çalışırlar. o yüzden cidden garip olur polis ve asker çocukları. e tabi baba her gün suçlu peşinde koşuyor dıbına koyim eve gelince çocukla mı uğraşacak.

buna bağlı olarak 2 kardeşiz. benden 3 yaş büyük bir abim var. o kendi halinde, ben kendi halimdeyim. birbirimiz hakkında hiç bir şey bilmez konuşmazdık tam bir bana ne dıbına koyim durumu yani.

benim kişisel özelliklerime gelecek olursak. tanıştığım arkadaşıma kadar gerçekten utangaç, pısırık gibko biriydim. ama o arkadaşımdan sonra ciddi olarak değiştim. arkadaşımın adı ise "seko".

hmm değişme demişken

zannediyorsunuz ki bu değişmenin sebebi "seko"nun beni iyi anlamda motive etmesi.

hayır...

tam tersi.

14-15 yaşlarında üzerime kurduğu baskı ve ben senden iyiyim pgibolojisi beni çok ciddi anlamda zedeledi.

ve en sonunda kendi kabugumdan hiç olmayacak şekilde çıktım.

o da yarattığı canavarın bedelini ödedi... farkında olmayarak...

burada anlatılanlar

"arkadaşımın annesini gibişimm" başlığı adı altında benim lisede yaşadığım cinsel ve pgibolojik olaylardan derlenmiş olacak.

tabiki beklediğiniz hikaye de burada yer bulacak. yalnız arkadaşımın annesini gibişim de tek bir olay degil.. bir seferligine olmuş bitmiş de bir şey değil. sıragelen gibiş hikayelerimi ve arkadasımın annesiyle yasadıgım birden fazla olaydan bahsedecegim.

çünkü birilerine anlatmak zorundayım.

peki neden anlatıyorum?

çünkü herkes bana güvendi.. bir kadının sizinle bir şeyler yaşamasının en önemli sebebi "güven"

bana güvendiler.. ben de kimseye ne bahsettim, ne anlatabildim. bazılarını anlattım ama asıl büyük olayları hiç anlatamadım.

arkadaşımın annesini gibtiğimi nasıl anlatayım lan başkasına?

e peki burada niye anlatıyorum.

hep o ezilmiş duygumu, bastırılmış ifade özgürlüğümü burada ifade etmek için.

yıllardır rakı masasında, alkol ortamında.

ula zütelekler iyi dinleyin. bizim sekonun annesini nasıl gibtim diye bagırmak istedim.

bagıramadım.

buradakiler benim eger rakı masası arkadasım olacaksa anlatırım.

alkol kullanmayan kardeşlerimiz de farzetsin ki hayatta en cok sevdiği arkadaşı onda kalıyor. içinde tutamayıp kusmak istedikleri olduğunu söylüyor.

o yüzden bana olayları nasıl anlatacağımı ve buna bağlı olarak annesini nasıl gibtiğimi ne zaman anlatacağımı söylemeyin.

annesini gibene kadar yaşadığım ufak lise kaçamaklarını da paylasacagım cunku.

babamın tayini egede başka bir şehre çıkınca mecbur oraya taşınmak zorunda kaldık.

7 katlı bir apartmanın 2. katında oturuyorduk, şehirde hiç kimseyi tanımıyorum dıbına koyim. tanıdığım hiç kimse yok.

beni rastgele bir okula yazdırdılar. apartmanımızın 2 yanında da seko oturuyor.

lavuk tabi zengin. bizim gibi değil durumları babasının fabrikası vardı.

şehre falan alışmaya çalışıyorum tabi.

bir gün okuldan eve geliyorum bu bini gördüm. apartmanlar çok yakın olduğu için ters ters baktı eve girdi.

dıbına koyim orta 3 dönemi tabi. insanın en aptalca davrandığı zamanlar. bir de bunun arkadaşı vardı tahsin.

ikisi birlikte takılıyorlar ben okuldan eve hiç bir gib yapmayarak geçiriyorum zamanımı. tahsinin de babasının durumu iyi.

bizim memur çocuğu olduğumuz 500 metre öteden belli tabi.