-
126.
+16 -1Ciddi olamazsın,dedi gülmeye devam ederek.
Niye olamazmışım? Lakabını aldığın kitabı okumadın mı? Feride Kamran için yanıp tutuşuyordu? Tabirim için bağışlayın ama resmen laf sokmuştum. Bunun verdiği tatminle çenemi dikleştirdim. Derin kollarını önünde bağlayıp kafasını yukarıya kaldırdı. Bana yakın olduğu zamanlarda gözlerime bakmak için yaptığı bir hareketti bu.
''Kamran Feride için yanıp tutuşuyordu bir kere. Ama yine de benim bir Kamran'ım olmayacak.
Nasıl inandırabilirdim ki onu? Kendini sadece arkadaşlığa adamış, inatçı, çocuk, mızmız birine nasıl anlatabilirdiniz aşkın var olduğunu? Kendini bir kabuğa çekmiş, olan biten her şeyi içeriden izleyip yorum yapıyor, gülüyordu.
Bir Kamran'ın olacak Çalıkuşu. O gün geldiğinde yüzünün halini görmek isterdim.'' -
127.
+37Saat 00:00 itibariyle sabaha kadar tatil ilan ediyorum. Kimse uykusuz kalmasın panpalar. Haydi Allaha emanet... Yarin sağlam bir part stoğu yapıp geliyorum. Bu entry i sukulayin da kaç kişi olduğumuzu bilelim.
-
-
1.
0Adamsın. +1 şuku benden
-
2.
0Adamsın baya sardı panpa sen yarıda bırakmazsın devam he bu arada derine bende aşık oldum hallenme giberim :D
-
1.
-
128.
+23Bu entry uykusuzlugun meyvesidir. Biraz uzun ama kör olabilirsiniz..
Derin yine benim dediklerimi dalgaya vurup, manyakça bir hareket yaptı. Bana iyice yaklaşıp kafasını kaldırdı ve dilini çıkardı. Kendime engel olamayıp gülümsedim. Bu çocukça hareketi karşısında bile çok şirin gözüküyordu.
Sonrasında öyle bir şeyi nasıl yaptım bilmiyorum. Ama eğilip omuzlarından tutarak burnuna ufak bir öpücük bırakmıştım. Normal hissettiğimi söylemeyi çok isterdim. Gerçekten. Ama zavallı organlarım -en çok da kalbim- içeride görünmez bir el tarafından sıkılıyor gibiydi. Kalbimi üzerine kusmamaya çalışırken Derin donakalmış bir halde bana bakıyordu. Gözleri kocaman açıldı. Emin olduğum bir şey varsa o da az sonra iyi hissetmeyeceğimdi.
Ne yaptın sen?dedi adeta fısıldayarak.
Im... Hiç?
Deniz ben ciddiyim!
Bir şey yapmadım.
Koluma bütün gücüyle geçirdi. Ah! deyip kolumu tuttum. Bir tane de diğer koluma geçirdi. Derin yavaş! Elleri incecikti ve tenimde bıçak etkisi yapıyordu.
Geri zekalı böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Ne cüretle! Koluma sağlam bir yumruk atınca daha önce az yumruk atmadığından emin oldum çünkü böyle bir yumruk, antrenman isterdi.
Sanki daha önce hiç seni öpen olmadı, dedim kollarını tutmaya çalışarak. Öpen olmadığını adım gibi biliyordum. Ama bu itirafı ondan duymak beni mutluluğun zirvelerine roketle fırlatacaktı.
Yoo oldu,dedi. Tabir yerindeyse apışıp kaldım. Ne? Cidden olmuş muydu? içimde hissettiğim o derin mutluluğa hüzün büyük bir savaş açtı. Mutluluk ağır yaralarla mağlup edildi.
Kim?dedim hayret dolu bir sesle.
Babam!deyip koluma bir tane daha geçirdi. Hah! Babası!
Başka biri olmadı mı yani? Sevinçten neredeyse ağlayacaktım! Duygularımı saniyeler içinde fırtına misali oradan oraya sürüklüyordu. Üzüntüden öldürürken aniden dünya üzerindeki en mutlu insan yapabiliyordu. Bir insan böyle bir güce sahip olmamalıydı. -
129.
+13Hadi lan oradan! Manyak manyak konuşma. Derin oğlum bu, boru mu?
Bora'nın kafasına bir tane geçirip susturdum.
Anlattığıma pişman etme lan!
Seni öldürürdü lan! Nasıl ucuz kurtuldun bu kadar?
Şans yetenek meselesi,dedim sırıtarak. Derin'in beni öldürmediği günün ertesindeydik. Bora'ya anlattığımdan beri beynimin içine etmişti. Dün heyecandan uyuyamamıştım da. Derin öyle bir şeyden sonra beni öldürmemişti. Kulağa komik olmayan bir şaka gibi geliyordu.
Senden hoşlanmaya başlamış kesin,deyip güldü Bora. Dediği gerçek olsa ne güzel olurdu. Allah'ım! Aptal aşıklara taş çıkartıyordum!
''Ben Derin'in yanına gidiyorum,deyip ayaklandım.iyi şanslar!''diye seslendi Bora arkamdan. -
130.
+10Kantine gidip bakındım ama Derin yoktu. Bir de bahçeye bakmaya karar verip dışarıya çıktım ve onu duvar kenarında, arkadaşlarıyla birlikte gördüm. Sessizce yanlarına gitmeye başladım. Derin bana arkası dönük duruyordu. Gidip korkutsam ne yapardı acaba?
Sonra ne oldu?dedi kızın biri hararetle.
Bir şey olmadı. Eve gittim.
''Oha Derin! Mert'i sonunda kabul etmene inanamıyorum! Şaka gibi!
Yüz ifademi sabit tutmaya çalışırken kızlardan biri beni görüpDeniz?dedi. Derin hızla bana döndüğünde gözleri irileşmişti.
Deniz?'' -
131.
+10Hadi, dedim kendi kendime. Umursamaz ol. Derin kim ki?
Mert mi?dedim umursamaz çıkarmaya çalıştığım sesimle. Canım çok yanıyordu. Onu Mert'e karşı defalarca korumuş olmam, sonrasında beni yok sayıp da onunla olması canımı çok yakıyordu. Aşağılanmışlık duygusu da yanında cabasıydı. Hani birini sevemezdi? Kendimi ilk kez enayi gibi hissediyordum.
Şey... Arkasına dönüp kızlara kısa bir bakış attı. Konuşalım mı?
Yo, boşver. Biraz şaşırdım. Yani, Mert bu. Yanına senin kimseyi sevmediğin gerçeğini de koyarsak... Garip yani. Mutluluklar size.
Allah'ım! Canım o kadar çok acıyordu ki. Bu haldeyken nasıl rol yapabiliyordum? Her zaman iyi olduğumu düşünmüştüm rol yapmakta ama çok fazla değil miydi bu?
Mutluluklar mı? inanamazmış gibi güldü, ardından ciddiyetimi fark etti. Gerçekten bunu söyledin mi? Başını iki yana salladı. Tamam. Teşekkürler.
Ne demek,deyip sırıttım. Yeteneğimin ne denli büyük olduğuna bir kez daha şahit oldum. Bu kadarı çok fazlaydı. Derin bana neredeyse hayal kırıklığıyla bakarak binaya doğru yürümeye başladı. Ne yani, karşı çıkmamı falan mı bekliyordu? Derdin neydi? içimdeki öfke dolup taştı. Ondan zerre hoşlanmazken nasıl olmuştu da kabul edebilmişti? insanlar birbirini sevmez kuralına ne olmuştu peki? Oyun muydu? Yalan mıydı? -
132.
+10Öfkeyle sınıfa gittim. Derin yoktu. Hah! Tabii ki! O taktan erkek arkadaşıyla birlikte olmalıydı. Çifte kumrular zaten ayrı sınıftaydı, bari teneffüsleri birlikte geçirsinler, değil mi?
Kusura bakma ama, tak gibi görünüyorsun, dedi Bora. Kaşlarını çatmış, uzaylı görmüş gibi bana bakıyordu. Yüzümdeki ifadeyi merak ettim.
iyi değilim Bora. Gidiyorum ben, deyip çantamı aldım ve sınıftan çıktım. Bora arkamdan Bekle!diye bağırdı. Beklemedim. Bir saniye için olduğum yerde dursam, öfkem çileden çıkacak, beni ateş misali yakıp kül edecekti. Kalbim delicesine atıyordu.
Koş. Boşalt içindekileri. Patlayacak gibi duruyorsun Deniz. Koş.
Bora'yı bankta otururken üçüncü görüşümdü. Dördüncü görüşümde önüme geçti.
Yeter. Saatlerdir koşuyorsun.
Saatler mi? Bana on dakika gibi gelmişti. Hala ona olan salakça sevgimden ve öfkemden gram kurtulamamıştım ama. Tekrar koşmak için hareketlendim ama Bora kollarımdan tuttu. -
133.
+8Yeter lan! Mahvettin kendini. Öfkenden kurtul diye koş dedim kendini öldür diye değil!
Canım yanıyor lan! diye bağırdım.
Yansın! Git döv birilerini. Sana acını kendinden çıkar diyen oldu mu?
Niye yaptı? Saçlarımı çekiştirmeye başladım. Ne diye gidip de sevgili oldu onunla? O kadar kuralı vardı kendince. Beni salak yerine koydu!
Kendine gel,diye emretti Bora. Saçlarımı çekmeye devam ettim.
Bana karşı o kadar yakın davranması peki? Resmen kandırıldım lan! Salak yerine koydu beni!
Aniden burnuma yediğim bir yumrukla konuşmamı kestim. Burnumu tutup kafamı kaldırarak Bora'ya baktım.
Olduysa oldu lan! gibtir et! Unut gitsin!
Unutmak istemiyorum,dedim bitik bir sesle.
Bak,dedi sakince. Seni eskiden tanımıyordum. Ama nasıl biri olduğunu tahmin edebiliyorum. Yine öyle ol Deniz. Diğer kızlara karşı olan tutumunu gördüm. Sen onlara göre ulaşılmaz birisin. Yine öyle ol. Unutma, ama eskisi gibi ol. Bırak kötü bir anı olarak kalsın. Ama yıpratma kendini. Değmez. -
134.
+11Bana göre değerdi. Öyle birini sevmek acıtıyordu. Derin kendisini gerçekten seven herkesi yakıyordu! Farkında olmadandı belki ama yakıyordu. Acımadan, insafsızca yakıyordu.
Eve gidelim mi?
Bugün sizde kalacağım. Bir salaklık yapmanı istemiyorum.diye homurdanıp çantaları aldı Bora. Kendi çantamı alıp yürümeye başladım.
Oğlum yavaş oyna lan biraz. Kaç kere söylemek zorundayım bunu?
Yenilmek hoşuna gitmiyorsa oynama Bora,deyip hırsla bir gol daha attım.
Sonra da tatmin mi olacaksın? Kalsın.
Yarın okula gitmeyeceğim,dedim aniden.
Bora sıkıntılı bir nefes alıp bana döndü. Neden?
Omuz silktim. Canım istemiyor.
''Gideceksin Deniz. Takma lan Derin'i de Mert'i de. Bırak gitsin!'' -
135.
+12Nasıl?diye sordum çaresizlikle. Gelecek her türlü yardıma açıktım.
Bilmiyorum.
''Bak, sadece yap tamam mı? Nasıl yaparsın bilmiyorum ama yap gitsin. Görmezden gel. Derin'i hiç tanımamış gibi yapamaz mısın?
Acıyla gülümsedim.Çoktan tanıdım. Of!Elimi saçlarımın arasından geçirdim.Düştüğüm duruma bak lan! Bu kadarı normal değil. iki haftadır tanıyorum onu sadece. Nasıl sevdirebiliyor kendini o kadar?
Kendini sevdirir dediğimi hatırlıyorum. Hayal kurma da demiştim. Dik kafalı salak.dedi.
Kes lan sesini!
Ama haklıydı. Haklı olduğu için kızıyordum belki de. Uyarmıştı. Ama benim özgüvenim uzayda dolaştığı için tabir yerindeyse tınlamamıştım. Bu kadar acı çekeceğimi nereden bilecektim ki? Oradan bakınca medyuma falan mı benziyordum?
Sonuç olarak yarın okula gideceksin Deniz. itiraz istemiyorum.dedikten sonra kıçını devirip yattı. Şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerimle konuştum.
Peki, anne.'' -
136.
+14Vay be! Koçum benim!diyerek sırtıma yumruk attı hayvan Bora. Bugün tam bir hafta oldu!
Derin ise ayrı bir pgibopattı. Bana trip atmıştı yahu! Ulu orta yaptığı hakaretlerde hedefinde hep ben vardım. Bir keresinde de öküz resmi çizmişti derste. Sübliminal mesaj falan mı veriyordu?
Eh işte,dedim Bora'ya. Arka masada Derin ve arkadaşları oturuyordu. Ne konuştuklarını duymak için sandalyemde iyice arkaya yaslandım ve pür dikkat dinlemeye başladım.
''Ee Derin? izledin mi Game Of Thrones'u? Nasıldı?dedi onuncu sınıf kızlardan biri heyecanla.
Of Buket ya. Birinci bölümü izledim, gittim abdest aldım. Neden bana öyle sahneler olduğunu söylemedin?dedi Derin belirgin bir dehşetle.
Ağzımdan birHığk''sesi çıktı. Gülmemeye çalıştım ama olmuyordu. Gerçek bir kahkaha attım. içimden Derin'e sarılmak geldi. Çok fazla... saftı. Böyle bir yorum ancak ondan beklenebilirdi. -
137.
+14Ders seçmeliydi. Resmi seçmiştim. Çizebildiğimden değil tabii ki. Seçim yapmam gerekiyordu ve ben de onu seçmiştim. Ve kayıtlara geçsin diye söylüyorum; berbat resim yapardım.
Resim atölyesine girdim ve karşılaşmayı en son beklediğim kişiyi, Derin'i gördüm. Sen müzik dersinde değil miydin?dedim sırama doğru ilerlerken. Burası neden boştu? Ah, teneffüs bitmemişti. Ayrıca kantindeydin de?diye sorularıma devam ettim.
Derin kollarını önünde bağlayıp bana doğru yürüdü.
Bir daha bana gülme,dedi sertçe. Bir hafta boyunca ikimiz de ortalıkta soğuk nevale gibi dolaşmıştık ve o gelmiş bunu mu dert ediyordu? Salak.
Sana güldüğümü sanmıyorum?dedim. Sıraya oturmaktan vazgeçmiş, duvara yaslanmıştım. Ellerimi cebime sokup umursamaz tavrıma büründüm.
Bal gibi de bana güldün!
Derin pgibopat mısın? Evet sana güldüm, ne olacak?dedim öfkeyle.
Bana gülmeni istemiyorum! Yavaş yavaş artan öfkemi dizginlemeye çalıştım.
Ah, doğru. Sana sadece erkek arkadaşın gülebilir ne de olsa değil mi? Başkası gülerse Çalıkuşu kendisi olamaz. Bu arada, o nerede?dedim alayla karışık öfkemle. -
138.
+12Acıyla gülümsedi Derin. Böyle gülümsemesi kalbimde derin yaralar açıyordu. Üzüldüğü zaman etimden et koparılırcasına acı çekiyordum.
Bir şey bildiğin yok, ama gelip de soramazdın değil mi? Egona yakışmayan bir hareket olurdu çünkü. Ben de ne diye dert ediyorsam. Arkasını döndü, atölyenin kapısını çarparak kapattı.
Arkasından moron gibi bakakalmıştım. Bilmediğim neydi? -
-
1.
0Devam kardesim is yerindeyim can sıkıntısından okuyorum güzel geliyo
-
1.
-
139.
+12Akşamüstü görüşmek üzere. Benim için çalışma vakti : ) telefon yasak olduğu için yazamayacagim kusura bakmayın. Allaha emanet..
-
-
1.
0Kolay gelsin aksami bekliyoruz
-
2.
0Ya bak arkadaşım hesabım bi nedenden dolayı silindi amk. Sırf şu hikayeyi okumak için yeni hesap açtım sakın bitirme bu hikayeyi güzel bu devam et
-
3.
0Bitirme sonuna kadar yaz pampa
diğerleri 1 -
1.
-
140.
+10''Bora, Mert'le konuşmam lazım benim,''dedim son derste. Derin Burak'la barışmış, sırasına geri dönmüştü. Duymasın diye fısıldayarak konuşuyordum.
Sebep? dedi Bora başını bana çevirerek.
Çünkü neden konuşmayayım?
Oğlum neden lan?dedi Bora seslice. Işıl ve Miray bize dönüp bön bön baktılar. Aynı bakışla karşılık verince önlerine döndüler.
Bir şey soracağım,dedim.
Ha, ben de konuşayım mı?
Neden?
Sürü pgibolojisi,dedi omuz silkerek.
Allah beni seninle sınıyor Bora.
Tamam konuş. Yine neler planlıyorsan artık? Kaş göz işareti yaptı. Ya da yapmaya çalıştı desem daha doğru olur. Dili bir tarafa, gözü bir tarafa dağılıp gitmişti. -
141.
+14Ona 'oğlum, iğrençsin' bakışımı yapıp önüme döndüm. Artık sadece zilin sesini beklemem gerekiyordu ve çaldığında, yerimden kalkıp binadan çıktım. Bir köşeye çekilip Mert'in okuldan çıkmasını bekledim, ardından takip etmeye başladım. Böylesi göze biraz salakça geliyordu. Ya da sapıkça.
Mert! Sokak boştu. Olası bir kavgada rahat davranabilirdim. Arkasını dönüp bana baktı ve hafifçe kaşlarını çattı.
Ne istiyorsun?
Bir şey soracağım abisi. Korkma.dedim sırıtarak.
Ne var Deniz?
Derin kız arkadaşın olmuş?diye sordum. Gözlerinden bir şaşkınlık geçti ama anında toparladı. -
142.
+9Derin kız arkadaşın olmuş?diye sordum. Gözlerinden bir şaşkınlık geçti ama anında toparladı.
ilgilendirmez. Doğru mu bu?
Yüzüne kocaman bir sırıtış yerleştirdi. Ama o sırıtmayı bir güzel suratından kazıyacaktım. Sonrasında ne olacağı umurumda değildi.
Doğru. Sonunda kabul etti,dedi adi bir gülümsemeyle. Ben de ona gülümsedim, ardından yumruğumu burnuna geçirdim. Daha sonrasında deli gibi vurmaya başladım. Hatta bir ara kahkaha da attığımı hatırlıyorum. Öyle manyakça bir kahkahaydı ki kendi kendimin ödünü kopardım diyebilirim.
Bu,dedim Mert'in kanlı suratına bakarak. benim size mutluluk dileklerim. Hediyemi beğendin mi arkadaşım?
Hayır,deyip yana doğru dönerek kan tükürdü. O kız arkadaşım değil.
Ne? -
143.
+12''Kız arkadaşım değil dedim! Sen söyleyene kadar haberim bile yoktu. Vay be, Derin'le çıkıyormuşum da haberim yokmuş.diyerek güldü. Bir yumruk daha attım ama bu seferki sevinçtendi! Derin onu kabul etmemişti! Onca şeyden sonra gidip de onun kız arkadaşı olmamıştı.
Sonra kafama dank etti. Derin niye öyle söylemişti o zaman? Ne oluyordu?
Kalk,''dedim Mert'e. iyi günümdeyim. Seni hastaneye zütüreceğim.
Mert'i önce bir güzel dövüp, ardından hastaneye bırakarak ne muhteşem bir insan olduğumu kendime bir kez daha kanıtladım. Ardından Bora'yı aradım.
Konuştun mu? dedi direk.
''Konuştum. Ama Derin'le de konuşmam lazım. Bu kısımda sana ihtiyacım var kardeşim. Derin'i ara. Deniz'e tır çarptı, ölüyor de. Ne bileyim, uydur bir şeyler getir işte.'' -
144.
+12Beni öldürmezse eğer getiririm. Nereye?diye sordu Bora.
Geçen hafta Derin'le konuştuğumuz sahili söyleyip beklemeye başladım. Yaklaşık yarım saat kadar beklemiştim ki Derin'in car car itirazlarını ve Bora'nın ya sabır çekişlerini duydum. Sonunda bana ulaştıklarında Derin yanıma yaklaşıp beni baştan aşağı inceledi. Bora'ya döndü.
Yalancı! Hani beş tane kız peşine takılıp da sarkıntılık etmişti? Deniz hiç taciz edilmiş gibi durmuyor?
Bora sen git artık,dedim mırıldanarak. O uydurduğu bahaneden sonra teşekkürü zor alırdı benden.
Niye ya? Dinleyemez miyim?
Bora git işte!dedim sertçe. Ellerini kaldırıp geri döndü.
Ne yaparsan yap, playboy, dedi yürürken. Bir süre sonra caddenin karşısına geçti ve gözden kayboldu. Ardından Derin başını yana doğru yatırıp alayla konuştu.
Önce sevip sonra dövdüler mi? -
145.
+10Bora'ya bir kez daha küfrettim.
Bora işte,deyip geçiştirdim. ''Seninle konuşmak için çağırdım. Mert'le cidden çıkıyor musun?
Çıkıyorum ya! Kendin mutluluklar dedin hatta. Balık hafızalı!Derin aniden sert çıkınca geri çekiliyordunuz. Ne kadar sert, ağır abi olursanız olun, Derin pgibopatın da pgibopatıydı.
Derin ciddiyim ben,dedim sakince.
Salaksın Deniz,deyip banklardan birine oturdu.Gözdeler'e anlattığım şey... ımm... şey işte... beni öptüğün zamandı. Çok garip gelmişti. içimde tutmak istemediğim için onlara anlattım. isim vermeden anlatmıştım, Gözde de Mert sandı.
Şey... Bilmiyordum,''dedim mırıltıyla. Salak! Salaksın Deniz salak!
başlık yok! burası bom boş!