Peki Kuran evrensel bir kitap denilirken sence niye çöller, sıcak hurma, deve. vs temalı ayetler var? Yüce rabbimiz niye yarattığı sonsuz evrenin diğer kısımlarıyla(Ekvator, kutuplar vs.) ilgili ayetler göndermemiş de sadece Hz. muhafazidin çevresiyle ilgili ayetler göndermiş?

Kur’an’ın en temel maksadı, Allah’ın birliğini, Hz. Peygamberin nübüvvetini, haşrin varlığnı ispat etmek ve insanlık camiasında adalet ve kulluğu tesis etmektir. Kur’an’da yer alan diğer bütün hususlar, bu maksatlara hizmet etmek üzere söz konusudur. Bununla beraber, Kur’an’da kutuplara da işaret eden ayetler olduğu gibi, hadis-i şerifte de bu konuda bilgiler vardır.

Niyazi Beki’nin "Rahman Suresi Tefsiri"ndeki şu bilgileri alıntılamakta fayda görmekteyiz:

“(O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.”(Rahman, 55/17)

Ayetteki "iki doğu-iki batı" ifadesi, birden çok gerçeğe işaret etmektedir:

a) Yukarıda geçen "Güneş ve Ay, bir hesap iledir." ayetinden anlaşılacağı gibi, “Güneş ve Ay’ın doğu ve batıları” demektir. (krş el-Hazin, VI/139; el-Alûsî, XXVI/105)

b) “Yaz ve kış mevsimlerinde günlerin uzayıp kısalmalarına göre doğular ve batılar” demektir. (ez-Zemahşerî, IV/445; el-Beydavî, VI/139)

Buna göre, ayette mevsimlerin her iki tarafı zikredilmiş ve bu iki uç kısımlar arasındaki her günkü doğu ve batı mefhumu insanların aklına havale edilmiştir.

Bu delillerin ışığında Allah’ın kelamı olduğu ispat edilip kabul edildikten sonra, “herhangi bir varlıktan, bir nesneden söz etmedi” diye ona karşı olumsuz bir tavır almak, akıl ve mantık işi olamaz. Çünkü bir şeyin doğruluğu ispat edildikten sonra, gönlümüze göre olmayan bazı yanlarından dolayı onu inkâr etmek mantık diliyle bir “mükâbare”dir. Yani hiçbir delile dayanmadan sırf keyfi bir tavır ortaya koymak anldıbına gelir.

“Baksana, Allah bulutları sevk ediyor, sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. işte görüyorsun ki bunların arasından yağmur çıkıyor. Allah, gökteki dağlar büyüklüğündeki bulutlardan dolu indirir de onunla dilediğini vurur, dilediğini de ondan korur. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!” (Nur, 24/43)

mealindeki ayette bulutların teşekkülü, şimşeklerin çakması, yağmur ve dolunun yağması modern ilimlerin tasdik ettiği meteorolojik bilgilere vurgu yapılmıştır.

Eşhedü En Lâ ilâhe illallah Ve Eşhedü Enne muhafaziden Abdûhü Ve Resûlü Müslüman oldum panp sağ ol

Şaka bir yana kuransa kafama yatmayan şeyleri böyle tek tek yazmaya üşendiğimden ve çoğunu da zaten şu anda hatırlamadığımdan tek bir şey soracağım. Kullarını, bir annenin bebeğini sevdiğinden daha çok sevdiği söylenen Allahın sırf günahlarımız yüzünden bizi dünya üzerinde bulunan ateşlerden dahi kuvvetli olan cehennem ateşinde yakacak olması ve işkencenin sonsuza dek sürmesi için tekrar tekrar yaratacak olması hakkında ne düşünüyorsun? Böyle merhametli bir tanrının böylesi bir işkenceyi yapması ironik değil mi?

Alay ettiysen buna gerek yoktu * Eğer gerçekten müslüman olduysan ne mutlu sana ama şehadet getirip oturmak yok * Araştır her şeyi sorgula dogmalara inanma çevrendekilerin dediklerini itibar etme kurandan, hadisten internetten araştır Kuran ilahi kaynaklı bir kitap olduğu için her sorunun cevabını bulabileceksin.

llahın sırf günahlarımız yüzünden bizi dünya üzerinde bulunan ateşlerden dahi kuvvetli olan cehennem ateşinde yakacak olması ve işkencenin sonsuza dek sürmesi için tekrar tekrar yaratacak olması hakkında ne düşünüyorsun? Böyle merhametli bir tanrının böylesi bir işkenceyi yapması ironik değil mi? yazmışsın fakat sırf günahlarımız yüzünden sonsuza kadar cehennemde kalmayacağız.Bu dünyaya gelmedeki öncelikli amaçlarımızdan biri yaratıcıyı arayıp bulmaktır ve biz bu işi yapmayıp başka boş işlerle uğraşıp dünyaya gelme amacımızı sorgulamayı kesersek Allahın bize verdiği bu mukaddes cana ihanet etmiş oluruz.Şu an bilim insanlarının hepsi bir araya gelseler yüzyıllar boyu uğraşsalar asla cansız bir nesneye can veremezler.Can gibi kutsal bir şeyi harcamanın da elbet cezası olmalı. işte Allah'ın sonsuz merhameti olduğu gibi, sonsuz azap ediciliği de vardır. Cemali sıfatların tecellisi olan sonsuz güzellikler diyarı cennete nefsimiz nedense pek itiraz etmediği halde, söz konusu azab olunca cehennem azabını çok buluyoruz. Biz bunu ihmal ediyoruz. Evet cehennem azabı çok şiddetlidir. Kafirlerin işlediği suça karşılık verilecek ceza da ancak böyle büyük olabilir.Örneğin adolf hitler adam bu dünyayı salladı yerle yeksan etti milyonlarca kişinin potansiyel katili ama adam bu dünyada ceza bile çekmeden öldü asıl bu senin vicdanına mantığına yatıyor mu ? Böyle cani bir adam inancınıza göre öldü ve artık ona hiç bir şey olmayacak işte o zaman işler karışıyor.

inancınıza göre deme ben ateist değilim. islamı tam bilmeden Müslümanım demeye de dilim varmıyor şu an sorgulama aşamasındayım. Ve çok güzel bir örnek verdin adam yapacağını yaptı öldü gitti. Ee nolacak şimdi? Korkmayın kardeşlerim tanrı onun öbür tarafta cezasını verecek biz işimize bakalım. Bazen bana din sadece halkı baskılamak sindirmek için uydurulmuş bir şey gibi geliyor. Ve Friedrich Nietzsche'nin "Zenginler fakirlere tanrıdan başka bir şey bırakmadılar" sözünü de düşünmeni öneririm.

Dostum söz doğru.Ama bu sözden tanrının olmadığı çıkarmak mantık dışı.Bu sözün geldiği anlam (benim açımdan) : Maddi olan her şeyi zengin aldı manevi ve satın olunamaz tek şey ise fakire kaldı diye yorumluyorum. Ayrıca o kadar derin ve açıklaması o kadar uzun soru geliyor ki yetişemiyorum \'\'Bazen bana din sadece halkı baskılamak sindirmek için uydurulmuş bir şey gibi geliyor.\'\' demişsin ve insanı cahil ve yobaz halkımız buna sevk ediyor maalesef eğer ki islamı biz doğru anlayamazsak ve inancımıza körü körüne bağlı olursak yobaz olmakla kalmaz hemde dine zarar veririz.

Panpa işte benim düşüncemden çıkan sonuçta dinimizin anlattığı kaderin mantığıma yatmaması. Bu durumda mantık dışı kalıyor

Sınanma amacımız ne hayattaki amacımız ne yin crvabı ise: bunu ölmeden öğrenemeyeceğiz.

Panpa bu kitap hakkında görüşlerini tam anlayamadım. Doğru mu yanlış mı? Mesela kadınların başörtüsü takmasını Kuran'da geçmediği yazıyor . Saçlarını kapatmakla alakalı herhangi bir ayet yok diyor . Ne düşünüyorsun

Eser, te'lîfinde müellifin takip ettiği titizlik sebebiyle en sahih hadîsleri cemederek, bütün ümmetin icmaya yakın bir ittifakla tam bir güvenine mazhar olmuş, "Kur'ân'dan sonra ikinci Kitap" olma şerefini kazanmıştır. Öyle ki, musîbet ve belâlara karşı, tıpkı Kur'ân gibi teberrüken okunması bile müesseseleşmiştir.Kur'an-ı Kerim'de başörtüsü 24 sıra numaralı Nur suresinin 31. âyetinde geçmektedir. "Kadınlar, başörtülerini, göğüslerinin üzerinden bağlasınlar; yani başörtüleriyle göğüslerini de örtsünler" mealindeki bu âyette geçen "humur" kelimesi, başörtüsü manasına gelen "hımâr" kelimesinin çoğuludur. "Kur'an'da geçen hımar kelimesi yalnızca örtü manasına gelir, başörtüsü manasına gelmez" diyenler kesinlikle yanılıyorlar. Çünkü bu kelimenin kökünde "örtme, karışma, yaklaşma" gibi manalar varsa da, kökten alınmış farklı kelimelerin (şekillerin) farklı manaları vardır. Mesela aynı kökten gelen "hamr", şarap, "hamîr", hamur mayası, "humâr" akşamdan kalma hali manalarına gelir. Tartışma konumuz olan "hımâr" da başörtüsü ve vücudun bütününü örten örtü manalarında kullanılmıştır. Arapçada bir kelimenin birden fazla anlama gelmesini fırsat bilen din sömürücüleri bu yola başvuruyorlar. Araştırarak bu tuzağa düşmemek lazım.