+2
-2
Türkler Müslümanlığın kabulünden bu yana kendi benliklerini, özlerini unutmaya ve tabiri caizse kaybetmeye başlamıştır. Bunu birçok profesörün yazılarından zaten biliyoruz. Fakat bu durum Türk milliyetçisi bizleri büyük bir hayal kırıklığına, üzüntüye sokmaktadır. Bu konu hakkında sayfalarca yazı yazılabilir fakat biz bu yazımızda sadece Arap milletinin dinimiz yüzünden Türk milletinde üstün bir ırk gözükmesini ve hayranlıkla karşılanmasını ele alacağız.
Bazı dini kaynaklara ve rivayetlere göre 125 bin peygamber dünyaya gelmiştir. Bu peygamberlerin ise çoğu -ki en büyükler de buna dahil- Arap milletine getirilmiştir. Evet o zamanların en ahlakı bozuk, insanların medeniyetten uzak olduğu Arap milletine. Ülkemiz vatandaşının da çoğunun kabul ettiği Müslümanlık, Arap milletinden dünyaya yayılmıştır. Peki bu özellikler neden bizim halkımızın cahil kesiminde Arap sempatisi oluşturuyor?
Olayları kavramamız için tarihimize biraz daha iyi bakmamız yararlı olabilir. Müslümanlığın en çok hissedildiği ve devletin üzerinde de etkisinin en çok olduğu devletimiz Osmanlı'dır. Osmanlı 623 yıllık uzun varlığı boyunca sayısız ırkı bir arada tutmuştur. Halifeliğin de kendisine alması ile Müslümanlığın dünyadaki tek temsilcisi konumuna gelen Osmanlı zamanla çöküşe başlamıştır. 1. Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın yanında yer alan Osmanlı, Halifeliğin avantajını kullanarak, şuan milletimizin ve devletimizin çok sevdiği Arap halkı kendisinin yanında savaşmaya çağırmıştır. Hepimizin bildiği gibi Araplar ve ingilizler bir arada yer alarak Osmanlı'ya karşı savaşmıştır. Bu kadar aciz bir milletin şuanda savaşlar ve yıkılmalar ile karşı karşıya olması vazgeçilmezdir.
Fakat devletimizin ve milletimizin düşüncesi budur ki Araplar bizim din kardeşimizdir ve onlar için kendi milletimizi yüzüstü bırakmak mübahtır. Bunu tabii ki söyleyen hiçbir devlet insanı yok. Ama bunu günümüz şartlarında Suriyeli mülteci insanların Türkleştirilmeye çalışılması, kimlik sahibi olmaları, kendi insanımızdan fazla burs almaları, çoğu yerde ayrıcalıklı okul ve iş imkanları kazanmaları hatta ve hatta kendi iş yerlerini açarak Arapça isimler koymaları tamamen kardeşliğimizdendir. Dilimize giren ve kullanmaktan kaçamadığımız Arapça, Farsça kelimeler de çok fazladır. Bunlara rağmen Suriyeli din kardeşlerimizin Arapça iş yeri isimleri koymaları gayet normal geliyor galiba devletimize.
Halifelik bizdeyken bile yanımızda durmayan, düşmanımız ile yan yana yer alan, medeniyet yoksunu, aciz bir millete bizim kendi milletimizin dar gününde yardım etmemiz ne kadar doğrudur? Onların kaçtığı savaşta bizim askerimizin yer alması ne kadar mantıklıdır? Müslüman olarak duran fakat araştırmayan, sorgulamayan bir millete din kardeşim demek ne kadar rahat?
Sözlerimin sonuna gelmeden önce şu sözü de eklemek isterim: "Arap putlara taparken, Türk gökte tanrı arıyordu."
Özet yok okuyun amina koyum gidip muallak hikayeleri okuyacağınıza bunu okuyun
Tümünü Göster