-
26.
+18Nereden başlayabilirim, bilmiyorum.
Uzun zamandır merak ettiğim soruyu sordum ona. Neden herkesle arkadaş olmak istiyorsun?
Manzaradan gözlerini ayırmadan acı acı gülümsedi. Kendini yalnız hissettiğin oldu mu hiç Deniz? Koca bir yalnızlık? içinde büyüyüp giden bir boşluk hissettin mi?
Ben hissettim,diye devam etti Derin. Hala şehri izliyordu. Benim tek gecelik bir hatadan ibaret olduğumu biliyor muydun Deniz? Söylediği cümle kalbime ucu zehirli bir ok gibi saplanıp kaldı. Derin'in gözleri dolmuştu. Beni aldırmaya çalıştıklarını, ama dedemin müsaade etmediğini, annemle babamın zorla evlendiğini biliyor muydun? istenmeyen çocuk olduğumu o kadar çok hissettirdiler ki bana. Dedem biraz olsun rahatlatıyordu ama ilkokula başladığımda öldü. Kalan her şey, koca bir yalnızlık... insanlar birbirini sevemez. Annem ve babamda görmedim demiştim. Görmedim. Onlar bir zorlama yüzünden birlikteler. Benim yüzümden. Annem tüm acımasızlığıyla anlattı bana bunları. inanabiliyor musun? Annem. Nasıl bir anne çocuğunu istemez? Nasıl bir kez olsun sarılıp sevgi göstermez? Yıllarca koca bir evde tek başıma yaşadım, inanabiliyor musun? -
27.
+18Derin sol gözünden yavaşça yaş akarken devam etti. Ortaokulda, ailem yoktu. Onlar aynı evde yaşayan iki yabancıdan ibaretti sadece. Bir aileye ihtiyacım vardı. Deli gibi ihtiyacım vardı hem de. Herkesle arkadaş olmaya başladım. Birileri beni severse, bir hatadan ibaretmişim gibi gelmeyecekti sanki bana. Dünya daha yaşanılır bir yer olacaktı. Biri beni birazcık sevse, her türlü sorunun üstesinden gelebilirmişim gibi hissediyordum. inadına gülmeye başladım. insanlar mutlu biriyle arkadaş olmayı tercih ediyor çünkü. Bir hatayla arkadaş olmayı kimse tercih etmez. Biri sana gülümserse eğer, cana yakın deyip arkadaş olursun. Önüme gelen her şeye gülmeye başladım Deniz, inanabiliyor musun? Kimseye anlatmadım bunları. insanlar üzgün birini görünce onunla arkadaş olmaz, ona acırlar! insanların acıması, bana karşı olan merhameti deli ediyor beni. Çıldırtıyor. Bekleyip elinin tersiyle gözlerini sildi ama pek bir işe yaramadı. Bu yüzden işte. Herkesle bu yüzden arkadaş oluyorum. Lafını bitirdiğinde boğazından kopup gelen bir hıçkırık dünyamı yerle bir etti. Bir hatadan ibaretim,dedi hıçkırıklarının arasından.
-
28.
+18Sonunda garson Derin'in siparişlerini getirip masaya bıraktı. Çeşit çeşit simitleri görünce ne yalan söyleyeyim, iştahım kabardı. Peynirliye adeta saldırırken, Derin de çikolatalı simitle imtihan veriyordu. Sonunda savaştan zaferle ayrılır gibi masadan kopabildiğimizde, sipariş edilen her şey tükenmişti. Tabir yerindeyse eğer sığır gibi yemiştik. Hesabı ödeyip ayrıldık.
Şimdi nereye gidiyoruz peki?dedim ağzımı yırtarcasına esnerken.
Derin kısa bir kahkaha attı. Adeta bir mağara!
Yapma ya? Uykum var kızım. Uykumu açacak bir şeyler yapmazsan asfaltı yatak olarak kullanacağım bak?dedim koruluktan çıkarken. Anayola çıkmıştık ve ben o yeşilliğin içine geri dönüp zıbarmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ne çok mızmız ettin Deniz ya. Hiç mi uykusuz kalmadın?
Adi bir herif gibi sırıttım. Güzellik uykusunda sınır tanımam.
Derin kafasını iki yana sallayıp yürümeye devam etti. Hakkımda hayırlısı deyip peşine takıldım. Sayısız cadde ve ara sokaktan sonra geldiğimiz yer hiç yabancı değildi bana. Her zamanki tepemizdeydik.
Ve?dedim Derin'e. Ne yapıyoruz burada? -
29.
+20 -2Evet, dokuzum. Diğer dört çocuk da kendini tanıştırdı. Berk, Emir, Samet ve Çağatay. Neyse ki erkekler kızlar kadar mırın kırın edip zorla dostluk kurmuyordu. iki dakika içerisinde samimi bir sohbet başladı. Hem kızların kaçamak bakışlarına karşılık veriyor, hem de onlarla konuşuyordum. Başka şehirden geldiğimizi, burada hiçbir yer bilmediğimi söyledim. Telefon numaralarımızı alıp okul çıkışı buluşmak için karar aldık. Bana şehri gezdireceklerdi.
Saatlerce bahçede dikilip, birkaç kişiyle daha tanıştıktan sonra sınıflara yerleştirilme işi son bulabildi. 9/C sınıfındaydım. Bora, Emir ve Berk de benimle aynı sınıftaydı. Samet A'ya, Çağatay D'ye düştü. Sınıfa girip üzerimdeki bakışlara aldırmadan orta en arka sıraya geçip oturdum. Arka sıra olmazsa olmaz gibi bir şeydi. Bora gelip yanıma oturdu. Emir ve Berk farklı iki köşeye dağıldılar. -
30.
+18Babam gözlerini kapatıp birkaç derin nefes aldı. Arkadaşının yanına git. dedi sessizce. Emrine itaat edip sessizce odadan çıktım. Koridorun sonunda Derin'in yattığı sedye ve ailesi görünüyordu. Yavaş adımlarla yanlarına gitmeye başladım. Babası Derin'in başını okşuyor, bir yandan da bir şeyler söylüyordu. Annesi ise bazı cümlelerin sonunda hafifçe gülümseyip başını sallıyordu. Derin'in yüzündeki koca gülümsemeyi gördüğümde büyük bir rahatlama duydum.
Yanlarına vardığımda sedyenin arkasındaki asansörün kapısı açıldı ve içeriden Burak ve ailesi olduğunu tahmin ettiğim bir çift çıktı.
Kusura bakmayın Aslı. Trafiğe takıldık. dedi kadın. Sonra gördüğü görüntüyle donakaldı. Kimse böyle bir aile tablosu beklemiyordu anlaşılan. Şaşkınlık, bulaşıcı bir hastalık gibi asansörden çıkan üç kişinin yüzüne yavaşça yayıldı. Kendini ilk toparlayan Burak oldu.
Çabuk iyileş kuzen. dedi sırıtarak. -
31.
+18 -1Deniz?dedi bayıldığım müzik gibi ses.
Neden ağlıyorsun?diye sordu. Gözlerimi silmeye başladım hemen. Beni bu halde gördüğüne inanamıyordum!
Neden buradasın?diye sordum gözlerimi silip ayağa kalktıktan sonra.
Bugün sinemaya gidecektim, unuttun mu? Alışveriş merkezine gidiyorum.dedi. Ah, evet.
Şey, Boğazımı temizleyip konuşmaya devam ettim. Unutmuşum.
Neden ağlıyordun?diye sordu bana yaklaşarak.
Bana sarılır mısın?dedim sorusunu es geçerek. Ona ihtiyacım vardı. içindeki bütün umutsuzluğu söküp atmak istiyordum.
Ne?diye sordu geri çekilirken.
Lütfen. Şu anda buna ihtiyacım var. Biliyorum. Sana çok ters gelen bir şey ama... Bilmiyorum.dedim ensemi kaşırken. Umutsuzluğu bir saniye içinde bana geçmişti sanki.
Beni çok şaşırtan bir şey yaptı Derin. Bana yaklaşarak parmak uçlarında yükseldi ve başını omzuma koyup boynuma sarıldı. Üzerimden atamadığım şaşkınlığımla sıkıca sarıldım. Yapmasını hiç mi hiç beklemiyordum. -
-
1.
+2suanda muhtesem devam ediyor takipteyim
-
2.
0Aynen oyle devam
-
3.
0Devam et bin
-
4.
0Devam et moruk sarıyo nick6 tufanı yapıcam sana
-
5.
0Devam et moruk sarıyo nick6 tufanı yapıcam sana
diğerleri 3 -
1.
-
32.
+17Sınav haftasından sonra herkesin içinden bir öküz kalkar değil mi? Çok ilginç stres atma yöntemlerine başvururuz. Arsızca uyuma, Call Of Duty'e saldırma, arkadaşlarla giren sınavlara sövme, kızlar için alışveriş?
Ben uyuyanlar arasındaydım. Ama Derin bütün hafta sonunu tek başına gezerek harcıyormuş. Neden böyle yaptığını sorduğumda ille stres atacaksan yalnız olmalısın, cevabını almıştım. Mega ultra süper güçlü zekam 'Yalnız olma' kısmını es geçmişti ve Derin'e hafta sonunu onunla geçireceğimi söylemiştim. Bana ısrarla Sıkılırsın, dese de keçi inadım tutmuştu. Sonuç olarak ertesi sabah erkenden dışarıya çıkacaktık.
Derin bütün hafta boyunca sadece sınav saatlerinde okula uğramıştı. Nerede olduğuna dair sorularımı ona yönelttiğimde Sınavlara çalışıyorum,demişti. Yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Derin'in iyi olan tek dersi ingilizce'ydi ve diğer derslerden iyi puan alabilmek için resmen yırtınıyordu.
Sabah telefonumun çalmasıyla gözlerimi açtım. Eylül önceki gün gitmişti ve ben hemen gidip yatağım ölmüş mü diye kontrol etmiştim. Odam çok olmasa da karanlıktı. Güneş yeni doğuyor olmalıydı herhalde. Telefonu komodinin üzerinden alıp kimin aradığına bakmadan uykulu bir şekilde cevapladım. -
33.
+17Akşam gorusuruz.. ayni saatlerde burdayım. Kensinize iyi bakın. Hoşçakalın..
-
-
1.
0Hoşçakal kardeşim
-
2.
0devam et takunu yiyek
-
3.
0Devam pampa sardı
-
4.
0Nerdesin panpa saat kaç oldu
diğerleri 2 -
1.
-
34.
+17Yardım ister misin?diye fısıldayıp gülümsedi yanımdaki onuncu sınıf kız. Ortak sınava söven milyonlarca öğrenciden biriydim bugün. Kendi sınıfımızda olsak Derin'e bir iki kopya verirdim en azından. Ya da aynı sınıfa düşseydik. Ama ne gezer. Benimle aynı sınıfa düşen Işıl olmuştu.
Sınav bitince on birinci sınıfların katından dokuzların katına indim. Sınıfa girdiğimde Derin'i efkarlı efkarlı çikolatalı süt içerken buldum.
Derin?
Kafasını kaldırıp baktı. Hafifçe gülümsedi. Yapabildin mi?
Evet. Sen?
Suratını buruşturdu. Çok zordu. ilk otuz dakika kağıtla bakıştık. Romantik anlar yaşandı diyebilirim. Sonra aniden gözleri parladı. Ama kalan son on dakikada Mehmet Abi kağıtları değiştirip birkaç soruyu yaptı. Çok sevindim.diye şakıdı. Mehmet Abi'yi hatırlıyordum. Geçen hafta Derin'e aşk-ı ilan ettiğim gün gelip onu matematiğe çalıştıracağını söyleyen son sınıf insan azmanıydı. Dev gibi bir adamdı.
Şanslısın,dedim sırıtarak. -
35.
+17Kız gülerek Öyle mi?dedi. Yazık olmuş. Ben de onuncu sınıfım. Çömezlik kolay değildir. Geçmiş olsun şimdiden.
Senin için kolay geçmemiş zaten,dedim rahatsız olmasını sağlayacak bir şekilde onu süzerek. Geçen sene üzerinde amatör estetik ameliyatı falan mı yaptılar?
Kız hafifçe kaşlarını çatarak Pardon? dedi. Sırıtarak omuz silktim ve yanından geçip merdivenlerden inerek okul bahçesine girdim. Mert çoktan benden ayrılıp gözden kaybolmuştu. Birileriyle tanışmayı düşündüm, ama genelde diğer insanların benimle tanışmaya gelmesine alışkındım. Bu yüzden dokuzların olduğu kısıma gidip yaşıtlarımı izlemeye başladım. Yaz tatili bazıları için iyi geçmemişti. Bilimsel bir deney ters gitmiş falan olmalıydı çünkü mutant yaşıtlarım da vardı.
Orada öylece millete bakarken yanıma birkaç kişi gelmeye başladı. En önlerindeki kahverengi saçlı, mavi gözlü bir çocuktu. Boyu hemen hemen benimle aynıydı. Bana elini uzatınca diğerlerini incelemek için vaktim olmadı.
Dokuzsun değil mi? Bora ben.dedi.
Deniz.deyip elini sıktım. -
-
1.
+1 -2Hayallerini yazan tipsiz sivilceli yannan sesli bir liseli daha. Ilk gunden zart diye baska cocuklar gelcek kari gibi taniscak he muallakmisin birader diyip giberler lan adami. Ayni sekilde hayirdir amk kizlarda geliyo hayallerini yaziya dokuyosun aminakoydumun sivilceli ergeni
-
2.
0Hep onlar mı bizi kıracak yakışıklı olanlarımız da onları kırsın biraz.
-
1.
-
36.
+18 -1''Evet arkadaşlar, ben idil Aksoy. ingilizce hocanızım. Şimdi hepinizin sırayla kendini tanıtmasını istiyorum. Baştan söyleyeyim, sadece %10'luk bir kısmın ismi aklımda kalacak. Ama arkadaşlarınızın işine yarayacağına eminim.Bekledi.Ve... Kendinizi tanıtırken ayağa kalkmayın olur mu? Maşallahınız var, hepiniz uzunsunuz. Gerek yok.Tekrar sırıttım.
Herkes kendini oturarak tanıttıktan sonra sıra bana geldi.
Deniz. Deniz Atay. Gözde öğrenciniz.dedim çarpık bir şekilde sırıtarak.
Aynı çarpık sırıtmayla karşılık verdi.Özgüvenin arşa değiyor Deniz. Zaman ilerledikçe göreceğiz bunu.''
Şimdiden o %10'luk kısımda olduğum için kendimi içimden sessizce tebrik ettim ve oturduğum yerde yayıldım. Bir hocayla sadece öğrenci-öğretmen ilişkisi kurarsan o sene bitmez arkadaş. Arkadaş bir hoca hayat kurtarır.
Sınıfın geri kalanı de kendini tanıttıktan sonra zil çaldı. Ayağa kalkıp sınıftan çıktım. Bora, Emre ve Berk arkamdan geldi. Kantine gidip masalara bakmaya başladım. Hepsi doluydu. Dokuz, yani çömez olmanın verdiği ezilmişlik duygusuyla da birilerini kaldırmanın imkansız olacağını biliyordum.
Dalgın dalgın düşünürken kantin sırasından bana çarpıp geçen bir kız gitti ve dolu masalardan birindeki tek boş sandalyeye kuruldu. Masadaki herkes kıza gülümsedi. Kız dikkatimi çok çekmişti çünkü kısaydı. 1.60 olabilir miydi? Daha az belki? Kıvırcık, kahverengi saçlarını çeken yanındaki çocuğun omzuna bir tane geçirdi. -
-
1.
0Soy isme şuku
-
1.
-
37.
+17Saatler 23:53 .. uyku candir. Uyku kandir. Yaşama sebebidir. Kimse uykusuz kalmasın. Herkese iyi geceler dostlar. Yarın görüşmek üzere. Rezleri alın yarın olaylar sıkıntılı : )
-
-
1.
+1Iyi geceler panpa
-
2.
+1Ya panpa hikayeyi öyle biyerde bıraktın ki beynimden vuruldum amk sosjsnsnsn
-
3.
+1en güzel yerinde kesmişsin be panpa ama seviyoruz seni bekliyoruz yeni partları
-
4.
-1Hadi uyan aq
-
5.
0Uyanmadınmı hala panpa
diğerleri 3 -
1.
-
38.
+16Evet, biliyorum. Güzeldi. Ve sinir bozucuydu. Bütün kurallarımı tek bir gün içinde yıkıp geçmişti ve bir fotoğrafa bakarken bile dalıp gitmeme sebep olmuştu. iç çekip hazırlanmaya devam ettim. Kahvaltıdan sonra kapıya çıktığımda Mert de yeni çıkmıştı.
Dün nerelerdeydin?dedi.
Birkaç arkadaşla tanıştık. Şehri gezdirmeye başladılar.dedim. Sırıttı.
iyi, sevindim.
Okuldan tanıdığın birileri var mı?diye sordum yürümeye başlarken.
''Sude'yi gördüm dün. Demir'le de konuştuk. Başka... Hah, Burak var. Bir de... Derin.''
Derin'in adını söylerken iç çekince kaşlarım çatıldı.
Hayırdır?dedim soğukça. Bir iç çekmeler falan?
''Derin'i seviyorum. Sanırım.''dedi gülerek. Boğazımı temizleyip önüme döndüm ve sebepsiz öfkemden kurtulmaya çalıştım. Ama öfkelenmiştim. Derin'in benim yanımda olmasını istiyordum. Mert'in ya da herhangi başka birinin değil. -
39.
+16Sahile gelmemle birlikte kafası güzel Derin'i görmem bir oldu. Sarhoşluk anlamında değil, bildiğiniz, kafası güzel işte. Güzel kafası olan. Anladınız?
Kalkabilmen ne büyük mucize,deyip sırıttı Derin aramızda bir metre varken. Mesafeyi hızla kapatıp yanaklarına yapıştım. Hunharca sıkarken Derin debelenmeye başladı.
Deniz! Ah! Hayvan! Bırak!
intikam hayatım, intikam.
Derin'in yüzü kıpkırmızı kesildi. Gözleri önce iri iri oldu, sonra da sağ sol oynamaya başladı. Ne dediğimi anca o zaman fark edebildim. Hayatım mı? istemsiz olarak sırıtmaya başladım. Derin'in darbelerine maruz kalmadığıma mı seviniyordum yoksa bu kelimenin ona ne kadar yakıştığına mı emin değildim.
Ne oldu?dedim arsızca sırıtmaya devam ederken.
Ne? Ne oldu? dedim abartılı bir şaşkınlıkla. Derin gözlerini sıktı. Küçülmüş gözleriyle beni bir süre süzdü.
Can sıkıntısı hayatım, can sıkıntısı.dedikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. Hayatım dedi! Bana hayatım dedi! -
-
1.
+1Panpa çok iyi gidiyor devam
-
2.
0Kafası güzel sisndndbd
-
1.
-
40.
+16''Ama sonra sen Derin'lik yaptın ve beni arkadaş haricinde göremedin. Başlarda hırstı sanırım. Hala emin olamıyorum. Ama insanın seni sevesi geliyor, Derin. Garip bir şekilde sevdiriyorsun kendini. Uzak kalmayı denedim ama bir taka yaramadı aslına bakarsan. Sonra senin düşüncelerini öğrendim. Aşk hakkındaki. Gerçek değil diye sevmiyordun kimseyi. Eh, ben gerçekmiş gibi hissediyorum ve sana da göstermek istedim Haklıyım bence.dedim gözlerimi kısarak. içten içe durumu sorguluyordum. DerinHaksızsın,dese ne olacaktı?
Kızma ama hala öyle düşünüyorum,dedi Derin gözlerini gökyüzünden ayırmadan.Bak, sen öğrenmeye başladığımı düşünüyor olabilirsin ama... Cidden Deniz. Sevmek zor değil mi? Birine nasıl güvenebilirsin ki?Ses tonu annesinden yeni bir bilgi öğrenmeye çalışan çocuk gibi çıkıyordu. Gerçekten merak ediyordu Derin.
Bunun nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok Derin. Öylece... Oluyor işte. Farkında bile olmuyorsun. Biri hayatına giriyor, ruhun duymadan önemli bir yere geliyor kalbinde. Soruna cevap vermeyi isterdim ama... Gerçekten bilmiyorum.'' Kalbim acıyordu. Ben öğrenmeye başladığını düşünürken, nasıl olur da aksini söylerdi? Nasıl hem bu kadar sevecen olup, hem de acımasızlığın sınırlarını zorlayabilirdi? Evet Derin acımasızdı. Sevgi dolu bir yüreği vardı ama çok çok fazla acımasızdı. Terazinin bir ucunda melekken, diğer ucunda şeytan olabiliyordu. Tek yapmanız gereken şey tersine gitmekti ve başınıza alabileceğiniz en korkunç belayı alırdınız. Ailesine veremediği sevgiyi arkadaşlarına veren kız. Aşık olmayan kız. Aşkı vıcık vıcık bulan ve bunu karşısındakine acımadan söyleyen kız. Derin'in özeti buydu. -
41.
+16Adımlarımı hızlandırıp Derin'e yetiştim. Suratımdaki istemsiz sırıtma hala duruyordu. Derin yüzüme gözlerini kısarak baktı ama bir şey söylemedi. Yürümeye devam ettik. Derin sonunda adımlarını yavaşlattığında, koruluk bir yerdeydik. Meşe ağaçları her tarafımızı sarıyordu ve yerde hiç kurumuş yaprak yoktu. itinayla temizledikleri çok belliydi. ileride küçük, şirin bir çay bahçesi vardı. Sandalye ve masalarının her biri farklı renkteydi ve gökkuşağını andırıyordu. Böyle bir yer gerçek olabilir miydi? Yani demek istediğim, onca rengi bir araya getirirken hiç üşenmemişler miydi?
Derin yüzümdeki afallamayı görmüş olacak, sırıtmaya başladı. Güzel, ha?dedi.
Güzel elbette ama ben üşenirdim şahsen.
Sınav haftasından sonra kahvaltı için buraya gelirim. Stres atmak için ideal,deyip sırıttıktan sonra çay bahçesine yürümeye başladı. Koca bir meşe ağacının altındaki açık mavi masaya oturduk. Derin'in sandalyesi pembe, benimki de turuncuydu.
Ee? Ne sipariş veriyoruz?dedi Derin. -
42.
+16Derin yapma, diye yalvardım. Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ama Derin beni dinlemedi.
''Teşekkür ederim Deniz. ilk gün kantinde gelip omzuma çarptığın için, salakça espriler yaptığın için, defalarca Mert'ten kurtardığın için, sarıldığın için. En önemlisi,deyip gözünden akan bir damla yaşı hızlıca sildi.Sevmeyi öğrettiğin için teşekkür ederim. Çok büyük bir iyilik yapmış olmalıyım. Başka türlü senin gibi biri benimle ilgilenmezdi. Çok fazla şükrettim. Bak, sakın yine egoistlik yapma ama senin bana hediye olarak gönderildiğini düşünüyorum.
Kapa çeneni,dedim başımı iki yana sallayarak. Gözyaşlarım dışarıya çıkmak için savaş veriyordu ama izin vermemek için direniyordum.
Eğer bunları sana söylemeden öl-
Kapa çeneni kuş beyinli! Bir şey olmayacak!diye bağırdım.Çeneni kapat. Yoksa yemin ederim oraya gelip ben kapatırım.'' -
43.
+17 -1Benden hoşlanmıyorsan uzak dur.dedi. Ah! Onu sevmediğimi düşünmüştü. Ve söz konusu herkes tarafından sevilen Derin ise bu çok büyük bir sorundu. Ama altta kalamazdım herhalde. Karşımdaki her ne kadar Derin olursa olsun.
Hoşlanmamak mı? Aslına bakarsan nefret ediyorum senden.dedim.
Gözleri kocaman açıldı. Cevap vermek için ağzını açtı, sonra hemen vazgeçti. Kafasını hızla çevirip dışarıyı izlemeye başladı.
Beynimi, mantığımı, kendinden taviz vermeyen huyumu gibeyim. Derin'in canını sıktığım için o kadar kötü hissediyordum ki! Ben?! Bir kızı üzdüm diye kötü hissediyorum. Ben! Derlerdi de inanmazdım. Hatta demezlerdi bile. Eski arkadaşlarıma göre Kalpsiz. Bu kalpsizin çok fazla sevgilisi olmuştu ama birini üzdüğü için hiç üzülmemişti. Bu şehre geldiğimden beri çok fazla ilk yaşıyordum ve bu canımı sıkmaya başlamıştı. Hızla servisten çıkıp eve girdim. -
-
1.
0Seri pampa
-
1.
-
44.
+16Şey... Aslında hiç gelmemişlerdi.dedim yavru köpek bakışları atarken. Derin ne dediğimi idrak edince yüz hatları keskinleşti. Gözleri öfkeyle parladı. Yavaş ama bir o kadar da sert adımlarla bana yaklaşmaya başladı. Ne yalan söyleyeyim, yutkunmadan edemedim. Bir anlık buhranla koşmaya başladım. Derin arkamdan Deniz! Buraya gel!diye çığlık atıp koşmaya başladı. Ağacın etrafında kuduz köpek misali koşturmaya başladık. Hunharca daire çiziyorduk. Kendimi kaptırmış olmalıyım, çünkü daire çizmeye devam ederken karşımda beni bekleyen bir adet Derin'i son anda gördüm ve olan hızımla ona çarpıp ikimizi birden yere düşürdüm.
Oha,dedi cılız bir ses. Ağırsın, öküz. Nerede olduğumun farkına varınca hızla Derin'in üzerinden kalktım.
Özür dilerim. Gerçekten. Yüzümü ateş basmıştı. Ünlü düşünür Burger King'in de dediği gibi 'Ateş beni çağırıyor'du. Ama bu durumda olan sadece ben değildim. Derin de karşımda kırmızının tonlarına bürünüyordu. -
45.
+16Oradan bakınca ayı gibi mi görünüyorum?dedim Derin'e eğilerek. Kafasını geriye çekti. Çenesini dikleştirip konuştu.
Pek çok şeye benziyorsun buradan.
O saniye içinde dehşete düştüm çünkü bu cümle kızların bana söyleyeceği son şey bile olmazdı. Harika olduğumu söylerlerdi -ki bu doğruydu- ama hemen yanımda oturan bu velet bana hiç böyle bir şey söylememişti. Hakaret etmek konusunda ısrarcıydı. Gün intikam günüydü. Gıkımı çıkarmadan önüme döndüm ve filmi izlemeye başladım. Birkaç saniye sonra Derin işaret parmağıyla kolumu dürtmeye başladı.
Deniz?diye fısıldadı. işaret parmağı hala kolumu deşercesine dürtüyordu. Omuz silkip filmi izlemeye devam ettim.
Deniz?diye fısıldadı tekrar. Özür dilerim.
Sırıtmamak için bütün irademi kullanmak zorunda kaldım çünkü, şey, bu ses tonunu kullandığında muhteşem oluyordu.
Deniz? Küserim bak? Küsüyorum? Üç? iki?diye fısıldadı çocuk gibi. Tam Bir diyecekken sağa dönüp yanaklarını sıktım.
başlık yok! burası bom boş!